0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » YUSUF'UN ÜÇ GÖMLEĞİ...ikinci bölüm

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
seyyahekim su an offline seyyahekim  
YUSUF'UN ÜÇ GÖMLEĞİ...ikinci bölüm

211 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.08.2006
En Son On: 20.11.2021 - 04:13
Cinsiyeti: Erkek 
2.BÖLÜM ARKADAN YIRTILAN GÖMLEK: İffet ve İhlas Gömleği

Yusuf Allahın lütfu ile gerek fizik güzelliği gerekse ahlak güzelliği bakımından insanlık tarihinde eşine rastlanmayacak mevkide idi. İşte bu noktada rabbi onu çetin bir sınavdan geçirmeyi murat etmişti. Hem de delikanlılık çağını yaşayan bir genç için en zor imtihan: Cinsel istek ve arzuları tahrik edilerek sınanmak.

Azizin hanımı için Kur’ani ifadeyle hep o/kadın diyeceğiz. O/kadın Yusuf’un nefsinden murat almaya kalkmış ve bütün kapıları kilitleyerek haydi gelsene demiş yatağına davet etmişti. Hayır demek çelik bir irade isterdi. Cevap: “Allaha sığınırım çünkü o benim efendimdir, yerimi güzel tutmuştur. Doğrusu zalimler hiç iflah olmazlar.”

Elbette Hz. Yusuf insandı gençti. Teklife evet dememesi için Allah korkusundan başka engel yoktu ortalıkta. Fakat Yusuf Allahtan korkup sakınan hayâ eden hem Allaha hem kullarına karşı sorumluluklarının bilincinde olan bir insandı. Rabbi olan Allaha karşı da kendisine çok iyi bakan mısır azizine karşı da nankörlük etmesi ihanet etmesi beklenemezdi. Kadın evli olmasına rağmen onu arzulamış ve onunla yatağa girmek istemişti. Yusuf da neredeyse meyletmiş gitmişti; insandı, erkekti çünkü; doğası gereği o da onu arzulamıştı; ama rabbinin burhanını/delilini gördü ve vazgeçti. Rabbi ona zinanın haramlığı hakkındaki ilahi hükmünü göstermiş, hatırlatmıştı. O, artık haramın çirkinliğini bütün çıplaklığıyla aynelyakin görüyordu.

“İkisi de kapıya koştular. Kadın, Yusuf’un gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında hanımın efendisine rastladılar. Kadın dedi ki: “Senin ailene kötülük yapmak isteyenin cezası, ancak zindana atılmak veya can yakıcı bir azaptır. Yusuf, “O, benden arzusunu elde etmek istedi” dedi. Kadının ailesinden bir şahit de şöyle şahitlik etti: “Eğer onun gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, o (Yusuf) yalancılardandır. Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir. O (Yusuf) ise, doğru söyleyenlerdendir.” (Yusuf:25,26,27)

Evet, Yusuf’un gömleği arkadan yırtılmıştı. Demek ki saldırgan “o/kadın”dı. Ama olan olmuş malum haber mısırın yüksek tabakası arasında hızla yayılmıştı. O/kadın, Yusuf’a ilişkin niyetini duyup bunu dedikodu hatta alay konusu yapan mısır sosyetesinin önde gelen kadınlarını saraya davet ederek kendilerine Hz. Yusuf’u takdim etti. Hz. Yusuf’un güzelliği onları o kadar büyülemişti ki, “bu olsa olsa yüce bir melektir.”demelerine rağmen, gözleri maddi güzellikten başka bir şey görmeyen bu kadınlar farkına varmadan ellerindeki meyve bıçakları ile kendi parmaklarını kesivermişlerdi.

Dedikodunun çevreye yayılması bir iki günlük mesele olmayacağına göre yusufun sürekli olarak bir baskı altında kaldığını defalarca hanımı tarafından zinaya zorlandığını söyleyebiliriz. Buradan Hz. Yusuf’un uzun süreli bir direnç kararlılık ve uzun soluklu bir sabır gösterdiği söylenebilir.

Yûsuf, “Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, onlara meyleder ve cahillerden olurum” dedi. (Yusuf:33)

Bir mümin, “zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsra:32) ayetini, tıpkı Yusuf gibi rabbinin bir burhanı olarak sürekli gözünün önüne getirmeli ve Allahın her an kendisini görüp gözetlediğinin bilincinde olmalıdır.

