 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
Musibetin ve nasihatin bittiği ve başladığı yer |
|
|
211 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 15.08.2006
|
En Son On: 20.11.2021 - 04:13
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Fiili durum alışın sözlü olandan daha etkili olduğu besbelli...
Savaş da esasen sözün bitirilmiş olduğu yerde başlar.
Eğer hâlâ söylenecek söz varsa, orada savaşın başlaması için vakit de bulunuyor demektir. Aceleye gerek yok demektir.
Savaş, sözün tükendiği ve artık söylenecek hiçbir şeyin kalmadığı yerde başlatılmışsa meşruiyeti haiz olur.
İmdi, söz dinlemeye niyeti olmayan birine karşı –o biri ister devlet veya başka kılıktan bir tüzel kişi olsun, ister gerçek kişi olsun- söz zaten başlamadan bitirilmiş farz edilebilir. Ve ona artık eylemin diliyle konuşmak gerekir. Yani orada eyleme geçmenin zamanı gelmiştir kabulünden yola çıkılır.
Mazlumun yardımına koşmak isteyen yardım sever, eğer yardımını ulaştırmakta önüne konulmuş engeli müzakere yoluyla aşmakta başarı gösterememişse, mazlum ve muhtaç olana ulaşmayı eylemin diliyle gerçekleştirmeye çalışacağı tabiîdir.
İşte tam da bu noktada ikinci bir fiilî durum ortaya çıkabilir: engel olmaya çalışanla engeli aşmaya çalışan arasındaki çatışma...
Engel olmaya çalışanın konumu nedir? Hangi haklı gerekçeye dayanarak yardıma engel olmayı öngörüyor? Hangi mücbir durum mazlum ve muhtaç olana yardım ulaştırılmasına gerekçe diye gösterilebiliyor?
Eğer gösterilen gerekçeler iflas ediyor ve onlara itibar etmemek gerekiyorsa eylemin yolu da açılıyor demektir.
O gerekçe, engel olmaya çalışan nezdinde ne ölçüde itibar görürse görsün, değil mi ki, muhtaç olana ulaşmaya engel konuluyor, o durumda o engelin bir biçimde aşılması gerektiği de öngörülmüş olmaktadır.
Burada musibetle nasihat arasındaki diyalektik işlemeye başlar.
Eğer bir musibet bin nasihatten evladır diyorsak, çatışmaya girmek kaçınılmaz olur. Burada artık çatışmanın belki sonucu da düşünülmez. Çatışma bir gereklilik olarak kendini dayatıyorsa, çatışmaya girilir. Bu nokta artık "ya herrü ya merrü" denilen yerdir.
O çatışma sonunda mağlup da görünsen galip sayılırsın.
Çünkü sözün bittiği yerde, işte tam orada, yeniden sözün geçerli olduğu noktaya avdet edilmiş olur. Müzakereye sil baştan başlanacaktır.
Bir musibetin bin nasihatten evla olduğu gerçeği bir kere daha kanıtlanmış olacaktır.
rasim özdenören/ yeni şafak
|
Ekleme Tarihi: 07.06.2010 - 08:01 |
|
|
|
Moderator 4254 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 04.06.2007
|
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|

|
Ekleme Tarihi: 07.06.2010 - 11:40 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
zey-nep (68), yaskom (43), necla koç (57), mahmut_ (41), nehir22 (42), ümit06 (45), SüNiTeNGiRL (37), Gercek Yasam (54), zücane (44), safaaa (39), YusuF_472 (36), denizci2006 (56), nurhamet (33), mbasol (44), hikmetkefeli (52), baki69 (56), ilter78 (44), kurt_aramis (48), esin (40), hasan43 (53), polat7474 (51), dialoque (52), babasultan (39), Ikra (65), kainat7777 (50), CengaweR (48), kigili (51), sivasli 58 (39), KENAN75 (37) |
|
|
|
 |
|
|