0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kendi Ruhuma Üç Hatim Okudum

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Kendi Ruhuma Üç Hatim Okudum

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Kendi Ruhuma Üç Hatim Okudum
Habibe teyze, Kur'an okumanın, öğrenme ve öğretmenin yasak olduğu günlerde dünyaya gelmişti. Bu mahrumiyet günlerinde her sabah babasının latif sesiyle okuduğu Kur'an'la uyanıyordu. Tek gözlü bir odada şöminenin başında çocuklarını Kur'an sesiyle uyandıran babasından çok şey öğrenmişti. Daha o yaşlarda içine düşen Kur'an sevgisi ileride tarifi zor bir aşk halini alacaktı. On iki yaşındayken, yaşadığı köyün adetlerinin de tesiriyle artık sokağa çıkmaz olmuş tesettüre bürünmüştü. Namaza da o yıllarda başlamıştı.

Evlilik çağı geldiğinde oldukça kalabalık bir aileye ilk gelin olarak gitmişti. O yokluk ve çile yıllarında bin bir zahmetle dünyaya getirdiği çocuklarının üç tanesi vefat etmişti. Ancak Habibe teyze bütün bunlara sabrediyor, teselliyi okuduğu Kur'an'da ve kıldığı namazlarda arıyordu. Sabır ve namaz onun en büyük destekçileriydi. Geçen yıllar Habibe teyzenin Kur'an'a ve ibadete olan aşkını daha da artırdı.

Yetmişli yılların sonlarında Bornova Çarşı camiinden yükselen sesle tanıştı aile. Her hafta köyden vaazlara seferler düzenleniyor, kasetler eve getiriliyor ve büyük bir iştiyakla dinleniyordu. Habibe teyze Allah vergisi üstün bir zekâya ve hafızaya sahipti. Dinlediklerini beynine ve gönlüne nakşediyor, ölen üç çocuğunun ardından Mevla'nın kendisine bahşettiği dördü kız biri erkek beş evladına öğrendiklerini teker teker anlatıyordu. Kasetlerdeki sesin sahibi artık hem o hanenin hem de Habibe teyzenin dualarının başmisafiriydi.

Dinlediği her sohbet ona maneviyat adına yeni ufuklar açıyor, marifetinin ziyadeleşmesine vesile oluyordu. O yıllarda namazlarını yeniden gözden geçirmeye, kulluk adına daha bir derinleşmeye karar vermişti Habibe teyze. Bütün namazlarını kaza edecekti. Kendi kendine her namazın ardından o namazın bir de kazasını kılma sözü vermişti. Ömrünün sonuna kadar tutacağı böyle bir sözü vermesinin sebebi, daha önce kıldığı namazların hakkını verememiş olma endişesiydi. "Bazılarını şuursuzca kıldım, belki bazılarında namazın erkânıyla, kıraatiyle alakalı eksiklerim vardı. Ya kabul olmadıysa, yerine ne koyarım onların?" diye düşünüyordu. Kullukta derinleşme adına öğrendiği her yeni şeyi uygulamaya koyuyordu. Ne zaman başladığını tam olarak hatırlamıyordu ama üç ayların tamamını ve bütün Pazartesi ve Perşembe günlerini oruçlu geçirmeye de o yıllarda başlamıştı. Hiçbir sebep onu oruçtan vazgeçirememişti. Dinini iyi öğrenip yaşasın diye İmam Hatip ve İlahiyat Fakültesine gönderdiği oğlu yaşlılığında onu üç aylar orucundan vazgeçirmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Garip bir tevafuk eseri biricik oğlunun düğünü de üç aylarda olacaktı. Oğlu düğün yorgunluğunu, misafir yoğunluğunu sebep göstererek en azından düğün günü oruç tutmamasını istemişti ama Habibe teyze tavizsizdi, gözü gibi sevdiği oğluna: "Elli tane düğünün olsa bir gün orucumu bırakmam, kimse bilmez benim oruçlu olduğumu, merak etme!" demişti.

