0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » ADALET

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Humeyra Yildirim su an offline Humeyra Yildirim  
ADALET

210 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.01.2006
En Son On: 08.03.2007 - 09:59
Cinsiyeti: Bayan 
ADALET
İstanbul'un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkümleri serbest
bırakmıştı. Fakat bu mahkumların içinden iki papaz zindandan çıkmak
istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun
halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için
hapse atılmışlardı. Onlar da bir daha hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdi.

Durum Hazreti Fatih'e bildirildi. O, asker göndererek, papazları huzuruna
davet etti. Papazlar hapisten niçin çıkmak istemediklerini Hazreti Fatih'e
de anlattılar. Fatih o dünyaya kahreden iki papaza şöyle hitap etti:

- Sizlere şöyle bir teklifim var: Sizler İslam adaletinin tatbik edildiği
memleketimi geziniz, müslüman hakimlerin ve müslüman halkımın davalarını
dinleyiniz. Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz, hemen
gelip bana bildiriniz ve sizler de evvelki kararınız gereğince uzlete
çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunu isbat ediniz.

Hazreti Fatih'in bu teklifi papazlar için çok cazip gelmişti. Hemen
Padişahtan aldıkları tezkere ile İslam beldelerine seyahate çıktılar. İlk
vardıkları yerlerden biri Bursa idi... Bursa'da şöyle bir hadiseyle
karşılaştılar:

Bir Müslüman bir yahudiden bir at satın almış, fakat hiçbir kusuru yok diye
satılan at hasta imiş. Müslümanın ahırına gelen atın hasta olduğu daha ilk
akşamdan anlaşılmış. Müslüman sabırsızlıkla sabahın olmasını beklemiş, sabah
olunca da erkenden atını alıp kadının yolunu tutmuş. Fakat olacak ya, o
saatte de kadı henüz dairesine gelmemiş olduğundan bir müddet bekledikten
sonra adam kadının gelmeyeceğine hükmederek atını alıp ahırına götürmüş.
Atını alıp götürmüş ama at da o gece ölmüş.

Hadiseyi daha sonra öğrenen kadı, atı alan müslümanı çağırtıp meseleyi şu
şekilde halletmiş:

- Siz ilk geldiğinizde ben makamımda bulunsa idim, sağlam diye satılan atı
sahibine iade eder, paranızı alırdım. Fakat ben zamanında makamımda
bulunamadığımdan hadisenin bu şekilde gelişmesine madem ki ben sebep oldum,
atın ölümünden doğan zararı benim ödemem lazım, deyip atın parasını
müslümana vermiş.

Papazlar islam adaletinin bu derece ince olduğunu görünce parmaklarını
ısırmışlar ve hiç zorlanmadan bir kimsenin kendi cebinden mal tazmin etmesi
karşısında hayret etmişler.

Mahkemeden çıkan papazların yolu İznik'e uğramış. Papazlar orada şöyle bir
mahkeme ile karşılaşmışlar:

Bir müslüman diğer bir müslümandan bir tarla satın alarak ekin zamanı
tarlayı sürmeye başlar. Kara sabanla tarlayı sürmeye çalışan çiftçinin
sabanına biraz sonra ağzına kadar dolu bir küp altın takılmaz mı? Hiç
heyecan bile duymayan Müslüman bu altınları küpüyle tarlayı satın aldığı
öbür müslümana götürüp teslim etmek ister;

- Kardeşim ben senden tarlanın üstünü satın aldım, altını değil. Eğer sen
tarlanın içinde bu kadar altın olduğunu bilseydin herhalde bu fiata bana
satmazdın. Al şu altınlarını, der.

Tarlanın ilk sahibi ise daha başka düşünmektedir. O da şöyle söyler:

- Kardeşim yanlış düşünüyorsun. Ben sana tarlayı olduğu gibi, taşı ile
toprağı ile beraber sattım. İçini de dışını da bu satışla beraber sana
verdiğimden, içinden çıkan altınları almaya hiçbir hakkım yoktur. Bu
altınlar senindir dilediğini yap, der. Tarlayı alanla satan anlaşamayınca
mesele kadıya, yani mahkemeye intikal eder. Her iki taraf iddialarını
kadının huzurunda da tekrarlarlar.

Kadı, her iki şahsada çocukları olup olmadığını sorar. Onlardan birinin kızı
birinin de oğlunun olduğunu öğrenir ve oğlanla kızı nikahlayarak altını
cehiz olarak verir.

Papazlar daha fazla gezmelerinin lüzumsuz olduğunu anlayıp doğru İstanbul'a
Hazreti Fatih'in huzuruna gelirler ve şahit oldukları iki hadiseyi de aynen
nakledip şöyle derler:

- Bizler artık inandık ki, bu kadar adalet ve biribirinin hakkına saygı
ancak İslam dininde vardır. Böyle bir dinin salikleri başka dinden olanlara
bile bir kötülük yapamazlar. Dolayısıyla biz zindana dönme fikrimizden
vazgeçtik, sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inanmış
bulunuyoruz, derler.
Ekleme Tarihi: 11.07.2006 - 08:36
Bu mesajı bildir   Humeyra Yildirim üyenin diğer mesajları Humeyra Yildirim`in Profili Humeyra Yildirim Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1516 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60240 saniyede açıldı