0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » niyet, herseyin esasi ve temelidir

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 6 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
niyet, herseyin esasi ve temelidir

1613 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.07.2006
En Son On: 12.03.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Erkek 
İslâm'ın en ziyade ehemmiyet verdiği hususlardan biri niyettir. Kişinin yaptığı işler niyete göre değer kazanır. Allah nazarında da, kul nazarında da bu böyledir. Aynı fiili yapan iki ayrı kişi, niyetlerindeki farklılık sebebiyle birbirine zıt karşılık görebilirler. Bu sebeple, gerek Kur'anı Kerîm'de ve gerekse hadisi şeriflerde niyetin ehemmiyetine dikkat çeken beyanlar bulunmaktadır. Şu âyeti kerîmede insanların niyetlerine göre hesaba çekilecekleri belirtilmektedir: "Göklerde ne var, yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Siz içinizde olanı açıklasanız da, saklasanız da, Allah onu bilir ve onunla sizi hesaba çeker. (Sonra da ameline ve niyetine göre) dilediğinin günahını bağışlar, dilediğine azab verir. Allah'ın kudreti her şeye yeter."agla1)

Hz. Aişe Radıyallahu Anhâ'dan rivayete göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Bir ordu Kâbe'ye saldırmak üzere yola çıkacak. Bir çöle geldiklerinde baştan sona bütün ordu yere batacaktır."

Hz. Aişe der ki:

"Bunun üzerine ben, yâ Resûlullah, onların arasında ticaret için yola çıkanlar ve kötü niyetli olmayanlar varken, niçin hepsi birden yere batacaktır?" diye sordum.

Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

"Hepsi birden yere batacak, âhirette yeniden diriltilip niyetlerine göre hesaba çekileceklerdir."agla2)

Yapılan amellerin, hayır hasenatın Allah Teâlâ katındaki kıymeti, değeri niyete göre belirlendiği için niyetin çok önemli bir yeri vardır. Hz. Ömer Radıyallahu Anh'dan rivayete göre; Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Ameller (in Allah Teâlâ katındaki kıymeti) ancak niyete göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise, eline geçecek olan da ancak odur. Her kimin hicreti Allah'a ve Resûlü'ne yönelik ise, hicreti Allah'a ve Resûlü'ne varıcıdır. (Yani hicret sevabını kazanır.) Her kimin de hicreti elde edeceği dünyadan (dünya malından) veya evleneceği bir kadından dolayı ise, onun hicreti de, hicretine sebep olan şeyedir. Yani hiçbir sevabı yoktur."agla3) Bu hadisi şerif, insanın kazanacağı sevap ve günahlar ile yakından ilgili olup, son derece önemlidir. Ahmed bin Hanbel, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Dârekutnî gibi büyük âlimler, bu hadisle, İslâmiyet'in üçte birini anlamanın mümkün olduğunu söylemişlerdir. İmam Şafiî, bu hadisin yetmiş ayrı konuyla ilgisinin bulunduğunu, bu sebeple de onu din ilminin yarısı saymak gerektiğini belirtmiştir.



Maksada göre hüküm

Fukaha bu hadisi şeriften mülhem olarak:

"Bir işten maksat ne ise, hüküm ona göredir." Yani bir iş üzerine terettüp edecek hüküm, o işten maksat ne ise, ona göre olur, kaidesini tesbit etmişlerdir.(4) Bu hadisi şerifin, İslâm'daki büyük mevkiini bilen müellifler, kitaplarının başına bu hadisi şerifi geçirmişlerdir. Muhaddis Buhârî Sahih'ine bu hadisi şerif ile başlamıştır. Hafız Abdurrahman İbn Mehdi:

"Kitap yazmak isteyen her müellif, eserini yazmaya bu hadis ile başlasın." tavsiyesinde bulunmuştur.(5)

