0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » *** NAMAZ PLATFORMU *** » Vakit disiplini ve Namaz.

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Vakit disiplini ve Namaz.

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Assoc. Prof. Dr. Özcan Hıdır
Vakit disiplini ve Namaz
Vakit adâletli bir şekilde paylaşılan bir kaynaktır; herkesin haftada yedi günü, günde yirmidört saati vardır. Ne var ki kişiler arasındaki tek fark, sahip oldukları vakit değil, bunu nasıl kullandıklarıdır. Vakit, soyut bir kavram olmasına rağmen, hayatımıza sığdırdığımız işler açısından ölçülebilir ve kıt bulunan somut bir kaynaktır. Vakit tanzim ve idaresi, kıt bir kaynak olan zamanın en verimli şekilde kullanılması demektir. Ancak birçok kişi bu kıt kaynağı, nasıl değerlendireceğini bilemeden boşa harcar.

Vaktin sevk ve idaresi, kıt olan bu kaynağın en faydalı şekilde kullanılmasıdır. Zamanı faydalı kullanmak, meşgul görünmek değil, zamanı gâyelerimizin tahakkukuna yönelik faaliyetler yaparak değerlendirmektir. Bununla birlikte günümüzde Müslümanların en çok geri kaldıkları hususların başında, vakit disiplinsizliği gelir. Genel olarak İslâm dünyasında inanılmaz derecede vakit israfı bulunmakta, yapılacak işlerde vakte riayetsizlik had safhalara ulaşmaktadır. Farklı sebeplerin rol oynadığı bu durumun en önemli sebeplerinden biri de, Kur’an ve Sünnet’iyle İslâm'da vaktin ehemmiyetini ortaya koyan emir ve tavsiyelerin yeterince bilinmeyişidir. Allah Teâlâ’nın kullarına olan nîmetleri sayılamayacak kadar çoktur. Bu nimetlerin en önemlilerinden biri de, vakit nimetidir.Zira Kur’an’da bildirildiği üzere vakit nimeti, geçici olan [79:46], ertelenmesi ve bir daha geri döndürülmesi mümkün olmayan[63:11] ve boşa geçirildiğinde uhrevî sorumluluğu büyük olan bir nimettir. Bu itibarladır ki, sahâbenin ileri gelenlerinden olan Abdullah b. Mes’ûd, ilâhî hesâba konu olacak en mühim nimetlerden birinin “boş vakit” olduğunu söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:

“Güneşin battığı ve ömrümden bir gün daha eksildiği halde amelimin artmadığı günüme pişman olduğum kadar hiç bir güne pişman olmadım” dediği nakledilmektedir.”

Vakit bir nimettir

Vaktin kıymetini bildirmek için sıkça söylenen “Vakit nakittir” sözü de, esasen anlamsızdır. Zira vakit nakitten (para, altın, elmas vb.) daha değerlidir. Son devir İslâm mütefekkirlerinden Hasan el-Benna’nın “Vakit hayatın kendisidir” demesi de bu sebepledir. Yine bir Arap atasözünde “Yakût vakitle satın alınabilir, ancak (boşa geçen) vakitler yakûtla satın alınamaz” denmiş ve böylece kıymet bakımında vaktin, yakuttan dahi değerli olduğu vurgulanmıştır.

Hayat, Allah Teâla’nın her canlıya bir kere kullanmak üzere ihsan ettiği son derece kıymetli bir nimettir. Gaflet perdelerini aralayabilenler için zaman, hiç bir şeyle kıyaslanamayacak derecede değerli bir nimettir. Bu anlamda Hasan el-Benna'nın da dediği gibi, vakit aslında hayattır. O halde vakti, onun değerine en uygun amellerle değerlendirmek şarttır. Zira hayatta her an herkesin birden fazla yapacağı işi vardır. Vaktin ehemmiyetini idrak eden, kıymetini hakkıyla takdir eden insan hakikî mânada yaşıyor demektir. Dünya ve âhiretin anahtarı olan ilim, vakti iyi değerlendirmekle elde edilir. Âlimlerin ve zenaatkârların ortaya koydukları eserler, vakti faydalı değerlendirmenin billûrudur.

Namaz, oruç, hac, zekat gibi İslâm’ın temel ibadetlerinin mü’mine vakit disiplini kazandırmadaki önemi büyüktür. Bu ibadetlerin belli vakitlerde yapılıyor olması, bir yönüyle müslümana vakit disiplini kazandırmaya matuftur. Ne var ki İslâm’ın en temel ibadeti olan beş vakit namazın vakit disiplinindeki yeri çok daha önem arzeder. Bu itibarla biz, aşağıda namazın mü’mine kazandırdığı vakit disiplini üzerinde duracağız. İslâm’da ibadetler, gün ve senenin bölümlerine göre ayarlamıştır. Bu ayarlamanın en bariz ortaya çıktığı ibadet olan beş vakit namaz, günün tüm zamanını kuşatmış ve akışına göre ayarlanmıştır: “Haydi akşama
ulaştığınızda, sabaha kavuştuğunuzda Allah'ı tenzih edin (namaz kılın). Göklerde ve yerde hamd O'nundur. Gündüzün nihayetinde öğle vaktine eriştiğinizde de tesbih edin (namaz kılın).” [30:17][30:18]

Abdullah b. Abbas (ra)’dan gelen rivayete göre bu âyet beş vakit namazı ihtiva etmektedir. Bu itibarla alimlerin çoğu beş vakit namazın Mekke’de farz olduğu kanaatindedir. Dikkat edilirse bu ayette Allah Teâla’yı tesbih etme vakitleri olarak beş vakit namaz vakitleri tayin edilmiştir. Bu ise, beş vakitnamazın en önemli gayelerinden birinin, müslümana günlük zamanını planlama alışkanlığı kazandırmak olduğu anlamına gelir.

