0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Kabirlerden Yardım Dileme

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 26 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
alkan373 su an offline alkan373  
Kabirlerden Yardım Dileme

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 17.05.2006
En Son On: 08.10.2008 - 13:33
Cinsiyeti: Erkek 
Bid'at ve şirk ehli olanlar, kabirlere ve ölülerin bulunduğu yerlere, türbe ve yatırlara müracaat ederek isterler bazı şeylerini. Veya en azından bir ölmüş kişiyi, dualarında ve isteklerinde vasıta olarak kullanırlar.



Onların adına yapılan duaların Allah katında makbul olacağını sanırlar bir kısım insanlar. Bunların bu hali şeytani bir haldir. Çünkü, Buhari, Müslim ve diğer hadis kitaplarında Allah'ın Resulünden şöyle bir hadis rivayet edilmektedir:



“Yahudi ve Hıristiyanlara Allah lanet etsin. Onlar Resullerinin kabrini mescit edindiler.”



Müslim'de, Allah Resulünden, ölmeden beş gün önce söylediği şu hadis rivayet edilmektedir:



“İnsanların bana olan arkadaşlığında, işinde ve yardımında en önemli olanı, hiç şüphe yok. Ebu Bekir'dir. Eğer ben insanlardan bir dost edinecek olsaydım, muhakkak Ebu Bekir'i dost edinirdim. Fakat sizin Resulünüz Allah'ın dostudur. Mescidin duvarlarında Ebu Bekir'inkinden başka kapatılmadık hiçbir kapı kalmasın! Sakın kabirleri mescid edinmeyin. Sizi bundan menederim.”



Yine Buhari ve Müslim'den şu hadis rivayet edilmektedir:



“Allah'ın Resulü hasta hali içinde yatarken, kendisine Habeşistan 'daki bir kiliseden, kilisenin güzelliğinden ve içindeki resimlerden bahsettiler.”



Bunları dinleyen Allah'ın Resulü buyurdular ki:



“Onlar, içlerinden iyi bir insan vefat ettiği zaman, onun kabri üzerine hemen bir mescid yaparlar ve içini de resimlerle doldururlar. Kıyamet gününde, Allah indinde, insanların en kötüsü işte bunlardır.”



Müsned'de, Ebu Hatim'in Sahih'inde şöyle rivayet olunmuştur:



“Allahın son Resulü buyurdular ki:



“Kıyamet koparken hayatta olanlar, bir de kabirleri mescid edinenler insanların en kötülerindendir.”



Sahih bir hadiste buyrulmuştur ki:



“Kabirlerin üzerlerine oturmayın. Kabirlere karşı namaz kılmayın!”



İmam Malik'in Muvatta'ında şöyle bir hadis yer almaktadır:



“Allah'ım! Benim kabrimi, tapınılan bir put haline sokma! Ey Müslümanlar bilin ki, Nebi ve Resullerinin kabirlerini mescid edinenlere karşı Allah'ın gazabı çok şiddetlidir.”



Sünen'de ise şöyle bir hadis yer almaktadır:



“Benim kabrimi bayram yeri edinmeyin. Nerede bulunursanız bulunun, bana salavat getirin. Çünkü sizin salavatınız nerede getirilirse getirilsin bana ulaşır...”



Bu hadislerinde Allah'ın Resulü şöyle buyurmuştur:



“Herhangi bir kimse bana selat ve selamda bulunduğunda, o kimseye selamla karşılık verebilmem için, Allah ruhumu bana iade eder.”



Bir başka hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır:



“Yüce Allah, ümmetimin selamını bana ulaştırmaları için, kabrimde bir takım melekleri vazifeli kılmıştır.”



Başka bir hadislerinde:



“Cuma'nın gündüzünde ve gecesinde selat ve selamı çokça gönderin. Çünkü sizin selam ve salatınız bana bu günde arzedilir.”



Yüce Allah Kur'anda şöyle buyurmaktadır:



“Onlar halka; “sakın tapındığınız ilahlarınızı, hele Veddi, Süva'yı, Yeğus, Yeğuk ve Nesr'i asla bırakmayın” dediler.”



İbni Abbas ve daha başkaları bu ayet hakkında şöyle söylediler:



“Aslında bu isimler, Nuh kavminde yaşayan iyi insanların isimleriydi. Bunlar öldükleri zaman, kavminin insanları, onların kabirlerine hürmet ve yakınlık gösterdiler. Daha sonra da, bu insanların suretlerini yaparak onlara tapınmaya başladılar.”



İşte bu olay putperestliğin başlangıcı olmuştur.



Allah'ın Resulü olan efendimiz, bu şirk kapısını sımsıkı kapatabilmek için, kabirlerin mescid edinilmesini şiddetle yasaklamıştır.



Nitekim, müşriklerin, güneş doğarken ve batarken güneşe secde edip tapınmaları sebebiyle, bu vakitlerde namaz kılmayı da yasaklamıştır. Böyle yapmasaydı, Müslümanların ibadetiyle müşriklerinki arasında bir benzerlik bulunacaktı. İşte böyle olmaması için Allah'ın Resulü böyle bir kapıyı sımsıkı kapamıştır.



Şeytan, imkan ve kudreti oranında insanoğlunu aldatıp sapıtır. Bir kimse, gök cisimlerine tapınanların yaptıkları gibi, güneşe, aya, yıldızlara ibadet ve duada bulunursa, şeytan onun üzerine iner ve ona bazı şeyler söyler. Onlar buna, yıldızların ruhaniyeti, derler. Halbuki o, şeytandan başkası değildir.



Şeytanlar insanlara bazı isteklerinde yardım ederlerse de, bunun karşılığını ona kat kat ödetirler ve zarara sokarlar yardım ettiklerini. Şeytana uyan bir kimsenin sonu felakettir, kayıptır. Ancak, bu insan tevbe ve istiğfar ederse Allah'a, o zaman iş değişir.



Şeytanlar, putlara tapan insanlara da bir takım şeyler söylerler.



Bir ölüden, yahut gaibten haber bekleyen insanların durumu da böyledir. Onlardan yardım talep eden, bir şeyler isteyen insanların durumu da böyledir. Ölüden bir şey isteyen veya onu vasıta yaparak Allah'a dua eden, veya iyidir veya geçerlidir inancıyla, ölünün kabri başında dua eden bir kimse, bütün bunları evde yapılan dualardan daha ileri sayıyorsa, böyle bir kimsenin durumu da putperestlerin durumu gibidir.



Onlar bu inançlarını bir de hadis'e destekletirler:



“İşler sizin istediğiniz gibi yürümez de zor durumda kalırsanız, kabirdekilerden yardım isteyene bakınız.”



Bu hadis, bütün hadis uzmanlarınca yalan sayılmıştır. Böyle bir hadis ancak putperestlik yolunu açmak isteyen bir zındığın hadisidir.



