 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
 |
|
EVRİMCİ TURİSTE VERİLEN CEVAP |
|
|
30 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 26.07.2003
|
En Son On: 07.10.2010 - 00:57
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
EVRİMCİ TURİSTE VERİLEN CEVAP
Evrimcilik ve Namazdaki Hareketlerimizin Anlamları 1961'lerde evrimciliğin iyice alevlendirildiği günlerdeydi.
Rahmetli Haci Nazif Celebi Süleymaniye camiinde bir öğle namazı kıldırmış, turistler de etrafını alarak imam kıyafeti içinde iken kendisine sualler sormuşlardı. Bunlar itirazcı suallerdi. Kimi, insanın maymundan geldiğini iddia etmek istiyor; kimi de, "seyrettiğimiz namazınızda niçin ayakta duruyor, eğiliyor, başınızı yere koyuyorsunuz.
Bunun ne mânâsı var? Bizim gibi sandalyeye oturun, papazin duasını dinleyin yeter", diyordu. Rahmetli Hacı Nazif'in bunlara verdiği cevaplar hiç aklımdan çıkmaz. Rûhunu şad etmek niyetiyle size de arz edeyim seneler sonrasında. Evrimci turiste dönerek konuşan Celebi, şöyle dedi:
"Biz namazımızda önce ayakta, sonra rükuda, sonra da secdede oluyoruz. Bunun bir hikmet ve mânası şudur. Ayakta iken ilk insan ilk babamız Adem'in (elif) ini yazarız. Bunun için (elif) harfi gibi dimdik, upuzun dururuz. Sonra rükuya eğiliriz. Bununla da Adem'in (dal) ını yazmış oluruz. Geriye (mim) kalır. Onu da yere başımızı koyar, (mim) gibi olur, öyle yazarız. Böylece her namazda babamız, Adem'in adını yazar, maymundan geldiğimizi iddia edenleri
fiilen reddetmiş oluruz. Bunun için maymunculuk iddiası bizde tutunamaz.
İkincisine gelince: Namazımıza ilk başladığımızda ayakta iken Rabbimizin üzerimizde tecelli eden sayısız nimetlerini düşünür, sonra bu nimetleri verenin huzurunda minnet ve şükranla eğiliriz. Ancak bu eğilmeyi de kâfi bulmayız, sonra kalkıp başımızı yere koyar, başımızla da minnetimizi dile getirmiş oluruz. Başımızı sunun için yere koyarız. Baş bedenin tümünü de idare eden en yüce varlığımız, en kıymetli organımızdır.
Bununla demiş oluruz ki:”Ey Rabbimiz, varlığımızın en kıymetli kısmı başımızdır. İste huzurunda başımızı dahi yerlere sürüyor, sana olan minnet ve şükrümüzü en kıymetli varlığımızı yerlere koymakla ifade ediyoruz. Şayet başımızdan daha kıymetli bir organımız olsaydı onu da huzurunda iftiharla yerlere serer, minnet ve şükrümüzü onunla da ifade etmek isterdik. Bu açıklamalardan sonra rehber turistin cevabı şöyle oldu:”Tamam tamam. Biraz daha anlatırsan grubumuza burada namaz kıldıracaksın.
Bu sırada turistin biri Çelebi hocaya yaklaşıp sordu:”Bundan sonraki namazınız saat kaçta olacak? Anlattığınız mânâda bir namazı ben de aranıza karışıp kılmak istiyorum. Bana çok uygun geldi bu anlayış içinde ayakta durmak, eğilmek, başı yerlere koyup Yaradan'a minnettarlığını ifade etmek. Bence de ibadet budur.
Böylece hem namazın mânasını onların anlayacağı şekilde ifade etmiş, hem de maymundan gelmediğimizi onlara anlatmış oldu.
|
Ekleme Tarihi: 15.05.2007 - 17:25 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
nur cemal (57), 06mekan68vatan (38), pembe_PAPATYA (39), knn_88 (37), ahmettayýn.. (30), silvan (44), nare (36), mütahit41 (61), merve1999 (53), Ahmet-Ali G. (52), Karadeniz_be (43), sinann42 (40), selimi (50), GunesinKizi (48), BERDUS (51), bayrbk (42), Mevlüt (52), mehmetcaglar (40), dersaaadet (45), cegex (58), apacci (51), hacihafizmurats.. (42), eren27 (47), yesilim (40), aksaGUMUS=ac&ya.. (44), ademcýft (38), METIN fr (54), miroglu_50 (35), Elyesa (47), AKL-I selim (39), altunumm (49), alimusavi (41), perhan44 (38), aykutdogan (39), Mali Ansara (48), habbab (55), yusufsimsek (34) |
|
|
|
 |
|
|