İmam Buhârî, bu "Niyet Hadisi"ni çok büyük bir dikkat ve titizlikle topladığı kitabına başlangıç yapmakla, bunun elCâmi'u's Sahîh içindeki mevkiini, Fâtiha'nın Kur'ânı Kerîm içindeki mevkii yerinde tutmuştur. Böylece Buhârî, niyetin insan hayatındaki büyük ehemmiyetini belirtmiş oluyor. Şüphesiz şer'î hükümler ve dinî mükellefiyetler iki esas üzerinde tezahür eder:

a.Kalbin bir şeye yönelmesi, onu kasdetmesi, o şeye varması, onu kabullenmesi şeklinde tezahür eden kalbî ameller

b.Organlarla yapılan her türlü ameller yani hareketler, işler ve davranışlar. Niyet hadisi, bütün kalbî amelleri içine aldığından, dinin yarısını toplamıştır. Bütün amellerin oluşu ve ayrıca değer kazanması, evvelâ içimizdeki gizli niyetlere, ikinci olarak da organların görünürdeki fiil ve hareketlerine dayanmaktadır... Bu hadis, kişinin bir nev'i hareketinin kıymetinin, niyetinin nev'ine bağlı bulunduğuna ve herkesin sevap ve ikaba nâiliyetinin, niyet ettiği hayr ve şerrden ibaret bulunduğuna delâlet etmektedir.



İslâmda niyet çok önemlidir

İslâm'da niyet çok önemlidir. Yapılan işlerden elde edilecek sevap, niyet ile belirlenir. Mesela, namaz kılarken niyet, Allah rızası ve Allah'a kulluk ise, bu davranıştan sevap beklenir. Vücudu hareket ettirmek ise, beden eğitimi yapılmış olur. Yine hac ibadetini yaparken niyet, gezmek, dolaşmak ise, bu davranış bir seyahat olmuş olur. Yemek yiyen bir kimse bu yemeğini, Allah'a ibadet eden bedeni ayakta tutmak için yerse, yemek yemedeki niyetinden sevap beklenir.

Dış görüntüsü İslâm'a uygun davranışlarda, niyet İslâm'a uygun değilse, bu davranışın sonucu olumlu olmayacaktır. Diğer taraftan, dış görüntüsü İslâm'a uygun olmayan; ama niyeti iyi olan davranışlar, zâhire yani görüntüye göre değerlendirilir, niyete bakılmaz.

İyi bir şeyi yapmaya niyetlenip, bunu yapmayan kişiye sevap verilebilir. Yine kötü bir şeyi yapmaya niyetlenip de bunu yapmayan kişiye de, kötülüğü terk ettiğinden dolayı sevap verilebilir.

Bazan niyet amelin de önüne geçer. Çeşitli sebeplerle işlenemeyen amel, niyet sebebiyle sanki işlenmiş gibi ecir kazandırır. Zeyd b. Sabit Radıyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona:

"Mü'minlerden (evlerinde) oturanlarla Allah yolunda mücâhede edenler bir olmaz." (6) âyetini yazdırmak istedi. Tam âyeti yazdırırken İbnu Ûmmi Mektûm, Resûlullah'ın yanına çıkageldi ve:

"Yâ Rasûlallah, cihâda gücüm yetseydi, ben de muhakkak cihâda gider, düşmanlarla harbederdim," dedi.

İbnu Ümmi Mektûm kör bir kişi idi. Allah Tebâreke ve Teâlâ, Resûlü'ne vahiy indirdi. Bu sırada Resûlullah'ın uyluğu benim (Zeyd b. Sabit) uyluğum üzerinde bulunuyordu. Vahyin ağırlığı bana o kadar ağır geldi ki, sonunda dizimin ufalanıp dağılmasından korktum. Sonra Resûlullah'tan vahyin tesiri sıyrıldı da Azîz ve Celîl olan Allah "Gayru ûli'd–darar Zarar sahibi olanlardan başka" diye (bir istisna kaydı) indirdi.(7) Bu âyeti kerîmeyle, özürleri sebebiyle savaşa katılamayanlar, sırf niyetleri yüzünden savaşa katılanların ecrini almaktadır.