Bidatçı, müşrik ve onlara benzeyen, putperest Hıristiyan ve Müslümanların sapıkları, kabir yanlarında bir takım haller görür ve bunları keramet sanır.



Mesela, bir kabrin yanında bir don örtü bırakırlar ve sonradan onu kendiliğinden bağlanmış olarak bulurlar. Veya kendisini sara tutmuş birini mezarın başına götürürler ve saralı kişinin açıldığını müşahede ederler. Bunu da kabirde bulunanın himmeti sanarlar. Halbuki şeytan onları sapıtmak için o işi kabrin yanında yapmış ve göstermiştir.



Burada sadakat ve tam bir ihlas ile Allah'a sığınılırsa, şeytanın düzeni bozulur. Çünkü;



Tam bir tevhit olan yerde, şeytan barınamaz.



Bunun için onlardan bazıları havaya kaldırıldığında “Lailaheillallah” deyip yere düşmüştür. Onlardan bazılarının da, kabrin yarıldığını ve oradan bir insanın çıktığını görür ve onu kabirde defnolunmuş kişi sanır. Halbuki bu görünen şeytandan başkası değildir.
Ekleme Tarihi: 03.11.2007 - 18:09
Bu mesajı bildir   alkan373 üyenin diğer mesajları alkan373`in Profili zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  
RE: Kabirlerden Yardım Dileme

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı alkan373

Bid'at ve şirk ehli olanlar, kabirlere ve ölülerin bulunduğu yerlere, türbe ve yatırlara müracaat ederek isterler bazı şeylerini. Veya en azından bir ölmüş kişiyi, dualarında ve isteklerinde vasıta olarak kullanırlar.

( TEVESSÜLE ŞİRK DİYENLER BİLMEZLERMİKİ TARİKATIN İNKARI KÜFÜRDÜR )



Müslim'de, Allah Resulünden, ölmeden beş gün önce söylediği şu hadis rivayet edilmektedir:

( HZ PEYGAMBERİMİZE s,a,v ÖLDÜ DİYENİN İLMİNDEN NE HAYIR GELİRKİ )




Ekleme Tarihi: 03.11.2007 - 20:43
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
kardeş ne güzel yazmışsın bu gün okudum bütün eklemeler adeta muhteşem valla hepinizin yüreğine sağlık malesef insanların çok ama çok kolayına geliyor kabirden medet beklemek bence ne zavallı insanlar ama işte dini bilmeyen insanlar dini kolayına nasıl geliyorsa nasıl algılama varsa öyle zanetdiyor .....ne garip


selam ve dua ile.........
Ekleme Tarihi: 04.11.2007 - 07:49
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  
RE: RE: Kabirlerden Yardım Dileme

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı derinsular_1



( TEVESSÜLE ŞİRK DİYENLER BİLMEZLERMİKİ TARİKATIN İNKARI KÜFÜRDÜR )





( HZ PEYGAMBERİMİZE s,a,v ÖLDÜ DİYENİN İLMİNDEN NE HAYIR GELİRKİ )




Ekleme Tarihi: 04.11.2007 - 08:34
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
Allah Razı Olsun....
Ekleme Tarihi: 05.11.2007 - 23:14
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ebubera su an offline ebubera  

133 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 27.08.2013 - 11:53
Cinsiyeti: Erkek 
bismillahirrahmanirrahim
duada peygamber sav in hürmetine şeklinde bir dua şekli imam ebu hanife tarafındann mekruh görülmüş imam ahmed ise buna mübah yani olabilir demiştir.lakin imam ahmed buna cevaz verirken bunu teşvik etmemiştir.çünkü duanın en güzeli bizlere kuran ve sünnette öğretilenlerdir.kabul olunmaya en layık dua şekli naslarla bize öğretilenlerdir.ve yine gerek sahabeye gerek tabiinie gerekse tebei tabiine baktığımıza böyle bir dua şekli görmüyoruz selefi salihin böyle bir yolu tercih etmemiş.durum rasulullah sav için böyle olunca ALLAH ın sevgilisi önderimiz imamımız muhammed sav den başka kimseler için nasıl olur.
meşru tevessül yolları içerisinde kabirlere gidip orada yatan salih zatları vesile kılmak yoktur.bu forumdada tevessül daha evvelden yazılıp açıklandığı için burada tekrardan yazmıyorum.asrın en önemli hadis alimi olan nasıruddin el baninin tevessül adlı kitabını okuyabilirsiniz konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyenler.
ayrıca derin sular arkadaşımdan ricam şudurki müslimde olduğunu söylediği hadisin hangi babta geçtiğini söylermisnde bizde okuyalım
çünkü meşhurdurki peygamber sav vefat ettiği zaman insanlar onun öldüğünü kabullanmek istemediler ömer ra peygamber öldü diyenin boynunu vururum dedi.ebu bekir ise çıkıp dediki herkimki ALLAH a ibadet ediyorsa O ölmez.herkim rasule itaat ediyorsa bilinki o ölmüştür.
ayrıca kardeşim tarikatın inkarı küfürdür diyorsun.imanın şartlarında tarikata iman geçmiyor.ama kuran ve ve mütevatir sünnetin inkarı küfürdür
Ekleme Tarihi: 06.11.2007 - 13:43
Bu mesajı bildir   ebubera üyenin diğer mesajları ebubera`in Profili ebubera Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
VuSlaT_ZaMbaK su an offline VuSlaT_ZaMbaK  

455 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.02.2006
En Son On: 03.01.2017 - 19:38
Cinsiyeti: Bayan 
ben izninizle bişiy söylemek istiyorum

MEVLA'nın bildiğimiz ve bilmediğimiz bazı mübarek dostları vardır!kimileri hayatta kimileride vefat etmişlerdir.peki dua ederken veyahut o mübareklerin kabirleri başında dua ederken ; "YARABBİ bu aciz kulundan bişiy olmaz, burada olan bu mübarek dostunun hatrı için,yüzü suyu hürmetine benim bu aciz duamı kabul eyle" denmezmi yaaaa?????????????yanlız bu bir medet beklemek değildir!!!kişiden değil onun vasıtasıyla bişeyler dilemek!!!


Maide suresi 35;bana ulaşmak için ,kavuşmak için vesileler arayın.(tabi bunu herkes farklı tefsir ediyor,bende ALLAH dostunun dediğine inanırım)

yanlış söylemekten MEVLA ya sığınırım.
Ekleme Tarihi: 06.11.2007 - 14:41
Bu mesajı bildir   VuSlaT_ZaMbaK üyenin diğer mesajları VuSlaT_ZaMbaK`in Profili VuSlaT_ZaMbaK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
ebubara biz hadis nakil etmedik,bir yanliş anlama okuma olmuş.

alkan373 şu sözüne karşı---(Müslim'de, Allah Resulünden, ölmeden beş gün önce söylediği şu hadis rivayet edilmektedirsevinçli

bizde bu sözü yazdık--(HZ PEYGAMBERİMİZE s,a,v ÖLDÜ DİYENİN İLMİNDEN NE HAYIR GELİRKİ ).bu söz benim sözüm alkan373 yazdım.

yani demek istedimki hz peyagamber efendimiz için ölmeden beş gün önce tabiri yerine vefat etmeden beş gün önce veya ahirete intikal etmeden beş gün önce tabiri kullanılsaydı daha saygılı ve sevgili vede seviyeli olurdu demek istedik.


