0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » SEVGILIYE...EN SEVGILIYE...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
SEVGILIYE...EN SEVGILIYE...

94 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.01.2005
En Son On: 08.06.2014 - 15:10
Cinsiyeti: Erkek 
Ahirete uzanan dikenli bir yol. Varlığın manasını kavratmak için Ona yüce Rahmana rehberlik yapacak, madde ve manayı, dünya ile ukbayı, kalp ile kafayı, ruh ile cesedi birleştirecek, gerçekleri temsil edecek, aldatmayan, yanıltmayan bir öndere muhtaç dünya... İnsanlığın gözleri Onu ışığına uyanacağı ana kilitlenmiş kapkaranlık... Cihan en büyük şaşanıyla abesliğini yaşıyor. Biri bekleniyor ötelerden, bir rahmet, bir cevap bekleniyor...

Ve o gün. Bundan on dört asır evvel. Bütün günlerden güzel bir gün; kalplerin sertlikte taşları geride bıraktığı, manevi buzlanmanın adeta yeryüzünü sardığı, beşer güllerinin, lale ve sümbüllerin kuruduğu, şeytanın insanlığa cehennemi fısıldadığı, Hak düşüncesinin Kaf dağının ardına atıldığı bir zamanda varlığın ufkunda bir güneş doğdu. İşte gelmişti rehber... Sular serpildi yüreklere, binlerce alem müjdeledi gelişini. Boynu bükük çiçekler şaha kalkmıştı, öksüzler doya doya annelerine sarılmıştı. Açlar doydu, dul ve sahipsizlikten zulmün gölgesinde büyüyen yetimler güldü. Kâinat Onunla Firdevs bahçesine döndü...

Ey âlemlere rahmet olan devlet! Ey doğumu insanlığın doğumu olan! Kâinat kitabını okuyan gül sesli dellal! Güneşlerin hakikat kaynağından beslendiği, göklerin ufkundan cihana seslendiği! İnsanlık âleminin en şereflisi. İhsani tecellilerin tuğru. Rahmani sırların iniş yeri. Peygamberler gerdanının en ortadaki asil taşı. Şeref ve vakar dizginlerinin sahibi. Ey ezel sırlarının şahidi! Yer ve gök aleminin gözbebeği. İki cihanın ruhu. Ey kulluk rütbesinin en yükseği! Arınmış, seçkin makamların layığı ey! Bütün nimet hazinelerinin anahtarı hatem-ül hatem. Tek dileğim. Aşk sarayımın sultanı, sarayın, aşkımın varlığı. Sen varlığımız demek, varlığımız Sana sebep. Sen gül, papatya, ıtır, biz dikeniz lebalep...

Ey nebiler nebisi, güllerin efendisi! Başlangıçların sonu, sonların başlangıcı. Hikmetin vesilesi, çaresizlerin beraatı. Ey hayat suyumuz! İnsanlığın gönlündeki mabuda can. Peygamberler kervanının öncüsü ve ey Medinenin gülü! Sen geldin ve bir hamlede dünyanın yıllanmış küfürlerini sildin. Sen geldin, sinelerde adalet duygusunu dirilttin. Tebliğ ettiğin kutsi davanın en güzel temsilcisiydin. Aşılmaz engeller, geçilmez deryalar, tahammülü güç meşakkatler yolunu kesse de, Yardımın Ne zaman Allahım? diyecek ölçüde bunalsan ve daralsan da bütün bunları sabırla aştın ve hasır sedirde sabahlara kadar gözlerine katran çekilircesine hep ümmetin için ağladın...


Ey güneşin tacına sorguç olma sevdasına tutulduğu padişah! Ey peygamberler ordusunun komutanı! Peygamberliği irhasat denilen peygamberlik görevinden önce müjdelenen. Furkan-ı Hakimin kendisine indiği sultan... Sendin esas olan varlık bahaneydi. Sanaydı bütün yönelişler, imtihandı hayatın. Aştın bütün engelleri ulaştın sonsuz âleme, cennetler sıktı seni döndün asli vazifene...

