0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Cennet Kuşları

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Cennet Kuşları

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Cennet Kuşları
Öğle vaktiydi, güneş hafiften kırpmıştı gözünü. Derken, cıvıl cıvıl bir ses tırmandı gökyüzüne:"Beni de yaz abi, beni de yaz bu seferkinde n'olur n'olur!.." Fatih'ti bu, yeni öyküsünde kendisine de yer vermesini istiyordu abisinden."Tamam, yazacağız seni de bir gün. Öyle hemen olmaz ki, ilham bu kardeşim..." İlham'ı da yaz, beni de..." Gülümsedi abisi... Cennet'in ipekten bir şalı olsaydı, yüreğine dolandığına inanacaktı Fatih'in. Öyle duruydu, öyle katıksız... Hayatın, en sevilesi yanı duruyordu şimdi karşısında. Bütün masumiyetiyle cevap bekleyen iki zeytin karası göz... "Gel buraya..." dedi abisi, kucağına aldı kardeşini, sarıldılar sıkı sıkı... "Hadi annemin yanına git sen, kim bilir ne güzel yemekler yapmıştır yine, karnını doyur, sonra babam gelince de camiye gideriz beraber, tamam mı?" "Tamam abi. Kur'an da okuyacak değil mi babam bize?" "Hı hı..." Koşarak gitti Fatih. Birkaç dakika içinde yemeğini yemiş; sokakta oyuna dalmıştı bile... Gazzeli bir ailenin küçük oğluydu Fatih. Beş yaşına girmemişti daha; ama rakamları sollayıp geçecek kadar zeki ve olgun bir çocuktu. Sürekli merakla bakan iri siyah gözleri, kulaklarının üzerine düşen saçları, geceyi bile uykusundan kaldıran cıvıl cıvıl sesiyle yalnız ailesinin değil; mahallesinin de göz bebeği olmuştu kısa zamanda... Annesinin sesiyle irkildi: "Fatih! Gel oğlum hadi, baban geldi, camiye götürecekmiş seni..." Koşarak gitti annesinin yanına. "Bak yine toza toprağa bulanmış ellerin. Hadi yıka da öyle gidin, hadi oğlum..." "Yıkamazsam n'olur anne?.." Yine soruyordu. Susmuyordu o heyecanlı gözler. Geleceğin büyük adamlarından biri olacağının müjdeleyicisiydi belki de bu parlayan kandiller... "Yıkamazsan, Allah, 'Fatih kulum benim karşıma elleri çamurlu çıkıyor.' der..." "Üzülür mü?" "Hı hı, üzülür tabii oğlum..." "Tamam hemen yıkıyorum anne, üzülmesin, ben O'nu çok seviyorum..." Koşa koşa gitti. Baktı annesi arkasından. Bu çocuk bir armağan olmalıydı kendisine. Şükretti oracıkta, 'onu armağan eden'e... Üç ay geçti aradan... Bir sabah, kanı çekildi güzel kentin. Hastalandı bir anda. Değişti... Artık öykü yazmıyordu Fatih'in abisi. Babası, gizli gizli okuyordu Kur'an'ını. Annesinin güzel yemekleri tek çeşitte sabitlenmişti uzun süredir. Fatih aynıydı, sorular soruyordu yine. En başta, bu kocaman tabancalı ve değişik konuşan adamlar neden gelmişti buraya? Neden biz korkuyorduk onlardan, neden sürekli insanlar ölüyordu? Biz ne yapmıştık onlara, Fatih ne yapmıştı? Gökyüzünü mü kıskanmışlardı ondan, yoksa nefes alışını mı? Soruyordu ama, bu kez cevap veren yoktu ona... Bir öğle vakti, endişeler içinde camiye gidiyordu üç beden... Babası, abisi ve Fatih... Fatih, evden çıkmadan, gıcır gıcır yıkamıştı ellerini. "Artık sokakta hiç oynamıyorum, ellerimi çamura bulamıyorum; ama yine de yıkayayım, üzülmesin Allah'ım." diyordu kendi kendine. Evden çıkmadan, istemsiz sarıldı, bağrına bastı annesi onu... Annesi, hep ağlıyordu artık... Öğle namazı... Her gün biraz daha boşalıyordu saflar. Fatih de fark etmişti; ama soramıyordu. Cevaplar yoktu artık. Kim bilir, belki de o çirkin adamlar öldürmüştü cevapları da... Babasıyla abisinin arasında duruyordu. Eğildi, rükua vardı, sonra doğruldu, derken secdeye... Sonra, sonra başını kaldıramadan bir gürültü koptu, yer yarıldı içine düşüyorum zanneti. Sonra karanlık, sonra bir ateş topu... Sıcak... Acı... Tanımlayamıyordu Fatih. Hareket edemiyordu, neler oluyordu, bilmiyordu... Bir daha hiç öykü yazmadı abisi. Fatih'i de yazamadı, İlham'ı da... Hiç Kur'an okumadı babası sonrasında. Annesi hiçbir zaman yapamadı o güzel yemeklerinden tekrar... Solukların kesildiği yerde, alev alev yanan ateşin çığlıkları arasında, inceden bir ses yükseliyordu gökyüzüne... Fatih... Minicik ellerini birbirine kenetlemiş, bir şeyler söylemeye çalışıyordu: "Anne... Annecim...Ben yıkadım ama... Ellerim... Kan oldu... Allah... Üzülür mü anne?.." Gamze Elif DİLBAZ

