|
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
|
113 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 23.04.2006
|
En Son On: 20.03.2008 - 00:28
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
ŞİRKTEN ŞEHADETE
Hazreti Musa Aleyhisselam, Firavun’un yanındaki sihirbazlarıyla buluştuğu zaman, sihirbazların önderi – aynı zaman da kör olduğu söylenir- diğer sihirbazlara şöyle der;
-Öyle sanıyorum ki bu davadan Musa galip gelecek. Biz sayıca fazla olsak da o semavi bir güce sahip. O güç karşısında çokluk kâr etmez. Onun için ki Musa’ya karşı saygılı olalım. Onu yenersek ne ala, yok yenemezsek bari bize zararı dokunmaz. Ayrıca bize Rabbinin huzurunda şefaatçi olur.”
Sihirbazlar saygının nasıl gösterileceğini sorunca, önderleri;
-Ondan önce izin isteriz ve deriz ki; İsterseniz önce siz mucizenizi gösterin, isterseniz biz gösterelim. Bu hareketimiz bir saygı örneğidir.”
Sihirbazlar “Tamam” derler. Maharetlerini ilk gösteren sihirbazlar olur. Onların ardından Hz. Musa elindeki asayı bırakınca asa büyük bir ejderha olup sihirbazların ortaya döktüğü tüm sihirleri yutar.
Kur’an-ı Azimüşşan’da mealen;
“Musa’da asasını koyuverdi. Bir de baktılar ki o, her ne dolap çeviriyorlarsa yutuyor.
Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.
“Alemlerin Rabbine, Musa ile Harun’un Rabbine iman ettik” dediler.
Firavun: “Ben size izin vermeden iman ettiniz. Anlaşıldı ki, o size sihri öğreten büyüğünüzmüş. O halde mutlaka yakında bileceksiniz, çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazına kestireceğim, hem de muhakkak hepinizi çarmıha gerdireceğim” dedi.
Büyücüler; “Zararı yok, herhalde biz, Rabbımıza döneceğiz.
Biz müminlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimizin günahlarımızı bağışlayacağını ümid ederiz” dediler. 26/45-51
Sabahleyin şirk içinde, küfür içindeydiler. İlahlık davası güden beyinsiz birine kulluk ediyor, secdeye kapanıyorlardı.
Fakat nasip olan hidayet, onları akşama şahadetle şereflendirmişti…
O yüzden değil mi ki sevgi ve nefretimizde aşırıya gitmememiz, gün olurda sevmediğimizi sevebileceğimiz, sevdiğimizi de sevmeyebileceğimiz konusunda uyarılmışız…
Cennet ve cehennemin her birimize ayakkabılarımızın bağından daha yakın bize Resulullah (s.a.v.) tarafından bildirilmedi mi?
Yeter ki neyi istediğimizi bilelim. Maddesel bakıp dünya hayatının zevk ve sefasına mı dalmalıyız? Yoksa çarmıha gerileceğimizi bilsek bile ebedi hayatı mı seçmeliyiz?
Cenab-ı Allah Azze ve Celle Kur’an-ı Azimüşşa’da mealen;
“Allah’ın emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belanın gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.” Nur Suresi- 63. ayetin bir kısmı buyuruyor. Firavun emre itaat etmeyip azabı seçerken, ona yıllarca secde edenler gerçekleri görünce Firavun’un tehditlerine rağmen secdeyi yapması gerekene yapıp ümit içinde geçici azabın üzerine yürüyüp, kendilerini kalıcı azaptan kurtarmışlardı…
Kula kul olmak ne kadar vahim… Selam ve Duâ ile…
Lokman HAMİTOĞLU
|
Ekleme Tarihi: 14.02.2007 - 21:08 |
|
|
|
|
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
serdarys_03 (39), GungorM (54), gözüm (57), diyusuf (42), hanimeli (57), emrah0601 (43), tfrt (47), meminaksoy (55), Delail'in Nur (43), SEHER_78 (54), HLYDAG (42), ayse_ozlem (39), MaVi_GuL_3 (42), hakkinkulu (65), GozYasim (39), y_yildirim (42), asibey52 (37), Hercaii (42), fatihim84 (41), gözyaþ&ya.. (38), rambo50 (38), Efendim (57), imamhatiplim_88 (37), battalmann (52), cen_can (51), yusuf26 (46) |
|
|
|
|
|
|