Ey meleklerin sırdaşı! Başların tacı. Miraçta göklerin eteklerinin mücevherlerle dolup, yıldızların kaldırım taşları gibi ayaklarının altına serildiği Sultanım. Fatımanın can damarı, Aişenin aşk bağı. Bülbülün gülü, Haticenin sümbülü. Serabın hasret çölü... Yürekler Seninle tanıdı aşkı, sevgiyi. Kimler sevmemişti ki Seni, neler sevmemişti? Herşey sevdi seni, varlık sevdi...

Ey Abdülmuttalibin torunu, Abdullah ve Aminenin göz nuru! Geçilmezlerin yoldaşı. Önünde ağaçların, çiçeklerin, taşların ve toprakların secdeye kapandığı. Işığıyla birlikte ayında, güneşinde yandığı... Bir bakışıyla taşların ergin meyve, ırmakların serseri çağlayanlar gibi sel sebil olduğu ey! Mucizelerin sahibi olan mucize. Duasıyla yağmurun iniverdiği, sıcaktan korunmak adına bulutların gölgelediği. Biricik Efendim, Canım Sultanım! Bulutlar sevdi Seni güneşten koruyarak, ağaçlar sevdi toprağı yarıp yerinden Muhammed diye çıkarak. Kurtlar sevdi çobanlara rehber olarak, güvercinler sevdi önünde yuva yaparak. Örümcekler sevdi Seni huzurunda ağ örerek, keçiler sevdi sütsüz iken süt vererek. Azgın boğalar sevdi karşında boyun eğerek. Geyikler sevdi Seni verdiği sözü tutarak. Filler sevdi makamında titreyerek. Dağlar sevdi heyecanından sallanarak. Taşlar sevdi avucuna girince Allah diyerek... Toprak sevdi mübarek ayağını koyunca bağrından su fışkırtarak. Kuyular sevdi Seni kupkuru iken sularla çağlayarak. Güneşler sevdi batmasını geciktirerek. Bebekler sevdi seni huzurunda dile gelerek. Cinler sevdi Sana hayran kalarak, insanlar sevdi canlarına can katarak... Ve Kamer sevdi Seni bir işaretinle ikiye bölünerek ama en önemlisi Rabbim sevdi Seni Habibim diyerek... Ey Rabbül Aleminin sevgilisi, dünyaya teşrifi âlemlere rahmet olan Muhammed! Seni sevmek iman, ibadet, huzur ve cennet...

Ey mananın kökü, güzeller güzeli sevgili! Adaletin sultanı, arşın padişahı. Ey dost, en yüce dost! Rahmeti Rahman. Eşsiz eseri Dest-i Kudretin. Tarihi beşerde misli olmayan ey! İnsanlık gergefine aşk ateşiyle işlenen nur. Gönül yaralarının ilacı. Ey kutsi nefes! Küfür ve dalalet dalgasının selamet rüzgarı. Yüreğimde yüzen en güzel mim. Ey Habib-i Zişan Efendim! Ahlakın mizanesi, regaib, mirac ve beraatın sahibi. En latif zat. Cömertlik bulutunun göğü. Soyu asil soylu Sultan-ı Levlak. Fazilet pınarının ceylanı. Hakikatimizin sırrı. Rabbül Hakimin rızasına giden yol. Adem ilminin en geniş perdesinin kendisine açıldığı ey! Rahmanı tanıtan en büyük teşrifatçı. Mahşer gününde Kevser havuzunun ve şefaatin sahibi. Kutsi tesbihin imamesi. Efendim, canım, cananım! Bak cihanı garip bırakıp gittiğin o günden bugüne kadar ateşle kavruluyor âlem... Ve bugün düşünceler kilitli, yenilenme ve dirilme duyguları tamamen mefluç. Yıllar var ki bütünüyle kısırlaşt!
ı her şey, doğmuyor hiçbir şey...