.......................

abubera ---duada peygamber sav in hürmetine şeklinde bir dua şekli imam ebu hanife tarafındann mekruh görülmüş--- bu sözünün kaynagı delili nedir ?.



"Kabirdekilerden yardım istemek" ile alakalı bazı sahih rivayetler:

Abdülhak-ı Dehlevî, (Cezb-ül-kulûb) kitâbında buyuruyor ki: (İbni Ebî Şeybe haber verdi: Hazret-i Ömer zamânında Medînede kaht oldu. Bir kimse, Kabr-i Nebevîye gelip, yâ Resûlallah! Ümmetin için yağmur düâsı yap! Helâk olacağız dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” rü’yâsında görünüp, Ömere git! Yağmur geleceğini müjdele buyurdu. İbni Cevzî diyor ki, Medînede kaht oldu. Hazret-i Âişeye gelip, yalvardılar. Resûlullahın türbesinin tavanını deliniz buyurdu. Öyle yapdılar. Çok yağmur yağdı. Kabr-i şerîf ıslandı).

Şimdi bu haberler hakkında ilave bilgi verelim.

Sünen-i Darimi, 15. Bab, No: 94. (Madve Yayınları, c.1, s. 198):

93. Bize Ebu'n-Nu'mân rivayet edip (dedi ki) bize Sa'îd b. Zeyd rivayet edip (dedi ki) bize Amr b. Mâlik en-Nukri rivayet edip (dedi ki) bize Ebu'l-Cevzâ' Evs b. Abdillah rivayet edip şöyle dedi: Medinelilere çok şiddetli bir kuraklık isabet etmişti de Aişe'ye dert yanmışlardı. Bunun üzerine o şöyle demişti: "Hz. Peygamber'in -sallallahu aleyhi ve sellem- kabrine bakın ve ondan göğe (doğru) bir delik açın. Öyle ki onunla gök arasında hiçbir tavan kalmasın!" (Râvi) dedi ki, onlar bu (söyleneni) yaptılar. Bunun sonucu öyle bir yağmur yağdı ki nihayet otlar bitti, develer etlenip yağlandılar. Hatta iç yağından (çatlayıp) yarıldılar. Bundan dolayı (bu yıla) "yarık yılı" adı verildi.

Diğer rivayete geçelim:

İbni Ebî Şeybe haber verdi: Hazret-i Ömer zamânında Medînede kaht oldu. Bir kimse, Kabr-i Nebevîye gelip, yâ Resûlallah! Ümmetin için yağmur düâsı yap! Helâk olacağız dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” rü’yâsında görünüp, Ömere git! Yağmur geleceğini müjdele buyurdu. ...



Not: Bütün bu imamlar bunu rivayet etmişler ve bir tanesi bile onu zayıflatmamıştır; hele zamanımızdaki bid'atçıların iddia ettiği gibi şirk olduğunu hiç biri söylememiştir.

Buradaki açıklamaya göre bütün bu alimler (bilhassa İbni Hacer-i Askalani ve İbni Kesir) bu rivayetin sahih olduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca İbni Hacer-i Mekki (Heytemi) hazretleri de bu hadisi şöyle yazmıştır:

"...Bundan başka, Resûlullah ile tevessül istigâse etmek demek, Onun düâ etmesini istemek demekdir. Çünki O, kabrinde diridir, istiyenin istediğini anlar. Sahîh haberde bildirildi ki: (Emîr-ül-mü’minîn Ömer “radıyallahü anh” zamânında kaht [kıtlık] oldu. Eshâb-ı kirâmdan birisi, Resûlullahın kabri yanına gelip, yâ Resûlallah! Ümmetine yağmur yağması için düâ eyle! Ümmetin helâk olmak üzeredir, dedi.


Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, buna rü’yâda görünüp yağmur yağacağını haber verdi. Öyle de oldu. Rü’yâda ayrıca (Ömere git, Selâm söyle! Yağmur yağacağını müjdele. Keys ile hareket etmesini söyle!) de buyurdu. Keys, yumuşak davranmakdır. Ömer “radıyallahü anh” sert idi. Dînin emrlerini yerine getirmekde şiddet gösterirdi. Bu kimse, Halîfenin yanına geldi. Olanı anlatdı. Halîfe dinledi ve ağladı. Bir habere göre rü’yâyı gören, Eshâbdan Bilâl bin Hâris Müzenî idi. Burada, rü’yâyı değil, Sahâbînin, Resûlullahın kabrine gelerek tevessül etmiş olduğunu bildirmek istiyoruz. Görülüyor ki, Resûlullahdan, hayâtda iken olduğu gibi vefâtından sonra da, dileklerin hâsıl olmaları için düâ buyurması istenilir. Onun düâ ve şefâ’at etmesi ile dilekler hâsıl olduğu gibi, hayâta gelmeden önce ve hayâtda iken ve vefâtından sonra, Onu vesîle ederek yapılan düâ ve tevessüller de kabûl olmakdadırlar." (İbni Hacer-i Mekki; Cevher-ul-Munzam).

.
Ekleme Tarihi: 06.11.2007 - 15:04
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
der_ya su an offline der_ya  

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 17:46
Cinsiyeti: ----- 
kardeşlerım turbede yatan mubarekten dunyevı veye uhrevı isteklerde bulunmak baska şey; onların rabbımın yanındakı guzel makamlarını dıle getırerek'ALLAHIM burada yatan senın yanında sevgılı ve nazlı bır kuldur..bu zatın senın yanındakı hatırı hurmetıne yuzu suyu hurmetıne senden ıstıyorum ya rabbı ' demenın neresınde hata var anlayamdım


ancak dırekt olarak yatan zattan ıstedıgn zaman iş degışir zaten şirke gırersın...kışı bunun farkında olarak yapsın duasını...

ayrıca efendımız sav adı hurmetıne dua etmeyı yanlış gören zıhnıyetı tamamen kınıyorum... tabıkıde rasulallahdan degıl ıstegımız;ancak rabbımın yanındakı degerını anlatmaya kımsenın gucu yetmez...usvetun hasene...onun adına onun hurmetıne ıALLAHTAN istenılen ve onun arşına açılan eller boş çevırılmez bııznıllah.... selam ve dua ile...


