0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » İSTANBUL'UN FETHİ; KURU BİR CİHANGİRLİK VAKASI DEĞİLDİR!

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
İSTANBUL'UN FETHİ; KURU BİR CİHANGİRLİK VAKASI DEĞİLDİR!

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Sultan Mehmet'in İstanbul halkına bundan sonrası için yapacaklarını bir fermanla duyurur:
'Savaş sonrası, işgal, tecavüz ve kötü muameleden korkarak saklanan, kaçan insanlar evlerine barklarına dönsünler. Herkesin malları, canları, ırzları koruma altındadır. Dininiz, mezhebiniz, milli örf ve adetleriniz, Osmanlı devletinin teminat ve garantisi altındadır.'
Yaşadığımız çağa baktığımızda, Sultan Mehmet'in insanlık ufkunu erişebilmek için daha çok mesafeler almamız gerekmektedir. Çağımızın Rusya'sı, ABD'si, Çin'i, İngiliz'ini gördükçe, Fatih Sultan Mehmet Han'ın ne büyük deha olduğunu daha iyi anlaşılıyor.
20. yüzyılın ilk yarısında, Türkiye'de uygulanan insan hakları ihlalleri, inançlara getirilen yasaklamaları gördükçe, Fatih'in çağlar üstü bir şahsiyet olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Bugün ülkemizde ve dünyanın birtakım ülkelerinde Laiklik adına inançlara getirilen yasakları gördükçe Fatih Sultan Mehmet Han'ın ne çapta adam olduğunu anlarken, bütün bunları yapanın 21 yaşında genç olması, ayrıca akıl sınırlarını zorluyor.
Fetihten sonra Bizans'ın ruhanileri toplanır ve Georgios Skolarios'u patrik seçerler. Bu Patrik aynı zamanda Ortodoksların cihan patriği unvanını almıştır. Din adamları heyeti, bu seçimi genç hükümdara arz ederler. Fatih Sultan Mehmet Han, Patrik seçimini onaylar. Bu hadise Batı'da duyulduğunda, tam bir deprem etkisi yapar. Nasıl yapmasın ki; o çağda Avrupa'da, Katolik olmayan Hıristiyanlar bazen diri diri, toprağa gömülüyor, bazen de yakılarak, öldürülüyordu. Batı'nın farklı inanca hiç mi hiç tahammülü yoktu. Endülüs Müslümanlarına karşı toplu katliamlar yapılıyor, diri diri ateşlere atılarak yakılıyorlardı. Böyle bir çağda bir Fatih çıkıyor, din ve inançlara özgürlük veriyor, hem de fethettiği bir beldede. O belde halkına kendi dini liderini seçme hakkı veriyor, seçilen dini lideri tanıyor ve tasdik ediyor.


* * *
1 Haziran Cuma günü Ayasofya'-da Cuma namazı kılındı. Şehrin manevi Fatihi Akşemseddin, Ayasofya'da Fatih Sultan Mehmet Han adına hutbe okudu.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'daki uygulamaları çağdaşlarını şaşırtmaya devam etmektedir. Galata semti, sulh ile teslim oldu, ancak savaşta Bizans'ın yanında yer almış, onlara her türlü yardımı yapmıştı. Fatih, Bizans'a verdiği garantiyi, Galata'da yaşayanlara da verdi.
Korkudan evlerini terk ederek kaçan Galata'lıların ev ve dükkânlarında sayım yapılır, tespit edilen eşyalar kayda geçirilerek ev ve dükkânlar mühürlenir. Fatih'in af haberini alan Galata sakinleri geri dönüp ev ve dükkânları teslim alana kadar mühürlü kalırlar.
Bu uygulama Fatih Sultan Mehmet Han'a aittir. Tarihte bir benzeri yoktur.


* * *
21 yaşında genç hükümdarın bunları nasıl yapabildiğini anlamayanlara hatırlatmakta fayda var 'fethedecek komutan ne güzel komutandır.' O güzel insan, kimsenin yapamadığını yaptığı için 'güzel komutan' olarak haber verilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet Han, şehirde hızlı imar faaliyeti başlatır. Yıkılan binalar ve iş yerleri yeniden yapılır. Bu arada top atışı ile yıkılan surlar, şehrin görüntüsünü bozmasın diye, tamir edilir. Bu çalışmalar esir alınan Bizans askerlerine yaptırılır. Fatih Sultan Mehmet Han, çalıştırılan esirlere, emeklerinin karşılığı olarak yevmiye verilmesini emreder. Bu yevmiye ile iş bitiminde bütün esirler esaretlerini satın alır. Kendi emekleri ila kazandıkları paralarla esaretten kurtulup özgürlüğe kavuşurlar. Bu uygulama Ortaçağı geleneklerini altüst etmiştir.


