0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Kuran'i Kerimin yazılması

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Sohrab su an offline Sohrab  
Kuran'i Kerimin yazılması

1 Mesaj

Kayıt Tarihi: 26.06.2004
En Son On: 07.02.2007 - 22:29
Cinsiyeti: ----- 
Selamun Aleykum

Beni bir konu çok ilgilendiriyor. Kur'ani Kerimin yazılması konusunda sorum var. Allah rizası için bir doğru bilen varsa ispatlasın.
1.Kuran'i Kerimdeki sureler ayetler vahiy olarak peygamber efendimize geldikten sonra yazılı olarak kaydedilmişmiydi ? Kaydedilirken şahitler varmıydı.
2. Kuran'i Kerimdeki surelerin sırası vahiy sırasına göre değildir onları peygamber efendimiz Allahu Tealanın ona verdiği keramete göre sıralamıştır.
3. Peki o zaman Hz. Osman devrinde Kuran'i Kerim nasıl kitap haline getirilmiştir ? Yani peygamber efendimiz sureleri nasıl sıralamıştır ?

Assalamu Aleykum ve Rahmatullah
Ekleme Tarihi: 13.04.2005 - 16:14
Bu mesajı bildir   Sohrab üyenin diğer mesajları Sohrab`in Profili Sohrab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yoktan su an offline yoktan  
Kuran-ı Kerim Allah'ın koruması ile kıyamete kadar bakidir..

1227 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.11.2003
En Son On: 16.03.2009 - 10:55
Cinsiyeti: Erkek 
aleykum selam kardesim..

Alıntı
1.Kuran'i Kerimdeki sureler ayetler vahiy olarak peygamber efendimize geldikten sonra yazılı olarak kaydedilmişmiydi ? Kaydedilirken şahitler varmıydı.


Kuran ayetleri inmeye basladıgı ilk günden itibaren yazılmaya başlamıştır.. Peygamber Efendimiz inen her ayeti vahiy katipleri aracılığı ile yazıya aktattırmakta idi.. sadece inen ayetleri yazıya aktarmakla görevli vahiy katipleri vardı.. ve bu katipler Allah Rasulu'nun bildirdiği her ayeti eksiksiz olarak yazmakta idi.. kaydedilirken şahitler varmı derken neyi kastediyorsunuz bilmiyorum ama Allah Rasulu kendisi zaten sahitti yazılanlara.. ve tek bir katip değil birden fazla katip vardı ve hepsi aynı ayeti yazıp daha sonra karsılastırıyorlardı..


Alıntı
2. Kuran'i Kerimdeki surelerin sırası vahiy sırasına göre değildir onları peygamber efendimiz Allahu Tealanın ona verdiği keramete göre sıralamıştır.


evet.. bu dogru.. Kuran'daki sıralama vahiy sırasına göre değildir.. ancak bu Kuran'ın hatalı ve yanlış oldugunu göstermez.. bu sıralama da bizzat Allah tarafından Peygamber Efendimiz'e iletilmiştir.. Hangi ayetin hangi surede olacagıda Allah'ın vahyi ile gercekleşmiş ve Kuran bu sıraya göre yazılmıstır..


Alıntı
3. Peki o zaman Hz. Osman devrinde Kuran'i Kerim nasıl kitap haline getirilmiştir ? Yani peygamber efendimiz sureleri nasıl sıralamıştır ?


yukarıda da dediğimiz gibi Kuran Peygamber Efendimiz'in kişisel kanaati ile değil Allah'ın vahyi ile sıralanmıştır.. ve Allah Rasulu Allah'tan aldıgı bu sıralamayı vahiy katiplerine iletmiştir.. yani Kuran ayetlerinin sıralanması vahiy ile olmustur..

ayrıca Kuran Hz Osman devrinde değil Hz Ebubekir devrinde vahiy katibi Zeyd b. Sabit'in başkalıgında iki kapak arasına alınıp tek kitap haline getirilmiştir.. Hz Osman zamanında bu kitap çoğaltılarak devrin islam baskentlerine gönderilmiştir..

Şunu bilmek gerekir ki Kuran inişinden bugüne kadar Allah tarafından korunmuştur ve tek bir kelimesinde dahi yanlış ve hata ve değiştirme yoktur.. ve kıyamete kadar Allah'ın koruması devam edecektir..

