 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
Dini sorularımız ...(alıntı) |
|
|
211 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 15.08.2006
|
En Son On: 20.11.2021 - 05:13
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Dini sorularımız
Ramazan ile birlikte gündemimiz de İslamileşti!
Din ile alakalandırılan her şeyin bileşkesi ortaya ramazan gündemini çıkartıyor.
Mesela Seda Sayan'ın programında eski diyanet işleri başkanı Süleyman Ateş ile kadınların adetli iken namaz kılması tartışılıyor. Sanırsınız ki kadınların cümlesi her daim beş vakit namazda bu sadece muayyen vakitlerinde namaz kılamamaktan muzdaripler, bu önemli mesele tartışma masasında tartışma hararetinden Süleyman Ateş stüdyoyu terk ediyor? Ya da bir kadınların cenaze namazı meselesi(kılsa ne olur -kılmasa ne olur)
Dini meseleler olarak ortaya sunulanlar gerçekte ne kadar gündemimizi oluşturuyor,
ya da hayatımızda anlamlı ve verimli bir yere oturuyor mu?
Yıllardır dini içerikli programların da yapımcılığını yaparım. Bu nedenle halkın soruları ile fazla muhatap olmuşluğum vardır. Hocalara gelen soruların çoğunluğu aşağı yukarı şöyledir.
“Abdest alırken kollarımı nereye kadar yıkamam lazım? Parmak aralarına su ne kadar girmeli? Namaz kılarken rükuda ne kadar eğilmem lazım? Evde banyo yaptığımız yer ile tuvalet bir arada olursa ne yapmamız lazım? Büyü var mıdır? Eşimin akrabaları bana büyü yaptı ne yapayım? Namazda hangi sureleri okumalıyım? Cinler ne kadar gerçek? Kur'an- belden şağıya koyabilir miyim? “
Bu çerçevede gelen soruların dini anlama ya da yaşama ya da algılama noktasında nasıl bir öneme sahip olduğuna da bir türlü akıl sır erdiremem. Her ramazanda medyada bu çerçevede cereyan eden tartışmaların da ortaya koyduğu toplumumuzdaki din algısının boyutlarına hayret eder dururum. Arada “müzik dinlenen kasette kur'an dinlenebilir mi” gibi akıllara ziyan sorular gelse de, halkın sorularına baktığımızda onların abdestin, namazın şekli unsurları ve büyü gibi meseleler ile meşgul olduğunu görürüz.
Dinin geri kalan kısmı özellikle ahlak kısmı ne yazık ki pek ilgi alanına girmez!
Kısa yoldan cennete girme reçeteleri, derde deva umutları içeren ziyaretlere gösterilen yoğun ilgide dini meselelerin en popüler konularını oluşturur hep.
Bin yılılk kültürel kodlarını inanılmaz bir şekilde neredeyse bir anda kaybetmiş bir kuşak ve torunları da Ramazan'da ki bu seyirliğe akıllara ziyan yorumlarla katkıda bulunur. İftar, sahur, imsak gibi her yıl 30 gün boyunca tekrar edilen kelimelerin anlamlarını bile hatırlarında tutamayan bu insanların hiç de dertleri ve ilgileri olmamasına rağmen bu meseleler üzerine sürekli yorum yapmaları da beni şaşırtır. Bazen kraldan çok kralcı olurlar, bazen de tamamıyla fransız.
Bilenin halide bilmeyenin halide ortada.
İşin en hayret verici tarafı da yıllardır aynı hocalar bu sorulara aynı cevapları verir durur. Ne halk aynı soruları sormaktan bıkar ne de hocalar aynı cevapları vermekten.
Ortada bir öğrenememe ya da anlatamama durumu varsa da bunun sebepleri meçhul?
Ne neredeyse bin yıldan öncesine dayanan müslümanlaşma tarihi ne de cumhuriyet sonrasına dayanan kısmi destekli din antipatisi durumu izaha yeterli değil.
Bu tartışmaların içinde sahiden tartışılması gereken meseleler ise sürekli savunma psikolojisini oluşturduğu alışkanlıktan bir türlü konuşulamaz.
Neredeyse iki yüz yıla yaklaşan modernleşme tarihinin içinde dine şekli müslümanlık üzerinden ya saldırıldığı için belki de savunma da hep şekli müslümanlık üzerinden olur. Şekli müslümanlık algısı ise dini mana ve anlamından uzaklaştırdığı gibi müslüman olmak ve müslüman görünmek arasındaki ayırım gündemimizden de kalbimizden de çıkar. Yoksulu gözetmeyen, zayıfa yardım etmeyen, zorbalığa boyun eğen, ahlakı üç beş davranış ile sınırlandıran bir güruh çıkar karşımıza .
İmaj dünyasında cennetin yolları da imajlar üzerinden tahayyül edilir?
Bir hadisi şerif “mümin mümininin aynısıdır” der?
Peki ya bugün bizim aynaya akseden resimlerimiz ne gösteriyor?
AYŞE BÖHÜRLER / 06 EYLÜL 2008 /yenişafak
|
Ekleme Tarihi: 06.09.2008 - 18:12 |
|
|
|
Moderator 1295 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 06.12.2004
|
En Son On: 19.03.2012 - 21:30
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Çok doğru, daha ciddi sorulara geçmeyelim diye mi her sene aynı soruları birileri sorup birileri cevaplıyor bilmiyorum ama artık bence de rahatsız edici bir hal almaya başladı bu durum..
|
Ekleme Tarihi: 07.09.2008 - 22:05 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (49), behlul (51), hatice57 (45), GaZZe (61), erveysel (62), Abdulkadir22 (32), samyeli13 (48), candeniz (25), balacan (55), abdulkadir (32), babam veben (56), askbumu (44), sahra_yagmur (38), halit42 (40), Babacan52 (57), gurbetcigenc (34), Fikret1972 (53), NuR_EFSAN (40), jopp777 (48), pempe1987 (38), Nur baçesi (29), seyhzadem (37), Mustafa Alptug (42), gunes_akca (36), KanKaZ (37), hsusal (73), olimp_ (46), ufkumuzvar (43), gakkosfatih (43), HIKKI (52), Selale1 (50), Yasin Tural (37), nebitdag (46) |
|
|
|
 |
|
|