0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » CÜNEYD-İ BAĞDADÎ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
CÜNEYD-İ BAĞDADÎ

1613 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.07.2006
En Son On: 12.03.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Erkek 
CÜNEYD-İ BAĞDADÎ



Velilerin seyyidi olarak bilinen Cüneyd-i Bağdadi (kuddise sirrûhu), Nihavend'de doğmuş, Bağdad'da

büyümüş, o günkü doğunun bütün İslâm merkezlerini gezerek ünce ilim, irfan elde etmiş, sonra da kazandığı bu

yüce meziyetler yaşadığı tasavvufi faziletleriyle Müslümanlara faydalı olmuş, irşadda bulunmuştur.

Çocukluğunu yaşadığı Bağdad'da, İmamı Şâfii'nin talebesi Ebû Sevr'den fıkıh, tefsir, hadis, kelâm gibi şer'i

ilimleri okumuş, civarda bulunan diğer din ulemâsından muhtaç olduğu ikmâl edici bilgileri de elde ettikten sonra
dayısı olan büyük velî, meşhur zâhid Seriyyü's-Sakati'nin tasavvuf derslerine devam etmiştir.

Üçüncü asrın büyük velisi aziz zâhid Seriyyü's-Sakati, yeğeni Cüneyd'le ciddi şekilde meşgul olmuş, Ona,

tavsiye ettiği nefs terbiyesi sayesinde velilerin seyyidi derecesine yükselme şerefini kazandırmıştır.

Cüneyd-i Bağdadi, senelerce süren nefs ve beşeri arzularını yenme mücahedesi sonunda ruhen tekâmül

edip, hislerini kontrol altına alarak tam bir ihlâsa kavuştuğu sırada, hem neseben dayısı, hem de mânevi sahada
inkişafına sebeb olan üstadı Seriy, Ona cemaatı irşad müsaadesini vermiştir. Ancak, Cüneyd, hâlâ kendisinden

emin değildir. Nefsini ıslah etmediği, kimseye nasihat etme derecesine yükselmediği kanaatındadır. Bu yüzden

dayısı ve üstadı Seriyyü's-Sakati'nin teklifine hemen evet diyemez, beklemeyi tercih eder. Ne var ki, beklemekte

olduğu o günlerde gördüğü mühim bir rüyada, kendisine tebessümle bakan Hazret-i Resûlüllah, şöyle emir

verir:

"Cüneyd! Artık mü'minlerin arasına karış ve onlara ebedi hayata ait hakikatları anlat, ikaz olmalarına yardım

et!"

Bu rüyayı gördüğü anda yatağından fırlayan Cüneyd sabahı zor bulur. Namazdan sonra ilk işi üstadının

kapısını çalmak olur. Cüneyd'i tebessümle karşılayan üstadı, henüz Cüneyd hiçbir şey anlatmadan Ona şu

karşılığı verir:

"Haydi, şimdi de vazifeden kaç da görelim! Bizim sözümüzle amel etmeyebilirsin ama, Resûlüllah'ın emri?

Onun emrinde de tereddüt edebilir misin? Doğru vazife başına!"

Cüneyd utancından üstadının yüzüne bakamaz ve o günden sonra Bağdad, Basra, Küfe ve Hicaz'a

varıncaya kadar bütün İslâmi muhitlerde konuşur, ilim ve feyzinden umumun istifade etmesini sağlar.

.............

Hazret-i Cüneyd ilk senelerde gittiği hacda mâneviyat büyüklerinin Harem-i Şerifte toplanıp sohbet ettiklerine

şahit olur. Hemen yanlarına yaklaşıp, bir köşeye oturarak sohbetlerini dinlemeye başlar.

Şükür mevzuunu konuşurken her biri bir tarif yapar. Bir ara kendisine de sorarlar:

"Söyle bakalım, Bağdadlı genç! Şükür nedir sana göre?"

Şöyle cevap verir Hazret-i Cüneyd:

"Şükür, Allah'ın ihsan ettiği nimetlerle Allah'a isyan etmemek, o nimetleri haram olan yerde asla

kullanmamaktır!.."

Mâneviyat büyükleri bu kısa ve kesin cevabı pek beğenip, birbirlerine bakarlarken, içlerinden biri şöyle der:
"Bu misafir, Seriyyü's-Sakati'nin talebesidir!"

Gariptir ki, daha sonra üstadı Seriy, şükrün bu tarifini duyunca kimden öğrendiğini sorar. O da:

"Zâtınızın derslerinden anladığım şükür, bundan başkası değildir efendim" diye cevap

verir.

Bundan sonra Seriy, Cüneyd'i iyice kendi hâline bırakır ve şöyle âlicenapça bir söz de söyler:

"Cüneyd, üstadını geçmiştir. Bunu açıkça itiraf ediyorum, artık müşküllerinizi ona sorabilirsiniz!"

.................

Tasavvufta pek çok görülen vecd hâli için şöyle söyler Hazret-i Cüneyd:

"Vecd (ruhi zevk ve heyecan) ilmin içinde olmalı, yoksa ilim vecdin içinde olmamalı!.."

Büyük mutasavvıf, bu sözüyle tasavvuf ehli zâtlara şu hatırlatmayı yapmaktadır:

"Tasavvuftaki zevkinize ilim hâkim olmalı, bu yolda ilimle yürümelisiniz. Yoksa ilminize tasavvuf hakim olup da,
ilimsiz yürümeye kalkışmamalı, ilmi tasavvufa tâbi kılmamalısınız."

