0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Aşk gibi birşeydi sonu hüsranla biten ve öksüzdü mabedler...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
nazli64 su an offline nazli64  
Aşk gibi birşeydi sonu hüsranla biten ve öksüzdü mabedler...

110 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.10.2006
En Son On: 11.10.2014 - 05:07
Cinsiyeti: Bayan 
Tebdili mekânda ferahlık vardır demiş sevgili peygamberimiz. Son altı aydır ailece yaşadığımız sıkıntılardan belki bir nebze ferahlama olur düşüncesiyle, evden biraz uzaklaşmak iyi olur dedik. Ufaklığa aşk nedir desem İstanbul der. Bu sebepten gideceğimiz yer İstanbul oldu. Piyer loti de çaylarımızı yudumlarken, haliç in eşsiz güzelliğine tepeden bakış muhteşemdi. Boğazda balık, Sarıyer de börek, Çamlıca tepelerinden İstanbulu seyretmek, ve boğazın eşsiz güzelliğinde vapurla tur yaparken birde yağmur damlaları denizde hareler oluşturdukça ufaklığa hak vermemek mümkün değildi.Gerçektende İstanbul Aşk gibi bir şeydi, sizi sarıp sarmalayan, güzelliğiyle sarhoş, sonunda da tutsağı eden.
İstanbul a gidip çarşı pazar gezmeden olurmu, her hanım gibi bizide kapalıçarşının ışıltılı vitrinleri kendine çekmişti. Öğleye kadar alışveriş yapıp öğle namazını büyük bir hevesle Sultan Ahmet Camiinde kılmayı planlamıştık. Yanımızda İslam kimliğini yeni bulmaya çalışan, namaza henüz başlamış Allah adı anıldığında yıllardır kaybettiği bir yitiğini bulmuş gibi heyecanlanan birde misafirimiz vardı. Aylardır ona İslam’ın, Müslümanların güzelliğini gösterme çabasındaydık. Geçmiş hatalarına tövbe etmek istediğinde bunu bir camide yapmayı düşünmüş mescitler Allahın evidir camide Allaha daha yakın olurum belki demiş, Ankara Kocatepe camiinde tövbe namazı kılmıştı. İstanbul denince bir Müslümanın aklına hep evliyaları camileri manevi atmosferi gelir, bu yüzden misafirimiz için Sultan Ahmet Camiinde namaz kılmak çok heyecan vericiydi. Ezana yetişelim ve cemaatle namaz kılalım diye sabırsızlanıyordu.
Öğle ezanına on dakika kala Sultan Ahmet camiinin avlusundaydık. Bu anı asla unutmamalıyım diyordu misafirimiz, resimler çekiyordu. Heyecanla çıktık merdivenleri onlar benden önce camiye girdiler, tam ben kapıdan içeri girmek üzereyken kapıda duran güvenlik bana doğru eğildi bir şey söyleyecek sandım durdum, söyledikleri kanımı dondurdu sanki sokaktaki hafif bir kadına laf atar gibi resmen laf attı. Orada olay çıkarsam cemaat namaza durmak üzere ve çocukların morali bozulacak. Allah seni ıslah etsin demekle yetinip hemen içeri girdim. Bu arada ezan okundu.Misafirimin gözlerinde şaşkın bakışları vardı bir hayal kırıklığı gözlerinden okunuyordu, sebebinin ne olduğunu anlamama rağmen konuşacak zaman yoktu ve hemen namaza durduk. Namazın bitiminde hüzünlü bir şekilde gözlerim doldu ve Mehmet Akif Ersoy’un şu şiiri geldi aklıma;
UMARMIYDIN
Umarmıydın:Mabedler,ibadetler yetim olsun
Ezanlar arkasından ağlasın bir nesl-i me'yusun?
Umarmıydın;Cemaat bekleyip durdukca minberler.
Dikilmiş dört direk görsün,serilmiş bir yığın mermer.
Umarmıydın:Tavanlar yerde yatsın,rahneden bitab?
Eşiklerden yosun bitsin ,örümcek bağlasın mihrab?

Misafirimle göz göze geldik, Çok şaşırdım normal camiler belki olabilirdi ama ben Sultan Ahmet Camiinin çok dolu olacağını umuyordum doğrusu çok üzüldüm hayal kırıklığına uğradım dedi. Koca camide erkekler önde iki saftı kadınlarda kısa tek saftı. Ve içeride müslümandan çok ecnebi vardı resim çeken. Sanki Mehmet Akif bu nesli bilir gibi yazmış bu şiiri dedim içimden ve aylar öncesine gitti düşüncelerim.