Ey nurların deryası! Sırların kaynağı, ihsan ve inayetin pınarı... Getirdiğin o muhteşem mananın üzerine simsiyah bir gölge düştü. Talihsiz bir dönemde gül devrini hasretle özlüyoruz. Hiçbir şeyin muhasebesini yapmadan, özümüzü yani her şeyimizi bir yana bırakarak his ve hevesatımıza teslim olmaya başladık. Kendi milli ve dini değerlerimizi başka milletlerle değiştirdik. Üzerimizdeki Meryemi elbiseleri çıkaracağız derken, farkında olmadan Senin adına yakışmayan İsadan yoksun ruhlar giydik. Yüzümüzü senin güneşinden çevirerek bir muma muhtaç hale geldik. Yusuf gibi kuyulara atıldık, Züleyhanın aynalarında kırıldık. Aslımızdan yabancılaşmak adına adeta bir yarış içerisindeyiz...

Ey Methi hiçbir kitaba sığdırılamayan! Dili hikmet feşan, eli muciz Numan. Yetimlerin babası olan yetim. Huzurum ve sevincim. Ervah-ı Enbiyanın muktedası, Fazlu Rahmanın müşahhası. Bütün mukarrebinin en karibi. Mahlûkatın ekmeli. Dellalı azam. Mecnunu çaresiz, Leylayı şaşkın bırakan efendim... Yüzüne bakamayacak kadar dünyalık sardı etrafımızı. Senin yamalı hırkanı unutarak bir giydiğimizi bir daha giymez olduk. Ahlaki güzellikler yerini suniliklere bıraktı. Muharrem ayının ne zaman başladığını, Ramazanın ne ifade ettiğini aklımıza bile getirmedik ama tumturaklı eğlenceler düzenlemekten de geri kalmadık. Sohbetlerimizi anlamsız konuşmalar işgal etti. Kuran-ı Kerimi raflara kaldırdık. Günde üç öğün soframızda şükrü unuttuk. Yokluğunda yandık, beyhude cesetlere kandık. Aşkını yayacak rüzgârları kıtalara hapsettik. Hüzünlü gurbetlere ağladık şubat soğuklarında. Yitirdik sevgini azalttık içimizde. Mübarek köyün en büyük vefasızlığımızı yaşamakta şimdilerde. Bedirler, buharalar hiçlik vadilerinde senin aslanlarını arıyor. Uhud dendi mi artık dişlerimiz bile sızlamıyor. Gökler yüz vermiyor bize yağmur duasına çıkan yok diye, yıldızlar gülmüyor yüzümüze geceleri ağlayan yok diye... Kısacası ateşte uçan kelebekler gibi sonumuza uçuyoruz şimdilerde...

Ey canımdan çıkan can! Umudumun can evi, ashabın etrafında helecan. Vakitsiz gurubun sönmeyen güneşi. Hidayetin çeşmesi. Ey ismi âlemlere kurtarıcı olan sevgili. Dört kitabın baş tacı. Bütün resullerin seyidi. Tılsımı kâinatın en parlak ziyası. Seyyudul enam. Baştan ayağa gövdesi nur olan ey! İslam sitesinin mimarı. Şecere-i hilkatin manası. Ruhumun tabibi ey sonsuz nur! Ötelerden kardeşlerim diye seslendiği ümmetinin kapından başka çalacak dergâhı yok. Yakarışımızdan haberdar olduğunu umarak yalvarıyorum ya bu yüzden. Düşe kalka yürüyorum, dizlerim kanıyor, gözlerim yanıyor, adına tutunuyorum... Ne olur ey sevgili yetiş imdada! Güneşinle gel artık uyandır bizi. Hz. Bilal gibi bir ses, bir soluk bekliyoruz Seni. Yanağına nakşettiğin gül mühürlü Cabir bin Semure gibi bekliyoruz ve yollarında güller yetiştiriyoruz Sen kokan... Gel artık, dumanlarla boğulmuş gül bahçene giriver, elindeki buhurdanla yeşert gönüllerimizi...