Ameller niyete göre değer kazanır

Diğer yandan, şehit olmayı samimi olarak isteyen kimsenin, evinde normal yatağında ölmesi hâlinde de şehitler zümresine dâhil olacağı hadisi şeriflerle sabittir. Enes b. Malik Radıyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

"Her kim şehit olmayı sadakatla isterse, şehitlik kendisine verilir. Velevki isabet almasın." buyurdular.(8)

Ebû Ümame b. Sehl b. Haneyf Radıyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

"Her kim sıdk ile Allah'tan şehitlik dilerse, Allah onu şehitlerin menzilesine ulaştırır. Velevki döşeğinde ölmüş olsun." buyurmuşlar. (9)

Bu hadisin ikinci rivayeti birinciyi tefsir etmiştir. Her iki rivayetin mânası şudur: Bir kimse hulûsi kalp ile şehit olmayı isterse, döşeğinde bile ölse, kendisine şehit sevabı verilir.

Şimdi niyetin ne olduğunu görelim:

Niyet, bir işi Allah rızâsı için yapmayı kalpten geçirmektir. İş ya kalple, ya dille veya diğer organlarla yapılır. Kalbimizle yaptığımız işler, niyet ve düşüncelerimizdir. Dilimizle yaptıklarımız konuşmalarımızdır.

Ameller yani yapılan işler, niyete göre değer kazanır sözü:

Kalpten geçen düşünceler, iyi niyete dayandığı zaman Allah katında değer kazanır. Bu esnada kalbin uyanık ve şuurlu olması gerekir.

Dil bir şeye niyet ederken, kalp bu düşünceye katılmazsa, niyet makbul olmaz.

Abdullah İbni Ömer'in âlim ve zâhid oğlu, Medine'nin yedi fakihinden biri olan Salim, halife Ömer bin Abdülazîz'e yazdığı mektupta şöyle demiştir:

"Şunu iyi bil ki, Allah Teâlâ'nın kuluna yardımı, kulun niyeti kadardır. Kimin niyeti tam olursa, Allah'ın ona yardımı da tam olur. Niyeti ne kadar azalırsa, Allah'ın yardımı da o kadar azalır."

Herkesin yaptığı işin karşılığını niyetine göre alması, şu gerçeği vurguluyor: Yapılan bir ibadet ve herkesin takdirini kazanan bir hizmet, görünüş bakımından kusursuz olabilir; ancak o ibadet ve güzel hizmetin samimi bir niyetle ve sadece Allah'ın rızasını kazanmak maksadıyla yapılması şarttır. İnsanların takdir ve teveccühünü kazanmak veya hem Allah rızasını hem de insanların takdirini kazanmak düşüncesiyle yapılan ibadet ve hizmetlerin Allah katında hiçbir kıymeti yoktur. Yapılan işleri Allah katında değerli kılan, bizim ihlâs ve samimiyetimiz, yani o işleri sadece Allah rızası için yapmış olmamızdır. Meselâ, insanlar beni görsün ve takdir etsin diye namaz kılmak, zekât vermek şirk derecesinde büyük bir günahtır. Fakat gösterişi aklından geçirmeyen bir mü'minin, başkalarını o ibadeti yapmaya teşvik etmek niyetiyle herkesin göreceği bir yerde namaz kılıp, zekât vermesi faziletli bir davranıştır. Böyle bir mü'min hem görevini yapmış, hem de iyi niyetinden dolayı ayrıca sevap kazanmış olur.



