0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » 'Masonlar'dan hain kutlama

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  
'Masonlar'dan hain kutlama

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 

Türkiye, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'i ağırlarken, Osmanlı'da ilk defa İngiliz Büyükelçiliği'nde örgütlenen Masonlar da II. Abdulhamit Han'ın tahttan indirilişini İngiltere'nin başkenti Londra'da kutlayacak.





Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, “Türk Masonları'nın zaferi” diye niteledikleri II. Abdulhamit’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan II. Meşrutiyet'in ilanının 100. yılı olan 2008 yılını “Hürriyet, Eşitlik ve Kardeşlik” yılı ilan etmelerinden sonra etkinliklerini şimdi de Avrupa Mason Buluşması’na (EME 2008) taşımaya hazırlanıyor. Bu amaçla, bu yıl Ekim ayında İngiltere ve Belçika’da yapılacak Mason buluşmasında Türkiye Masonları etkinliklerde Abdulhamit’in tahttan indirilmesinde rol oynayan Mason ataları için bir anma töreni düzenlenecek ve II. Meşrutiyet’in nasıl ilan ettirildiği, ardından Abdulhamit’in nasıl tahttan indirilerek 1909’da da Türk Masonluğu'nun yasal zemine kavuştuğu anlatılacak.


EME 2008’E, ABDULHAMİT DÜŞMANLIĞI DAMGASINI VURACAK
Avrupa Mason Buluşması adlı kuruluş, değişik fraksiyonlara (ritinlere) ayrılmış Avrupa Masonları'nın bir araya geldikleri çok özel bir platform durumunda. Platform komitesinde İskoç, İngiliz, Fransız ritinden üst düzey Masonlar bulunuyor. Platformun bu yılki gündemine II. Abdulhamit’in devrilmesi ve II. Meşrutiyet’in ilanının 100. Yılı çerçevesinde yapılacak etkinliklerin damgasını vurması bekleniyor. Organizasyonla ilgili program ve katılım formları Büyük Loca tarafından bütün Masonlara gönderilirken, “Türk Masonluğu'nun ayağa kalkışının 100. yılı anısına uluslararası etkinlikler düzenleneceği” belirtildi. “Avrupa Mason Buluşması Organizasyon Komitesi”nde yer alan Türk Masonları'nın girişimiyle alınan karar gereği, II. Abdulhamit dönemi, II. Meşrutiyet'in oluşum süreci, Masonların bu süreçteki oynadıkları rol ve Osmanlı'da masonik faaliyetler gibi çok kapsamlı çalışmalar yapılacak. Bunun için Türk Masonları'nın yoğun bir lobi çalışması içinde olduğu belirtiliyor. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, bütün bağlı kuruluşlarına II. Meşrutiyet'in 100. yıl kutlamalarının 2008 boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanması talimatı vermesinden sonra, ülke çapında çeşitli localar tarafından kutlama programları düzenlenmeye başlandı. Bu doğrultuda “Meşrutiyet defileleri”, kitap tanıtımları, konferanslar ve benzer etkinlikler düzenlendi.

“DARBE GELENEĞİNİN BAŞLATICISIYIZ” İTİRAFI
Hür ve Kabul Edilmiş Büyük Mason Locası, 1909’da II. Abdulhamit’in askeri darbe ile devrilmesiyle sonuçlanan II. Meşrutiyet’in 100. yılı olan 2008 yılını, “Hürriyet Eşitlik Kardeşlik” yılı ilan etmişti. Bu durum, Masonların Türkiye'deki büyük siyasi çalkantılar sırasında oynadıkları rolün bizzat Masonlar tarafından itiraf edilmesi olarak değerlendirilmişti. Loca, Türkiye’de askeri darbe geleneğinin ilk örnekleri olarak görülen I. ve II. Meşrutiyet’in başlı başına Mason kalkışmalar olduğunu ilan etmişti.

