0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » KIssadan hisse =>Erkek ve Ev İşleri

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 7 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
Kissadan hisseler

1023 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2002
En Son On: 08.04.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Bayan 
Erkek ve Ev İşleri
Hanımın biri:
"Ev işlerini yapmaya madem hukuken mecbur değilim, öyle ise dinimin bana tanıdığı bu hakkımı kullanıyor, artık ev işlerini yapmaktan vazgeçiyorum, diyerek beyine kıymetini bildirecek bir ders vermek ister."

Bey boynunu büküp yalvarırsa da dinlemez:
"Ben dinimin bana tanıdığı (hukuki) hakkımı kullanmak istiyorum, diye diretir. "

Bunun üzerine bey de mecburen razı olarak şöyle cevap verir:
"Madem öyle, sen de şu orta odayı boşalt da ben de dinimin bana tanıdığı hakkımı kullanıp ikinci hanımı getireyim, senin yapmadığın hizmetleri o yapsın bari!.. "

Hanımın buna cevabı tek cümleden ibaret olur.
"Sen de hiç şakadan anlamıyorsun! Ev işlerini bırakıp da bunca sevaptan mahrum kalmak ister miyim hiç? "


iMAM GAZALİ


Bu mesaj 2 kez ve en son HuRi tarafından 29.06.2006 - 23:18 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 23:02
Bu mesajı bildir   ZeBaNi üyenin diğer mesajları ZeBaNi`in Profili ZeBaNi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
KIssadan hisse => Dua

1023 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2002
En Son On: 08.04.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Bayan 
Cami kapısından geçerken ezanın okunduğunu duyan şoför, geriye dönüp patronundan izin ister:

" Beyefendi izin verseniz de ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılıversem de devam etsek? " der.

Patron, pek de memnun olmazsa da izin verir. Şoför camiye girer, patron da arabanın içinde bekler. Ancak cemaat namazını kılıp çıktığı halde şoför çıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere camına abanarak ta içeriye bakar ki, şoför ellerini açmış duâya devam ediyor. Camı tıklatarak seslenir:
" Herkes çıktı ne duruyorsun, sen de çıksana!"

Cevap ibretli:
-Bırakmıyor!

-Kim bırakmıyor?

-Seni içeriye bırakmayan!..

Bir düşüncedir alır patronu.

-Seni içeriye bırakmayan!..

Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şoföre seslenir:

- İşte, der beni de bıraktı içeriye!

Yaşlı gözlerle bakan şoför söylenir:

- Elbette bırakır, der. Deminden beri boşuna mı gözyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun. Senin dışarıda kalmana gönlüm bir türlü razı olmadı, ellerimi açıp içeriye alınman için duâ ettim. Şükürler olsun ki, Rabbim kabul etti duâmı da içeriye aldı, dışarıda bırakmadı.

İşte burada birazcık duruyor ve diyorum ki:

"Şükürler olsun Rabbimize ki, bizleri de dışarıda bırakmamış içeriye kabul edilmişiz. Bunun farkına varmalı, bu nimetin şükrü edâ edilmeli, himmet ve hizmette asla ihmal ve gerileme olmamalıdır. Yoksa nimet şükür görmezse gider. Bu defa da şükredenler alınır içeriye, etmeyenler kalır dışarıda!..."

Alinti ...
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 23:07
Bu mesajı bildir   ZeBaNi üyenin diğer mesajları ZeBaNi`in Profili ZeBaNi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
Kissadan hisse => Affedemediğiniz Kimseyle Bir Müddet Görüşmeme

1023 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2002
En Son On: 08.04.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Bayan 
Fakir köylü, eline kazmasını alır, her gün bahçesinin yolunu tutar, akşama kadar kazma sallayarak toprağını verimli hale getirmeye çalışırmış.

Sıcakların alınlardan yağmur gibi ter akıttığı bir devreye rastlayan bu çalışma sırasında adam, biraz ileride susuzluktan dilini çıkarıp ıslık çalan bir yılan görmüş. Zavallı hayvan neredeyse can çekişmekteymiş. Adam buna acımış, su içtiği kabından azıcık su dökerek yılanın önündeki çukurdan su içmesini temin etmiş.

Bir gün sonra, tekrar aynı yerde çalışırken yine meydana çıkan yılan bu defa da açlıktan gidemez haldeymiş. Toprakların arasında sanki, yalvarırcasına köylünün yüzüne bakıyor, azığındaki sütten birazcık olsun kendisine vermesini istiyormuş.