Bulunduğu ortamlarda maneviyattan ve ahirete ait meselelerden başka bir şey konuşulmasına razı olmazdı. Bir vesile bulur sözü sohbet-i canana getirirdi. Konuştukça açılır, bildiklerini herkesle paylaşmak için çırpınırdı. İmandan ibadetten mahrum insanları gördükçe kahrolur, "Ne olacak bu insanların hali!" diye hayıflanırdı. Kendi günlük programından hiçbir şekilde taviz vermezdi. Bugün pek az insana nasip olabilecek bir ibadet disiplinine sahipti. Bir ömür boyu elinden düşürmediği Kur'an'dan her gün mutlaka iki cüz okurdu. Bunun yanı sıra Yasin, Tebareke, Amme, Rahman, Fetih, Secde surelerini de hergün sabah ve akşam ezberinden okurdu. Bunları ev işlerini yaparken okumayı tercih ederdi. Kendi tabiriyle bu sureleri geçmişlerinin ruhlarına bağışlardı.

1991 senesinde hacca gitmek için hazırlık yapıyordu. İhramını bile diktirmişti. Ama Irak'ın Kuveyt'e saldırmasıyla oluşan karmaşada o yıl karayoluyla hac iptal edildi. Habibe teyze günlerce ihramına sarılıp gözyaşları döktü. Resulullah'ın köyüne gidememenin hicranı ciğerlerini yakmıştı. O'nun bu samimi duaları 1995'te hacca gitmesine vesile oldu. Orada ölüp Allah Resulü'nün köyüne defnedilmek arzusundaydı ama olmadı. Döndüğünde çocuklarına Ravza'ya doyamadığını anlatmıştı gözyaşları içinde. Ayaklarından rahatsız olmasına rağmen, kalabalık tavaflarda günaha girerim endişesiyle Kâbe'nin en dışındaki revakların üçüncü katında tavaf yaptığını söylüyordu. Medine'de hacılara dağıtılan Kur'an'ı yanında getirmiş ve hatimlerini oradan okumaya başlamıştı. Okunması zor olan Suud baskısı Kur'an'ı Medine hatırına kısa zamanda okur hale gelmişti. Kaç defa sayfaları dağılmış, cildi bozulmuştu ama o, her defasında kitabı onarıp ondan okumayı tercih etmişti. Kur'an sayfaları çevrilmekten eskimişti. Geriye bıraktığı miras bu eskimiş Mushaf, okunmaktan sayfaları dağılmış büyük cevşen, gözlük, tesbih ve bir seccadeden ibaretti.

Her namazdan sonra kıldığı kazaların yanı sıra işrak namazı, duha namazı ve evvabin namazları da Habibe teyze için farz namazlar gibiydi. Her namazın ardından o namazın tesbihatını mutlaka yapardı. Cevşen, Evrad-ı Kudsiye, Delailü'n-nur günlük evradı arasındaydı. Ayrıca iri taneli sarı tesbihiyle çektiği, pek çoğunu bilemediğim zikirleri de vardı.

İşin esas dikkat çeken yanı, Habibe teyzenin günlük evradını hiçbir şartta aksatmamak konusundaki kararlılığıydı. Eğer gündüz vakti herhangi bir yoğunluk olmuş, bayram, düğün gibi vesilelerle günlüğünü okuma imkânı bulamamışsa bütün bunları okumadan yatmazdı. Bu sebeple kim bilir kaç gece elinde tesbihiyle seccadesinde sabahlamıştı. Bütün bunlara rağmen akibetinden çok endişe ederdi. Kabirdeki ilk geceyi nasıl geçireceğini, haşrin, mizanın, sıratın nasıl geçileceğini düşünür, "Ne olacak halimiz" der, inlerdi.