Ocak ayıydı ve biz yine bir haftalığına İstanbul’a gelmiştik. Gazze saldırıları son hız devam ediyordu, en azından bizim çevremizdeki Müslümanlar acaba ne yapabiliriz derdindeydiler bir yandan mitingler İsrail ürünlerini sıkı boykot ve filistine yardım götürme derdindeydiler. Arkadaşım;… yarın sabah namazında Mustafa İslamoğlu Filistin için dua çağırısında bulunmuş gidelim mi? Dedi. Aaaa sorulurmu tabii ki Allah izin verirse gidelim dedim. Yer bulamayız korkusuyla gece saat dört civarı evden çıktık. Biz vardığımızda birçok Müslüman camii avlusundaydı. Camiyi açacak görevli geç geldiği için avluda toplanmaya başladık. Gökyüzünde müthiş bir berraklık vardı hava çok keskin soğuk olmasına rağmen gökteki yıldızlar sanki kucağımıza düşecek gibi yakın görünüyordu. Güneşin 7.30 civarında doğduğunu düşününce bu saatte uyanık olmaması gerekirdi kuşların ama çok ilgimi çekmişti üzerimizde sürü halinde kuşlar sanki kimseyi rahatsız etmek istemiyorlar gibi kısık sesle cıvıldaşıyorlardı. Arkadaşla çok şaşırmıştık uçup gitmiyorlar üzerimizde öylece sürü halinde bekliyorlardı. Şu ayet geldi aklımıza.. Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir. (NUR SURESİ / 41) Sanırım kuşlarda duaya iştirak edecekler diye hayretle seyrettik.
…Beni en duygulandıran manzara ise henüz dört aylık bebeğiyle yanımda soğuktan titreyen anne baba olmuştu. Bebek mütemadiyen ağlıyordu. Dakikalar ilerledikçe camiinin avlusunda koro halinde her bir yerden bebek ağlamaları gecenin sessizliğini deliyordu. Yanımızda bir yaşlı söylenmeye başladı;….şimdi bu bebek ağlamalarından namazı da doğru dürüst kılamayacağız, niye bebekliler gelirler ki çocuklarına damı acımazlar, dedi. Bebeğin annesi cevap verdi; amca Filistin de bebekler ölüyor benim bebeğim sadece ağlıyor, bir gece uykusuz kalsa ve ağlasa ne olur ki. Bizim elimizden duadan başka bir şey gelmiyor neden bizi bundan mahrum etmek istiyorsunuz deyince yaşlı özür diledi. Annem dünyada en değerli varlık evlat derdi. Bu çiçeği burnunda anne babaları bebekleriyle gecenin en karanlık ve soğuk saatinde buraya toplayan neydi???...İşte camiye girdiğimizde bu sorunun cevabını Mustafa İslamoğlu şöyle verdi;
………Ey Müslümanlar lütfen sıkışın caminin avlusu giremeyen kardeşlerinizle dolu lütfen sıkışın onlara da yer açın. Çağırımıza icabet ettiğiniz için Allah sizden razı olsun, fakat yinede soruyorum size, gecenin bu saatinde sizin sıcak yatağınızdan kalkıp yaşlı genç bebek demeksizin buraya toplanmanız için illa da bir zulme uğramamız mı gerekirdi. Allaha hakkıyla kul olmak için, Allahın mabetlerini doldurmak için, hele de uykuya yenik düşen kardeşlerim sabah namazına kalkmamız için illa da üzerimize kurşunlar mı yağması bebeklerimizin mi katledilmesi gerekirdi. İbadetle namazla kullukla doğrulması gereken bellerimiz neden hep zulümle, yaşadığımız acılarla doğruluyor bunda bir terslik yokmu? Biz normal zamanlarımızda Allaha hakkıyla kulluk etmiş olsaydık, sırtımızı tam bir teslimiyetle Rabbimize dayamış olsaydık, tağut lara değil de Rabbimize kul olsaydık, hangi güç bize galip gelebilirdi ki? Tek bir insan bile olmaksızın ebabil kuşlarıyla Kabeyi koruyan, Ebrehenin ordularını yerle bir eden..(fil suresi) Rabbimin gücü israile yetmezmiydi?. Kulun başına gelen ellerinin etiklerinden dolayı değilmidir?... Size ne musibet dokunmuşsa, bilinizki bu kendi ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır. (EŞ ŞUARA /30) .Her şeye rağmen Rabbim tövbeleri kabul edendir. Ve buyuruyorki; …Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir. (BAKARA SURESİ / 153)…Öyle ise namazın çağırısı olan ezanda söylendiği gibi…Hayye ale`s-Salâh Hayye ale`s-Salâh: Haydin namaza!
