0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DENEME TAHTASI » DOST ARAYIŞI

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
DOST ARAYIŞI

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Âşık Veysel neden "Benim sadık yarim kara topraktır." diyordu?

Dost nerdeydi? Toprak nasıl bir dosttu? Mütevaziliğin, alçak gönüllülüğün,
kendini içindeki mükemmel tohumlara feda etmişliğin ve sümbüllenişlerin
menbası olan toprak nasıl bir hazine idi?

Kapısındaki köpeğinin ölümüne ağlıyor, kendi akibetini düşünmüyor.
Hastahanede inliyen hastalara ne bir doktor, ne bir şifa düşünmüyor. Habire
hastahanenin dış yüzünü boyayıp, güzelleştirmeye çalışıyor. Güzel giyim ile
manevî yaralarını susturmaya çalışanların hali gibi!

Toprak kara bir ayna oraya düşüp sümbüllenen güzellikler, öylesine parlak,
cazibeder ve gözalıcı ki. Baharı temaşayı niçin herkes seviyor? Bahar mı,
toprak mı güzel olan? Yoksa ikisini birden çözüp, tohum ve çekirdeklerdeki
hakikatlerde açılan güzelliklerin sahibi mi? Güzeli güzel yapan, güzel kim?
Ruha sürur ve sükûn saçan, gözlere seyran, akıllara bayram olan güzellik ve
hakikatler kimin için ve kime hitap ediyor? Toprağın yumuşak sinesinde
çözülüp de, fısıldaşan ve bize dosttan haber getiren mesajlar kimi söylüyor?

Talebe, işçi, memur, çiftçi, kim olursa olsun herkes iç huzurunu arar. Dış
alemin nuru, güzelliği, içimizdeki izdüşünümde tam meyvesini verebilmesi
için, onun imân ışığında seyredilmesi gerek. Şu alemden herkesin bir özel
alemi var. Bu alemin keyfiyeti, o kişinin görüş ve bakışına göre değişir.
İnanç ve itikadına göre şekil değiştirir. Nur ya da abesiyete dönüşür. Güzel
görenin, güzel düşünmesi bu yüzdendir. İmân şu alemi bütün zerratıyla
okutturan bir nur olduğu gibi, o alemden bize gelenleri de, hikmet, nur ve
hakikat çekirdekleri şeklinde içimize dökerek sümbüllendirir ve bize özel
bir cennet teşekkülünü sağlar. Dış aleminde nice sümbüllenişler hüküm
sürerse sürsün, insanın iç alemi imanla sünbüllenişe geçememişse, bahara
eremez. Bahar, senin imanınla, senin içinde sümbüllenen, senin özel
cennetindir. İman insanı sümbüllenişe geçirememişse, iç dünyaları, bir
tohumun gizli alemi gibi kapalı kalan o insan, nur, hikmet ve hakikat
tohumcuklarının açılışını göremez. Mânâda fakir kalmakta devam eder.
İçindeki cennette teneffüs imkânı bulamıyan, yoğun dünya koşuşturmalarının
içinde teneffüs edecek bir yer de bulamaz. Dışı karmakarışıktır. İçine
döner, orası da kapkaranlık. Sığınacak bir yer bulamaz. Şu dış alemle
alışverişimiz, ancak imân ile mümkündür. Ne sır verir, ne ser, imân olmazsa,
şu kâinat kitabı. Ne birşey görebilirsin orada, nur ve hikmet namına. Ne de
sana görünür. Rabbini dost tanımayan ve O'na müteveccih olmak için bir yol
aramıyan, çıkışsız yılların kıskacında ve tesellisiz dostların
aldatmacalarıyla bunalır kalır.

Birini görüyorum. Dünyaya küsmüş. Kâinata küsmüş. Kalbine küsmüş. Herşeye
kapılarını kapatmış. Herşey de ona kapılarını kapatmış. Hissiz bir
yalnızlığın içinde ağlayıp duruyor ızdıraplarına. "Bir dostum olsaydı."
diyor. "Beni herkesten daha iyi anlasaydı. Dostluk adına ne varsa, onda
bulsaydım. Beni kimseye muhtaç etmeseydi. Her an yanımda olsaydı. Sırlarım
ona ait olsa. Kimseye söylemese. Kusurlarımı affetse. Onun dostluğunun güven
verici ferahlığında eriseydim." Dost arayışı hususundaki özlemlerini
sıralarken, kalbinin derinlerinde bir sesin, "Rabbim! Rabbim!" diye
sıçradığının farkına vardı. Bu sese kulak verdi. Dinledikçe, bir huzur
yayıldı içine. Devam etti, onun ismini tekrarlamaya. Dost arayışına cevabı,
bu isimde bulduğunu hissetti. Ona nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl razı
edebilirim? arayışına girdi.

