0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » BU NE ŞİDDET BU NE CELAL BACIMA YOKMU İSTİKBAL!

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ebu_hanzala su an offline ebu_hanzala  
BU NE ŞİDDET BU NE CELAL BACIMA YOKMU İSTİKBAL!

395 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.12.2007
En Son On: 14.06.2008 - 17:49
Cinsiyeti: Erkek 
Müminler açısından ayet ve hadisler ışığında örtünmenin farziyeti, şüpheye mahal vermeyecek derecede açıktır. Konu ile alakalı birçok ayet ve hadis ve nasslar da mevcuttur. Farziyeti hem Kur'an'la, hem sünnet-i seniye ile hem de 1400 yıllık İslâm tarihindeki uygulamalarıyla sabittir. Nur Sûresi 31. âyette mü'min kadınların başlarını, boyunlarından ve göğüslerinden açık bir yer bırakmayacak şekilde örtmeleri emredilmektedir.

İsteyen tabii ki İslami kaynaklardan konuya vakıf olabilir. Amacımız belli ölçülerle ve işaretlerle meselenin siyasi tartışmalara konu olmasının nedenlerini irdeleyebilmektir. Su çok kesin ve iyi bilinmelidir ki Müslüman halk sırf laikler veya belli merkezler istiyor diye Allahın bir emrini terk etmez. Onun için bu kuru inatlaşmalardan ve direnmelerinden vazgeçmelerini kendilerine tavsiye ediyorum. Tabii ki kâfirinde küfründen vazgeçmesi beklenilir şey değil demeyi de ihmal etmiyorum.
“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi kimseler , yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31)
Yine Hz. Âişe (r.a)’den: Şöyle demiştir: “Rasûlüllah (s.a.v) bileklerinin dört parmak yukarısını işaret ederek “ALLAH’A ve ahiret gününe inanan bir kadın ergenlik çağına varınca yüzü ve şuraya kadar elleri dışında herhangi bir yerini açması helâl değildir!” buyurdu.
Başörtüsü ile eğitim problemi daha bugün başlamış bir durum değildir. Osmanlının yıkılışı ve harf inkılabı, tekke ve zaviyelerin kapatılması ile beraber halkın büyük çoğunluğu bir gecenin sabahında, kendini okuma yazma bilmeyen ümmi sınıfında buldu. Halkın İslami değerlerini bir bir ortadan kaldırmaya adanmış bir zihniyet iktidar olmuştu. Bu durum halkın üzerinde büyük bir şok dalgası oluşturmuş, halkı endişeye sevk etmişti. Bu endişe halinden yararlanan zorbalar, halkın tercihi olmayan yeni ilke ve inkılapları yerleştirmişlerdi. Halk uzun bir süre yeni duruma muhalif kaldı. Çocuklarını eksik ve içeriği boşaltılmış da olsa, hilafetin yerine idame edilmeye çalışılan laik eğitim sisteminden uzak durmaya çalıştılar. Yeterli olmasa da uzun bir süre Kur’an eğitiminin devamını sağladılar Değişimi (zorbada olsa) okuyamayan, hilafetin tekrar döneceği beklentisinde olan, siyasi bilinçten yoksun bir kısım alimlerimizin de dolaylı tesirleriyle halkın çocukları yeni eğitim sisteminde ümmi kaldı. Zamanla çağı , değişimi ve içinde olunan koşulları da iyi okuyarak yavaş da olsa bu yönde bir zihniyet değişimine gittiler.Kırsaldan kentleşmeye doğru akan zamanda halk, eğitim sistemine katılım sağladı.Teşhis ve tedavide doğruydu artık. Üniversitede de , iş alanlarında, sosyal yaşamın bütün katmanlarında ve her kademede yer alarak başarı ve azimleriyle de, laikleri ve çocuklarını geride bırakmaya başladılar.