Adam merhamete gelmiş, meyve ağacının dalında asılı duran azık çantasının içindeki süt şişesinden bir miktar süt döktüğü çanağı yılanın önüne doğru sürmüş. Bir hamlede başını çanağa uzatan yılan, hepsini içerek birden cana gelmiş ve bundan sonra ilerideki otların arasına doğru kayıp gitmiş. Böylece bir hayvana iyilik etmenin iç huzuruyla işine devam eden adam, kendi kendine:

"Sen bir iyilik et de denize at, Balık bilmez Hâlık bilir" atasözünü tekrarlayıp duruyormuş.

Bir gün sonra bakmış ki, aynı yerde beklemekte olan yılan, bu defa ağzında bir altın getirmiş; ışıl ışıl parlatıp duruyor. Köylü bunu görünce tekrar azığındaki şişeden bir miktar süt döktüğü çanağı yine yılanın yakınına bırakmış. Yılan da ağzındaki altını bırakıp süte uzanarak karnını doyurduktan sonra çekip gitmiş.

Böylelikle bir altın kazanmış olan adam, bu hali uzun müddet devam ettirmiş. O, her gün bir şişe süt getiriyor, yılan da ağzından bir altın çıkararak karşılıklı alışverişi devam ettiriyorlarmış. Bu suretle yılan epeyce semizleşirken, köylü de oldukça zenginleşmiş.

Fakat günler aynı minval üzere devam etmemiş. Köylü, bir gün başka bir işe çıktığı için bahçeye çocuğunu göndermiş. Ancak, oğluna yılanın iyiliklerini de anlatmayı ihmal etmemiş. Ona yine süt götürmesini sıkıca tembih etmiş. Aynı şeyleri tekrar eden oğul ise, sütü verdiği yılandan bir altını aldıktan sonra, yılanın bu altını getirdiği yeri merak etmiş, bunun için de girdiği delikten aldığı altınları bir anda almak niyetiyle yılanın kuyruğuna bir kazma sallamış. Kazma yılanın kuyruğunu kestiği halde geri dönen yılan, çocuğun üzerine atılmış, zehirli dişlerini geçirdiği derisinin altına da zehirini dökerek çocuğu öldürmüş.

Böylece yılanla adam arasındaki dostluk açgözlü oğul yüzünden bozulmuş.

Uzun aradan sonra tekrar ortaya çıkan yılan, adama yine aç ve mecalsiz vaziyette görünmüş. Sanki yine eski dostluğumuzu kuralım der gibi bir tavrı varmış.

Ölen biricik yavrusunun hayali derhal gözlerinin önüne gelen adam, yılanın eski dostluğu tekrar kurmak istemesi tavrına karşı şöyle konuşmuş:

"Bende senin zehirlediğin evlat acısı, sende de evladımın kestiği kuyruk acısı varken geçmişi unutup yeniden dostluk kurmamız mümkün değildir! Şimdilik birbirimize görünmeden yaşasak daha iyi olur. Ola ki, günün birinde birbirimize ettiklerimiz tekrar aklımıza gelir de, hislerimiz kabarır, karşılıklı intikam hislerimizi tatmin etme çabasına düşeriz. Sen bir yılan olduğun için cibilliyetinin icabını yapar, zehirlemeye çalışırsın. Ben de insanoğlu olduğum için, düşman bildiğim seni öldürmekten geri kalmam. İyisi mi, senin dostluğun şimdilik lazım değildir. Uzaklaş benim çevremden. Acıyı unutup birbirimize zarar vermeyecek hale gelinceye kadar. "

Alinti...


Bu mesaj 1 kez ve en son HuRi tarafından 29.06.2006 - 23:16 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 23:14
Bu mesajı bildir   ZeBaNi üyenin diğer mesajları ZeBaNi`in Profili ZeBaNi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
Kissadan hisse= Cennet ve Cehennem

1023 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2002
En Son On: 08.04.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Bayan 
Rabbimiz Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri, Cennet'i yarattıktan sonra Cebrail Aleyhisselam'a emretti:

-Git kullarım için hazırladığım Cennet'i gez, gör. Nasıl bulacaksın, gel haber ver.