Ekleme Tarihi: 13.02.2009 - 23:34
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
nazli64 su an offline nazli64  
Fani dünya zalimlerin olsun bırakın oyalanadursunlar....

110 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.10.2006
En Son On: 11.10.2014 - 05:07
Cinsiyeti: Bayan 
Sağol kardeş duygu yüklü anlar yaşattın... Ne varki şu yanan yüreklerimizin tek tesellisi; bırakalım fani dünya zalimlerin kafirlerin olsun en fazla yüz yıl oyalanabilirler. Cennetse Fatihlerin olacak ebedi hayat ve Allahın rızası. Onlar kazandık sanıyorlar asıl ne büyük kayıpta olduklarını ahirette görecekler. Olsun Fatihlerin ellerinde kan. O kanlar Rabbime sunulan güller olacak ama Allahın adaleti tecelli edip KURUYACAK ELBETTE LEHEPLERİN ELLERİ.......
Ekleme Tarihi: 01.03.2009 - 20:47
Bu mesajı bildir   nazli64 üyenin diğer mesajları nazli64`in Profili nazli64 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Sizde sagolun kardesim
Bak RAB"bim Kur"anI kerimde ne diyor.

Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenlere müjdele.
Bakara 214

Sizden önce gelenlerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz?
Peygamber ve onunla beraber müminler: "Allah'ın yardımı ne zaman?"
diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı;
iyi bilin ki Allah'ın yardımı şüphesiz yakındır.
Al-i İmran 286

İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şahadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti
Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez.
Al-i İmran 92

Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsiniz.
Her ne sarf ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.
Al-i İmran 102

Ey inananlar! Allah'tan, sakınılması gerektiği gibi sakının, sizler ancak Müslüman olarak can verin.
Al-i İmran 160

Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur; eğer sizi yardımsız bırakıverirse, O'ndan başka size yardım edecek kimdir?
İnananlar yalnız Allah'a güvensinler.
Al-i İmran 186

And olsun ki mallarınız ve canlarınızla sınanacaksınız; hiç şüphesiz,
sizden önce Kitap verilenlerden ve Allah'a eş koşanlardan çok üzücü sözler işiteceksiniz.
Sabreder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bu üzerinde sebat edilecek işlerdendir.
Nisa 45

Allah, düşmanlarınızı çok iyi bilir. Allah size dost olarak da yeter, yardımcı olarak da yeter.
Nisa 48

Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğinde bağışlar.
Allah'a ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günahla iftira etmiş olur.
Nisa 144

Ey inananlar! Müminleri bırakıp kafirleri dost edinmeyin.
Allah'ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istersiniz?
Maide 87

Ey inananlar! Allah'ın size helal ettiği temiz şeyleri haram kılmayın, hududu da aşmayın,
doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez.
Maide 104

Onlara, "Gelin Allah'ın indirdiği Kitab'a ve peygambere uyun" dendiğinde,
"Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter" derler; ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?
En'am 39

Ayetlerimizi yalanlayanlar karanlıklarda kalmış sağır ve dilsizlerdir.
Allah kimi dilerse onu saptırır ve kimi dilerse onu doğru yola koyar.
En'am 50

De ki:"Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum,
ben ancak bana vahy olunana uyuyorum." De ki: "Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?"
Enam 116

Yeryüzündekilerin çoğunluğuna itaat edersen seni Allah yolundan saptırırlar.
Onlar ancak zanna uyarlar, sadece tahminde bulunurlar.
Enam 158

Onlar kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Rabbinin gelmesini mi, yahut Rablerinden bir takım mucizelerin gelmesini mi
bekliyorlar? Rabbinin bir takım mucizelerinin geldiği gün, bir kimse daha önce inanmamışsa veya imanıyla bir iyilik kazanmamışsa,
imanı ona fayda vermez. Onlara: "Bekleyin, doğrusu biz de bekliyoruz" de.
Enam 162

De ki: "Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi Allah içindir."
Araf 28

Onlar bir fenalık yaptıkları zaman, "Babalarımızı bu yolda bulduk, Allah bize bunu emretti" derler.
De ki: "Allah fenalığı emretmez. Bilmediğiniz şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?"
Araf 42

İnanan ve hayırlı iş işleyenler ki kişiye gücünün yeteceği kadar yükleriz işte cennetlikler onlardır, orada temelli kalacaklardır.
Tevbe 23