Bu mesaj 1 kez ve en son der_ya tarafından 06.11.2007 - 17:36 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 06.11.2007 - 17:35
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
VuSlaT_ZaMbaK su an offline VuSlaT_ZaMbaK  

455 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.02.2006
En Son On: 03.01.2017 - 19:38
Cinsiyeti: Bayan 
der_ya kardeşim Allah Razı Olsun
hemfikiriz

alkıs
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 10:06
Bu mesajı bildir   VuSlaT_ZaMbaK üyenin diğer mesajları VuSlaT_ZaMbaK`in Profili VuSlaT_ZaMbaK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ebubera su an offline ebubera  

133 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 27.08.2013 - 11:53
Cinsiyeti: Erkek 
el-Vesile kelimesinden türemiştir. el-Vesile: Bir şeye "istek" ile ulaşmadır. İstek-arzu anlamını içerdiğinden "el-Vasile" ifadesinden daha özeldir (dar anlamdadır). Allah (c.c.) şöyle buyurur: "O'na vesile (yaklaşma yol) arayın" (el-Maide, 5/35).

Allah (c.c.)'a (yaklaştıran) gerçek vesile; ilim ve ibadetle onun yolundan gitmek ve şeriatın güzelliklerini benimsemektir. Kurbet (Allah'a yakınlık) gibi. el-Vasil, Allah'ı arzulayandır (Müfredât'tîr Rağıb el-İsfahan, s. 560-561). İbnü'l-Esîr şöyle der: el-Vâsil; arzulayan-isteyen demektir. el-Vesîle; Kurbet, vasıta ve kendisiyle birşeye ulaşılabilen ve yakınlaşma sağlanabilen şey anlamındadır. Çoğulu, "vesâil'dir (en-Nihâye, 5/185).

el-Vesile kelimesi Kur'an-ı Kerim'de iki yerde kullanılmıştır:

1) Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na (yaklaşmaya yol) vesile arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz" (el-Maide, 5/35). İbn Cerîr, âyeti şöyle tefsir eder; "O'na vesile arayın" yani "onu hoşnud edecek ameller işleyerek ona yaklaşmayı dileyin" (Tefsir'üt-Taberî, VI/226).

Hafız İbn Kesir de şunu kaydediyor: "O'na vesile arayın" İbn Abbas (r.a)'dan "yaklaşma" diye nakledilmiştir. Mücahid, Ebû Vail el-Hasen, Katâde, Abdullah b. Kesîr, Südd"ı, İbn Zeyd ve daha bir çok kişi aynı görüşü paylaşıyor. Katâde ayeti şu şekilde tefsir eder: O'na boyun eğerek ve onu hoşnud edecek ameller işleyerek ona yaklaşın. Mezkûr imamların söylemek istedikleri de budur ve bu konuda müfessirler arasında herhangi bir görüş ayrılığı yoktur (İbn Kesir Tefsîr, II, 53).

2. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: "Onların yalvardıkları bu varlıklar, Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınmağa değer" (İsra, 17/57).

İbn Mes'ud (r.a) şöyle açıklar; (Âyet) bir gurup arap hakkında nazil oldu. Bunlar bir kısım cinlere tapıyorlardı. Cinler müslüman oldular. Onlara tapmakta olan insanlar ise (bunu) anlamıyorlar. Diğer bir rivâyette ise "insanlar cinlere' ibadeti bırakmadılar" diye geçer (Müslim, Tefsir, 28, 29, 30; Buharî, Tefsir, 7). Hafız İbn Hacer ise şöyle açıklar: "Cinlere ibadet etmekte olan insanlar yine onlara tapmaya devam ettiler. Oysa ki cinler artık müslüman olduklarından ve onlarda rablerine vesile aradıklarından dolayı bundan razı olmuyorlardı." İbn Hacer, "Vesile'den kasıt, kurbet'tir" der (Fethu'l Bari, VIII, 249). el-Mu'cemu'l Vasît'te kurbet şöyle tanınırladır: "İyi ameller işlenerek kendisi ile Allah'a yaklaşılabilen"dir.

İbn Kesir'in sözü dikkate alındığında görülüyor ki şu noktada müfessirler arasında herhangi bir görüş ayrılığı söz konusu değildir: Vesile'den kasıt; Allah'a boyun eğerek ve onu razı kılacak işler yaparak ona yaklaşmaktır. Bunun da Kitab ve Sünnet dışında bir yerden anlaşılması olanak sızdır. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurur: "Artık her kim, Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir feyi ortak koşmasın"aglaKehf 18/110). İbn Kesir bu konuda şöyle der: "Bu ikisi kabule şayan amelin iki unsurunu teşkil eder. Sırf Allah (c.c.) rızası için yapılması ve Rasûlullah (s.a.s)'ın şeriatına uygun olması gerekir. Hakkında Kitabdan ve sahih sünnetten bir delil bulunmayan bütün ibadetler ve ameller bid'attır. Zira Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurur: "Her kim bizim bu işimizde (dinde) onda olmayan birşey ortaya koyarsa o merduddut (Buharî, Sulh, 5; Müslim, Akdiye, 17). Yine Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyururlar: "En doğru söz Allah'ın kitabıdır, en güzel yol Muhammed (s.a.s)'in yoludur, işlerin en kötüsü sonradan icad olunanlardır (muhdest)'dır. Sonradan (dinde) icad edilen herşey bid'attır. Bütün bidatler sapıklık (dalalet)'tır. Her sapıklıkta ateştedir" (Müslim Cum'a, 43; Nesi, Salâtu'l Ideyn, 22).

Fıkıh usulünde yerleşik bir prensip vardır: İbadetlerde asl olan men' (caiz olmaması)'dir, ta ki bir delil bulununcaya kadar; adetlerde de aslolan ibahadır ta ki bir delil bulununcaya kadar. Allah (c.c.)'ın bize emrettiği ibadetler ise mutluluk ve sıkıntı halinde ona yalvarmamız, ondan yardım istememiz ve ona sığınmamızdır. Cenab-ı Allah buyuruyor ki: "Rabbiniz (şöyle) buyurdu; Bana duâ edin, size icabet edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir" (Mü'min, 40/60). Allah (c.c.) bizlere, tevessülün faydalı birçok çeşidini meşru kılmıştır ve ona yalvaranın duasını -diğer şartlarını da yerine getirdiğinde- icabet edeceğini taahhüt etmiştir.

Müteahhirinin bir çoğu, tevessül kelimesiyle duadaki tevessülü kasdetmişlerdir. Oysa durum -daha önce geçtiği gibi- böyle değildir.

Müteahhirinin örfünde yaygın olan tevessül üç çeşittir:

1- Meşru Tevessül: Hakkında Kitab'dan ve sahih hadislerden bir delil bulunan. Meşru Tevessül kendi içinde üçe ayrılır.

a) Allah (c.c.)'ın güzel isimlerinden veya yüce sıfatlarından biriyle ona tevessül. Örneğin şöyle dua etmesi gibi: "Allah'ım sen Rahmân ve Rahim'sin, senden merhamet diliyorum..."

