 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
 |
|
DÜŞMANLARIMIZI GÜLDÜRMEYELİM!!! |
|
|
875 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 07.05.2007
|
En Son On: 22.01.2010 - 17:46
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Adalet, kardeşlik, barış ve merhamet devri olan Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin asrı uzaklarda kaldıkça, insanlar arasındaki iyi ilişkiler zayıflamaya, toplumu ayakta tutan yüksek değerler fazla itibar görmemeye başlamıştır. Hareket noktası olarak aldığımız bu devirden sonra başlayan bozulma bazan yavaş, bazan hızlı bir tempo ile, adeta zikzaklar çizerek devam edegelmiştir. 21. asrın şu yıllarında ise bozulma ve yüksek değerlere saygısızlık daha da hız kazanarak en tehlikeli bir durum arzetmeye başlamıştır. Bu korkunç manzara tesir alanını o kadar genişletmiştir ki, Ziya Paşa’nın da:
“Bir katre içen çeşme-i pürhüni fenadan,
Başın alamaz bir daha bârân-ı beladan.
Asude olam dersen eğer, gelme cihana,
Meydana düşen kurtulamaz senk-i kazadan.”
işaret ettiği gibi, hayatta olan hiçbir fert, zümre veya sınıf böyle bir tehlikeden uzakta olduğunu iddia edemez hale gelmiştir.
Öyle değil mi ki?..
Dün; din kardeşini, kan kardeşinden üstün gören, ona elinde ne varsa eşit bir şekilde paylaşmayı teklif eden kimselerin yerinde bugün “meşru veya gayrı meşru” olduğuna bakmaksızın vatandaşının elindeki varlığı kendi varlığına katmayı, hayali ihracat yapmayı bir açıkgözlülük sayanlar yer almakta.
Dün; ALLAH Teâlâ yolunda savaşırken yara alan ve bu yaranın tesiriyle şehadet şerbetini içmek üzereyken, kendisine sunulan bir yudum suyu yanındaki din kardeşine vermek isteyen kimselerin yerini bugün bir birini caniyane bir şekilde kurşunlayan kimseler almıştır.
Düşman sadece topla, tüfekle mi gelir? Bu millet, Yunan İzmir’e çıkarken; Sovyetler Kars’ı, Ardahan’ı isterken bu kadar yaygın tehlike altında değildi. Nasıl mı? Yunanla savaşta Mehmetçik cephede savaşırken babası, kocası cephede vuruşan kız, gelin vatanın hariminde öz namus emniyetiyle yaşayabiliyordu. Sovyet tehdidinde ordumuz tetikte beklerken, bu milletin harmanı teminat altında idi.
Ya şimdi? Bankaları, fabrikaları, sokağı, çarşıyı, pazarı polisle; jandarmayla koruyamaz olduk!.. Mübalağa var mı bu sözde?
Karakolları kimler basıyor? Vatanın sınırında ve hatta hariminde Mehmetçiği arkadan şehid eden kim?
Teşhisi düzeltelim. Bir çılgınlık değil bu. Düpedüz hainlik. Düşmanı artık iyi tanıyalım. Düşman, perdenin arkasındadır. Silahı da, aramızdaki gruplaşmalar, hizipleşmeler, dalaşmalardır. Yeter artık!.. Bu silahı, düşmanın elinden çekip alalım!..
Biz, önümüze atılan yemlere kanıp, oltaya takıldıkça maskeli düşman basiretsizliğimize, düşüncesizliğimize kasıla kasıla gülüyor.
Benim doğu halkıma “Kürt” diyor; “Etnik gurup” diyor, devlete karşı tavır aldırıyor. Bunu başarıp, kasıla kasıla gülüyor. Düşüncesizliğimizle alay ediyor!
Çalışanıma “Proleter” diyor; “ezilen” diyor; greve, işgale, boykota sürüklüyor. Bunu başarıp kasıla kasıla gülüyor. Düşüncesizliğimizle alay ediyor!..
Okuyanlarımıza “devrimci” diyor; “etkin güç” diyor, O’nu “düzen değiştirmeye yetkili” olduğuna inandırıyor; sokağa döküyor; okumaz- yazmaz; otorite-disiplin tanımaz bir güruh haline getirmeyi planlıyor. Bunu başarıp kasıla kasıla gülüyor. Düşüncesizliğimizle alay ediyor!..