Hayye ale`l-Felâh Hayye ale`l-Felah : Haydin kurtuluş ve felâha!
Allâhu Ekber Allâhu Ekber : Allâh en büyük ve en yücedir.
Lâ ilâhe illâllah. : Allah`tan başka hiçbir ilâh yoktur. Demekki .Felaha ermenin yolu namazdan geçiyor Salah (namaz) ı olmayanın felahı olmaz, deyip tekbir alıp namaza başlamıştı. Okuduğu sureleri öyle özenle seçmişti ki hep Rabbimin affını ve rahmetini yardımını vaat ettiği surelerdi. İslamoğlu bu sureleri okurken gözyaşlarını tutamıyor, cami avlusunda koro halinde ağlayan bebeklerin Allahın hikmetiyle çıtları çıkmıyor ve o derin sessizlikte kullar kıyamda, gözyaşları sel oluyor bu seferde cemaatin koro halinde hıçkırıkları yükseliyordu semaya. Camiyi inleten hıçkırıklar devam etti sabaha kadar kıyamda rükuda secdede. Hayatım boyunca böyle huşu içinde kıldığım ikinci bir namaz hatırlamıyordum. Dualar gün doğana kadar devam etmişti. Ertesi gün haberlerde İsrail’in ateşkes ilan ettiğini duyan ufaklık sevinçle koşarak geldi ve; duanın gücüne bir kez daha şahit oldum sen çok haklıydın bu ayeti sık hatırlatmakta dedi….De ki: "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır." (FURKAN SURESİ / 77)… Rabbime bir kez daha sonsuz hamdler etmiştim beni ufaklığa karşı yine mahcup etmediği için.
Çocukların kalk çıkalım artık sözleriyle kendime geldim. Tekrar cami içine daldı gözlerim insanlar bir müzeyi gezer gibiydi dua dua açılması gereken eller mütemadiyen resim çekiyordu ve tekrar dua etmeye başladım;… Rabbim ümmeti uyandır, sana olan kulluğumuzu bize musibet vermedende hatırlat, bize sağlam bir hidayetle hidayet et ve kalplerimizi kaydırma, ayaklarımızı dinin üzere sabit kıl. Bizi şeytanın hileleriyle darmadağın edipte zalimlerin zulmüyle tekrar toplama, bize birlik ver, hatalarımızdan dolayı bizi bizden olmayanlarla cezalandırma, kalplerimizi düşüncelerimizi, hallerimizi kudret elinde sımsıkı tut bizi bize bırakma. Eyy alemlerin Rabbi, zalimlerin, iblisin ve muttakilerin Rabbi biz kendimizi unuttuğumuzda sen bizi unutma ve bizi rahmetin ve mağfiretinle kuşat……. Aminnn…..

Nazlı Yenidünya
Ekleme Tarihi: 18.07.2009 - 00:38
Bu mesajı bildir   nazli64 üyenin diğer mesajları nazli64`in Profili nazli64 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1177 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
aliye72 (49), maliyeter (45), Mehmet Ögretmis (66), REHBER2 (60), meltem35 (54), banazli (48), kardelen55 (53), rojda (39), yakobus (48), ibo13 (47), zeyd82 (42), erhan baker (50), seferistan (53), rufat (43), KAMCILI_MIZRAK (52), ejderha (57), Sofican (44), ofluenes61 (39), manly (51), boncell (53), zümer (44), ferdi33 (54), recai (47), Hidayet Demir (67), yelizyagci (48), doxan1 (45), imparator_57 (43), DELÝVELÝOGLU (60), KURTBEY66 (47), Murtaza GÜRSOY (38), yalovalifurkan7.. (34), durak1 (69), sinos (52), isik_67 (38), DaMLaM (47), EnDeRuN (53), Baha_RIP (35), cristor (46), AVLAYANHASAN (51), seyyid_emin (46), beyzanur61 (45), sekkos (42), necla caltekin (72), ekrem1992 (32), MuhammetColak (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63257 saniyede açıldı