Bu konudaki delil şudur: "En güzel isimler Allah'ındır, o halde O'na o güzel isimlerle dua edin" (A'raf, 7/180). Yani Allah'a, en güzel isimlerini vesile edinerek dua edin. Allah (c.c.)'ın yüce sıfatları da buna dahildir. Zira Allah (c.c.)'ın isimleri, onun sıfatlarıdır. Cenab-ı Allah Süleyman (a.s)'ın tevessülünden şöyle söz eder; "Rahmetinle, beni iyi kullarının arasına kat" (Neml, 27/19). Rasulullah (s.a.s)'ın bu konudaki dualarından şu hadis-i şerif de bu konuya değinir. "Allah'ım! Gayb ilmin ve mahlukat üzerindeki kudretinle, eğer hayat benim için hayırlıysa beni yaşat, eğer ölüm benim için daha hayırlı ise beni öldür" (Nesai, Sehv, 62). Bu anlamda daha birçok hadis vardır.

b) Dua eden kişinin işlediği amel-i safihle tevessülü; "Allah'ım sana olan inancımla ve senin için olan sevgimle ve rasulüne tabi olmamla beni bağışla." Veya duacı, Allah (c.c.)'a olan sevgisi, ondan korkusu ve dilekleri için yaptığı iyi işleri zikreden ve duasında bunlarla tevessur eder. Konuyla ilgili delil şudur: "Öyle kullar ki, "Ey Rabbimiz! İman ettik, öyleyse bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" derler" (Al-i İmran, 3/16). Görüldüğü gibi Allah (c.c.)'ın bâğışlamasına vesile kılarak ameli salih (iman)'leri anarak dua edilebilir. Şu hadis de bunu ifade eder:

"Üç kişi mağaraya girmişler ve (büyük bir kaya ile) mağara üzerlerine kopanmış. Her biri yapmış olduğu iyi işlerle tevessül ederek Rabbine yalvarmış ve kaya kapının (çıkış bölümünün) önündeki kaya yarılmış ve böylece çıkmışlar..." (Buharî, İcâre,12; Müslim, Zikr, 100).

c) Yaşamakta olan salih bir insanın duasıyla yapılan tevessül: Sahabe-i Kiram (r.a) zor duruma düştüklerinde Rasulüllah (s.a.s)'a gider ve ondan kendileri için dua etmelerini dilerlerdi (bkz. Buharî, Cum'a, 34). Enes (r.a)'dan nakledildiğine göre, Hz. Ömer b. Hattab -onlara kuraklık bastığında- Abbas b. Abdulmuttalib (r.a) ile istiska eder ve şöyle derdi: "Allah'ım biz (zamanında) nebimizle sana tevessül ediyorduk ve sen bize su gönderiyordun. (Şimdi ise) Nebimizin amcası ile sana tevessül ediyoruz, bize su gönder." (Enes) diyor ki: "Ve sulanıyorlardı" (yağmur yağıyordu)." (Buharî, İstiska, 3; Fedail eshabinnebî, 11). Bu hadiste kastedilen mana şudur: "Yağmursuz kaldığımızda, Nebimize (s.a.s.) gider. O'ndan bizim için dua etmesini talep eder ve onun duasıyla sana yaklaştırdık. Şimdi ise o vefat etti. Artık bizim için dua etmesi imkansız. Bu yüzden amcası Abbas'a yöneliyor ve ondan bizim için dua etmesini diliyor ve onun duasıyla Allah (c.c.)'a yaklaşıyoruz."

A'mâ hadisi de bu kabildendir. O Rasulüllah (s.a.s)'a gelmiş ve ondan dua etmesini istemiştir. O da a'maya, duasıyla Allah (c.c.)'a tevessül etmeyi öğretmiştir (Tirmizi Da'avât, 118; İbn Mace, İkame, 189).

2- Bid'at Olan Tevessül: Bu zâtlarla, makamla, hürmet, büyüklük ve benzeri şeylerle tevessül etmektir. Şöyle demek gibi; "Allah'ım, Muhammed (s.a.s)'in hürmetine veya Ka'be'nin hürmetine -veya benzeri şeylerle senden diliyorum..." Bu tür "tevessüller, hakkında bid'at olduğuna dair açık delil bulunan tevessüllerdir. Bu sebeple hiçbir imamdan, cevazlarına dair bir nakil yoktur.

Hanefi kitaplarından (ed-Durrü'l Muhtâr)'da şöyle denmektedir: "et-Tatarhaniyye'de, el-Münteka'ya atfen, Ebû Yusuf dan o da Ebti Hanife'den naklen şöyle geçer: "Kişi Allah (c.c.)'a ancak onunla dua edilebilir. Bu konuda cevaz verilen duada şu âyetten anlaşılandır: "En güzel isimler Allah'ındır, o halde O'na o güzel isimlerle dua edin ". Rasûllerinin, nebilerinin, dostlarımın hakkı için "veya Beytin hakkı için" türünden ifadeleri kullanmak mekruh sayılmıştır (Hâşiyetü İbn Âbidîn, VI/396-397). Benzeri (bilgiler) bütün Hanefi metin ve şerh kitaplarının el-Mekruhat veya el-Hazr vel-ibâha bölümlerinde mevcuttur. Onlara göre mekruh harama en yakın olandır. İmam Muhammed'e göre ise cehennem azabı açısından "haram" gibidir. Nitekim Allâme İbn Abidin bunu el-Hazr ve'libaha bölümünün başlarında açıkça belirtmiştir. Bu yüzden selef-i salihinden bu tür bir tevessül naklolunmamıştır. Bu tür tevessüle cevaz verenlerin ileri sürdükleri deliller ya sahih olmayan hadislerdir veya kendisinden cevaz çıkmayan nasslardır. (el-Vesile) lafzının geçtiği âyetlerle delil getirmeye çalıştıkları gibi. Daha önce de belirttiğimiz gibi, ittifakla sabittir ki (burda vesileden) kasıt kurbe ve ta'ât'tır. Ayrıca az önce geçen Abbas (r.a) ile tevessül hadisi gibi. Halbuki bundan ancak dua ile tevessül olduğu anlaşılıyor. Zira, eğer zât'larla ve makamlarla tevessül etmek (caiz) olsaydı, vefât etmiş olan Rasûlullah (s.a.s)'dan vazgeçip ondan daha az fazilete sahip olan Abbas (r.a) ile tevessül etmezlerdi. Zira Rasûlullah (s.a.s) hürmet ve makam açısından -ölü veya diri olarak- Abbas (r.a)'dan daha yücedir. Bunu ifade eden daha birçok deliller vardır.

