0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » "dedi" , "dedim"

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
meknuz su an offline meknuz  
"dedi" , "dedim"

8 Mesaj

Kayıt Tarihi: 02.05.2007
En Son On: 03.03.2008 - 21:15
Cinsiyeti: ----- 
Dedi: Son zamanlarda şikâyetlerimiz çok arttı. Neredeyse her şeyden şikâyet eder duruma geldik. İnanç/davranış arasında uyum yok. Bunun sebebi ne ola acaba?


Dedim: Öncelikle şu hususu herkesin bilmesi gere-kir: Mü'min insan, şikâyetkâr olmamalıdır. Yani çok şi-kâyet etmemelidir. Karşılaştığı olumlu/olumsuz her şe-yin Allah'ın bilgisi dahilinde olduğunun bilincinde ol-malıdır. Öyleyse biz müslümanlar bugün, şükür/sabır dengesinde yaşayıp, başımıza gelen her şeyin, kendi yaptıklarımızın bir sonucu olarak geldiğini bilmek/idrak etmek zorundayız. Sorunuza biraz daha somut şeyler söylemek gerekirse derim ki;
Şu yaşadığımız asırda her taraftan, her türlü nahoş kokunun yayıldığı ve her türlü virüsün ortalıkta kol gez-diği şu asırda müslümanlarda var olan inanç/davranış uyuşmazlığı hastalığının en önemli sebebi “Ahde vefa-sızlık” olduğunu düşünüyorum.
Yani anlayacağınız, bizler bugün verdiğimiz sözlerin arkasında durmuyoruz/duramıyoruz. Durma-yınca da başımıza istenmedik bir çok olay geliyor. Sonra da başlıyoruz sızlanmaya...


Dedi: Şu söz verip de yapmadığımız, ahde vefa göstermediğimiz hususlarla ilgili ikazlarda bulunsanız iyi olur.


Dedim: Söyleyeceklerim başta kendi nefsimedir. Söyleyeceklerimi sıralayacak olursam;
1) Biz müslümanlar, evveliyetle Allah'a verdiğimiz sözleri yerine getirmemiz,ahdimize vefalı olmamız gere-kir. Bizler daha “Kâlû Belâ”da iken Allah'la sözleşme yaptık. Bu hususta kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır:
“Rabbin, insanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' demiş ve buna kendilerini şahit tutmuştu. Onlar da: 'Evet şahidiz.' demişlerdi. Bu, kıyamet günü, "Bizim bundan haberimiz yoktu." dersiniz veya "Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından ötürü yok eder misin?" dersiniz diyedir." (7 A'raf , 172 - 173)
Böylece insan ruhu, Allah'la yaptığı bu misaktan sonra tabii bir sözleşme altına girmiş ve Allah'ın emir-lerini yerine getirmeyi taahhüt etmiştir.
2) Bizler dünyaya gelmeden önce Allah'a söz ver-diğimiz gibi, geldikten sonra da Allah'a ve O'nun Pey-gamberine iman etmekle yeni bir sözleşme daha yaptık.
Şimdi kendimize dönüp bir bakalım:Acaba biz-ler Allah'a ve Peygamberine verdiğimiz sözlerin, on-larla yaptığımız akitlerin gereğini yerine getirebiliyor muyuz? Allah için herkes düşünsün ve kendi vicda-nında bu soruya cevap versin.
3) Müslümanlar, kendi aralarında yaptıkları akit-leri, sözleşmeleri de yerine getirmekle mükelleftirler. Ama maalesef bu konuda da büyük zaaflarımız var.
Aile hayatımızda söz verip de yapmadığımız nice sözlerimiz var. Ya ticaret hayatımız? Farklı mı? Değil tabi ki..


Dedi: Kusura bakmazsanız bir de Peygamberi-mizle ilgili yazılan ve çizilen nahoş şeylerle ilgili ne düşündüğünüzü sormak istiyorum.


