0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » “Bende Müslümanım ama…”

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Evrensel su an offline Evrensel  
Themenicon    “Bende Müslümanım ama…”

237 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.04.2004
En Son On: 23.06.2008 - 16:29
Cinsiyeti: ----- 
Düşmanlık fikri değil cibilli


Muhalefetin, karşıt görüşlerin olması bir toplumda dinamizmin, alternatif çözümlerin, düşünce zenginliğinin kaynağıdır. Alternatifin, farklı düşünce akımlarının olmadığı, fikir mücadelesinin yaşanmadığı ülkelerde, toplumlarda kokuşmalar, tıkanmalar, tutulmalar olur. Yeni açılımlar, sıçramalar yaşanmaz.

“Müsademeyi efkardan Barika i hakikat doğar” sözü meşhurdur. Ama Türkiye'de yaşanan şey müsademeyi efkâr değil, mukateleyi efkardır. Kendi yanında durmayan, kendisini desteklemeyen fikirlerin, görüşlerin, gurupların imhasıdır.



Türkiye'de, statükonun temsilcilerinin, köşe başlarını tutmuş azgın azınlığın, memleketin kanını-beynini emen sülüklerin, milletin huzurunu, sükûnunu, haklarını düşünme; fikirlere ve özgürlüklere açık olma gibi bir derdi hiç olmamıştır. Kendini devletin, Cumhuriyetin ve kurumların sahibi gören bu zihniyet; millete hep “parya”, “kitle”, “kuru kalabalık” muamelesi yapmıştır.



Bunlar kendilerinin hazzetmediği düşüncelerden bir hakikat çıkacağına asla inanmazlar. Vatandaşın, avamın (onlara göre!) bir fikri olabileceğine, onlardan düşünce sudur edebileceğine hiç ihtimal vermezler.

Millete “bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan adamlar”, “gayrı mümeyyiz” diye yazanların mürekkebi daha kurumamıştır. Dün (kontrolleri altında iken) demokrasiye methiyeler düzenler, demokrasinin ibresi kendi menfaatlerini göstermeyince; millete demokrasiyi fazla görmeye başlamışlardır.



Kendini duble beyinli, alemi ahmak gören kripto kırmaları düne kadar ülkedeki bütün tezleri-antitezleri kendileri oluşturuyor, istediklerini istedikleriyle vuruşturuyorlardı. İktidarıyla muhalefetiyle, sağıyla soluyla, milliyetçisiyle Marksistsiyle bütün siyasi cereyanları kontrol ediyorlardı. Saltanatlarını mezhep çatışmaları, siyasi vuruşmalar, kardeş kavgaları üzerinden sürdürüp gidiyorlardı. Ülke üzerinde mutlak bir alan hâkimiyetleri vardı. Bu alanda istedikleri gibi at koşturuyor, istemediklerini alan dışına atarak tasfiye edebiliyorlardı. Saltanatlarının devamı adına her türlü karanlık yol ve yöntemi kullanıyorlardı. Bir süredir bu kan emici sülükler için yollar tükendi. Oyunları bozulmaya, karanlık hesapları gün yüzüne çıkmaya başladı. Göz boyamaya, el çabukluğuna, hokkabazlığa dayalı numaralarını denemeye devam etseler de, artık kimse yutmuyor. Millet artık kimin elinin kimin cebinde olduğunun, kimin nerede durduğunun farkında.



Son bir yıldır sergiledikleri saldırganlık, aymazlık ve utanmazlık yaşadıkları hezeyanın sonucu. Milletin uyanışı ile birlikte korkuları artmaya ve şirazeden çıkmaya başladılar. Ayrıcalıklarını yitiriyor olmak tansiyonlarını yükseltti. Muhakemelerini yitirdiler, panikle hareket etmeye başladılar. Şu anda aristokratik azgınların ağızları ne dediğinin farkında değil.



Kendilerini her şeyin üstünde gören, her şeyi yapma hakkını kendinde bulan, Türk insanını halayığı gibi görmeye ve sürekli itip kakmaya alışmış bu kesim; ne “fikre”, nede “müsademeyi efkârdan doğacak hakikate” inanırlar. Bunların tek anladığı şey güçtür. Ancak gücün karşısında secdeye giderler, güce temenna dururlar. Bükemeyeceklerini anladıkları eli yalarlar.