Gerçekten de ilmi olmayan bazı cahillerin ehli tarika zarar verdikleri, olmayacak iddia ve gösterişlerde

bulunarak, zahir ehlini tasavvuftan kaçırdıkları, hattâ aleyhlerine bile çevirdikleri görülmüştür.

Bundan dolayıdır ki, mâna büyükleri, "dışı dine uygun olmayan şeyin içi de dine uygun olmaz" demişler,

mutlaka zahirdeki görünüşün de, dine uygun olması gerektiğini, aksi halde dışı dine aykırı görülen bir davranışın

içinde dine uygunluk olamayacağını ısrarla söylemişlerdir.

Nitekim elinde içki şişesiyle dolaşan bir adamın zahiri, dine muhaliftir. Artık bunun bâtınında da dine uygun bir
hâl olmaz. Olduğu ileri sürülse bile, bu iddia makbul sayılmaz. Zaten bâtınında kudsi meziyet olsa, zahirini de

düzeltecek, görenlerin sui zanna kapılıp günah kazanmalarına sebeb olmayacaktır.

Büyük Veli, kalbe gelen şeyleri tasnif ederken de şöyle bir sıralama yapar:

"Kalbe gelen düşünceler dört türlü olur:

1-Cenâb-ı Hak'tan gelir, kulu uyarmaya mâtuf bulunur.

2-Melek tarafından gelir, kulu iyiliğe yöneltir.

3-Nefisten gelir, sahibini günah olan şeylere sevkeder.

4-Şeytandan gelir, öfkeye ve yeise atmaya müteveccih olur. Kul, bunları iyi ayıklamalı, iyiliğe sevkedenin

Rahmani, kötülüğü hatırlatanın da şeytanî olduğunu bilmeli, kötülüklerin üzerinde durup da vesveseye mağlup

olmamalıdır."

................

Üçüncü hicret asrının başlarında şöyle bir söz meşhur olmuştur:

"Bağdad'ı Cüneyd; Şam'ı Ebû Abdullah Celâ, Nişapur'u Hiyere vaizi Ebû Osman ihyâ etmiştir!"

Gerçekten de Bağdad'da tasavvufi dersleriyle büyük hizmetler yapmış olan Cüneyd Hazretleri, tasavvufu tek

cümleyle tarif ederken şöyle demiştir:

"Tasavvuf, ıstıfa'dan gelmektedir. Istıfa' ise, seçilmek ayrılmak demektir. Kul fani

olan herşeyden seçilip ayrılacak baki olan Allah rızasından gayrı şey düşünmeyecektir. İşte tasavvuf. bundan

ibarettir."

Hazret-i Cûneyd. gerçek sofi ve ihlâslı dindarları tarif ederken de şöyle der:

"Hakikî sofinin kalbi, İbrahim Aleyhisselam gibi dünya sevgisinden uzak olur. Teslimiyeti, baba elinde kurban

olmaya rıza gösteren İsmail Aleyhisselâm gibi kavî olur. Şevki, Mûsâ Aleyhisselâm'ın münâcatı sırasındaki şevki

gibi yüce olur. Sabrı, Eyyüb Aleyhisselâm'ın sabrı gibi sağlam olur. İhlâsı da Muhammed Aleyhisselâm'ın ihlâsı

gibi tam olur."

Cüneyd'e biri sorar:

"Ey Müslümanların aziz mürşidi, belânın büyüğü nedir, söyler misin?"

Şöyle cevap verir:

"Belânın büyüğü, belâ vereni bilmemektir. Bu da gafletten ileri gelir."

Milâdi 910'da (H. 298) Bağdad'da 91 yaşında vefat eden Seyyidü't-Tâife Hazret-i Cüneyd, üstadı, aynı

zamanda da dayısı olan Seriyyü's-Sakatî'nin yanına defnolunmuştur.

Seriyy'in üstadı büyük kutuplardan Mâruf-u Kerhi'dir. Onun üstadı da İmam Ali Rızâ'dır. Böylece Cüneyd'in

irşad silsilesi en kısa yoldan Resûlüllah'a erişmektedir.
Ekleme Tarihi: 05.09.2006 - 21:39
Bu mesajı bildir   recepholding üyenin diğer mesajları recepholding`in Profili recepholding Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ozlenen safak su an offline ozlenen safak  
yirmi saniyede

33 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.09.2006
En Son On: 25.09.2006 - 17:02
Cinsiyeti: ----- 
Seytan hizmetci kiligina girmis ve yirmi sene Cuneyd-i Bagdadi Hazretleri'nin yanina gidip gelmisti.bir turlu gonlune vesvese veremeyince ona istediklerini yaptirmaya muvaffak olamamisti.Birgun : Ey ustad yoksa siz benim kim oldugumu biliyormusunuz dedi Cuneyd-i Bagdadi Hazretleri: Sen lanetli iblissin ilk geldigin andan beri seni taniyoum dedi. seytan:Ey Sultanul Muhakkikin sizin kadar yuksek dereceye ulasan baska bir buyuk zat tanimiyorum yirmi senedir size hicbir istedigimi yaptirmaya muvaffak olamadim.Cuneyd Bagdadi Hazretleri: Defol mel'un!Simdi de beni kendine begenme hastaligina dusurerek mahvetmekmi istiyorsun.Yirmi senede yaptiramadigini yirmi saniyedemi yaptiracaksin?Yikil karsimdan diye bagirdi...
Ekleme Tarihi: 05.09.2006 - 21:59
Bu mesajı bildir   ozlenen safak üyenin diğer mesajları ozlenen safak`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1289 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68096 saniyede açıldı