İran Kurân Haber Ajansı İkna’nın verdiği habere göre İran Silahlı Kuvvetleri dün peygamberimizin (s.a.v) vefat yıldönümü münasebeti ile düzenlenen taziye programının ardından Tahran’daki Filistin Meydanında toplanarak bir basın açıklaması yaptılar.

İran İslam Cumhuriyeti Silahlı Kuvetlerinin Mesajı:

Selam olsun sana ey Allah’ın Resulü!

Canımız feda olsun sana ey Allah’ın Resulü!

İslam ümmeti, bugün rahmet peygamberi Resul-i Ekrem’in (s.a.v) vefatı, Danimarka ve Hollanda gibi bazı batı ülkelerindeki uluslar arası siyonizme bağlı gazetelerde o hazrete ve getirdiği insanlık mektebine yönelik çirkin tacizler, İsrail’in Gazze’deki çocuk, genç, yaşlı , kadın, erkek ayrımı yapmaksızın masum Filistin halkına karşı başlattığı kanlı cinayetler ve tüm bu olaylar karşısında uluslar arası kurumlarla bölge ülkelerinin ölümcül sessizliği yüzünden büyük bir yas içindedir. Böyle bir durum karşısında İslam ümmeti vahdet ve yekvücut halinde uluslar arası siyonizm ve küresel emperyalizmin aleyhinde kabarıp çoşmuştur.

Biz, şanı yüce peygamberin (s.a.a) ümmeti Tahranlı bağrı yanık Müslümanlar olarak, aziz ve seçkin rehberimiz Ayetulla’ul Uzma Hamanei’nin çağrısına icabet ediyor, uluslar arası kurumların küresel emperyalizm karşısındaki suslunluklarını kınıyor ve yüksek sesle diyoruz ki:

1- İslam ümmeti olarak, dünyanın dört bir yanındaki Müslüman kardeşlerimizle birlikte, İslam peygamberinin (s.a.v) vefatı ve İmam Hasan Mücteba’nın (a.s) şehadeti münasebeti ile insanlığın kurtarıcısı Hz Mehdi’ye (a.s) ve onun hak temsilcisi Ayetullah Hamenei’ye tesliyet ve taziyet dileklerimizi sunar ve canımızı seve seve yüce peygamberimiz Hz Muhammed b. Abdullah’a (s.a.v) feda etmeye hazır olduğumuzu bildiririz.

2- İslam inkılabı Rehberinin de ifade ettiği gibi bu günlerde Gazze’de yaşanan cinayetler öylesine feci ve elem verici bir hal almıştır ki, bu derin acıyı dille ve kalemle ifade edebilmek mümkün değildir.

Masum çocuklar, mazlum kadın ve erkekler bir aylık tam bir kuşatmanın ardından Siyonistlerin eşkıyalığıyla kendi evlerinde kana bulanmaktadırlar. Tazecik goncalar, babalarının ve annelerinin; anne ve babalar masum yavrularının gözleri önünde şu işgalci cellatların kin ateşinde yakılıyor.

Medeniyet ve hümanizm iddiasında bulunanlar, büyük bir utanmazlıkla bu büyük ve başına buyruk insani faciayı aldırış etmeksizin sadece izlemekte, hatta bazıları hayasızca bu durumdan duyduğu memnuniyeti ifade etmektedir. İslam dünyasının bu emsali görülmemiş saldırganlık karşısında sessiz kalması asla kabul edilebilir bir şey değildir.

3- Yüce peygamberimizin (s.a.v) vefat gününde İslam İnkılâbı Rehberinin şu sözünü tekrarlıyoruz: İslam ümmeti ayağa kalkmalı, coşup taşmalı; İslam ülkelerinin liderleri, kendi milletlerinin öfkelerini şu işgalci rejimin suratına çarpmalıdır. Müslüman halklar ve devletler, mazlum Filistinlilerin mazlumiyet sesini tüm dünyaya ulaştırmalı ve uyuyan vicdanları uyandırmalıdırlar.

4-Yine aziz rehberimizin şu sözünü hatırlatıyoruz: Bu askeri cinayetlerin, istikbarın hakimiyeti altındaki diğer coğrafyalarda en kutsal İslami değerlerin saldırıya uğramasıyla ve iğrenç kalemlerin ve onların hamisi olan şeytani siyasetlerin, tüm beşeriyetin getirdiği ilahi mesaja insanlığını borçlu olduğu, alemlere rahmet olarak gönderilen yüce peygambere hakaretler etmesiyle eş zamanlı gerçekleşmesi tesadüf değildir.

Şanı yüce peygamberimize saygısızlıkta bulunanları mahkum ediyor ve diyoruz ki: Bir buçuk milyar Müslümanın hışmından korkun! Şeytanlıktan vazgeçin ve her biri peygamberine fedai olan bir buçuk milyar Müslümanın pak duygularını tahrik etmeyin!

5- Müstekbirlere ve kan içici Siyonistlere rehberimizin mesajındaki şu bölüme dikkat etmelerini öneriyoruz: Azgın müstekbirler bilmelidirler ki şiddet ve canavarlıkla İslam’ın gün geçtikçe artan ölümsüz nurunu söndüremeyeceklerdir.

Filistin halkının kahramanca direnişi ve kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla çocuğuyla Filistin halkının kan içici Siyonist caniler karşısında sergilediği cesaret bu iddianın en canlı delilidir. Bu çatışmanın sonucu, hakkın batıla zaferi olacaktır.