0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » GENÇLİĞİMİZİ BİRÇOK BAKIMDAN SIKINTIYA ATAN HUSUSLARDAN BİRİSİ DE 'MODA' DIR...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
dilaratuba su an offline dilaratuba  
GENÇLİĞİMİZİ BİRÇOK BAKIMDAN SIKINTIYA ATAN HUSUSLARDAN BİRİSİ DE 'MODA' DIR...

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 17:15
Cinsiyeti: Bayan 
Moda, dört mevsime göre değişebilmektedir. Giyimde, saç tipinde, ev eşyaları ve takılarda, dekorasyonda ve hayat tarzına etki eden her şeyde meydana gelen sık değişikliklere "moda" deniyor.

Gençlerin modayı tâkip etmesi, zevklerine ve gelir seviyelerine göre değişiyor. Senede bir değişiklik yapan olduğu gibi, bir toplantı veya düğünde giydiği elbiseyi bir daha giymeyenlere de rastlanıyor.

Güzellikler ve hikmet dini olan İslâmda bu mânâda bir "moda" anlayışı yoktur. Ama, değişim ve yenilik vardır.

İslâm, dünyevî ve nefsî isteklerden kaynaklanan modaya niçin olumsuz yaklaşmaktadır?

Çünkü, modanın temel esprisi olan sürekli ve sık değişim, israfa sebep olmaktadır. İsraf ise dinimizde yasaktır. Rabbimiz, "Yeyiniz içiniz, israf etmeyiniz. Muhakkak ki Allah, müsrifleri sevmez" buyurmaktadır. (A'raf: 31)

Moda, gerçek ve zarurî bir ihtiyaçtan değil, his ve hevâdan, zevk ve sefâdan kaynaklanmaktadır.

Modanın kaynağı dünyevîliği esas alan Batıdır. Bunların dinî bir kaygısı yoktur. Bu yüzden "moda" olarak ortaya çıkan bir şey, bizim temel dinî prensiplerimizle çatışabilmektedir.

Meselâ, tesettüre uygun olmayan elbiseleri hiçbir şekilde giymek câiz değildir. Çünkü, farklı ölçülerde de olsa belirli yerlerini örtmek erkek ve kadın için farzdır.

Modanın özünde başka milletlere benzemek esastır. Mü'minler ise, başka milletlere benzemekten men edilmişlerdir. Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), "Kim bir millete benzerse o onlardandır" (Ebû Dâvud, Libas: 5) buyurmuştur.

Hadislere dikkat edilirse, Peygamberimizin (a.s.m.) ibâdetlerin günü ve tarzı hususunda bile başka milletlere muhâlefet ettiği görülür.

Bunun için mü'min bir genç, başka bir milletin giyimini, saç tipini, eğlence şeklini, hayat tarzını taklit edemez.

Bu hususta Bediüzzaman Hazretlerinin sâdeleştirerek aldığımız şu ifâdeleri çok ibretlidir:

"Ey bu vatan gençleri! Avrupalıları taklide çalışmayınız! Acaba, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve düşmanlıktan sonra, hangi akıl ile onların eğlencelerine ve bâtıl fikirlerine ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Akılsızca taklit edenler, onlara uymak değil, belki şuursuz olarak onların safına katılıp kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Biliniz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz! Çünkü şu surette uymanız, milliyetinizi küçümsemektir ve milletle alay etmektir." (Lem'alar, s.116)

Moda hususunda şu hadislerde de alacağımız dersler vardır:

"Allah kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına lânet etsin" (Ebû Dâvud, Libas..: 28...)

"Allah erkeklere benzemeye çalışan kadınlara ve kadınlara benzemeye çalışan erkeklere lânet etsin." (Buharî, Libas: 61)

"Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helâl, erkeklerine ise haramdır." (Taberânî'nin Kebir'inden)

"Allah, yüzleri kırmızıya boyayana ve yüzünü kırmızıya boyatana lânet etsin." (Müsned, 6: 250)

Görüldüğü gibi, dinimizin bir prensibi de, cinslerin kendine has özelliklerini korumalarıdır. Bunun için erkek ve kadının giyimi, saç tipi, hâl ve hareketinin birbirine benzememesi gerekir. Kadının kendine has hayası ve tesettürü olduğu gibi, erkek de ciddi ve vakarlı olmalıdır.