İşte bu nedenlerden dolayı bunlarla oturarak uzlaşmak, taviz vererek anlaşmak mümkün değildir. Anlaşma çabalarını karşı tarafın zaafına hamlederler çünkü…



Bunlara karşı yapılacak en güzel şey çıkardıkları cıngar ve gürültüyü kale almaksızın yola devam etmektir. Demokratik süreçte ilerlemektir.

Bunların ne düşüneceğini, neden rahatsız olacağını dikkate almadan, doğruları en yüksek perdeden seslendirmek, hukuku eğip bükmeden uygulamak, temel hak ve özgürlüklerde sonuna kadar dik durmak gerekmektedir. Bu despotik aristokratlara karşı en küçük bir tereddüt geçirilmemeli ve geri adım atılmamalıdır.

Demokratik ve hukuki adımlarda gösterilecek bir zaaf emaresi, sadece bunların velvelesini, aymazlığını, çirkefliğini artıracaktır. Güçten anlayan bu kesimlerin karşısında demokratların, milletin temsilcilerinin güçlü ve dik durması zarureti vardır.





Ateist olduğundan, inanmadığından dolayı, İslam'a, kültür değerlerimize, dinimize karşı çıkanlara saygım var. Zira bunlar açıkça Müslümanlıkla, dinle, İslam'la yoğrulmuş kültürümüzle problemlerinin olduğunu ifade etme cesaretini göstermektedirler. Kendisini ateist, inançsız olarak tanımlayan kimselerin pek çoğu zaten özgürlüklerden yanadır. Müslüman'ın nasıl yaşadığı, ne yaptığı kendisine dokunulmadıktan sonra onları pek alakadar etmemektedir.



Asıl problem “bende Müslümanım ama…” diye söze başlayan, münafıklığı meslek edinmiş iki yüzlülerden kaynaklanmaktadır.

İnaçsızlar, ateistler bir tarafa; ben ağzından salyalar akıtarak, kinle, gözü dönmüşlükle halkın değerlerine, dinine, sembollerine küfredenlerin cibilli problemleri olduğu konusunda ısrarcıyım.



İsterseniz başörtüsü karşısında cinnet geçirenlerin, cami dendiğinde yerinden fırlayanların, Kur'an dendiğinde dellenenleri bir araştırın…

05 Şubat 2008 Salı


http://www.aktifhaber.com/author_article_detail.php?id=3660
Ekleme Tarihi: 05.02.2008 - 21:58
Bu mesajı bildir   Evrensel üyenin diğer mesajları Evrensel`in Profili Evrensel Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an 1 üye ve 1848 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
iclal2002 (42), yaprak94 (30), ahayuk (61), ebrare (41), kocbey (61), hilal.k (31), bayzafer (43), yasem1987 (37), tornado57 (49), hizbiislam (41), ahmet723 (51), Tayfun58 (47), durmusd (54), sarenurr (40), HABiBiNECCAR (46), muratcan64 (45), þenkal (47), kaya63 (61), Naber (47), remziye (48), The_bashkan (44), Kale1 (55), njp5505 (63), kasrinur07 (42), Hamza68 (56), Gönül dili (43), SARENUR rumeysa (40), ibriktepe (52), ABDULHAY (45), hasan32 (43), icemert (42), FaZiLeT_68 (40), Acizmendi (37), NESTA_07 (37), boyabat (56), maydinus (47), kinyas (43), zeymetsen (53), Dreams (52), bekircunus (54), burcuakyildiz (42), M_a_R_a_L_68 (40), Esenboga (40), sefer70 (47), bunyamin (59), veyselceo (43), Tarakcilar (56), sedamelis (36), tunç72 (42), m-delice (55), rüviþ (41), g_demir (44), semray (41), vakkas76 (48), rabia sencan (35), saýd (44), XxX52 (34), zeki3147 (48), ibrahimcil (41), fsaltekin_62 (62), as1an (41), sabkoc (51), Kenantas (43), zeki02 (42), balkopugu (53), EbuAbdurrahman (41), Talebe-i_cubbel.. (44), Harzana (53), seyrüsefer (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.30005 saniyede açıldı