0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Osmanlı’dan bugüne, bir yaklaşım söz konusu...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
pejocu su an offline pejocu  
Themenicon    Osmanlı’dan bugüne, bir yaklaşım söz konusu...

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 16.04.2006 - 23:17
Cinsiyeti: ----- 
Sevgili kardeşlerim,
Allah'a sonsuz hamd ve şükrederiz ki bir defa daha biraradayız. Sizlere ekonomik açıdan nerede olduğumuzun bir değerlendirmesini yapmak istiyorum. Siyaset; dışarının gözlerini diktiği, askersiz bir ekonomik işgalle “sömürge” yapmak istedikleri ülkemizi, geniş ölçüde sömürge haline getirmelerini mümkün kıldı.
Çok şey kaybettik... Evvelâ, Osmanlı’dan bu yana bir kimlik kaybı söz konusu... Osmanlı’dan bugüne, bir yaklaşım söz konusu... Dikkat edin ki; Türkiye'nin bütün kayıpları, batıya açılarak tahakkuk etmiştir. Gerileme Devri ve daha sonrasında her zaman onların tuzağına düştü Osmanlı... Biz, onlardan almaya başlamadan evvel onlar, bizden alıyorlardı.
Biz, Türk olmakla, Osmanlı olmakla şeref duyarız. Allah'ı tanımakla, O’nun Kölesi olmakla, kâinattaki en büyük şerefi duyarız. O şeref, Allahû Tealâ tarafından Bize, bahşedildi.
1299-1699, dört yüz yıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişme ve cihan hakimiyeti devresi... Altı yüz yıllık bir İmparatorluğun, dört yüz yılı zaferle, şanla donatıldı. Osmanlı, dünyaya adalet götüren bir Türk ülkesiydi. Öyle bir İmparatorluktu ki; inkıraz bulduğu zaman, biri de Türkiye olmak üzere, 28 tane ülke çıktı ortaya. O 28 ülkeden, Osmanlı’nın mirasına sahip olan sadece bizleriz.
Türkiye Cumhuriyeti!...
Ve mirası, 80 yılda mahvetmeyi başardık.
Mezarda atalarımızın kemikleri sızlıyor.
600 yıllık cihan hakimiyeti...
Ve 80 yıllık yeni bir idare tarzı...
Ve ülkemizin sömürge oluşu...
Kanla, askerle, savaş meydanlarında yapamadıklarını ekonomiyle başardılar. Türkiye, korkunç bir borç bataklığına saplanmış durumdadır. 2002 yılı sonunda, Gayrı Safi Milli Hasıla’nın (G.S.M.H) %151’ini geçen, iç ve dış borç yüküyle yükümlenmiştir. (1992 yılında bu rakam sadece % 17 idi.)
Hangi konuya bakarsanız bakın, her konuda, ülkenin menfaatine olan herşey, engellenmiş durumdadır. Bugüne gelinceye kadar, yüzlerce elektrik enerjisi üretme projesi verilmiş ve bürokrasi, bunları evelemiş gevelemiş ve tatbikata sokmamıştır. Bütün işler, tam olacakken hazine garanti vermekten kaçmıştır. Baştan, “vereceğim” diyerek yabancı firmalardan teklifler alınıyor, sonra hazine diyor ki “ben garanti vermem.” Böylece yüzlerce proje sürüncemede kalmıştır. Türkiye, bir enerji darboğazının içindedir ve devamlı elektrik kesilmeleri olmaktadır. Türkiye'de çok büyük ölçüde enerji kaçağı vardır. Ahlâk öylesine bozulmuş ki; elektrik saatlerinde hileler yaparak; ya devlete para ödemeden, saatlerin ötesinde enerji kullanıyorlar ya da enerji saatlerini, kendilerine göre metotlarla lehlerine çalışır bir şekle büründürüyorlar.
Her tarafta bir ahlâksızlık furyası, bütün boyutlarıyla ülkeyi sarmış durumdadır. Çeklerin ve senetlerin %70 ile 80 arasındaki bir bölümü ödenmiyor. Çeklerini ödemeyenlerin hapse atılması olayı da artık tarihe karıştı. Neden mi? Galiba hapishanelerde yer yok... Anlattıklarımız, içimizi de, dudaklarımızı da kurutuyor. Her tarafta kurulları kurmuşlar ve ülkenin kanını sülük gibi emiyorlar. Türkiye, kendi kalkınmasını sağlayacak olan potansiyel kaynakların hepsine sahiptir. Zaten bu yüzden sömürge edilmek isteniyor. Bu yüzden Türkiye, bir büyük handikabın içindedir.
“Bor” madeninin bir tek otomobil alanında kullanıldığını düşünün... Bor mineraline hidrojen emdirildiğinde elde edilen borhidrür, otomobillerde kullanıldığında; havayı kirletmeyen, benzinden çok daha az yer kaplayan ama çok daha uzun kilometrelerce arabayı götürecek olan, yeni bir kaynak devreye sokulmuş olur. İstediğiniz kadar... Dünyanın dörtte üçü su... Bu suyu analiz edeceksiniz; bir taraftan oksijen, bir taraftan da hidrojen çıkacak. Hidrojeni bora emdireceksiniz. Borhidrürlerle deponuzu dolduracaksınız ve aynı miktarda benzin alan bir depodan, çok daha uzun bir menzili, rahatlıkla, çevre kirlenmesine müsaade etmeyen bir yakıtla aşabileceksiniz.
Allahû Tealâ, bu hazineyi Türkiye'ye lâyık görmüş ve bu devirde ortaya çıkmıştır.
Fırat yatağında bulunan altınları, bu ülkeye lâyık görmüştür...
Petrol denizini, bu ülkeye lâyık görmüştür...