Ey akıl, ey feraset!.. Dondurulduğun yerden kalk!.. Bütün dünyada oynayan, aynı oyundur!.. İbret denilen şey, akıl içindir!..
mehmet talu..
|
Ekleme Tarihi: 03.11.2007 - 17:57 |
|
|
|
1576 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 14.11.2004
|
En Son On: 11.11.2012 - 22:24
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Ey akıl, ey feraset!.. Dondurulduğun yerden kalk!.. Bütün dünyada oynayan, aynı oyundur!.. İbret denilen şey, akıl içindir!..
|
Ekleme Tarihi: 03.11.2007 - 21:34 |
|
|
|
1463 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 23.03.2007
|
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
ALLAH razı olsun kardeş mehmet TALU hocam güzel yazmış günümüz meselerini
bence okuya bu yazıyı derim......selam ve dua ile................
|
Ekleme Tarihi: 04.11.2007 - 07:34 |
|
|
|
875 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 07.05.2007
|
En Son On: 22.01.2010 - 17:46
|
Cinsiyeti: -----
|
|

|
Ekleme Tarihi: 04.11.2007 - 22:10 |
|
|
|
1686 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 20.07.2007
|
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Silahların siyaseti siyasetin silahları
19/10/2007
Yoksa “Dağdan yönetilen ülke” başlığını mı koymalıydım? Vakıa, öyle de olduk. İster kabul edin, ister etmeyin, ama dağdan yönetildiğimiz bir gerçek. Eğer dağdan yollanan cenazeler koca bir ülkenin kimyasını bozuyorsa, siyasal aklını rehin alıyorsa, evet, buna “dağdan yönetilmek” denir.
Yumuşak karnımız kabak gibi açığa çıkmıştır. Bu tavrımızla, bu millete oyun oynamak isteyen her kimse, onlara “gel beni yumuşak karnımdan vur” demişizdir. Köpürtülen asabiyet, kışkırtılan milliyetçilik, dalga dalga kabaran ulusalcılık, karnımızın derisini daha da inceltir.
Buna, hırsıza yol göstermek denir. Sizin kimyanızı bozmak isteyen herkese ne yapması gerektiğini öğretmişsinizdir. Sizin kimyanızı bozmak, siyasetinizi yönlendirmek, size tedbirinizi şaşırtmak isteyen herkes, hesabını sizi çılgına çevireceğini düşündüğü cenazeleriniz üzerinden yapar. Ve siz istemeden çocuklarınızın katillerine hizmet etmiş olursunuz.
Artık, aklınız ipotek altına alınmıştır. Sondan bir evvelki soruyu dahi soramazsınız: 13 askeri öldürenlerin ne idüğü belli. İyi de, burada bir stratejik hata, hiç olmazsa taktik bir hata, ne bileyim bir ihmal de mi yok? Varsa, bunun hesabını soran bir merci de mi yok? Bu hesabı soracak olan millete ise malum medya kullanılarak ha bire gaz veriliyor.
Peki, bu garip tutum, bu ülkenin kimyasını bozmak isteyen odakların değirmenine su taşımak anlamına gelmiyor mu?
Sondan bir önceki soruyu soramayan, sondan iki önceki soruyu hiç soramaz. Cenaze sayısına indirgemiş bir güvenlik anlayışıyla çıkarılan Tezkere “Kürt sorunu”nu çözer mi? Hepsi de kökten laik olan DTP'lilere saldırmak, meseleyi bitirir mi? Yine kökten laik bir örgüt olan PKK'yı bitirmek, terörü bitirir mi? Kuklaya ağzına geleni söyleyip de, iş kuklacıya gelince ıslık çalan bir anlayış nasıl bir anlayıştır?
Bunu soramayan sondan üç önceki soruyu hiç mi hiç soramaz: Dün Çanakkale'de omuz omuza savaşıp ölmüş Türk ve Kürt kavminin çocuklarına bugün birbirini boğazlatan süreç kimin eseridir? Buralara nerelerden geldik? Bu süreçte ulus devletin, resmi ideolojinin, laisizmin, Batıcı taşeronların, köpürtülen ulusçulukların rolü nedir?
Bundan yüz yıl evvel Irak diye bir devlet yoktu. Evet, Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet de yoktu. Bundan yüz yıl sonra olur mu, meçhul. Ama iki Müslüman halk burada 1000 (yazıyla: bin) yıldan beri var. Dün vardı, yarın da var olacaklar.
Dün İslam sayesinde kardeşlerdi. Peki, bugün ne sayesinde düşman oluyorlar? Hiç soran var mı? Bizi kimler, ne süreçlerden geçirerek bu hale getirdiler?
TSK 23 kez Kuzey Irak'a girmiş. Bu işi bitirememiş. Kimse de “Niçin bitiremediniz?” diye hesap sormamış. 24. kez girince biteceğine dair bir garanti mi var? Tamam, ABD ve İsrail'in gerçek düşman olduğunu, Kuzey Irak'ta Türkiye'nin gerçekte bu güçlerle savaşacağını, PKK'nın hiçbir şey olduğunu bu vesileyle görmüş oluruz. (Eğer giriş amacımız buysa, bence -ABD böylesine çamura çökmüşken- hiç durmayıp girelim de, 'dost ve müttefiklerimizin' maskesini düşürelim) İyi de, bu güne kadar bu açık gerçeği görmemiş olan, bundan böyle görse ne olacak?
İsrail uçakları Türkiye hava sahasını kullanarak komşu ülkeyi bombalıyor, dalga geçer gibi sınırlarımız içine boş yakıt tankı bırakıyor, bizim hava sahamızı korumakla görevli olan güvenlik birimlerinden çıt çıkmıyor. Fakat Kuzey Irak cangılına girmek için tezkere çıkarılıyor.