Allah bunu Kuran'da vadediyor..

selam ve dua ile

gül

*****

Şamil İslam Ansiklobedisinde Kuran'ın toplanması konusu:

Kur'ân'ın Toplanması:

Ashab-ı Kiram, Hz. Peygamber (s.a.s)'in sağlığında Kur'an'ın bütününü yazmıştır. İnen her âyeti bizzat Hz. Peygamber tarafından vahiy katiplerine okunur, onlar da yerlerine yazarlardı. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s), nâzil olan âyetlerin ashabı tarafından ezberlenmesini yeterli görmemiştir. Çünkü onları ashabından ne kadar çok kimse ezberlemiş olursa olsun, hafıza, daima unutkanlık illetine maruz kalabilecek olan bir yetenektir ve belirli bir zaman için çok güçlü olsa bile, sonradan bu gücünü ve dolayısıyla güvenilir olma vasfını yitirebilir. İşte bu sebeble Hz. Peygamber, vahyi ezberleyenler yanında, onu bir de yanlışsız olarak yazabilecek kâtipler edinmiş ve kendisine bir âyet nazil olduğu zaman, onu bu katipler aracılığıyla yazdırmıştır. Hz. Ebu Bekir, Ömer b. Hattab, Osman b. Affân, Ali b. Ebî Tâlib, Zubeyr b. el-Avvâm, Ubeyy ibn Ka'b, Zeyd b. Sâbit, Muâviye b. Ebî Süfyan, Muhammed b. Mesleme, Eban b. Sa'd, Hz. Peygambere vahiy katipliği yapan sahabilerden bazılarıdır.

Kur'an-ı Kerim, Hz. peygamber devrinde bizzat vahiy meleği ve Nebi (s.a.s)'in birbirlerine karşılıklı okumaları ve de sahabilerin ezberlemesiyle korunmuştur. Ancak Hz. Peygamber' in sağlığı müddetince devam eden vahyin bütün bir kitabta toplanmasına imkân yoktu. Çünkü vahyin Hz. Peygamberin ölümüne kadar devam ettiği bilinmektedir (Buharî herrid-i Sarih, XI, 228) Hz. Peygamber'in vefatından dokuz gün öncesine kadar devam eden vahiy Onun vefatıyla son buldu. Böylece Kur'an inen son âyetle tamamlanmış oldu.

Yüz on dört sûre, altıbin altıyüz altmış altı âyetten müteşekkildir.

Kur'an sûreleri bazen bir bütün olarak bazen de bölümler halinde indirildi. Bazı sûreleri Mekke'de inmesi dolayısıyla "Mekkî", bazıları Medine'de indirildiklerinden "Medenî" diye nitelendirilmiş ve yirmi iki yılda tamamlanmıştır.

Vahyedilen bütün sûrelerin hafızlar tarafından ezberlenmesi, kemik, tahta, papirüs, deri ve kiremit inceliğindeki pişirilmiş tuğlalara yazılmak suretiyle korunmuştur.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in vefatını takip eden Yemâme savaşlarında yetmiş kadar hafız (kurrâ)'ın şehid düşmesi müslümanları telâşa düşürmüştü. Hz. Ömer de hafızların toplanması için halife Hz. Ebu Bekir'e başvurarak konunun görüşülmesini istemişti. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekr, Zeyd İbn Sâbit başkanlığında toplanan Abdullah b. Zübeyr, Sa'd b. Ebi Vakkas, Abdurrahman b. Haris b. Hişam'ın da bulunduğu büyük bir komisyon tarafından Kur'an sahifeleri Mekke lehçesi esas alınarak bir araya getirildi (Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, çev. Salih Tuğ, İstanbul 1980, III, s. 761).

Hafız ve kâtib olan Zeyd b. Sâbit, Hz. Ebû Bekir'in talimi, Hz. Ömer'in yardım ve gözetimi altında, elinde yazılı Kur'an metni olan herkesin bu metinleri getirmesini ve getirirken de ellerindeki metinlerin bizzat Hz. Peygamberden yazıldığına dair iki güvenilir şahid gösterilmesi istendi. Böylece bütün metinler toplanarak bir araya getirilmiş ve Kur'an-ı Kerim'in aslî nüshası yazılarak halife Hz. Ebu Bekir'e teslim edilmiştir. Zeyd b. Sâbit'in çalışmalarıyla ortaya koyduğu bu aslî nüshaya "İmam Mushaf" adı verilmiştir. Abdullah b. Mes'ûd'un teklifiyle iki kapak arasında "İmam Mushaf" üzerinde yapılan danışma ve görüşmeler sonucunda bunun üzerinde her hangi bir noksanlık görülmemiş ve güvenirliği konusunda ittifak sağlanmıştır. Böylece Kur'an-ı Kerim her hangi bir tahrifata uğramadan "Mushaf" haline getirilerek aynı mushaftan çoğaltılan mushafların ana kaynağını teşkil etmiştir.