* * *
Bizans'ın fethinin Avrupa ve İslam âlemi üzerine çok farklı etkileri oldu. İslam âlemi İstanbul'un fethini bayram yaparak kutladı. Mısır'daki Abbasi halifesi bütün camilerde Türk şehitleri için Kur'an okutmuş, hutbelerde fethi öven ve müminlere duygulu vaazlar yapılmıştır.
Bizans'ın fethi Müslüman Türk milletinin tarihinin en önemli olaylarından biridir. İstanbul'un fethinin tarihin en büyük olayı olduğunu söyleyenler olduğu gibi, en büyük olaylarından biri olduğunu da söyleyenler olmuştur.
Şunu söyleriz ki; 'Hıristiyan batı açısından hiç şüphesiz tarihin en büyük hadisesidir.' Bizim içinde tarihin en büyük hadiselerinden biridir.
Bizans'ın fethinde dikkat çeken en önemli nokta Sultan Mehmet'tir. Şöyle bir soru sorulsa; Bizans'ı Yıldırım Bayezid fethetmiş olsaydı nasıl olurdu? Çok hayatı bir soru… Yıldırım Bayezid, üzerine düşseydi Bizans'ı fethedebilirdi. İstanbul'u fethetmiş olsaydı, fetih Hıristiyan batı için çok fazla bir şey ifade etmeyecekti. Dolayısıyla da batı için tarihin en büyük hadisesi olmayacak, Türk tarihi içinde, sıradan bir kahramanlık vakasından öteye geçmeyecekti.


* * *
Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki; İstanbul'un fethi, Sultan Mehmet ile anlam kazanmıştır.
Surları yıkacak başkaları olabilir mi? Olur.
Gemileri karadan başkaları yürütebilir mi? Yürütebilir.
Bir asker on düşman askeri ile çarpışabilir mi? Çarpışabilir.
Surlara çıkacak başka Ulubatlı Hasan'lar bulunabilir mi? Bulunabilir.
Salt kahramanlık duyguları ile bakıldığında, İstanbul'un fethinde sergilenen kahramanlıktan çok daha büyük kahramanlıkların ortaya konulduğu savaşlar olmuştur. Kutalmış'ın Pasinler de Bizans ordusunu perişan etmesi, Kılıç Arslan'ın 600 bin kişilik haçlı ordusunu, 20 bin kişilik ordu ile perişan ederek 50 bine indirmesi, Yıldırım Bayezid'in Niğbolu'da sergilediği kahramanlık, İstanbul'un fethinde elde edilen zaferden aşağı kalır değildir.


* * *
Üzerine durulması gereken husus Fetih ile Fatih'in, Sultan Mehmet ile de fethin anlam kazanmış olmasıdır. Sultan Mehmet Bizans'ı fethederek, batıyı Hıristiyan taassubu neticesi ortaçağ karanlığından kurtarmıştır. Bizans'ı Sultan Mehmet'in yerine Yıldırım Bayezid fethetmiş olsaydı, Batı Hıristiyan taassubundan kurtulabilir miydi? Batı gelişmeyi, atılımı gerçekleştirebilir miydi? Bu sorulara cevap bulmak oldukça zordur
Sultan Mehmet'in Bizans'ı fethettikten sonra, İstanbul'daki uygulamaları batıda tam bir şok etkisi yaptı. İstanbul bir vitrin olarak kullanıldı. Bizans batının sürekli irtibatta olduğu, bir uç kalesi gibiydi. İstanbul'da yaşanan bir olay çok kısa surede batıda yankı bulurdu.
İnanç olarak da batının gözü Bizans'ın üzerindeydi, çünkü önemli bir Hıristiyan mezhebinin merkezi buradaydı. Siyasi olarak batının gözü buradaydı, Hıristiyan Roma imparatorluğun başkenti olduğundan manevi ağırlığı büyüktü. Ekonomik olarak önemliydi, devrin dünya ticaretinde önemli bir yer sahibi olan Cenevizliler İstanbul'u ticaret üssü olarak kullanıyordu. Batı denizciliğinin önemli noktalarındandı.
Bu sebepten dolayı, Bizans batı için önemli, vazgeçilmezdi. Sultan Mehmet mesajını bütün dünyaya buradan verdi.


* * *
Sultan Mehmet'in yaptığı uygulamalara, o güne kadar görülmüş ve duyulmuş şeyler değildir. Batı, zaman içerisinde tedbir almazsa, büyük tehlike ile karşı karşıya kalacağı kaçınılmazdı. Bunu anlayınca, ilk tepkileri, daha öncede olduğu gibi Osmanlıyı güç kullanarak durdurmak yoluna düşündüler.
Papa bütün Avrupa kıtasına beyanname yayınlayarak, 'Müslüman Türkler için eline kılıç alan her Hıristiyan'a cennet vaat etti.'
Bu seferin maddi gideri için 'mukaddes harp vergisi' adı ile bir vergi türü icat ettiler. Papa savaş kararından başka 'sebep ne olursa olsun, bir Hıristiyan Müslüman'la irtibat kurarsa en ağır işkencelere uğratılarak öldürülecek' kararını alarak bütün devletlere duyurmuştu.
İslam dini ve Osmanlı tehlikesi ortadan kaldırılıncaya kadar, aralarında ki ihtilaflar rafa kaldırılacak, tek hedef tek düşman Müslümanlar olacak.
Bu kararlara uymayanlar, işkence ile öldürecektir.
Papa'lık aldığı bu kararların uygulama şansı olmadığını biliyordu. Ancak kendilerini ve kamuoyunu tatmin için başkada yapacakları bir şey yoktu. Alınan bir başka karar da 1454 yılında Bavyera'da bir toplantı tertiplenecek, bu toplantıya bütün Batı devletleri katılacaktır. (Öztuna, a.g.e. cilt 2, sh. 456)
Bunu da gerçekleştiremediler.


KUTLU PADİSAH, CENNETMEKAN FATİH SULTAN MEHMED HAN A, RAHMET, MİNNET VE SONSUZ DUA İLE...

Ekleme Tarihi: 29.05.2007 - 00:30
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1284 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62846 saniyede açıldı