Rahatı ve pastadaki payı azalan ve bunu paylaşmak istemeyen laiklerimizin de çığlıkları ve saldırıları başladı. Halkına tepeden bakan bu laik zevat içindeki batı taklitçiliği ve kompleksi ile İslami değerlere ona dair bütün kutsallara saldırmaya sözde! aşağılamaya başladılar. Aslında aşağıladıkları kendileriydi. Kıskançlıkları ve kinleri onların gözlerini bürüye dursun, bizim iffet timsali Edibelerimiz onların bu sataşmalarına “ selam deyip“ başarının ardından azim ve sabır ile koşuşturdular.
Başörtüsü; tevhid ile şirk, hak ile batıl, zalim ile mazlum, edep ile fuhşiyat bağlamında, Tevhidin, hakkın ve edebin sembolü olmuştur. İşte örtünün müminin hayatında almış olduğu anlam budur.
“Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi. Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti.
Ümmetin iman ve sorumluluk yüklenmiş Edibeleri, şeytan ve şeytanizme karşı bu defa uyanık oldular. Şeytanizmin vermiş olduğu vaat ve vehimlere kanmayarak edebin timsali oldular. Haya ettiler, örtündüler, iblisin sahte vaatlerine kanmadan. Bu vaadin temsilcisini çok iyi tanıyorlardı. Rableri rahmet etmiş iblisin ve yardakçıların yüzlerini onlara öğretmişti. Adem babalarından kalma bir mirasın sahibesiydiler artık. Bir tarafta imanın, iffetin, onurlu yaşamın sembolü libası kuşanarak şeytanizme ve ordularına karşı cepheye durmuşlardı. İri iri profesörlerin kalplerinde bir korku bıraktılar o nazenin bedenleriyle. İmanın mümin yürekte yaktığı ateşin yakıcılığından korkmuşlardı, gürleyen profesörler! . Çünkü onlar ateş ehliydiler iblisleriyle beraber.
İlim yuvası üniversiteleri, Müslüman halkın bağrına bir hançer gibi sapladıkları kalelerinde karşı cepheye durdular. Bir asker duruşuyla (küfrün askeri) geçit yok diyorlardı. Yalan cephesi düşmeye durmuş kurtarmanın telaşıyla.
Üniversite tabelası asılı kale duvarları gibi duran yapılarının, ardındaki karanlık düzenlerinin, yolsuzluklarının, derin ve karanlık ilişkilerinin aydınlığa çıkarılmasından korkuyorlardı. Sanki Ergenekon operasyonlarını gündemden düşürmek istercesine.
Nur ve aydınlık geldi mi, karanlık yok olmaya mahkumdu.Bunu bilmekteydiler.Hep beraber ataları iblisin komutasında, imanın Edibelerine saldırdılar geçit yok dediler.Sözlerinde hikmet ve edep ne gezerdi ki setri(örtüyü)görünce, çıplakça saldırdılar.Çünkü atalarından miras idi çıplaklık.
Bekleyin! Derinden derine gelen homurtuyu duymaya durun. Bu inkılabın habercisi, mazlumun öfkesidir kulaklarınızda çınlayacak. Ayet Ayet bir müjdedir haberi verilen. “Kafirler yakında nasıl bir inkılab ile devrileceklerini görecekler.“ Çağırın ey firavunlar! sihirbazlarınızı gösterin hünerlerinizi birazdan hakkın aydınlığı, Musanın asası yutacak karanlığınızı.
Ademiyet ile darwinizmin mücadelesidir izlediğimiz. Ademiyet felsefesi; yani yaratılış serüvenine iman ile, insanın maymundan türediği darwinizm felsefesinin üniversitede, karşı karşıya geldiği en çetin mücadele sahneleriydi. Türkiye’de büyük çoğunluğu Müslüman olan halkın Allahın inayeti ve profesörlerinin şaşkınlığıyla üniversitelerin hangi temel felsefe ile eğitim yaptığı böylelikle en yetkili ağızlar tarafından açıklanmış oldu ve bizde televizyonlarımızın başında bu gerçekliği öğrenmiş olduk.