Ey inananlar! Babalarınızı, kardeşlerinizi küfrü imana tercih ediyorlarsa dost edinmeyin.
Sizden onları kim dost edinirse doğrusu kendine yazık etmiş olur.
Tevbe 24

De ki; "Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız, elde ettiğiniz mallar,
durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler sizce Allah'tan peygamberlerinden ve
Allah yolunda savaşmaktan daha sevgili ise, Allah'ın buyruğu gelene kadar bekleyin. Allah fasık kimseleri doğru yola iletmez.
Rad 28

Onlar inanmışlar, kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.
Nahl 116

Diliniz yalana alışmış olduğu için, "şu haram, bu helaldir" demeyin, zira Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz.
Allah'a karşı yalan uyduranlar ise, saadete şüphesiz erişemezler.
İsra 82

Kuran'dan inananlara rahmet ve şifa olan şeyler indiriyoruz. O, zalimlerin ise sadece kaybını arttırır.
Kehf 54

And olsun ki, Biz bu Kuran'da insanlara türlü türlü misali gösterip açıkladık. İnsanın en çok yaptığı iş tartışmadır.
Meryem 66, 67

İnsan: "Ben öldüğümde mi diriltileceğim?" der. Bir insan kendisi önceden bir şey değilken onu yaratmış olduğumuzu hatırlamaz mı?
Enbiya 16, 17

Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.
Eğlenme dileseydik, bunu yapacak olsaydık, şanımıza uygun şekilde yapardık; ama yapmayız.
Enbiya 35

Her can ölümü tadacaktır. Bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz. Sonunda Bize dönersiniz.
Hac 8, 9

Bilmeden, doğruya götüren bir rehberi olmadan, aydınlatıcı bir kitabı bulunmadan Allah yolundan saptırmak için büyüklük taslayarak
Allah hakkında tartışan insanlar vardır. Dünyada rezillik onadır, ona kıyamet günü yakıcı bir azabı tattırırız.

Hac 72

Onlara ayetlerimiz apaçık okunduğu zaman, inkar edenlerin yüzlerinden inkarlarını anlarsın.
Neredeyse, kendilerine ayetlerimizi okuyanlara saldıracaklar. De ki : "Size bundan fenasını haber vereyim mi?
Allah'ın inkarcılara verdiği ateş! Ne kötü bir dönüştür.
Müminun 78, 79, 80

Oysa, sizin için kulaklar, gözler ve kalpler var eden O'dur. Pek az şükrediyorsunuz.
Sizi yerde yaratıp yayan O'dur ve O'nun huzurunda toplanacaksınız. Dirilten de öldüren de O'dur.
Gece ile gündüzün birbiri ardından gitmesi de O'nun emrine bağlıdır. Düşünmez misiniz?
Furkan 43

Hevesini kendine tanrı edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?
Ankebut 2,3

And olsun, biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, "İnandık" deyince, denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar?
Allah elbet doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır.
Ankebut 64

Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler.
Rum 55

Kıyamet koptuğu gün suçlular (dünyada) çok kısa bir müddet kalmış olduklarına yemin ederler.
Böylece onlar dünyada da aldatıp haktan döndürülüyorlardı.
Lokman 34

Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru O indirir, rahimlerde bulunanı O bilir,
kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez.
Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır.
Yasin 74

Allah'ı bırakıp da, kendilerine yardımı dokunur diye, başka tanrılar edindiler.
Yasin 75

Oysa onlar yardım edemezler, ancak kendileri o tanrılara koruyuculuk için nöbet beklerler.
Sad 27

Göğü, yeri ve ikisinin arasında bulunanları boşuna yaratmadık. Bunun boşuna olduğu, inkar edenlerin sanısıdır.
Vay ateşe uğrayacak inkarcıların haline!
Zümer 3

Dikkat edin, halis din Allah'ındır; O'nu bırakıp da putlardan dost edinenler:
"Onlara, bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz" derler.
Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir.
Allah şüphesiz yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez.
Zümer 36

Allah, kuluna yetmez mi? Seni O'ndan başka şeylerle korkutuyorlar.
Allah'ın saptırdığını doğru yola koyacak yoktur.
Mü'min 57
Ekleme Tarihi: 01.03.2009 - 20:58
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1840 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sabrikucukseren (61), Simsek61 (41), dido (41), xserpilx (40), cezabel (52), ahmetcotur (49), ARES (60), alacali_sevim (59), mfilizfidan (41), CILGINPiLOT1 (46), sultan53 (48), ahunal31 (53), musavi (60), adem51 (50), omerpolat04 (35), Bayram-25 (51), ASK (38), medineyevaramad.. (35), Sinan_iht (38), banckal (39), sülü (39), islaminsesi (37), talhardty (52), mmy55 (42), allahbirdir (35), ismer (46), aykiz833 (41), batil (43), sedat1965 (59)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.90734 saniyede açıldı