MASONLAR, İNGİLİZ ELÇİLİĞİ’NDE ÖRGÜTLENDİ
Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Arabacı, II. Abdulhamit’e karşı darbe yapan İttihat Terakki’nin masonik bir örgütlenme olduğuna dikkat çekerek, “İttihatçıların kökenleri Jöntürkler'dir ki; bunların ilk örgütlenmeye başladığı yer İngiliz sefaretidir. Talat Paşa ve Ahmet Rıza gibi önde gelen isimler Mason'du. Abdulhamit’e karşı gerçekleştirilen darbe İttihatçı-Mason-İngiliz işbirliğinin ürünüdür. Rıza Tevfik, hatıratında anlattıklarına göre darbeden sonra İngiliz sefaretinde teşekkür ziyaretinde bulunulmasını önerir” dedi. Arabacı, Abdulhamit’in Balkanlarda isyan başlatan ordu içindeki ittihatçı oluşumun darbe hazırlığında olduğunu fark ettiğini ve buna karşı 1876 Anayasası'nı yeniden yürürlüğe koyduğunu kaydederek, “Ancak darbecilerin asıl hedefleri bu değildi. İttihatçılar iktidarı ele geçirmek, İngilizler de tehdit İslâm birliği politikasıyla sömürgelerini sürekli tehdit eden Halife Abdulhamit Han’dan kurtulmak istiyorlardı. Bu amaçla tarihe 31 Mart Vakıası diye bilinen oyun sahnelenerek darbe gerçekleştirildi ve Abdulhamit Han başka yer kalmamış gibi Selanik’e götürülerek bir Yahudi’nin evine hapsedildi. Böylece Filistin’e karşı Osmanlı'nın tüm borçlarını ödeme teklifi yapan Siyonist Lider Theodor Hertzel’e ‘Vatan parayla satılmaz’ cevabının adeta intikamı alınıyordu” diye konuştu.

MASONLAR, BUNLARI KUTLUYOR
Doç. Arabacı, Abdulhamit’in nasıl bir Siyonist-Emperyalist darbenin kurbanı olduğunun 1917’de Theodor Hertzel ile İngiliz Dışişleri Bakanı Althur Balfour tarafından Filistin’de Siyonist İsrail devletinin kurulacağının deklare edilmesiyle ortaya çıktığını dile getirerek, “Abdulhamit Han’ın haliyle, ittihatçıların elinde devlet hızla dağılma sürecine girdi. Masonlar, elbette bunu kutlar. Bunların kutladıkları, Osmanlı’nın yıkılışı, bugün 60. yılını kutlayan Siyonist İsrail hançerinin saplanışı, Anadolu’nun çöküşü ve Osmanlı’nın çocuklarının borç batağında Batı'ya el açar duruma düşürülüşüdür” dedi.



Bİz gene II. Elizabeth'i nasıl rahat etirecez aman bir yanlış yapmayalım diye aklımız çıkacak melunlar somanlıyı parçalamanın şerefine bayram cihan padişahını al aşağı yaptıklarını bayram ilan ediyorlar.....düsün ne garipliler var şu yaşamda .... Var mevlam hayır getire sonumuzu.... şaşkın
Ekleme Tarihi: 17.05.2008 - 09:47
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Yusuf Kaplan

İngiltere Kraliçesi'nin Türkiye'ye yaptığı ziyaret, zamanlaması açısından da, hedeflenen sonuçları bakımından da öyle sıradan bir ziyaret değil. Bu ziyaret üzerinde biraz düşünmemiz gerekiyor.

Her şeyden önce, ABD'nin 11 Eylül süreci'nden sonra küre üzerindeki hegemonyasının sarsılmasında İngilizlerin “sinsi” stratejilerinin belirleyici bir rolü var. Yine 11 Eylül süreci'nden en kârlı çıkan ülkenin İngiltere olduğu gözden kaçmış bir gerçek. Bu süreçte, İngiltere, başta Ortadoğu olmak üzere küre ölçeğindeki bazı önemli stratejik alanlarda inisiyatifi eline geçirmiştir.

11 Eylül süreciyle birlikte küre ölçeğinde çılgınca politikalar izlemesi, ABD'nin küresel hegemonyasının büyük bir sarsıntı geçirmesine neden oldu. Bu sarsıntının gerçek sonuçlarını ancak 10-15 yıl sonra görebileceğiz.

İngilizler, ABD'nin Balkanlara, Kafkaslara ve Ortadoğu'ya ABD'nin yerleşmesinde kilit rol oynadılar. 1990'ların başında Doğu Bloku'nun çökmesi, iki Almanya'nın birleşmesi, Almanya'nın yakın tarihte stratejik olarak gücünün bir ânda birkaç kez artmasıyla sonuçlandı. Almanya, AB üzerindeki belirleyici konumunu pekiştirmek için Avrupa'nın perifesini / çevre ülkelerini karıştırdı. AB'de merkezî bir konuma geçebilmek için Almanya'nın izlediği ve adına “merkezkaç kuşatması” diyebileceğimiz bir strateji ile önce Balkanların balkanlaşmasına / parçalanmasına giden süreci tetikledi.