3- Şirk olan Tevessül: Bu Allah (c.c.)'dan başka ölülerle, dirilerle ve hali hazırda bulunmayanlarla dua etmek ve menfaat sağlamak, sıkıntıları gidermek için onlardan yardım istemektir. Veya ondan şefaat ve dua dilemektir. (Şefaat ta dua çeşitlerindendir). Bu doğru anlamda tevessül olmamasına rağmen, halkın cahil kesimi ve bazı ilim mensupları bu tevessül'ün (en azından) ihtilaflı tevessül olduğu imajını vermek amacıyla halkın kafasını bulandırıyorlar. Halbuki işin gerçeği, bu haram kılınan ve haramlığında icma edilen tevessüldür. Allah (c.c.) şöyle buyurur: "Mescidler Şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın" (el-Cinn, 72/18). "Kimseye" ifadesi belirsiz isimdir ve olumsuzluk ifadesinden sonra geliyor, dolayısıyla Allah (c.c.) dostu her kişiyi ve gönderilmiş her nebiyi kapsıyor. Allah (c.c) şöyle buyuruyor: "De ki: Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, onun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar onun bu rahmetini önleyebilir mi? De ki: Bana Allah yeter. Güvenip dayanacaklar, ancak O'na güvenip dayanırlar" (Zümer, 39/38).

İbn Teymiye bu konuda şöyle der; "Her kim Allah ile mahlukatı arasında -hükümdar ve teba'ası arasındaki aracılar gibi- aracılar oluşturursa, kişi kafir ve müşriktir. Öyle ki; kulların sorunlarını onlar Allah (c.c.)'a iletiyorlar, Allah (c.c.)'da kullarını onların aracılığıyla hidayete erdiriyor ve rızıklandırıyor. Halk önce onlardan dilekte bulunuyor, onlar da Allah (c.c.)'dan diliyorlar. Kralların yanındaki aracılar gibi. Onlar halka (da) yakın oldukları için ihtiyaçları krallara onlar dile getirirler. Halk da edep göstererek kraldan dileklerini onların yapmalarını isterler. Veya halkın onlardan (önce) dilekte bulunması, belki direkt kraldan dilekte bulunmalarından daha faydalı olabilir. Çünkü o aracılar ihtiyaçlı (sıradan halk)'dan daha krala yakındır (dosttur). Her kim bu tarzda aracılar oluşturursa o kişi kâfirdir, müşrikdir. Ondan tevbe etmesi istenir eğer tevbe etmezse öldürülür" (Mecmu'ul-Fetâvâ, I/126). İşte bu önceki müşriklerin şirkinin aynısıdır. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurur: "Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve "Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır" diyorlar" (Yunus, 10/18).

Bunun Allah (c.c.)'a şirk koşmak olduğunu söyleyenler çoğunluktadır. (Allâme es-Süveydî el-İkdü's-Semîn adlı kitabında, Şeyh Nu'man el-Âlûsî de ondan nakletmiştir. Cilâül Ayneyn, s. 442). Şeyh Abdü'l-Kadir el-Geylânî de, el-Ğunye adlı kitabında (ondan Nu'man el-Âlûsî) nakletmiştir. (Cilâü'l-Ayneyn, s. 487). Şeyh Sanâullah el-Halebî el-Hanefi de kitabında, velilerin keramet yoluyla yaşam ve ölüm sonrasına etki edebileceklerini ileri sürenlere karşı böyle birşey olmayacağını söylemiştir (Abdurrahman b. Hasen, Minhâcü't-Te'sis ve't-Takdis, s. 48; Şeyt Ebu't-Tayyib Muhammed Şemsü'l-hak el-Azîm-âbâdî el-Hanefi, et-Ta'liku'l-Muğni alâ sünen'id-Darukutnî, el-Akziye ve'l-Ahkâm bölümü, IV/225).

Ebu Eymen ed-DIMAŞKİ
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 11:38
Bu mesajı bildir   ebubera üyenin diğer mesajları ebubera`in Profili ebubera Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  
RE:

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı ebubera



Rasûllerinin, nebilerinin, dostlarımın hakkı için "veya Beytin hakkı için" türünden ifadeleri kullanmak mekruh sayılmıştır (Hâşiyetü İbn Âbidîn, VI/396-397). Benzeri (bilgiler) bütün Hanefi metin ve şerh kitaplarının el-Mekruhat veya el-Hazr vel-ibâha bölümlerinde mevcuttur. Onlara göre mekruh harama en yakın olandır. İmam Muhammed'e göre ise cehennem azabı açısından "haram" gibidir.




bazı sözleri ya anlamıyorsunuz yada bilinçli çarpıtıyorsunuz.


hz peygamberin ve falanca evliyanın HAKKI için diye dua etmek başka ,HATIRI için diye dua etmek başkadır.

bizim savundugumuz ise hatırı için olanıdır. hakkı için olanı degil.
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 12:41
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  
RE:

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı ebubera



3- Şirk olan Tevessül: Bu Allah (c.c.)'dan başka ölülerle, dirilerle ve hali hazırda bulunmayanlarla dua etmek ve menfaat sağlamak, sıkıntıları gidermek için onlardan yardım istemektir. Veya ondan şefaat ve dua dilemektir. (Şefaat ta dua çeşitlerindendir). Bu doğru anlamda tevessül olmamasına rağmen, halkın cahil kesimi ve bazı ilim mensupları bu tevessül'ün (en azından) ihtilaflı tevessül olduğu imajını vermek amacıyla halkın kafasını bulandırıyorlar. Halbuki işin gerçeği, bu haram kılınan ve haramlığında icma edilen tevessüldür. Allah (c.c.) şöyle buyurur: "Mescidler Şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın" (el-Cinn, 72/18). "Kimseye" ifadesi belirsiz isimdir ve olumsuzluk ifadesinden sonra geliyor, dolayısıyla Allah (c.c.) dostu her kişiyi ve gönderilmiş her nebiyi kapsıyor. Allah (c.c) şöyle buyuruyor: "De ki: Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, onun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar onun bu rahmetini önleyebilir mi? De ki: Bana Allah yeter. Güvenip dayanacaklar, ancak O'na güvenip dayanırlar" (Zümer, 39/38).

İbn Teymiye bu konuda şöyle der; "Her kim Allah ile mahlukatı arasında -hükümdar ve teba'ası arasındaki aracılar gibi- aracılar oluşturursa, kişi kafir ve müşriktir. Öyle ki; kulların sorunlarını onlar Allah (c.c.)'a iletiyorlar, Allah (c.c.)'da kullarını onların aracılığıyla hidayete erdiriyor ve rızıklandırıyor. Halk önce onlardan dilekte bulunuyor, onlar da Allah (c.c.)'dan diliyorlar. Kralların yanındaki aracılar gibi. Onlar halka (da) yakın oldukları için ihtiyaçları krallara onlar dile getirirler. Halk da edep göstererek kraldan dileklerini onların yapmalarını isterler. Veya halkın onlardan (önce) dilekte bulunması, belki direkt kraldan dilekte bulunmalarından daha faydalı olabilir. Çünkü o aracılar ihtiyaçlı (sıradan halk)'dan daha krala yakındır (dosttur). Her kim bu tarzda aracılar oluşturursa o kişi kâfirdir, müşrikdir. Ondan tevbe etmesi istenir eğer tevbe etmezse öldürülür" (Mecmu'ul-Fetâvâ, I/126). İşte bu önceki müşriklerin şirkinin aynısıdır. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurur: "Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve "Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır" diyorlar" (Yunus, 10/18).