Hangi niyetle hicret ettiler

Allah Teâlâ'nın yasak ettiği şeyleri terkedip yapmamak da genel mânada hicret sayılmaktadır. Bu sebeple Peygamber Efendimiz:

"Muhacir, Allah'ın yasakladığı şeyleri bırakan kimsedir." buyurur.(11)

Hadiste sözü edilen hicretten maksat, kâfirlerin elinde bulunan vatanı bırakıp, İslâm yurduna göçmektir. Hz. Peygamber ile ashabı, Mekke'den Medine'ye bu maksatla göçmüşlerdir. Resûli Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in söylemek istediği şudur:

"Bir adam, hicret ederken dünyevî bir çıkar düşünmemiş, sadece Allah'ın rızasını kazanmayı ve Resûlullah'ı hoşnut etmeyi hedef almışsa, hicreti makbul olmuştur; Allah ve Resûlü'ne hicret etme sevabını elde etmiştir. Kim de hicret ediyor görünse bile, aslında bir dünyalık elde etmek veya bir kadınla evlenmek arzusuyla yola çıkmışsa, onun hicreti makbul sayılmaz ve hiçbir sevap kazanamaz. Bu gerçeği Allah Teâlâ şöyle belirtmiştir:

"Kim âhiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız, çoğaltırız. Kim de dünya kârını, kazancını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun âhirette hiçbir nasibi olmaz."agla12)

Bu hadisi şerifin söylenmesine şöyle bir olayın sebep olduğu anlatılır: Abdullah b. Mes'ud Radıyallahu Anh'dan rivayete göre:

"Sahâbîlerden biri, Ümmü Kays adlı bir hanımla evlenmek ister. Fakat o günlerde Ümmü Kays Medine'ye hicret etmeyi düşünmektedir. Kendisiyle evlenmek isteyen sahâbîye, niyeti ciddî ise Medine'ye hicret etmeyi ve orada evlenmeyi teklif eder. Mekke'deki kurulu düzenini terketmeyi henüz düşünmeyen o sahâbî Ümmü Kays'la evlenmek arzusuyla Medine'ye hicret etmek zorunda kalır. Bu durumu bilen sahâbîler, Ümmü Kays'ın muhaciri anlamında "Muhâciru Ümmü Kays" diye takıldıkları o zatın, hicret sevabı kazanıp kazanmadığını tartışmaya başlarlar.(13) İşte o zaman Peygamber Efendimiz, bu hadisi şerifle meseleye açıklık getirerek, herkesin niyetine göre sevap kazanacağını belirtir.

Her ne kadar bu hadisin sebebi özel bile olsa, hükmü geneldir.



Kalbi ameller için niyet gerekmez

Amellerin sahih olabilmesi, o ameli yapmak için niyet etmeye bağlıdır. Binaenaleyh niyetsiz olarak yapılan ameller, sahih değildir. Aslında niyetsiz olarak da amel yapılabilir. Ama yapılan bu amelin Allah yanında sahih olabilmesi için o amele başlarken niyetin bulunması gerekir. Buradaki amelden maksat, namaz ve oruç gibi bedenî amellerdir; kalbî amellerin ise, niyete ihtiyacı yoktur. Oturup kalkmak, yiyip içmek, mûtâd hareketler, ibadete yardımcı olmaları ya da Allah'ın rızasını kazanmak ve Resûli Ekrem gibi yapmak maksat ve niyetiyle yapıldıkları takdirde, ibâdete dönüşürler ve sahibi için sevaba vesile olurlar. Allah'ın azabından ve gazabından kurtulmak için yasakları terketmek niyete muhtaç değilse de bu terkten sevap elde edebilmek için, sevap kazanma niyetiyle yapılmış olması gerekir. Necasetten temizlenmek için niyete ihtiyaç yoktur. Bu, haramları terk gibidir. Haramları terk etmek için niyetin gerekmediğinde ise, icmâ vardır. Arzettiğimiz bu mübarek hadisi şerif hakkında ehli ilmin birçok takdirleri vardır. Bütün bunların sebebi; bu hadisi şerifte vicdanî temayüllerimizin, medenî münasebetlerimizin, hayır veya şerre mukarin, iyi veya fena olmasının yegâne mi'yarının niyetlerimiz olduğunun ve her fiil ve hareketin icab ve terkinde niyetin hâkim bulunduğunun tebliğ buyrulmuş olmasıdır. Ayrıca bu hadisi şerifte hâlis niyetin değeri ortaya çıkmaktadır. Samimi bir niyet ile yapılan ve âdet kabilinden olan işler bile ibadet vasfı kazanır.

