|
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
BİR DİLEK TUTMUŞTU ÇÖLLER SENİ MÜJDELEMİŞTİ MELEKLER. |
|
|
Moderator 4254 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 04.06.2007
|
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
BİR DİLEK TUTMUŞTU ÇÖLLER SENİ MÜJDELEMİŞTİ MELEKLER...
Vehb kızı Amine'ye; "Sen bu ümmetin efendisine hamilesin. O doğup yeryüzüne geldiği zaman onun adını Muhammed koy" demişlerdi.
Âmine'nin karnından öyle bir nur çıkmıştı ki, Basra'nın köşkleri görünmüştü. Babanız Abdullah gibi bizler de, bu kutlu doğuma şahit olamamıştık.
Seni müjdelemişti günler...
Rebiü'l-Evvel ayının on ikinci gecesi, günlerden Pazartesi... Sen gelmiştin dünyaya... Şefkati eksik olanlara müjdeydi gelişin... Mazlumların ve mağdurların sesiydin sen... Senin yokluğunda gülistana uğramaz olmuştu bülbüller... Geceler yaslıydı. Gündüzlere güneş vurmamıştı. Gelişinle Lat, Menat, Hubel ve Uzza'nm hükmü kalmamıştı. Yüreklerdeki bâtıl görüntüler kalkmıştı gelişinle... Önce içimizdeki putları yıkmayı öğrettin bizlere... Doğru hayatları yaşamak adına, yanlış olanları silmek ve karalamak adına başlamıştı her şey... Boğucu kuraklıklar sevginin bereketiyle yeşermişti.
Kıtlık yılıydı... Çocuklar açlıktan ağlıyordu. Develerin memelerinden bir damla süt çıkmıyordu. Halsiz ve çelimsiz olan Halime de düşmüştü yollara... Mekke'ye geldiklerinde kadınlar kendilerine arz edilen "sen"den yüz çevirmişlerdi. Sen yetimdin diye Efendim... . Himayesizdin diye... Seni almadan
Mekke'den ayrılmamaya yeminli Halime basmıştı seni bağrına... Seni kucağına aldığında göğüslerine dilediğin kadar süt dolmuştu. Seni almak istemeyen sütannelerin katarları yolda kalmış, yaralanmıştı rüyaları... Hicaz yaylasında henüz kundaktaydın Efendim. Sütkardeşin de süt emebilsin diye, sadece sütannenin bir göğsünden emerdin. Diğer göğsü denemek için sana verdiklerinde dudaklarını sımsıkı yumardın.
Adaleti, bize sen öğrettin Efendim. Başkalarının hakkını yememeyi... Senin bereketinden nasibini alıyordu her şey... Çöller bir dilek tutmuştu. Develer, oğlaklar ve Halime'nin çocukları... Bir dilek tutmuştu yer ve gök... Bir dilek tutmuştu kokunu senden alan güller... Bir dilek tutmuştu çobanlar otlaklarda...
Seni müjdelemişti kelimeler... Kutlu olana adanmıştı sözcükler... İbrahim'in davetiydin sen... İsa'nın müjdesi... Dudaklarımızda unuttuğumuz tebessümdün sen... Buz tutan duygularımıza düşen cemreydin Efendim... Heceler muttasıl sana koşardı. Sevdalara kurulu salıncaklarda sallanmayalı ne .çok olmuştu oysa! Şer olanda gizlenilen hayrı anlamayalı... Acılarımızın üstünü hangi renkle boyamalı?
Hani sütkardeşinle kuzuları otlatırken üzerinde beyaz giysiler olan iki adam gelmişti yanma... İçi karla dolu altın bir leğenle senin göğsünü yarıp kalbini çıkarmışlardı. İçinden siyah bir kan pıhtısını çıkararak atmışlar, için temizlenene kadar karla yıkamışlardı seni... Sonra seni, ümmetinden on kişiyle, yüz kişiyle, bin kişiyle tartmışlardı da, sen hepsinden ağır gelmiştin. Bizim içimizin pas tutmuş karaltılarım göz-yaşlarımız bile temizleyemezdi. Müteaddit hüzünler sarmıştı dört yanımızı...
Cismimiz bize yabancıydı. Ruhumuz bedenimize hapis... Gaflet içinde uyandığımız sabahlar bizden alacaklıydı. Ab-ı hayat pınarları kurumuştu çoktan... "Kaldır bizi ağır uykularımızdan" diye Efendim. Çetelesi tutulmuş mahkumiyetimizi felaha kavuştur diye yaşamışlığına ve yaşanmışlığına özendik.
Altı yaşındayken annen Âmine ile Neccaroğulları'ndan dayılarını ziyarete gitmiştiniz. Hasta annenin yanında ağlarken biz daha tanımamıştık gözyaşını... Mekke'ye dönerken Ebva yakınlarında annen ölmüştü. Şimdi öksüz de kalmıştın. Baba sevgisinden mahrum, anne kokusundan ve okşamasından yoksun olarak deden Abdulmuttalib'in evine, Mekke'ye gelmiştin... "Her Şeyin Sahibi" olana teslim, yarınlara karşı mütevekkil, zor zamanlara karşı sabırlıydın.
Seni müjdelemişti güller... Hepsi sen kokardı. "Rüyalarımız sana ayarlı olsun" diye yatardık uykularımıza... Benliğimiz, karanlıklarda kaybolan uykularımızın en ulaşılmaz yerindeydi.