Uyarı bir: İki kavmin bin yılı aşan kardeşliğini bozup arasına kan davası sokacak her hareket lanetlidir. Bunun kimseye hiçbir yararı yoktur, ama herkese kalıcı zararları kaçınılmazdır.
Uyarı iki: Türkiye ne zaman silahlı siyasete prim vermişse, siyaset kendi tabii silahlarından olmuş, bundan ülkedeki görece özgürlük ortamı fena halde zarar görmüştür. Bu daha yeni yeni belini doğrultan siyasetin kendi ayağına kurşun sıkmasıdır. Daha dün seçimden mutlak galip olarak çıkan iktidar, silahlarla yönetilmeye hayır diyebilmelidir. “Türkiye cenazelerle kimyası bozulup tedbiri şaşacak bir 'aşiret' devleti değildir” denilmelidir. Bu hem Cumhurbaşkanına hem hükümete karşı kurulmuş bir tuzaktır. Bu tuzağa düşülmemelidir.
Uyarı üç: Bu ülkenin güvenliği askere bırakılmayacak kadar önemlidir. 30 yıldır devam eden “terörle mücadele” yönteminin iflas ettiği ortadadır. Mevcut konsept işe yaramamış, terörü daha da azdırmıştır. Bu yöntemi sürdürmek isteyenler, önce başarısızlıklarının hesabını bu millete vermelidirler.
Bu ülkenin kurucu unsuru olan biz Müslümanlar, % 47'lik bir iktidarın dahi bunu başaramayacağını biliyoruz. Ama mevcudun gerisine düşen bir Türkiye de istemiyoruz.
Zira biliyoruz ki, silahların siyaseti hâkimse, siyasetin silahları susmuş demektir. Bunun anlamı, sözün gücünün yerini gücün sözünün almasıdır. Bunun anlamı, “konuşa konuşa anlaşmanın” yerini “vuruşa vuruşa kırılmanın” almasıdır. Büyük ailemizin gerçek düşmanlarının istediği de budur.
Hz. Musa'nın Kur'an'daki duasına katılalım: “İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri helak eder misin Allah'ım!”
MUSTAFA ISLAMOGLU
|
Ekleme Tarihi: 05.11.2007 - 01:50 |
|
|
|
1463 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 23.03.2007
|
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
hoca gene doğruları yazmış ....işte alim farkı işte bilginin üstünlüğü nasılda fark
ediliyor bakarmısınız ALLAH razı olsun mustafa hocam...tşk ederim bacım sağolasın
selam ve dua ile kalın sağlıcakla.............
|
Ekleme Tarihi: 05.11.2007 - 07:49 |
|
|
|
244 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 11.04.2007
|
En Son On: 17.06.2008 - 12:44
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Alıntı Orijınalı maksat kelam olsun
hoca gene doğruları yazmış ....işte alim farkı işte bilginin üstünlüğü nasılda fark
ediliyor bakarmısınız ALLAH razı olsun mustafa hocam...tşk ederim bacım sağolasın
selam ve dua ile kalın sağlıcakla............. |
maksat kelam olsun.abim, her şeyi bi çırpıda sölemişsin...
emeği geçenlerden...
bişi sorcam Mehmet islamoğlu hocam bursadaki Ahmed islamoğlu hocamın kardeşimi
yoksa isim soyisim benzerliğimi...merak ettim...
|
Ekleme Tarihi: 05.11.2007 - 15:10 |
|
|
|
1463 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 23.03.2007
|
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
mahmut doğan kardeşim mustafa demek istedin her halde öyle değilmi eğer öyle ise
de ahmet islamoğlu tanımıyorum ama onun isim benzerliği olma ihtimali bence
yüksektir çünkü öyle olsa haberdar olurdum selam ve dua ile..........
|
Ekleme Tarihi: 05.11.2007 - 22:59 |
|
|
|
244 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 11.04.2007
|
En Son On: 17.06.2008 - 12:44
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
abi kafam karıştı... neyse kusurabakma...bian dalgınlık... 
|
Ekleme Tarihi: 06.11.2007 - 04:45 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ahmet75 (60), skrkyz (54), necmiye (46), kestek646 (54), asumak (54), ay_i$igi (38), sude35 (39), Karacaoglan (43), fakiroðlu .. (60), ÇÝÐDEM (40), cafe_acayip (38), karlý Da.. (41), semra nur (43), azra 29 (49), minsevi (44), Hatice-Kübra (32), fatýma (50), seyhsamill (45), ENEABDULHAK (42), God_love82 (43), deli_laz53 (45), ahmed19 (39), melkan (48), nur-u_ebyaz (46), efelergibi (45), hacýbiro.. (49), inyaz (46), akcan1907 (40), a.sen1990 (34), muhammedöndem (41), boykot (53), fatihkart (39), Medine_Yolcusu (37), se.vim (37), turkonot (46), selo (55), Kalpsesi__7 (38), poyraz1967 (58) |
|
|
|
 |
|
|