Toryumu, bu ülkeye lâyık görmüştür...
Dünyanın en büyük BOR yataklarına bu ülkeyi sahip kılmıştır. Bunların hepsi bizim ülkemizde, kullanamadığımız kaynaklardır. Ama rüzgârlar eser geçer, sular akar geçer ve biz sadece bakarız. Ülkemizin zenginliklerinin acaba ne zaman farkına varırız dersiniz? Allah'ın bize verdiği bedava şeylerin, ne zaman farkına varırız da, onları ülkemiz için kullanmaya başlarız dersiniz?
Hep ümitle bekledik, ne zaman siyaset birtakım dürüst adamları iş başına getirebilir diye. İşte Allahû Tealâ, bu mükâfatı Türkiye'ye verdi. Şimdi iktidarda dürüst insanlar var. Allah'a sonsuz hamd ve şükrederiz. Düşünce yapısını henüz ülkenin menfaatine döndürememiş insanlar olabilir aralarında ama onların da ahlâklı olduğundan kesin olarak eminiz.
AHLÂK, OSMANLI’DAN SONRA KAYBETTİĞİMİZ EN BÜYÜK DEĞERDİR.
BUNU HİÇ UNUTMAYIN!
Eğer bir ülkede senetlerin de, çeklerin de %70’den fazlası ödenmiyorsa, sadece İstanbul adı verilen ilimizde günde 5 binden fazla çanta kapma olayı oluyorsa, o zaman hangi ahlâktan bahsediyoruz? Etik değerler, bütünüyle tarihe karışmış, Osmanlı’da kalmıştır.
Sevgili kardeşlerim, bir bakanımız Kemal Derviş’in ekonomik politikasının en güzel olduğunu söylüyorsa, bunu onun dürüstlüğüne engel olabilecek olan bir standart olarak asla görmüyoruz. Bu bir yanlıştır. Ama kardeşimizin ekonomik düşüncesi o olabilir. Bir gün inşaallah Allahû Tealâ, Bize karşılaşmayı nasip eder de ona bu söylediklerimizi anlatırız veya ona bu yazıyı göndeririz. Kendisi de hakikatlere daha yakından bakmak imkânını bulur. Ama A’dan Z’ye bu insanlar, ülkelerine ihanet etmeyecek olan insanlardır, bu insanlar dürüst insanlardır. Onlar, Allahû Tealâ'nın Bize, bu ülkeye bir hediyesidir. Onların kıymetini bilelim. Bizim gibi düşünmeyenler de, ahlâk açısından, söylediklerimize hiçbir itirazda bulunamazlar. Eğer Türkiye'de bugün elektrik enerjisi, dışarıdan ithal edilen doğalgazla, dünyadaki en pahalı enerji şeklinde üretiliyorsa, bunun vebali vardır. Eğer yüzlerce proje, hidroelektrik santrallerden elektrik elde etmek üzere veriliyor da, bürokrasi onların oyalanmasına, ülkeye faydalı hale gelmesine engel oluyorsa, bunun arkasında o insanların vebali vardır. Eğer rüşvetler dönüyorsa her tarafta, İsviçre bankalarına paralar yatırılıyorsa birtakım insanların adına, onların vebali vardır... Bunlar perde arkasındaki olaylardır. Detaya girmeyeceğiz... Bunlar herkesin bildiği gerçeklerdir, o kadar. Hesap o gündür, kıyâmet günü Allah'a verilir. O zaman bunların hesabını onlar ödemek mecburiyetinde kalacaklardır. O zamanki pişmanlıklarını görmenizi isterdik, sevgili kardeşlerim.
Meselemize yakından baktığımız zaman, her alanda istismar, kötüye kullanma, ihmal görüyoruz. Her alanda rüşvetler, irtikap, yolsuzluklar görüyoruz. Bu, geçmiş iktidarların devamı boyunca hep böyle oldu. Bu kadro, dürüst bir kadro ama dürüst olmak herkesin dürüst olması anlamına gelmiyor. İş başına gelen iktidardakiler, dürüst insanlar olsa bile, kadronuzdaki bütün kilit elemanları değiştiremezsiniz. İhanet edenler, gene oralarda duruyorlar. Gizli gizli bu mekanizmaları işletmeye çalışanlar, elbette var olacaklardır. Ama onlar bu kadronun içinde olmayanlardır... Birçoklarını yakından tanırız. Güvenimiz tamdır. Öyleyse bu geleceğe dayalı bir ümittir. Dürüst insanlar artık işin başındadırlar ve bu yüzden birçok insan tarafından ağır tenkitlere uğramaktadırlar. Arkasında bu meziyetleri var. Eski iktidarlar boyunca hiç yatırımlardan bahsetmeyen birtakım insanlar, bugünlerde yatırımlardan bahsetmeye başladılar. Yıllardır, Biz söyleriz “yatırım, yatırım, yatırım” diye de, bir TÜSİAD başkanı çıkıp yatırımlardan hiç bahsetmezdi. Kemal Derviş ne diyorsa onun söylediklerinin aynını tekrar ederlerdi. Şimdi yatırımlardan bahsediyorlar. Bir TOBB başkanı, o da aynı standartlarda... Hiç yatırımdan bahsetmezken, şimdi yatırımlardan bahsediyorlar. Sevgili kardeşlerim, kaç kişiyiz şurada eskilerden?… Bütün kâğıtlar açık oynanıyor. Gazeteler ortada. Eskiden ne dedikleriyle, şimdi ne dediklerini ve o devre boyunca Bizim feryatlarımızı karşılaştırın.


Bu mesaj 2 kez ve en son pejocu tarafından 05.03.2006 - 08:54 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 05.03.2006 - 08:53
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1296 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56866 saniyede açıldı