“Sonra onlar, Yusuf’un suçsuzluğunu ortaya koyan delilleri gördükten sonra yine de mutlaka onu bir süre
zindana atmayı uygun buldular.” Yusuf:35)

Zindan Yusuf’un imtihanlarla iniş-çıkışlarla dolu hayatında yeni bir dönemin başlangıcı oluyordu. Yusuf aleyhisselam bir peygamber olarak insanlara hakkı ve hakikati içeren ilahi mesajı tebliğ etmek ve onları tevhid inancına davet etmekle görevli idi. Kendisi ile birlikte zindana giren iki arkadaşı rüya görüp bunu yorumlamasını isteyince fırsatı kaçırmayıp onlara tevhid ve şirkin ne demek olduğunu açıklamaya başladı:

Allahın tek bir ilah olduğunu, hiçbir şeyin ona eş ve ortak tutulamayacağını, yasa koymaya tek yetkili makamın o olduğunu, kahredici gücün ve mutlak ilminin her şeyi kuşattığını, ibadet ve taatin yalnız ona yapılması gerektiğini onlara söyledi. Hz. Yusuf’un bu özlü davetinde pek çok ilke ve prensip vardır:

1. Davetçi mesajını aktarmak için en uygun zamanı kollamalı
2. Davetçi mesajını aktarırken bıktırıcı usandırıcı cümlelerle ve uzun anlatımlarla muhatabını yormamalıdır.
3. Davetçi, görevini yaparken Allahın kendisine lütfettiği bilgi ve yeteneklerden dolayı asla kendisine pay çıkarmamalı Allaha tam teslimiyet ve tevazu içinde olmalıdır.
4. Davetçi dolambaçlı yollara girmemeli dolaylı cümleler kurmamalıdır. Mesajı açık ve net vermelidir.
5. Davetçi insanları mutlaka akla ve delile çağırmalıdır.
6. Davetçi muhatabını genel geçer olumsuz inanç ve değer yargılarından koparmalı, onların fıtri vicdanına seslenmelidir.

Yusuf bu özlü cümlelerinden sonra fazla uzatmadan onların rüyalarını rabbinin kendisine öğrettiği ilim sayesinde bir çırpıda yorumladı. Ve hapisten kurtulacağına inandığı o iki kişiden birine dedi ki beni rabbinin yanında an. Ama öyle olmadı. Şeytan zindan arkadaşına Yusuf’u efendisinin yani kralın yanında anmayı unutturdu. Demek ki Cenab-ı hak onun uzun süre zindanda kalmasını murat etmişti. Ta ki mısır hükümdarı bir gece bir rüya görüp de ertesi sabah bunu yorumlayacak bilge bir zat arayana kadar…

“ Kral, “Onu bana getirin” dedi. Elçi, Yusuf’a gelince (Yusuf) dedi ki: “Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor. Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir.” (Yusuf:50)

Yusuf aleyhisselam kralın bu ifadesi ile zindandan kurtulacağını biliyordu. Ancak o geçmişte ismine sürülen lekeyi çirkin söylentiyi tamamen bitirmeden iktidar mevkiinde yer almak istemiyordu. Çünkü biliyordu ki, mevkiiler küçük bir lekeyi hatta leke şüphesini kaldıramazdı.

Zindanda kaldığı uzun zaman zarfında Hz. Yusuf örnek ahlakı, fedakarlığı ilmi irfanıyla arkadaşlarını etkilemiş hapishaneyi medrese-i yusufiyeye dönüştürmüştü. Zindan arkadaşları Yusuf sayesinde tevhidin hakikatini öğreniyordu. Demek ki mümin davetçiler hakkı ve hakikati tebliğ için hiçbir mekân ve zaman sınırı tanımamalı her fırsatta ve her zaman davalarını muhataplarına en güzel şekilde anlatmalı ve yaşantılarıyla da temsil etmelidir.

ABDULLAH YILDIZ \ YUSUF'UN ÜÇ GÖMLEĞİ (PINAR YAYINLARI) adlı eserden derlenmiştir. (seyyahekim)
Ekleme Tarihi: 08.03.2010 - 05:25
Bu mesajı bildir   seyyahekim üyenin diğer mesajları seyyahekim`in Profili seyyahekim Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1420 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61435 saniyede açıldı