Sen, içimizin en diri yanında... Sığındığımız yakarışların "âmin"lerindeydin Efendim...
Korkularımızın, gözünün nuruna tutsak edildiği yerdeydin. Yüreklerimiz taşlaşmıştı oysa...
Kimsesiz kaldığımız, çaresiz kaldığımız zamanlardı. "Medet!" diyorduk, himmet istiyorduk sevmeyi unutan yüreklerimize...
Çöle değen kanattığımız yüreklerimizin izleriyle dilefza bir aşkın sonsuza açılan narına yanmaya gelmiştik. "Beynimize dişlerini geçirmeye çalışan vesveselere, yasaklı sevdalara, nankör nefsimize itaati öğretebiliriz belki" diye edeplenmeye gelmiştik Efendim. Sınandığın yalnızlıklardan nasıl çıktıysan sabırla, işte o sabrı kuşanmak istedik biz de-Seni müjdelemişti nagehan şehirler... Ki o şehirlerin perçemlerini bülbüller tutardı. 99 kapısı sana açılırdı mabed-i güzin'in...
Bir bayram özlemi, bir fetih müjdesi, bir şükür duası ulaşırdı rüzgârın kanadından... Yolunu geç de olsa bulmuş olan bir seyyahın şükrü değerdi şehr-i endamına... Şimdi isterdik ki, Asr-ı Saadet devranını sürelim. Hayai revnakın için, hep bir gül koyduk başucumuza... Zahiresine uykuların sen düşersin diye... Saadet devranı uykuda gelip bizi bulsun diye... Nâmesi yağmura düşen, çığlığı şimşeğe bölen, sesi ruha veren bir dua ile savrulduk esved-i zindanımızdan... Ve 99 kapılı mescid-i mübinden girdik içeri...
Seni müjdelemişti rüya-ı seherler... Pusulasını şaşırmış, tenhalarda kaybolmuş hayatımıza nazargâhın yetişti. Serlevhası kalmamıştı beden-i aczin... Karargâhı kurulmuş cenga-verlerin arasından yüzün seçildi. "Üzülmeyin" dedin. "Ben savaşa gidiyorum." Mananın maddeyle savaşıydı çıktığın. Bu çağın zulmetini nur-u mahya yapmak için Efendim. Sergü-zeşt-i muhabbetinle hayatımız didar oldu. Nazar-ı nurunu kalbimizden ayırma Efendim...
Seni müjdelemişti melekler...
Seni müjdelemişti günler...
Seni müjdelemişti kelimeler...
Seni müjdelemişti güller...
Seni müjdelemişti nagehan şehirler...
Seni müjdelemişti rüya-ı seherler...
Müjdelere ve müjdeleyenlere selam olsun!
Yazar: Ayşe Nur Menekşe
|
Ekleme Tarihi: 26.04.2011 - 23:58 |
|
|
|
|
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
bidenem2727 (51), seyma köse (32), Frankfurtlu (58), Rahmetli (54), adem hoca (39), Fatihcrs (39), miractas (52), kadir isik (57), semiz55 (50), huseyinkoymen (54), a.zade (46), burakcan42 (47), YETÝMKIZ (38), demir19 (48), Yusuf KALE (64), enis1616 (34), m.tarik (23), a.erbil (50), cerdogan53 (38), sefaköylü (61), cihat78 (33), dursuni (40), ademylmz (62), Eternity (50), fatmas (35), rayiha (44), metinyuksel (42), biat (48), MuhammedBurak (57), atahoca (43), nsarikilic (85), nurleyla (61), ercomert (66), yselimk (47), salipazari_55 (47), mukreminabi (59), yaman55 (53), hanedar (53), serwtac (51), zeycan.T (48), Hamdi SEM&Yacut.. (50), nurcemalin55 (45), suyuti (46), kayýpcicek (39), kobra28 (50), z_ates (49), a_hisar (35), nihade (49), Sehle (53), hacer (50), Ayhan75 (50), meliksah (), s_mavus (49), gulum58 (39), delikanli55 (49), masterkan84 (41), Safiye_ (43), aktas1 (45), rahmana_kulum (41), nuraniyüz (37), nevra_nevra (37), mbildir (53), mg_ali61 (41), fatmasurek (50), cemalettin (44), beylik (46), tiryakiyim (55), oliverim (48), ibrahimer (61), ahmetmeydan&yac.. (32), gezgintas (33), emrullahasik (42), inces (63), ahmetzg (32), halvet (59), werker (57), meliksahgazi (45), hizan (53), halit 2 (), EFSU (41), esnur@ (38), tutukluyurek1 (43), kadir.46 (50), akin (56), Abdulaziz1 (57), arslan71 (54), hakan252525 (48), abdulvekil (41), celalim (43), cingirt (45), ahmethira (61), atasever (35), syfbeyhan (47), bladenfr (53), Bulduklu (53), zeynep73 (52), ülkücü genc 67 (41), ruhat (41), kubi187 (36), ateþ_su (44), Hanedaroglu (53), 0455 (49), uveyk (52), yesevi06 (49), civansirli (65), Yusuf 55 (43), sehid_2000 (42), carizma55 (45), ismail61 (50), kazakh65 (60), inansumer (47), miro_can (45), mavibirölüm (41), Tuncay20 (48), Cennetim (34), KIVILCIM (59) |
|
|
|
|
|
|