0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Nafile

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Yusuflu su an offline Yusuflu  
Nafile

428 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.06.2005
En Son On: 25.11.2007 - 19:27
Cinsiyeti: ----- 
Nafile


ÖYLE KELİMELER VAR ki, zamanla aslî anlamlarından kopuk, hatta zıt bir biçimde anlaşılmaya başlamış bulunuyor. Meselâ, her işin ancak Allahın izin ve rızasıyla olduğunu bildiren "inşaallah," bugün atlatma ifadesi olarak anlaşılıyor. Nitekim, insan, "inşaallah" dediği birçok durumda, "İnşallahla, maşallahla olmaz" gibi tehlikeli mukabelelerle karşılaşıyor. Öte yandan, yaratılmış olan anlamına gelen, bu itibarla Allahtan gayrı herşeyi ifade eden "mahluk" kelimesi, bugün çoklarınca yalnız hayvanlara mahsus kılınıyor; ve ona insanın mahluk olduğundan söz edildiğinde, o bunu bir hakaret olarak algılıyor.

Böylesi kritik anlam kaymalarından bir kısmına, hadis ve fıkıh ıstılahında rastlamamız mümkün. Meselâ, hadis rivayetlerinden söz ediliyor; ama şu toplumda çokları rivayeti doğru olup olmadığı şüpheli söylenti diye hafızasına kaydetmiş bulunuyor. Böyle bir dimağ, hadis rivayetlerinden söz edildiğinde, daha baştan, kendi rivayet tarifinin esiri olarak, bu rivayetleri ciddiye almayarak işe başlıyor. Hele "Bu hadiste tevatür var" deyin; onun bu yanlış anlaması katmerleniyor. Zira, tevatür, hakikat-ı halde bir hadisin ayrı ayrı birçok güvenilir kanaldan geldiğini; dolayısıyla onun Resulullaha (a.s.m.) ait bir söz olduğunun kesin olduğunu ifade ettiği halde, bugünün birçok insanının dilinde tevatür ortada dolaşan söylenti diye kodlanmış bulunuyor. Benzer bir durum, sahih hadis ile ilgili. Sahih hadis, tevatürle, yani birden fazla güvenilir kanalla rivayet edilen hadisi ifade ettiği halde; sahih hadis ifadesi öyle anlaşılıyor ki, bir hadis için sahih değil dendiğinde, zihinlerde hemencecik "Yani, uydurma" kaydı düşülüyor. Oysa, meselâ tek bir güvenilir kanaldan gelen bir hadis rivayeti, sahih hadis sınıfında yer almadığı gibi; kesinlikle mevzu veya uydurma hadisler sınıfında da bulunmuyor. Bilakis, tek bir güvenilir kanaldan gelen hadisler, hasen hadisler olarak müminin hayatına yön veren nebevî haberler olarak ciddi bir değer taşıyorlar. Diğer bir deyişle, sahih terimi, hadis ıstılahında, uydurmanın zıddı değil; dolayısıyla, bir hadis için sahih değil deniliyorsa, bunun anlamı, o hadisin uydurma olduğu değil. Ne var ki, zihinlerdeki bu yanlış kodlamalar, birilerince kendi çizgileri lehinde olabildiğince kullanılıyor.

Kullanılan bir diğer kavrayış problemi ise, nafile ile ilgili. Nafile, fıkıhta, Resul-i Ekremin sünnetinin farz ve vacip olmayan kısmını ifade ediyor. Ama, nafilenin bugünkü Türkçeye yerleşmiş karşılığı, ne yazık ki, boş yere yapılan iş, faydasız iş. Durum bu olunca, nefislerin gemini koparan birileri bir sünnet-i seniyye için "O farz değil, nafile" dediğinde, bu kalblerde ve dimağlarda hemencecik ilgili sünneti terk gibi bir niyet belirebiliyor. Zira, "Farz değil, nafile" demek; farkında olunsun veya olunmasın, zihinlerde, "Onu yapmak gereksiz. Boşuna yapmış olursunuz" gibi bir anlamı çağrıştırıyor.

Oysa, bir kudsî hadis, sünnetin nafile kısmını ya kötü niyetle, ya kavramı yanlış ve eksik anlama sonucu gereksiz görenler için, yeterli uyarılar taşıyor. Buharî, Rikak de kayıtlı bu hadis-i kudsîde, "Kulum, üzerine farz kıldığım şeylerden daha iyi bir yolla Bana yaklaşamaz" buyuruyor Rabb-ı Rahîm. Ardından, sıra nafileye geliyor. Öyle ki, nafile, kulun Allahı hakkıyla sevdiğinin ve dolayısıyla Allahın sevgisini kazanmasının bir lâzımı olarak tezahür ediyor: "Kulum nafilelerle de Bana yaklaşmaya devam eder; nihayet, Ben onu severim. Onu sevince de işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden birşey isterse veririm, Bana sığınırsa onu korurum..."

(Şunu hemen belirtelim.Nafile terimi, hadisin aslında olmayıp, tercümede verilen bir karşılık değil. Bilakis, bizatihî hadis metninde "ve mâ yezâlü abdî yetekarrebu ileyye binnâfili..." ifadesi yer alıyor.)

Nafile terimi, her nasılsa zaman içinde uğradığı anlam bozukluğundan kurtarılıp bu kudsî hadiste net bir şekilde ifadesini bulan aslî yerine oturtulsa, bugün en azından selîm kalblilerin yaşadığı bir dizi kafa karışıklığının çözüleceğini düşünüyorum. Sünnetin farz olmayan nafile kısmının, Allaha yaklaşmanın ve Onun sevgisine ulaşmanın bir lâzımı olması; Kurânın Resule itaati, Resuli en güzel örnek bilmeyi, Resulün önüne geçmemeyi, Resule tâbi olmayı emreden bir dizi âyetiyle de tam bir mutabakat arzediyor.

Kısacası, sünnet-i seniyyenin nafile kısmını çiğneyerek Onun muhabbet ve rızasına kavuşmamın mümkün olmadığı anlaşılıyor. Rabbinin, Kendisinin işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olmasını isteyenin, kesinlikle sünnet-i seniyyeyi Onun dergâhında bir şefaatçi kılması gerekiyor.

Ve böyle olunca, nefsinin ve iltifat gördüğü çevrelerin yapıp ettikleri, yani sünnetleri uğruna, Resul-i Ekremin sünnet-i seniyyesini nazarlarda değersizleştirmek isteyenlerin kelimenin Türkçe anlamıyla ne kadar nafile bir işle iştigal ettiği ayan-beyan ortaya çıkıyor.

METİN KARABAŞOĞLU


(Hadis Okumaları adli kitabindan alintidir)

Ekleme Tarihi: 22.09.2006 - 13:05
Bu mesajı bildir   Yusuflu üyenin diğer mesajları Yusuflu`in Profili Yusuflu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1620 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sabrikucukseren (61), Simsek61 (41), dido (41), xserpilx (40), cezabel (52), ahmetcotur (49), ARES (60), alacali_sevim (59), mfilizfidan (41), CILGINPiLOT1 (46), sultan53 (48), ahunal31 (53), musavi (60), adem51 (50), omerpolat04 (35), Bayram-25 (51), ASK (38), medineyevaramad.. (35), Sinan_iht (38), banckal (39), sülü (39), islaminsesi (37), talhardty (52), mmy55 (42), allahbirdir (35), ismer (46), aykiz833 (41), batil (43), sedat1965 (59)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.78993 saniyede açıldı