Modanın ise böyle bir kaygısı ve ayrımı yoktur.

Zaten moda dünyevî, hissî, nefsî olduğu için dinin prensiplerini hiç nazara almaz. İslâmın emir ve yasakları ise, İlâhîdir. İlâhî prensipler, dünyevî ve nefsî gerekçelerle iptal edilemez.

Bunun için mü'min bir genç, hiçbir şekilde modanın tâkipçisi olup, başka milletlere benzeyemez.

Biz başkalarına benzemek yerine, kendi değerlerimizi korumalıyız. Bir hayat tarzı taklit edildiği zaman, pislikleriyle birlikte gelir. Söz gelişi, Batı tipinde bir ev dekorasyonunda salonun köşesinde bir sürü resimleri, heykelcikleri, barı da kabul etmek gerekir. Oysa bizim dekorasyonumuzda, hat yazıları, kıble esasına uygun yerleşim, ibâdetimize imkân verecek bir düzen esastır.

Bununla beraber dinimizde yenilik ve değişim vardır. Ancak bu değişim, "israfa sebep olmamalı, başka bir millete benzememeli, dinimizin emir ve yasaklarıyla çelişmemeli"dir.
Ekleme Tarihi: 04.03.2007 - 11:58
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rifat56 su an offline rifat56  

5108 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.05.2005
En Son On: 21.01.2023 - 23:33
Cinsiyeti: ----- 
gül Allah Razı Olsun gül

Ellerine sağlık...
Bu yaşıma geldim hiç modaya önem vermedim....ALLAH'a şükür...
Sanırım modaya önem verenler çoklarda...

Ekleme Tarihi: 04.03.2007 - 12:22
Bu mesajı bildir   rifat56 üyenin diğer mesajları rifat56`in Profili rifat56 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
~HiLaLaY~ su an offline ~HiLaLaY~  

2765 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.02.2006
En Son On: 04.12.2007 - 10:08
Cinsiyeti: Bayan 
dilaratuba gül

çok güzel önemli bir paylaşım teşekkürler


Allah Razı Olsun



Önümüzde ölüm var. Ölüm öldürülmüyorsa, insan bu dünyasından sorumlu demektir.

O halde hem kendi kâinatımızdan, hem de yaşadığımız kâinattan sorumluyuz. Kendimizi ve dünyamızı sorumsuzca tüketme hakkına sahip değiliz. Bize sunulan bu yapay dünyanın karşısında, ancak kutsal değerlerimize sahip çıkmakla karşı koyabiliriz. Hayatımızdaki hiçbir şey; işimiz, eşimiz, çocuklarımız, yaşam tarzımız, giydiklerimiz, yediklerimiz, gezip gördüklerimiz varolmanın gayesi ve anlamı değil.

Yaşamın esas gayesi ve tek anlamı, kalbimize ve kâinata yerleştirilen şifreyi anlamada gizli. Hepimiz insan olarak o şifreyi çözmek zorundayız. Zerreden, galaksilere kadar her şey, Onu anlamaya ve bulmaya çağırıyor. Eğer insan gözünü, kalbini, ruhunu, duygularını buna kapatırsa ancak kendini mahkum etmiş olur. Bu şifre ise Rabbini tanımaktır. Kendini bilen, Rabbini bilir.

Kendimizi bilmekten alıkoyan popüler yaşam, hayatımızı ancak anlamsızlığa ve yokluğa mahkum ediyor.

İnsanın yaşam kaynağı kalbi, hayatını bedenine indiren günümüz insanı acilen kalbini keşfetmeye yönelmelidir.



Sevgi Selam ve DUA ile...gül


Ekleme Tarihi: 05.03.2007 - 11:53
Bu mesajı bildir   ~HiLaLaY~ üyenin diğer mesajları ~HiLaLaY~`in Profili ~HiLaLaY~ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1622 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.08649 saniyede açıldı