Hz. Ömer devrinde Kur'an öğretimine hız verildi. Gerek Medine'de gerekse sınırları günden güne genişleyen İslam Devletinin diğer merkezlerinde en sıhhatli kaynak olan hâfiz sahabilerin öğretmen ve gözetmenliğinde pek çok hâfız yetiştirilmiştir. Fakat zamanla fetihlerin hız kazanması ve yeni fethedilen yerlerde ortaya çıkan kavim ve kabilelerin müslüman oluşu farklı şive ve lehçelere göre okuyuş ayrılıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu durum M.648'de Ermenistan ve Azerbaycan fethinde Şamlı ve Iraklı askerlerin yan yana gelmesi ile farklı okuyuşların su yüzüne çıkmasını sağladı. Bu tartışma ortamının daha fazla büyümesine engel olmak için Huzeyfe b. Yemân, Halîfe Hz. Osman'a başvurarak bu durumun düzeltilmesini, ihtilafın ortadan kaldırılmasını istedi. Bunun üzerine Halife Hz. Osman, Rasulullâh'ın diğer ashabı ile de istişare ederek, İslâm dünyasında yalnızca Hz. Ebu Bekr'in emriyle derlenmiş olan onaylı Kur'ân mushaflarının kullanılmasını ve bir başka lehçe yahut ağız ile yazılmış tüm diğer nüshaların kullanılmasının yasaklanmasını kararlaştırdı. Hz. Osman bir önlem olarak da gelecekte herhangi bir kargaşa yahut yanlış anlamaya meydan vermemek için diğer tüm nüshaları yaktırarak ortadan kaldırma yoluna gitti. Hz. Ebû Bekir zamanında yazıları İmam Mushaf, Hz. Ömer'in ölümünden sonra kızı ve Peygamberimizin hanımı Hz. Hafsa'ya geçmişti. Hz. Osman zamanında bu nüshadan çoğaltılan mushafların yedi nüsha olduğu söylenir (Muhammed Hamidullah, a.g.e., II, s.763). Bunlar Medine, Mekke, Şam, Kûfe ve Basra'ya gönderilerek müslümanlar arasında çıkabilecek farklı okuyuşlar önlenmiş oldu. Hatta Hz. Ali'nin Hz. Osman için "Eğer Osman (r.a) Kur'an'ın tek kitap halinde toplatılarak çoğaltılması işini yapmasaydı ben yapardım" dediği bilinmektedir.

Kur'an-ı Kerim Fatiha sûresi ile başlayıp Nâs sûresi ile son bulmuştur. Ondört yerinde tilâvet secdesi yer almaktadır (el-A'raf, 19/58; er-Râd, 13/1; en-Nahl, 16/50; el-İsra, 17/107; Meryem, 19/58; el-Hacc, 22/18; Furkan, 25/60; en-Neml, 27/25; es-Secde, 32/15; Sad, 38/24; Fussilet, 41/37; en-Necm, 53/62; İnşikâk, 84/21; Alâk, 96/19). Bunlar okunduğunda tilâvet secdesi yapmak vacibdir.

Hz. Osman (r.a) tarafından değişik vilâyet merkezlerine gönderilen nüshalar asırların geçmesiyle kayboldu. Günümüzde halen onlardan bir tanesi İstanbul Topkapı müzesinde; bir diğer tam olmayan nüshası Taşkent'te bulunmaktadır. Çarlık Rus hükümeti onun faksimile ile röprodüksiyonunu (fotoğraf veya fotokopi ile tam kopyasını) neşretmiştir. Şu anda dünyanın her yanında okunmakta olan Kuran'larla Taşkent'teki Kur'an arasında tam bir benzerlik, aynılık sözkonusudur. (Muhammed Hamidullah, İslam'a Giriş, Ankara, t.y, s.41; M. Hamidullah, İslâm Peygamberi, II, s. 763).

Hz. Ebû Bekr'in (ö. 13/634) halifeliği sırasında Kur'an-ı Kerîm toplanıp iki kapak arasında kitap haline getirilince, uygun bir isim aranmış, Abdullah b. Mes'ud'un (ö.32/652) "Habeşistan'da bir kitap gördüm, ona Mushaf adını vermişlerdi" demesi üzerine, halife tarafından bu isim uygun bulunmuştur (Celâleddin es-Süyûtî, el-İtkân f F Ulûmi'l-Kur'ân, terc. Sakıp Yıldız, H. Avni Çelik, İstanbul 1987, I, 124). Mushaf; sayfalardan meydana gelmiş kitap anlamına gelir.


Bu mesaj 4 kez ve en son yoktan tarafından 13.04.2005 - 20:29 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 13.04.2005 - 19:09
Bu mesajı bildir   yoktan üyenin diğer mesajları yoktan`in Profili yoktan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1609 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
zeyno_47 (39), hilye82 (43), savasr (62), remo43 (47), sade bir kul (52), nergisan (54), yasemin** (33), GencSair (35), GÜLE ASIK (41), isce_lee (40), M_Sahin (43), hendekk (43), @dem (40), selam2004 (45), Eslem-Nezir (51), bedirhan_85 (40), Mystiiq (47), siradisiadamNL (55), ulku_84 (41), selinkülünko&et.. (35), zanahocaoglu (51), cündüp76 (49), furkan_79 (46), bulent.gndz (49), 25dadas (67), ALiSerhat (44), ihvan (56), ikraoku (48), lahza (41), suayipdangir (46), enidemm (44), aozlu (47), ccxxxcc (51), isarirfan (44), Talib (47), mikatmahali (54), dumangozlum (42), ayozde (46), Muslim.1 (40), shakespeare (49)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72841 saniyede açıldı