Prof. Dr. Celal Şengör, başörtüsüne serbestlik getirilmesi durumunda üniversite hocaları olarak buna tepki göstereceklerini söyledi. Şengör; "Karşımıza gelen öğrencilere din kitaplarında yazamayan şeyleri öğretiyoruz. Bunları öğrenmesini istiyoruz. Nuh Tufanı'nın olmadığını, insanların Adem'le Havva'dan gelmediğini öğretiyoruz. Bunları sadece not alması için değil, hayatına da yansıtması için öğretiyoruz. Ancak şimdi durum böyle değil. Türbanını takan öğrenci, karşımıza dinini şakırdatarak gelecek" şeklinde konuştu ve bilmeyenlerde öğrenmiş oldu.
Ayrıca Çağdaş! yaşamı destekleme derneği prof. Türkan Saylan adeta hükümeti tehdit ederek “Hükümet yasayı geri çekmezse, kendileriyle sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Gerekirse sivil itaatsizlik! Gösterilecek dedi. Adnan Menderesin akıbetini hatırlatarak ‘’ yasanın öyle kolay çıkarılamayacağını söyledi.“
Hükümetin şahsında halka bu kadar pervasızca saldıran bu çağdışı zorbalar cesareti hükümetin pasif ve ürkek tutumundan aldıkları aşikardır. İktidarın, sorunların çözümünde bir adım ileri iki adım geri siyasetinden alınacak sonuçta ancak bu olur. Maalesef hükümet problemleri çözerken cesur davranamıyor.Neredeyse yüzde 80’i bulan bir çoğunluğun sorununu çözerken hala neden mutlu azınlığın ağızlarına bakılıyorsa oda anlaşılabilmiş değil. Toplumsal mutabakat diye beklemeye geçip onlardan merhamet dilerseniz, sizin güçlü iken gösterdiğiniz zaafiyetten ötürü, onlarda mevzilerinde daha da bilenerek üzerinize gelecek ve böylelikle de işi sizi tehdit etme safhasına kadar vardıracaklar.
Bu halk isteklerinde haklıdır. Hak` da Yaratanın bir ismidir. Hiç görülmüsmüdür ki, hakkın batıla mağlup olduğu. Bu pervasızca çıkışları, hakkın aydınlık yüzünün istemeseler de gelmekte olduğunu görmelerindendir. Hakkın işaret taşlarını karalama, aydınlığın yakınlığını uzak tutabilme çabalarıdır bu.
Ya rab! Bu ne şiddet bu ne celal! bacıma yok mu istikbal!.
Selam ve dua ile.

Ekleme Tarihi: 05.03.2008 - 12:19
Bu mesajı bildir   ebu_hanzala üyenin diğer mesajları ebu_hanzala`in Profili ebu_hanzala Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1388 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sezgin 42 (51), hirtilar (51), Ebranur (52), hatay 1 (64), prensesim_28 (54), btutkun58 (60), zeko6454 (62), omarbabuscu (47), aydýn25 (49), mürsel (61), kapadokyali (33), Hacý Ali (72), battal_42 (53), nuhozer (44), ufuk özdemir (55), halidinvelit (60), maviadaist (49), mkuzeci (43), dervisoglu (60), Furkan 2 (50), MUHAMMEDSA&Yacu.. (45), Samet86 (39), yusuf s (40), mesutgumus (44), s_saglam85 (40), tugra01 (44), kizdede (49), Reyyannn (42), Ilyas AKTAS (59), munal_40 (55), ckisaer (66), münih2828 (66), babaersin (40), memoemmi (47), militan_aet (40), nuryol (49), ibrahimbirsen (71), duisburger (51), AlMiRa (39), abdullah dalgic (58), mkilinc_1986 (39), temiz (61), garibem (53), hýfz&yac.. (57), bedrettin tutku.. (60), Rýfat ÖZ.. (64), akcan_80 (44), ahmet12 (33), alptürk (47), ata kýra.. (71), mukremýn (57), engizli müdür (63), wip_ (50), velibey (52), Beytullah_Ko&cc.. (32), ramoz (60), amel114 (40), Bad-Mad (38), radyogul (44), kaya76 (49), Filizz (67), vuslat28 (48), hayhak (47), nasuh uslu (53)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72631 saniyede açıldı