Kalbi, Rabbinin dostuğu ile tatmin olmuş bir halde dedi: "Rabbimin beni her
an kabul edeceğine dair öyle bir inancım var ki! Hiç, anaç tavuk, tek bir
yavrusunu, kurtlar yesin diye, bırakır mı kenarda? Onu da kanadının altına
almaya çalışır. Bu, Rabbimin isimlerinden cilvelenen bir merhametin
tezahürüyse, Ey merhamet ve rahmetin menbaı olan Rabbim, Sen, ziyan olmak
üzere, bizi nasıl yalnız bırakırsın?

Beni de kabul eder mi ki? diye neden düşünüyorsun? Sen, öyle bir af ve
merhamet sahibine müteveccihsin ki, dualarınla. Duasını kabul ettiği makbul
kullarının yanında, seni de görür, seni de bilir, seni de kabul eder. Yeter
ki, sen O'na tam bir teslimiyetle, tam bir tevbe, tam bir ihlâs ve duanın
mutlaka kabul edileceğine dair tam bir inanç ile yanaş. Ümitsizlik ile
yaklaşırsan O'na "Beni kabul etmez" diye. Tam ihlâsı yakalıyamazsın. Ümit,
duaya ısrarla devamdır, O'nun rahmet kapısını açan. Eğer ümitsizliğe düşüp,
duanı bırakırsan, o kapı sana her an kapanabilir. Oysa sen O'na ne kadar
muhtaçsın. Rabbine olan ihtiyacını daha bir derinden hissederek, bütün ruh-u
canıyla teslimiyet kapısına sığındı. Mutluluktu bu. Teslimiyet mutluluktu.
Güvendi, sevgiydi, huzurdu, kimsesizliğin son bulduğu, bir sonsuz cadde idi.

Mü'mine Güneş
Ekleme Tarihi: 16.11.2007 - 13:54
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
der_ya su an offline der_ya  

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 17:46
Cinsiyeti: ----- 
Birini görüyorum. Dünyaya küsmüş. Kâinata küsmüş. Kalbine küsmüş. Herşeye
kapılarını kapatmış. Herşey de ona kapılarını kapatmış. Hissiz bir
yalnızlığın içinde ağlayıp duruyor ızdıraplarına. "Bir dostum olsaydı."
diyor. "Beni herkesten daha iyi anlasaydı. Dostluk adına ne varsa, onda
bulsaydım. Beni kimseye muhtaç etmeseydi. Her an yanımda olsaydı. Sırlarım
ona ait olsa. Kimseye söylemese. Kusurlarımı affetse. Onun dostluğunun güven
verici ferahlığında eriseydim." Dost arayışı hususundaki özlemlerini
sıralarken, kalbinin derinlerinde bir sesin, "Rabbim! Rabbim!" diye
sıçradığının farkına vardı. Bu sese kulak verdi. Dinledikçe, bir huzur
yayıldı içine. Devam etti, onun ismini tekrarlamaya. Dost arayışına cevabı,
bu isimde bulduğunu hissetti. Ona nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl razı
edebilirim? arayışına girdi.



ALLAHIMDAN BASKA DOST BULAMADIM... agla Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 18.11.2007 - 08:52
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1730 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
aliye72 (49), maliyeter (45), Mehmet Ögretmis (66), REHBER2 (60), meltem35 (54), banazli (48), kardelen55 (53), rojda (39), yakobus (48), ibo13 (47), zeyd82 (42), erhan baker (50), seferistan (53), rufat (43), KAMCILI_MIZRAK (52), ejderha (57), Sofican (44), ofluenes61 (39), manly (51), boncell (53), zümer (44), ferdi33 (54), recai (47), Hidayet Demir (67), yelizyagci (48), doxan1 (45), imparator_57 (43), DELÝVELÝOGLU (60), KURTBEY66 (47), Murtaza GÜRSOY (38), yalovalifurkan7.. (34), durak1 (69), sinos (52), isik_67 (38), DaMLaM (47), EnDeRuN (53), Baha_RIP (35), cristor (46), AVLAYANHASAN (51), seyyid_emin (46), beyzanur61 (45), sekkos (42), necla caltekin (72), ekrem1992 (32), MuhammetColak (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.34260 saniyede açıldı