Bunun Allah (c.c.)'a şirk koşmak olduğunu söyleyenler çoğunluktadır. (Allâme es-Süveydî el-İkdü's-Semîn adlı kitabında, Şeyh Nu'man el-Âlûsî de ondan nakletmiştir. Cilâül Ayneyn, s. 442). Şeyh Abdü'l-Kadir el-Geylânî de, el-Ğunye adlı kitabında (ondan Nu'man el-Âlûsî) nakletmiştir. (Cilâü'l-Ayneyn, s. 487). Şeyh Sanâullah el-Halebî el-Hanefi de kitabında, velilerin keramet yoluyla yaşam ve ölüm sonrasına etki edebileceklerini ileri sürenlere karşı böyle birşey olmayacağını söylemiştir (Abdurrahman b. Hasen, Minhâcü't-Te'sis ve't-Takdis, s. 48; Şeyt Ebu't-Tayyib Muhammed Şemsü'l-hak el-Azîm-âbâdî el-Hanefi, et-Ta'liku'l-Muğni alâ sünen'id-Darukutnî, el-Akziye ve'l-Ahkâm bölümü, IV/225).

Ebu Eymen ed-DIMAŞKİ






kusura bakmayın ama meshepsizlerin görüşlerini benimsemiş insanların hep sorunu olan tevessül , şefaat ,rabıta, tarikat , olmuştur.

türbeye giden insan istedigini o türbedeki yatandan istemiyorki onu vasıta kılıyor onun hatırı için istiyor.

sonuçta Allah a cc dua ediliyor Allahtan isteniliyor.

ne zaman tarikatın kıymetini önemini anlıyacaksınızki, tarikat yol demektir Allaha cc giden yllardan birisidir,kaynagıda kuran ve sünnettir.tarkatın inkarı ise küfürdür.

tarikatı kabul edip intisap etmemek ayrı .tarikatı kabul etmeyip gereksiz ve luzumsuz görmek ayrı hükümdür.

bu aynı meshep meselesi gibidir.meshebi kabul edersin ama o meshebe göre amel etmezsin ayrı hüküm,birde meshebi kabul etmeyip gereksiz ve luzumsuz görmek ayrı hükümdür.

hak mesheplerinde inkar edilmesi küfürdür,çünki meshebin de kaynagı kuran ve sünnettir.


meshep imamlarını ve tarikat şeyhlerini kabul etmemek ayrı bir konu ,

hak meshepleri ve hak tarikatları kabul etmeyip inkar etmek ayrı bir konudur.

meshep imamlarının ve de tarikat büyüklerinin sözlerini çarpıtmayın ve kendi anlayışınıza göre yorumlamayın.


hak mesheplerin vede hak tarikatların neden inkarı küfürdür ?.

çünki o meshepte olan ve o tarikatta olan büyüklerin hak dedigine dogru gördügüne sen batıl diyorsun yanlış diyorsun vede onların yanlış ve batıl yolda oldugunu söylemiş oluyorsun,oysaki onların yolu kuran ve sünnet yoludur.


Bu mesaj 1 kez ve en son derinsular_1 tarafından 07.11.2007 - 18:18 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 13:03
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  
A be evladim!

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
Konyali merhum Disçi Mehmet Efendi'ye rahimehullahi aleyh $efaati inkar eden birini getirmisler. Getirdikleri adam israrla sefaat yoktur diye iddia ediyor ve ; Allah ayet-i kerime'de buyurmadi mi : Allah'in izni olmadikça Nezdi'nde sefaat edecek kimmis?.. diyormus. Disçi Mehmet Efendi rahimehullah tebessüm etmis demis ki: " Evladim ben sana sefaatin varligi hakkinda Rasulu Muhterem'den bir çok hadis gösterebilirm, sahih olarak ... A be evladim! Bu Kur'an kime indi söyle bakalim, Kur'an'i bize ilk talim eden kimdir!!??... Adam: Rasululah tabi ki demis.. Disçi Mehmet Efendi: A be evladim Peygamber(s.a.v) bu ayeti görmedi mi de bunca $efaatle ilgili sözü söylemis o halde !!??....
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 13:07
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
VuSlaT_ZaMbaK su an offline VuSlaT_ZaMbaK  

455 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.02.2006
En Son On: 03.01.2017 - 19:38
Cinsiyeti: Bayan 
bu neydi böyle yaaaaaaüzüntülü

ALLAH aşkına


Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 13:11
Bu mesajı bildir   VuSlaT_ZaMbaK üyenin diğer mesajları VuSlaT_ZaMbaK`in Profili VuSlaT_ZaMbaK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
sorunuz kime acaba ? vuslat zambak.

ve ne neydi ne soru anlaşılıyor nede sorunun muhatabı anlaşılıyor


acıklarmısınız hem soruyu hemde kime sordugunuzu.
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 13:50
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
VuSlaT_ZaMbaK su an offline VuSlaT_ZaMbaK  

455 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.02.2006
En Son On: 03.01.2017 - 19:38
Cinsiyeti: Bayan 
derinsular_1 kardeşim
sen benim yazdığımı anlamamışsın galiba,benim yorumumla seninkinin özeti aynı!fark edemedin galiba!!!dikkatini çekerim...
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 14:18
Bu mesajı bildir   VuSlaT_ZaMbaK üyenin diğer mesajları VuSlaT_ZaMbaK`in Profili VuSlaT_ZaMbaK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
EK1453 su an offline EK1453  

253 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.09.2007
En Son On: 30.11.2007 - 00:43
Cinsiyeti: Erkek 
sevinçli sevinçli
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 15:04
Bu mesajı bildir   EK1453 üyenin diğer mesajları EK1453`in Profili EK1453 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  
RE:

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı VuSlaT_ZaMbaK

derinsular_1 kardeşim
sen benim yazdığımı anlamamışsın galiba,benim yorumumla seninkinin özeti aynı!fark edemedin galiba!!!dikkatini çekerim...




a.r.o

evet dikkatimi çektiniz vede şu sözünüzün ( bu neydi böyle yaaaaaa ALLAH aşkına) muhatabının ben olmadıgını anladım.

şimdi siz benim yazımın altına ( bu neydi böyle yaaaaaa ALLAH aşkına ) diye yazı yazarsanız karışıklık olması normaldir.


oysaki biz sizin yukardaki yazınızı okumuş ve dogru anlamıştık.


rahmetli sultan muhammed raşid (ks ) gibi 3 tane daha mürşidi kamil olsaydı bugünkü pkk terör meselesi olmazdı. çünki böyle büyük mürşidi kamiller devlete bedavadan çalışan amele gibidirler,insanlara devletini milletini vatanını ana babasını ailesini sevmeyi ögretiyorlar.devlet lideri zalimde olsa devlete asi olmak karşı gelmek isyan etmek caiz degildir. gercekten islamiyeti bilen ne devletine ne ana babasına karşı gelmez.

mürşidi kamiller ,insanları bir birine düşürmek ve insanları bir birine kırdırmak için gelmemişlerdir,insanları bir birine kaynaştırmak ,kulu ALLAH A cc ,ALLAH I kula sevdirmek için gelmişlerdir.