Cebrail Aleyhisselam gidip Cennet'i gezdi, içindeki şaşkınlık veren özellik ve güzellikleri hayranlıkla temaşadan sonra gelip dedi ki:

- Rabbim, böylesine eşsiz güzelliklerin toplandığı bir yeri kimse bırakmaz. Hemen herkes buraya koşar.


Rabbimiz bundan sonra Cennet'in bir bakıma fiyatı sayılan, ödenmesi gerekli faturaları Cennet yoluna dizdi, nefsin hoşuna gitmeyecek vazifeleri sıraladı, görevleri yığdı ve Cebrail'e:

- Bir de şimdi git Cennet'i gör, buyurdu.

Cebrail Aleyhisselam bu defa Cennet'in yolundaki ücreti sayılan fatura mesabesindeki dini görevleri, ahlâki vazifeleri gördü, nefsin hoşuna gitmeyecek emirlere baktı ve dedi ki:

-Rabbim, buraya kimsecikler gelmez!

Bundan sonra Rabbimiz:

- Bir de Cehennem'i gör, orasını incele! buyurdu.

Cehennem'i baştan sona gezen Cebrail Aleyhisselam oradaki haksızlıklara, zalimlere, kötü örnek olanlara reva görülen ceza ve azabı görünce gelip dedi ki:

-Rabbim kullarından hiç kimse buraya girmez, girmeye yönelik işlerde bulunmaz.

Bundan sonra Rabbimiz, Cehennem'in cazibesini teşkil eden şeyleri de Cehennem'in yolları üzerine koydu, onları bir bir sıralayıp bir daha emretti:

-Cehennem'i bir de şimdi gör ey Cebrail.

Cebrail Aleyhisselam bu defa da baktı ki, Cehennem'in yolları üzerine nefsin hoşuna gidecek öylesine eğlenceler, cazip görüntüler koyulmuş ki görenlerin nefsi galeyana gelir, büyük bir dikkat ve gayret ister ki bunlara aldanmayıp da nefsini engellesin, sonu azap mahalline varan bu yola girmesin.

Bu defa da dedi ki:

-Rabbim, kullarından kimse kalmaz hemen hepsi de buraya akın eder.

Alinti...


Bu mesaj 2 kez ve en son HuRi tarafından 29.06.2006 - 23:22 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 23:21
Bu mesajı bildir   ZeBaNi üyenin diğer mesajları ZeBaNi`in Profili ZeBaNi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
Kissadan Hisse => Akilli insan

1023 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2002
En Son On: 08.04.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Bayan 
Akıllı insan, insanları idare etmesini bilen insandır.

Evet, bu bir gerçektir. Hem de Efendimiz (sas)'in hadisiyle işaret ettiği bir gerçek. İsterseniz size hadisi de arz edeyim. Buyuruyor ki Efendimiz (sas) Hazretleri:

"Ben insanları idare etmekle emrolundum!"

Evet insanları idare etmek, onlarla geçinmekle olur. Yoksa konuşmayı kesip, küs durmakla, araya gerginlik getirip diyaloğu kesmekle değil. Nitekim her geçen gün doğruluğunu teyid ettiren şu söz de iyi geçinmeyi işaretlemektedir. Demiş ki zamanın hoşgörü mimarı:

Kendi devrinin Ebu Cehil'iyle geçinmesini bilmeyen adam, hizmetin gereğini bilmeyen adamdır!"
Nitekim Efendimiz de kendi devrinin Ebu Cehil'iyle geçinmeye gayret etmiş, sayısı bilinemeyecek kadar ayağına gidip meselesini anlatmıştır.

Bu konuda verilen ibretli misaller bizlere çevremizle geçinme, idare etme adına çok şeyler söylemektedir.

İki arı havada uçarken karşı karşıya gelip burun buruna vuruşmaya başlarlar. O sırada oradan geçmekte olan bir arıbeyi, neden burun buruna vuruştuklarını sorunca biri der ki: Baksana şu yaban arısına, önüme çıktı, hedefime uçmama mani oluyor. İleriye doğru gitmeme izin vermiyor. Bunun için burun buruna vuruşmak zorunda kalıyorum!

Arıbeyi ikazını yapar. Der ki:
"Koskoca havada burun buruna vuruşmaya hiç gerek yoktur. Sen seviyeni birazcık yükselt, göreceksin önünün bomboş olduğunu!"

Gerçekten de bal arısı bir kanat çırpar, seviyesini birazcık yükseltir, bakar ki hedefi bomboştur. Uçup gider maksadına doğru.