Müslüman ulemâsı, bu hadisi şerifin dinde pek büyük bir mevkii olduğunda ittifak etmiştir. İmâm Şafiî ile diğer bazı âlimler, "Bu hadis, İslâm'ın üçte biridir." demişlerdir. Bunun sebebi, bu hadisi şerifin niyeti tazammun etmesidir. Çünkü İslâm: Söz, niyet ve amelden ibarettir. İmam Şafiî, fıkhın yetmiş babının bu hadise râci olduğunu söylemiştir. (14) Çünkü insanın amelleri kalbi, dili ve diğer organları olmak üzere üç vasıtayla yapılır. Böyle olunca, insanın niyetle elde ettiği mânevî kazançları tüm kazançlarının üçte birini teşkil eder. Hatta diğer organlarla yapılan ameller kalbin ve başka organların yardımına muhtaç olduğu hâlde, kalp ile yapılan ameller başka organların yardımına muhtaç değillerdir. Kalple yapılan salih ameller, başlıbaşına bir ibadettir.

Nitekim Sehl b. Sa'd esSaidî Radıyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Mü'minin niyeti, amelinden daha hayırlıdır." buyurmuşlardır. (15)

Bu hadisi şerif hakkında Ebû Dâvûd da şöyle demiştir:

"Resûli Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in beş yüz bin hadisini yazdım. Sonra bunlardan ahkâma dair olan dört bin sekiz yüzünü seçtim. Zühde, faziletlere dair olanları tahrîc etmedim. Bu hadislerden dördü, insanın dinî hususlarına kâfidir." demiş ve bu hadisi şerifi bu dört hadis içinde birinci olarak zikretmiştir.(16)
Ekleme Tarihi: 23.08.2006 - 17:02
Bu mesajı bildir   recepholding üyenin diğer mesajları recepholding`in Profili recepholding Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
oncenamaz su an offline oncenamaz  

197 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.07.2006
En Son On: 17.10.2006 - 14:33
Cinsiyeti: ----- 
bunu su anda cikardim 4 sayfa yakalsik ancak cok güzel seyler var gözden gecirdim yatarken bir daha okuyacagim simdi gözden gecirdim

DIKKATIMI CEKEN BIR HADIS VAR COK HOS

MUHACIR ALLAHIN YASAKLADIGI SEYLERI ´BIRAKAN KIMSEDIR

COK VECIZ BIR HADIS::
ALLAH RAZI OLSUN KONU GENIS
DOSYA KONUSU
KESINLIKLE OKUNMASI GEREKIR

Ekleme Tarihi: 23.08.2006 - 17:36
Bu mesajı bildir   oncenamaz üyenin diğer mesajları oncenamaz`in Profili oncenamaz Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ahmet gunay  
Yüreğe bakalım önce

Misafir

Kayıt Tarihi: 26.12.2024
En Son On: 17.10.2006 - 14:33
Cinsiyeti: ----- 
İslâm'da niyet çok önemlidir. Yapılan işlerden elde edilecek sevap, niyet ile belirlenir.


O yürek varya o yürek işte ona bakılmalı.

A.R.O kardeşim güzel bir paylaşımdı

Selam ve dua ile...


Bu mesaj 1 kez ve en son ahmet gunay tarafından 23.08.2006 - 22:21 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 23.08.2006 - 22:20
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
YeSiLKuBBeM su an offline YeSiLKuBBeM  

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 07.02.2005
En Son On: 25.10.2007 - 09:24
Cinsiyeti: Bayan 
A L L A H razi olsun..

Iyi niyetle yapilan her is güzel bir sonuca varir..
Kötü niyetle yapilan her is kötü bir sonuca varir..

"Şunu iyi bil ki, Allah Teala'nın kuluna yardımı, kulun niyeti kadardır. Kimin niyeti tam olursa, Allah'ın ona yardımı da tam olur. Niyeti ne kadar azalırsa, Allah'ın yardımı da o kadar azalır."