Ey Hz. Aişenin kendisine cennet sofraları açtığı Resul! Hz. Meryemi kıskandıran Resul-u Gılman. Harama bakan gözlerimizle, Haktan başka boş sözler işiten kulaklarımızla, duadan başka boş işler için açtığımız ellerimizle, boş şeyler ümit eden bedenimizle diz çöktük, kapına geldik. Seni en çok seven, nefsinden de çok seven Hz. Ömer kadar olmasa da, gönüllerimizi titreten aşkın var dudaklarımızda. Sel olup çağlayan gözyaşlarımız var başımızı vurduğumuz taşlarda...

Herşey sana çıkıyor Efendim, bütün yollar sana çıkıyor. Hani kan kırmızı ağlar ya gökler aydınlık tüllenirken, işte Sen göklerin yanağından ümmetin için süzülen yaşsın. Hani gecenin bağrı yanar ya perdeler çekilirken, işte Sen gecenin bağrındaki yangınımızsın...

Ey cennetin seması! Rabbimin zatında insanların ve diğer varlıkların imamı. Yaratılmışların en hayırlısı. Gelişiyle nübüvvetin ve risaletin sona erdiği ümmi Resul. Çekirdek-i asli ve kâinat ağacının en son meyvesi. Bütün varlıkların üstünü. Zaman ve mekânı birleyen ezeli lisanın tercümanı. Cüzi, külli her bir cömertlik sırrının kaynağı. En büyük dost. Hazine-i Rahmetin en kıymettar pırlantası. Kıyametteki sevinç muştucusu. Kuranın esrarlı soluğu. Yere düşmeyen dua. Fezayı saran iplik. Ölüm perdesini delen ses. Üstad-ı mutlak. Pek şerefli sevgili. Aslın ve asaletin nur ağacı. Ey aşkımın darağacı! Tüm bu günahkârlığımıza, getirdiğin kutlu haberi taşımaktaki beceriksizliğimize rağmen bu gariplere Ümmetim diyen Habibim! Kainata gönderilişinin yıl dönümünde sana bir kez daha ilan ediyoruz mahcubiyetimizi...

Bak; Sen olmadan gözü yaşlı cihanın, bağrı taşlı her anın. Sen olmadan alınan nefesler yetmiyor, sancılara merhem düşmüyor... Ne olur Efendim; bir nazar et gör halimizi, sensiz yürek vadilerimizi... Senin şefaatine muhtacız, tut elimizi. Uçurum derin ve kurtuluş sarp. Bırakma bizi ki; dünyanın süslü keşanelerinin uçurumundayız. Madenimiz özelliğini yitirdi, manevi mıknatısına tutunamıyoruz artık. Gül eline muhtacız...

Ey bize bizden evla olan Habibim! Zaman gül olsaydı ya, avuç avuç gül dolsaydı her yer... Gül koksaydım ya, gül olsaydım. Çarşı pazar gül olsaydı ya, yağmurlar gül yağsaydı ve size gelebilseydim ya Efendim! Ah, tutabilseydim elinizi ve deyseydi ya bakışlarınız gözlerime, İstanbulu fetheden ben olmaz mıydım Efendim!

Medet-i reşan ol habibim, yetiş imdada!
Ne olur bir tebessüm et, belir ufukta...
Ben ki zülüfleri dağılmış, sana muhtaç deli divaneyim,
Çöl bağında sürünen aşkının kıtmiriyim.
Kan ağlıyor izinin tozuna süremediğim gözlerim.
Nazlanacak kimsem yok; dostum yok, yarenim yok
Yalvarırım çağır da artık kadre ereyim
Vaslına erdir bizi Efendim,
Kapından girdir bizi Efendim,
Doğumun kutlu olsun Efendim!

K.O
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 18:22
Bu mesajı bildir   Z.OMER TURGUT üyenin diğer mesajları Z.OMER TURGUT`in Profili Z.OMER TURGUT Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1410 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.78420 saniyede açıldı