 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
Bir güz geçiyor közlerinden...... |
|
|
843 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 28.03.2007
|
En Son On: 30.11.2010 - 16:52
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Bir
İstanbul geçiyor gözlerimden
Gemiler dolusu hasret taşıyor...
Kırmızı bir gül açıyor gözbebeğimde
Gökkuşağı alsız ufka yelken açıyor...
Dünler uzaklaşıyor
bu günüm yabancılaşıyor
Yarınlar umutsuzlukla kucaklaşıyor......
Ne
Vakit bir hayat düşlesem
Gölgen doğuyor gülüşlerime...
Kahır yazmaktan usandı kalemim
Uc uca eklesem sırata yol olur davetim
Ateşi söndürmeyen suyum
Hasreti güldürmeyen ahım...
Sıcağına
Ocağına
Vuslatın kucağına vahım......
Bir
Can geçiyor gözlerimden
Sözümle sözlü tüm evren...
Bir
Öz gidiyor gönül defterimden
Satırlara sıkışmış ruhum boy veriyor
Matemin can evinden.....
Bir
Güz geçiyor közlerinden
Sarı sarı yapraklar kapatıyor geliş yollarını...
Bir
Düğün alayı kurulur yüreğimde
Halayların başkalaşan deminde...
Bir
İstanbul boğazı çoğalır küllerinde
Üsküdar yanıyor...
Bir
Kız kulesi ağlıyor...
Kurulur bağrıma dar ağaçları
Çıkar isyan...
F tipi aşkların
Düşlerinde.....
YALNIZ_KURT
Bu mesaj 1 kez ve en son YALNIZ_KURT tarafından 21.02.2008 - 15:32 tarihinde değiştirilmiştir.
|
Ekleme Tarihi: 21.02.2008 - 15:29 |
|
|
|
1686 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 20.07.2007
|
En Son On: 17.08.2009 - 13:01
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
CANIM İSTANBUL
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canim;
Vatanim da vatanim...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, uda gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir katibi mi...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl Kısakürek
saglik abi siirinizi okuyunca üstadin siiri geldi aklima cok severim..
selam ve dua ile
|
Ekleme Tarihi: 21.02.2008 - 15:36 |
|
|
|
1576 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 14.11.2004
|
En Son On: 11.11.2012 - 23:24
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Istanbula dair hersey güzel...
Yüreginize saglik...
|
Ekleme Tarihi: 21.02.2008 - 18:25 |
|
|
|
843 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 28.03.2007
|
En Son On: 30.11.2010 - 16:52
|
Cinsiyeti: -----
|
|
cananberraramazan
SuMeYRa
VESSELAM.......
|
Ekleme Tarihi: 22.02.2008 - 13:16 |
|
|
|
235 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 23.04.2007
|
En Son On: 02.05.2008 - 13:37
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
YÜRÜYELİM SENİNLE İSTANBULDA
Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu
İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomucuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da
korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar buluşmayan ellerimizi
deli rüzgar yine sarhoş, hovarda
tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül
yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi mağrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi
anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyür de kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı
İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeli ki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir
bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı
Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa
hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan
İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur
tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice
anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi
sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini
Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı
biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı
nurullah genç
|
Ekleme Tarihi: 22.02.2008 - 15:47 |
|
|
|
843 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 28.03.2007
|
En Son On: 30.11.2010 - 16:52
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Bir
İstanbul geçiyor gözlerimden
Gemiler dolusu hasret taşıyor...
Kırmızı bir gül açıyor gözbebeğimde
Gökkuşağı alsız ufka yelken açıyor...
Dünler uzaklaşıyor
bu günüm yabancılaşıyor
Yarınlar umutsuzlukla kucaklaşıyor......
Ne
Vakit bir hayat düşlesem
Gölgen doğuyor gülüşlerime...
Kahır yazmaktan usandı kalemim
Uc uca eklesem sırata yol olur davetim
Ateşi söndürmeyen suyum
Hasreti güldürmeyen ahım...
eylülüm.
|
Ekleme Tarihi: 13.04.2008 - 20:15 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Uzgunum (42), mustafamen1 (56), Ensar66 (47), ssade (52), teyo (37), xpmemoli35 (56), m.kezman9 (31), gulce (41), Yaðlar (59), dikenligul (38), posoflu genc (45), ingiradalgit (43), bulenight (42), ilanic (58), missturkey (36), sevdaam2000 (), kimbilirki (46), YUCE (49), sevket1970 (53), jorgen (56), ahmet afsin05 (44), zeynep_h (44), Hakan81 (44), RABIA.G _66 (40), mehmet maþ.. (45), recep pinar (74) |
|
|
|
 |
|
|