Ekleme Tarihi: 23.08.2006 - 22:41
Bu mesajı bildir   YeSiLKuBBeM üyenin diğer mesajları YeSiLKuBBeM`in Profili YeSiLKuBBeM Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
osmanlı_2009 su an offline osmanlı_2009  
edep bir taçimiş nuru hudadan giy ol taçı emin ol beladan

79 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.02.2006
En Son On: 10.03.2009 - 08:10
Cinsiyeti: Erkek 
niyet hayır akıbet hayır....vesselam selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 24.08.2006 - 08:52
Bu mesajı bildir   osmanlı_2009 üyenin diğer mesajları osmanlı_2009`in Profili osmanlı_2009 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. razı olsun kardeşim çok faydalı bir yazı niyetleri sadece ALLAH-U TEALA bilir. Hüküm verme yetkisi sadece O'nundur. Lakin ademoğlu nefs sahibi şeytan devamlı uğraşıyor insanda bazen nefsine yenik düşüp insanların niyetleri görmeden bilmeden hüküm vermeye kalkıyorlar. Oysa ki hüküm verme yetkisi sadece ALLAH c.c. dır. Umarık bunu bütün kardeşlerimiz iyi idrak ediyordur. Güzel kardeşlerim nefret ettirici olmayalım sevdirici olalım. Her insan hata yapar hata yapmak insana mahsus hatasından dolayı insanları dışlamayalım sen günahkarsın yanacaksın demeyelim gün olur harman olur keser döner sap döner hesap dönermiş birgün olur aynı hatayı sende yaparsın. Ne diyeceğini bilemezsin. Niyetleri bilemeyiz bakarız kötülük yaptığını zannederiz ama aslında bir başkasına iyilik yapıyordur. Bir menkıbe vardı kısaca anlatayım...

Bir mübarek zat. O'nu görenler devamlı onu dışlar ve ayıplarlarmış zira ne zaman görseler elinde bir içki şişesi ve yanında hep bir kadın olurmuş kimsede onu camiye gittiğini görmezmiş eşi de bunu kendisine söylemiş ve efendim demiş ölseniz cenazenizi kimse kaldırmıycak demiş O zatda merak etme hanım padişahın işi ne demiş. Hakikaten bu zatda birgün yolda giderken vefat etmiş cenazesini kimse yerden alıp kaldırmamış bile O dönemin padişahıda rüyasında O zatın olduğu yere gitmesini ve o cenazeyi kaldırmasını söylenmiş. Padişahda bir mana verememiş ertesi gün hemen veziriyle üzerini değiştirip o söylenen yere giştmiş hakikaten orda yatan biri olduğu görmüşler. Vezir hemen padişahım hemen sarayta haber verelim cenazeyi kaldırsınlar demiş padişah olmaz demiş bunu biz kaldırıcaz hemen yıkamışlar ve cenazeyi kabre koymuşlar padişah sonra O zatın evine gidip hanımıyla konuşmuş. Padişah sormuş kimdir bu zat niçin kimse cenazeyi kaldırmadı kime sorsam kötüledi ama ben rüyamda bu zatı gördüm. Hanımıda durumu anlatmış efendim demiş ben efendime o kadar söyledim yapma dedim ama dinletemedim efendim kazandığı bütün parayı dağıtırdı mesela yolda içki içen birini görse hemen parasını verip içmesin diye içki şişesini satın alırdı yolda bir kadın görse hemen parası verip eve getirirdi benim yanıma bırakıp giderdi yeterki çalışmasın diye bende o kadına Dini anlatırdım namaza asla mahalle camisine gitmezdi en uzaktaki camiye giderdi nefsi ibadetlerini güzel göstermesin isterdi işde böyle padişahım gören insanlarda onu hep içki içen kadına düşkün biri olarak tanırdı diye söylemiş...

ALLAH-U TEALA ya Emanet Olun...
Ekleme Tarihi: 24.08.2006 - 09:29
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1377 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60935 saniyede açıldı