Namaz vakit disiplini kazanırır

Her namaz bir vakit planlaması olunca, Kur’ân-ı Kerîm’de namazdan bahseden bütün âyetler, aynı zamanda vakit şuur ve disiplini vermeyi gâye edinen âyetler olarak görülebilir. Nitekim, “Muhakkak namaz, mü’minler üzerine vakitleri belli bir farzdır”[4:103] âyeti, namazın günlük, vakitli ve planlı bir ibâdet olduğuna işâret eder. Bu âyetin tefsirinde âlimler, namazın birbirini takip eden vakitlerde farz kılınmış bir ibadet olduğunu ve böylece Allah Teâla’ya olan tesbihatın periyodik olarak günün her vaktinde devam etmesinin temin edilmiş olduğunu beyan etmişlerdir.[1]

Efendimiz (sav)’in hayatında namaz vakitleri, yatma, kalkma, eve çekilme, istirahat, çalışma, sosyal aktiviteler, ziyaret, sohbet gibi günlük olarak yapmak mecbûriyetinde olduğumuz birtakım işlerin vakitlerini planlamaktadır. Müslümanın vakit disiplininde namazın önemi, işlerini sabah ile öğle, öğleyle ikindi, ikindi ile akşam, akşam ile yatsı zaman dilimlerine bağlayarak planlamasında yatar. “Şayet işlerimi günün şu parçaları içinde yapmazsam hayatımda bütün bu vakitler ölü geçmiş demektir” diye düşünen kişi, bu vakitleri hebâ etmeyecektir. Çünkü vakit, görece/itibârî bir şeydir; onun hakikî vücûdu yoktur. Vakite değer, bereket, hayâtiyet ve canlılık kazandıran şey, yukarıda da ifade edildiği üzere o zaman zarfı içinde yapılan işlerdir; yani onun mazrûfudur. Dolu dolu yaşanan zamanın her ânı, başkalarının yüzlerce senesine bedel olur. Binâenaleyh vakte hakikî vücut ve kıymet kazandırma, onu değerlendirme ve insanların o vakit içinde yapacakları işlerle doğru orantılıdır.

Diğer taraftan bizim yirmi dört saatlik bir sermayemiz var. Bu yirmi dört saati, bizim son günümüz olabilir düşüncesi ile ele alıp, onu namaza göre programlayarak her parçası içine bir şeyler aktarmaya çalışırsak, o gerçek değerine ulaşır. Buna göre günlük vaktimizi,

- öğle namazı öncesi vaktimiz,

- öğle namazı sonrası vaktimiz,

- ikindi namazı sonrası vaktimiz,

- akşam namazı sonrası vaktimiz,

- yatsı namazı sonrası vaktimiz,

- sabah namazı öncesi ve sonrası vaktimiz diye ayırırsak, namazla bölünen, namazla nûrâniyet, rûhâniyet ve kıymet kazanan vakit planlaması yapmış oluruz. Böylece bu zaman parçaları arasında İslâm’a hizmet adına yeni yeni işler planlayıp ona göre yapılacak her şeyi yaparız. Hatta yaptıklarımızla iktifâ etmeyerek, vaktin bereketiyle “Daha yok mu?” diyerek başka işlere koşmanın hesabını bile yapabiliriz. Beş vakit namaz bu yönüyle, her daim Allah Teâla ile birlikte olmayı temin edecektir. Böylece kul için adeta günlük muhâsebe zamanı (terâzisi) olacaktır. Tıpkı cuma namazının haftalık terazi, ramazan orucunun senelik terazi, zekâtın zengin olanlar için yine senelik tezkiye ve muhâsebe vakti, haccın da ömürde bir kez belirli zamanlarda yapılan genel bir muhâsebe zamanı olması gibi. Şu halde vakitle kayıtlı bütün bu ibâdetlerde mü’min, vaktin ehemmiyetini en güzel surette idrâk edecektir.

Bir çok değerimizin altüst olduğu günümüz dünyasında, maalesef vakit anlayışımızın da altüst olduğu bir gerçektir. Bunun neticesi olarak vakitlerimiz tekdüze hale gelip homojenleşmiş, günün hatta senenin bütün zamanlarını eşdeğer duruma getirmiştir. Oysa dinimiz ve kültürümüzde namaz ve ibâdetlerle bölünen sabahın, öğlenin, ikindinin, akşamın ve gecenin ayrı bir kokusu, rengi, ahengi ve sırrı vardır. Bu zaman dilimlerinin kendine has bir ibadet, tefekkür, zikir, iş, uyku gibi bölümleri vardır. Şu halde zamanımızı namaz ve diğer ibadetlere göre tanzim edebilmek bizleri, dolu dolu, verimli, bereketli ve huzurlu yaşamanın hazzına erdirecektir.

[1] bk. İbn Kesir, Tefsir, I, 563
Ekleme Tarihi: 14.07.2009 - 01:41
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
emeğine sağlık abi..Allah razı olsun..

vaktini en iyi şekilde ve bereketli geçirebilenlerden olmak dileğiyle..

Ekleme Tarihi: 14.07.2009 - 11:14
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Cümlemizden ALLAH Razi Olsun
Amin
Ekleme Tarihi: 14.07.2009 - 15:25
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1407 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.86200 saniyede açıldı