Bu mesaj 1 kez ve en son derinsular_1 tarafından 07.11.2007 - 17:03 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 15:12
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
EK1453 su an offline EK1453  

253 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.09.2007
En Son On: 30.11.2007 - 00:43
Cinsiyeti: Erkek 
sevinçli sevinçli
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 15:18
Bu mesajı bildir   EK1453 üyenin diğer mesajları EK1453`in Profili EK1453 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
VuSlaT_ZaMbaK su an offline VuSlaT_ZaMbaK  

455 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.02.2006
En Son On: 03.01.2017 - 19:38
Cinsiyeti: Bayan 
aslında bu konuya uzun bir cevabım var ama yazmıycam!çünkü hemen ortalık karışıyor,ne hikmetse bu aralar bu fazlasıyla ve gereksizce oluyor!!!



Eğer biliyorsan konuş ibret alsınlar,bilmiyorsan sus adam sansınlar!
(ilk önce kendi nefsime söylüyorum,üzerine alınmak isteyenler varsada alabilirler)



RABBİM kendine has kul,Habibine has ümmet,Mürşidimize has mürid,anne-babamıza has evlat ve kardeşlerimize has kardeş eylesin inş.
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 15:21
Bu mesajı bildir   VuSlaT_ZaMbaK üyenin diğer mesajları VuSlaT_ZaMbaK`in Profili VuSlaT_ZaMbaK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
EK1453 su an offline EK1453  

253 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.09.2007
En Son On: 30.11.2007 - 00:43
Cinsiyeti: Erkek 
Vuslat mübarek sen neye ve niye celallendin,ortalık karışmaz bildiğini yaz bence içinde kalmasın...Karışırsada ben müdahale ederim bişey olmaz..sevinçli
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 15:26
Bu mesajı bildir   EK1453 üyenin diğer mesajları EK1453`in Profili EK1453 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ebubera su an offline ebubera  

133 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 27.08.2013 - 11:53
Cinsiyeti: Erkek 
rabbimiz kuranda zandan kaçınmamızı emrediyor.sui zan haramdır.ama görüyorumki bazı arkadaşlar zannıda aşmış şahsıma yönelik mezhepsiz yahut şefaati inkar ediyor gibi tabirler kullanmışlar.kenislerini ebu hanifenin mezhebine atfeden arkadaşlarım acaba ebu hanifenin mezheple ilgili sözlerinden haberdarmı.
şefaati hiçbir müslüman inkar etmez çünkü ayan beyan ayet vardır.inkarı küfürdür.ama şirk olan bir başka unsur daha varki şefaatin ALLAH tan bağımsız ve izinsiz yapılabileceğine inanmaktır.
konuyu burda uzatmak istemiyorum.
şefaat mezhep tarikat rabıta vesile gibi konuları konuşmak isteyen arkadaşlarımla msn de görüşebilirim ve bu daha sağlıklı olur birbirimiz daha iyi anlayabilmemiz ve anlatmak istediklerimizi anlatabilmek için.

Mail adresi vermek yasaktır...


Bu mesaj 1 kez ve en son RuZGaR tarafından 07.11.2007 - 18:12 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 17:27
Bu mesajı bildir   ebubera üyenin diğer mesajları ebubera`in Profili ebubera Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Esma-Sultan su an offline Esma-Sultan  

330 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.08.2007
En Son On: 18.09.2009 - 23:02
Cinsiyeti: Bayan 
fatih1453 - siz cok fenasiniz göz kırpma
Ekleme Tarihi: 08.11.2007 - 19:45
Bu mesajı bildir   Esma-Sultan üyenin diğer mesajları Esma-Sultan`in Profili Esma-Sultan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
derinsular_1 su an offline derinsular_1  

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007
En Son On: 03.08.2008 - 16:30
Cinsiyeti: ----- 
Ehl-i Sünnet vel Cemâatin ittifâkıyla enbiyâyı, evliyâyı vesîle edinmek, şeyhleri vâsıta etmek câizdir, meşhûrdur, emredilmiştir. Bunu inkâr eden Necdî olan Muhammed bin Abdilvehhâbın mezhebine girmiş, ehl-i sünnet vel cemâatin bütün mezhebinden çıkmıştır!
Ekleme Tarihi: 24.11.2007 - 20:55
Bu mesajı bildir   derinsular_1 üyenin diğer mesajları derinsular_1`in Profili derinsular_1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
elshukran su an offline elshukran  

14 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 29.04.2004
En Son On: 16.09.2008 - 18:04
Cinsiyeti: ----- 
"Hic bir sey yaratamayan ama kendileri yaratilmis olani ortak mi sayiyorlar?
Oysa bunlarin onlara yardimda bulunmaya gücleri yetmez. Bunlarin kendilerine bile yardimi olmaz.
Onları dogru yola cagirirsaniz, size uymazlar, cagirmaniz da, susmaniz da sizin icin birdir.
Allah`in yakinindan cagirdiklariniz da, sizin gibi kullardir. Eger hakliysaniz onlari cagirin da size cevap versinler bakalim.
Onlarin yürüyecek ayaklari mi var, yoksa tutacak elleri mi var, ya da görecek gözleri mi var, veya isitecek kulaklari mi var? De ki: "Ortaklarinizi cagirin sonra bana tuzak kurun, hiç göz actirmayin. Cünkü benim velim Kitabi indiren Allah`tir. O, iyilere velilik eder. O'nun berisinden cagirdiklariniz kendilerine yardim edemezler ki size yardim etsinler." (Araf 7/191-197)
"De ki; Allah`in disinda kuruntusunu ettiklerinizi cagirin bakalim. Onlar, sikintinizi ne gidermeye, ne de bir baska tarafa cevirmeye güç yetirebilirler. Cagirip durduklari bu seyler de Rablarina hangisi daha yakin diye vesile ararlar, rahmetini umar, azabindan korkarlar. Cünkü Rabbinin azabi cidden korkunctur." (İsra 17/56-7)

Allah neyi gizlediginizi, neyi aciga vurdugunuzu bilir. Allah`in berisinden cagirdiklari ise bir sey yaratmazlar,
esasen kendileri yaratilmistir.
Onlar ölüdürler, diri degil. Ne zaman dirileceklerini
de bilemezler. (Nahl 16/19-21)
Ekleme Tarihi: 26.12.2007 - 20:15
Bu mesajı bildir   elshukran üyenin diğer mesajları elshukran`in Profili elshukran Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1408 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75381 saniyede açıldı