Bundan üç dört ay önce göğsünde ve sol kolunda bir ağrı hissetti, aşırı terleme ve istifra sonucunda evlatları tarafından tanıdık bir doktora götürüldü. Bir hikmeti olacak ki o gün de oruçluydu. Doktor, Habibe teyzenin kalp krizi geçirdiğini söyledi ve hemen sakinleştirici bir hap vermek istedi. Habibe teyze doktora "Ben oruçluyum evladım" diyebildi. Doktorun ısrarıyla hapını içti ve hemen yoğun bakıma alındı. Uzak şehirden ancak gece yarısı gelebilen oğlunu karşısında gördüğünde ilk söylediği, yoğun bakım ortamında namazlarını rahat kılamadığıydı. Allah'ın inayetiyle kriz zamanı atlatılmış, yapılan anjiyonun ardından kalbine stent takılmıştı. Doktoru bir ay sonrası için kontrole gelmesini söylemişti. Kontrole gittiğinde doktorun odasının tam önünde yeniden fenalaşmış ve tekrar yoğun bakıma alınmıştı. Yoğun bakım süresince kalbi aralıklarla üç defa durmuştu. Rabbisinin inayeti Habibe teyzeyi orada da yalnız bırakmamış sekiz günlük bir hastane istirahatinden sonra evine dönmüştü.

Vücudu yıpranmasına rağmen kendi ihtiyaçlarını görebiliyor, abdestini alıp ibadetlerini yerine getirebiliyordu. Vefatından iki akşam önce bütün akrabalarını evine davet etmiş, onları akşam yemeğinde bir araya getirmişti. Bir veda yemeği veriyordu sanki. Orada herkesle görüşmüş gönüllerini yapmıştı. Vefat günü evinde hizmetine bakmak için kalan gelinini ve kızını ısrarla kahvaltı yapmaları için diğer kızına göndermişti. Gelininin ve kızının ısrarları işe yaramamıştı. Sanki etrafındaki herkesi yanından uzaklaştırmak istiyordu. Evde 49 yıl aynı yastığa baş koyduğu eşiyle yalnız kalmışlardı. Eşine istirahat etmesini söyledi. Sonradan yerdeki ıslaklıklardan anlaşıldığı üzere kendisi de gidip gusül abdesti aldı. Kur'an ve cevşenini okudu. Takma dişlerini ve yüzüğünü çıkarıp başucuna koydu. Eşine biraz dinleneceğini söyleyip kıbleye dönerek uzandı. Uzanır uzanmaz birkaç hırıltılı nefesten sonra Maşukuna kavuştu. Hep endişeyle beklediği ölüm anını çok kolay atlatmıştı.

Ölüme adeta hazırlanmıştı. Zaten vefatından bir süre önce oğluna Mushaf'ın üzerine yazı yazmanın bir sakıncası olup olmadığını sormuştu. Evlatları, vefatından sonra Habibe teyzenin geriye bıraktığı yıllanmış Mushaf'ın ilk sayfasında şöyle bir notla karşılaştılar:

"Kendi ruhaniyetime üç hatim okudum. Bir tanesini beni kabre koyduğunuzda, ikincisini vefatımın yedinci gecesinde, üçüncüsünü de elli ikinci gecemde bağışlarsınız. Anneniz.."
ALINTI
Ekleme Tarihi: 13.09.2008 - 06:08
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Dostlar su an offline Dostlar  

238 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.06.2008
En Son On: 24.04.2009 - 20:10
Cinsiyeti: Bayan 
S.A M uhtazaf HOCAM sizi canı yürekten kutlarım çok güzel bi paylaşım Elinize Saglik Rabbim hepimize habibe teyze gibi Rabbime kulluk edenlerden eylesin ağlar ağlar çok etkilendim sagol ellerin dert görmesin dua ilegül


Bu mesaj 1 kez ve en son Dostlar tarafından 14.09.2008 - 10:18 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 14.09.2008 - 10:16
Bu mesajı bildir   Dostlar üyenin diğer mesajları Dostlar`in Profili Dostlar Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  
Kendi Ruhuma Üç Hatim Okudum

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
çok çok çok güzel..

ağlar ağlar

Allah razı olsun paylaşımınız için..
Ekleme Tarihi: 14.09.2008 - 13:28
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Cümlemizden Kardeşlerim
Ekleme Tarihi: 15.09.2008 - 09:18
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1393 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.09680 saniyede açıldı