Evet, önünüze çıkan engellerle uğraşıp durmayın, bırakın onu, siz seviyenizi yükseltin, göreceksiniz ki, önünüz bomboş. Uçup gidersiniz istikbalinize doğru.

Ama kilitlenirseniz koskoca boşlukta birine. Kalırsınız oracıkta. Ne hedef kalır, ne de istikbaliniz. Vuruş bakalım vuruştuğun kadar. Bitmez tükenmez bir dedim ki, dedi ki, sürüp gider.

Muhataplarla geçinmeyi bilmeyişin, idare etmeyi öğrenmeyişin sevimsiz örneğidir bu.
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 23:24
Bu mesajı bildir   ZeBaNi üyenin diğer mesajları ZeBaNi`in Profili ZeBaNi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
Kissadan Hisse => Aile hayatindaki sabir..

1023 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2002
En Son On: 08.04.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Bayan 
Bundan dolayı Efendimiz (sas), aile hayatında sabra dikkat çekmiş, fevkalâde özel ve güzel değerlendirmeler nazara vermiştir. Şöyle ki:

Sabır her yerde güzeldir; ama aile hayatında daha güzeldir. Çünkü aile hayatındaki sabır sahibini Cennet'e götürmekle kalmaz, sabrın derinlik ve şiddetine göre de Cennet'teki makamları da yüceltir, hatta Cennet hanımlarının ablası, ağabeyi makamına bile yükseltebilir.

Daha da ilerisi, sabır erkeği Eyyub aleyhisselamın sabrı sevabına ulaştırabileceği gibi, hanımı da Asiye validemizin sabrı sevabına kavuşturabilir.


Efendimiz (sas)'in bu konudaki hadis-i şerifini İmam-ı Gazali Hazretleri, Mükaşefe'sinde şöyle nakletmektedir:

Kim hanımının uyumsuzluğuna sabrederse (sabrın zorluk ve şiddetine göre) Allah o beye Eyyub aleyhisselamın sabrına verdiği mükafat gibi mükafatlar verebilir.

Kim de beyinin uyumsuzluğuna sabrederse (yine sabrın şiddet ve zorluğuna göre) Allahu Teala o hanıma da Firavun'un hanımı Asiye'nin sabrına verdiği sevap gibi sevap verebilir.

Evet, aile içindeki taraflardaki sabrın kazandırdığı uhrevi derece ve mükafatlar böyledir. Zaten sabrın bu türlü sevabını düşünüp de sabredenler, derhal evde güzel bir havanın esmesine de sebep olurlar, kendilerini sabra zorlayan olumsuzluklar da bu sebeple anında azalır, hatta zaman içinde de yok bile olabilir. Ahiretten önce dünyada karşılığını alırlar.

İmam-ı Gazali Hazretleri bu hadisi naklettikten sonra taraflara oldukça ikaz edici bir not daha ilave etmekte ve demektedir ki:

Hanımı ile hoş geçinmek, sadece ona kırıcı olmamaktan ibaret değildir. Aksine, ondan gelen kırıcılık ve aksiliğe anlayışla karşılık verip sabırı tercih etmek demektir.

Aynı şey hanımı içinde söz konusudur. Beye sabretmek, ona karşı uyumlu davranmaktan ibaret değildir. Belki ondan gelen uyumsuzluklara sabretmek, aile ortamını böyle bir anlayışla yumuşatıp mutluluğu sağlamaktır.

Bu niçin böyle? Allahu Azimüşşan yuvanın yakılmasını değil devamını istiyor da ondan. O yüzden devamını sağlayacak beylere Eyyup aleyhisselam, hanımlara da Asiye validemizimin sevabını vaat ediyor.
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 23:28
Bu mesajı bildir   ZeBaNi üyenin diğer mesajları ZeBaNi`in Profili ZeBaNi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
.~Sniper~. su an offline .~Sniper~.  

1230 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 29.01.2006
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
Cinsiyeti: ----- 
huri abla ..

eklemelerin için Allah c.c. razı olsun ..

ilk kıssayı okudum sadece.

ve tuttum bu kısayı ..
harika bişesevinçli

vesselam

Ekleme Tarihi: 30.06.2006 - 20:15
Bu mesajı bildir   .~Sniper~. üyenin diğer mesajları .~Sniper~.`in Profili .~Sniper~. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1262 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.69053 saniyede açıldı