Almanya'nın bu dışarıdan, merkezkaç kuşatması stratejisi ile AB'de inisiyatifi ele geçirme girişimlerine Amerikalılar, derhal müdahale etmek istediler. Ancak İngilizler, kuzenleri Amerikalıların “kulaklarını çekerek”, onlara Balkanlara biraz geç müdahale etmelerini söylediler. İngilizlerin önerdikleri ve kendilerinin derhal uygulamaya koyuldukları strateji şuydu: Önce Balkanları iyice karıştırmak; ardından Balkanlarda içinden çıkılması zor bir kriz durumu icat etmek ve son olarak da Balkanlara Avrupa dışından müdahaleyi kaçınılmaz hâle getirmekti.

Amerikalılar, İngilizlerin önerdiği stratejiyi uyguladılar ve sonuçta hem Amerika, hem de İngiltere çok büyük bir stratejik ve siyasî bir kazançla çıktılar. Böylelikle, hem ABD, Balkanlara yerleşmiş; hem de İngiltere, Almanya'ya karşı AB içinde çok büyük bir stratejik avantaj elde etmiş oldu.

İngilizler, Soğuk Savaş döneminin stratejilerinin belirlendiği Yalta Konferansı'nda da kilit rol oynamışlar ve ABD'nin Avrupa'ya müdahale etmesinde doğrudan belirleyici olmuşlardı.

11 Eylül sürecinden sonra ABD'nin küre ölçeğinde büyük yanlışlıklar yapmasında yine İngilizlerin “oyun”ları çok belirleyici oldu: ABD'nin Kafkaslara, Ortadoğu'ya handiyse yalnız başına girmesinde, art arda işgal girişimlerine soyunmasında İngilizler Amerikalıları inanılmaz ölçülerde tahrik ettiler ve sonunda ABD'nin küresel gücünün ve imajının tahrip edilmesinde çok büyük rol oynadılar. Örneğin, ABD'lilerle birlikte Irak işgaline katılan İngilizler, sessiz sedasız bir şekilde ABD'yi Irak'ta ve bütün Ortadoğu'da yalnız bıraktılar; ateş çemberinin ortasına attılar.

İşte Kraliçe'nin Türkiye ziyareti, ABD'nin gücünün büyük bir meşrûiyet krizi yaşadığı ve ABD'nin stratejik hâkimiyet alanlarına yavaş yavaş İngiltere'nin yerleşmeye başladığı bir zaman dilimine denk gelmesi açısından çok önemli. 11 Eylül süreciyle birlikte, ABD'den ürken Arapları yeniden yanlarına çekmeyi başardı İngilizler. İngilizlerin Araplardan sonra Türkiye ile derin ilişkiler kurmasının zirve noktası, Kraliçe'nin ziyareti oldu.

Böylelikle Türkiye, gücü sürgit artan İngiltere ile yakın ilişkiler kurmakla aslında hem ABD'ye, hem de AB'ye, özellikle de Almanya'ya karşı ciddî bir manevra alanı açmış gibi görünüyor.

İlk bakışta görünen manzara bu: Ama hiçbir zaman unutmamak gerekiyor ki, İngilizlere aslâ güvenilmez ve İngilizler, en zayıf ânınızda sizi arkanızdan vurma konusunda dünyanın en mâhir ve en tecrübeli “oyuncu”larıdır.

Burada aslâ unutulmaması gereken nokta şu: Bugün dünyanın yaşadığı büyük küresel ve bölgesel krizlerin hepsi, İngilizlerin dünyanın başına bela ettiği krizlerdir: Örneğin Osmanlı'nın parçalanması ve çökertilmesi, örneğin İsrail'in kurulması ve İslâm dünyasının başına belâ edilmesi, örneğin dünyanın en büyük Müslüman ülkesi olacak Hindistan'ın parçalanması, örneğin Arap dünyasının paramparça edilerek Arap petrolünün bölgeden alınarak bölge dışına akıtılması gibi.

Ben yakın tarihte hem bizim, hem de dünyanın başına örülen büyük çorapların arkasında İngilizlerin olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak İngilizlerle iş yaparken ikinci kez, üçüncü kez dikkatle ve defalara düşünülmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. O yüzden “İngilizlere dikkat!” diyorum.


Ekleme Tarihi: 19.05.2008 - 10:43
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1298 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.70254 saniyede açıldı