Dedim: Müslümanların gündemini müslü-manlar belirlemelidir. Eğer biz müslümanlar gerçek anlamda Allah'ın boyası ile boyanmış olsaydık, hayatın her alanında bizde İslam'ın yansımaları gö-rülürdü. Ama ne yazık ki bu konuda zayıf taraflarımız çok. Dışımızdakiler bu yönümüzü çok iyi bildikleri için, bundan yararlanmaya çalışıyorlar ve bu tür gündemler oluşturup bizi oyalıyorlar.
Aklımızı başımıza almamız lâzım. İslam'a evet di-yorsak ki el-hamdülillah diyoruz, varız diyorsak ki varız diyoruz, o zaman bunları sadece idareten değil, gerçekten demeliyiz.
Unutmayalım ki, sahabe de bir şeye varız diyor-larsa bu sadece sözde olmazdı, özde de olurdu. Yalan, onların semtinin uzağındaydı, ahde vefasızlık da...
Peki ya bizler?
Ahde vefasız hayatlarımızla, inanç/davranış tutarsızlığımızla ne yapıyoruz/ne yapmaya çalışıyo-ruz? Bu konu üzerinde durmamız ve düşünmemiz gerekir.
1400 sene önce ahde vefa, sorumluluk duygusu, ihlas, ...vb. güzel hasletlerle yükseldi İslam binası...
1400 sene sonra bugün biz müslümanlar, o gün o zor şartlarda doğruluğun, mertliğin, ahde ve akde vefanın, ihlasın getirdiği güzellikleri görmek istiyor-sak, hemen şimdi kendimize dönüp, çekidüzen ver-meliyiz.
Biz, biz olursak kimse bizim kutsal değerlerimizle bu şekilde alay etmez, bizi boş gündemlerle oyala-maz.
Sahabenin peygambere bağlılığına bir örnekle burada söyleyeceklerimize nokta koyalım:
Mekke'nin fethinden sonra İslâm'ı kabul edenler arasında Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in babası Ebû Kuhâfe de bulunuyordu. Yaşı sekseni aşmış, âmâ bir kişi olan Ebû Kuhâfe, Hz. Peygamber'in huzurunda hidayete ermekte geç kalmışlığını telâfi edercesine aşkla ke-lime-i şehadet getiriyordu. Bu esnada sevinmesi ge-reken "Sıddıyk" lakaplı Hz. Ebû Bekir (r.a.) ağlıyordu. Fakat bu ağlayış bir sevinç ağlayışı değil, üzüntü ağla-yışıydı. Bu, meclisteki herkesin dikkatini çekmişti. Sordular:
-Ey Ebû Bekir, neden sevinilecek bir günde göz-yaşı döküyorsun? Cevap verdi: "Allah'ın Rasülünün en büyük arzusu amcası Ebû Talib'in müslüman olmasıydı. Fakat bu dileği bir türlü gerçekleşmedi. Ben isterdim ki şu anda benim babamın yerinde şe-hadet getiren Ebû Talib olsun, babamın Müslüman olmasından dolayı benim gönlüm hoşnut olacağına, amcasının Müslüman olmasından dolayı Allah Rasû-lünün gönlü hoşnut olsun. İşte bu olmadığı için ağlı-yorum."
Gördünüz mü, o güzide insanların Peygamberi nasıl sevdiklerini... Gördünüz mü aşkı, muhabbeti, ahde ve akde vefayı...


Dedi: Anlattıklarınızdan şunu anladım: Ahde vefa konusunda zayıf taraflarımız çok. Bu konuda Kur'an'ın öğütlerinden, bize hatırlatmalarda bulun-sanız...


Dedim: Bizim her konuda kulluk kitabımız Kur'an-ı Kerim'e ve Peygamberimiz'in sünnetine mü-racaat etmemiz ve hastalıklarımızın çözümüne ora-dan reçeteler bulmamız gerekir. Şimdi aşağıda su-nacağım bir demet ayetin her birini sanki şimdi inmiş gibi oku ve hissene düşeni almaya çalış.
"Hayır, öyle değil; ahdini yerine getiren ve günahtan sakınan bilsin ki, Allah sakınanları şüphesiz sever.
Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir de-ğere değişenlerin, işte onların, ahirette bir payları yoktur. Allah onlara kıyamet günü hi-tab etmeyecek, onlara bakmayacak, onları te-mize çıkarmayacaktır. Elem verici azab onlar içindir." (3 Al-i İmran , 76 - 77)
"And olsun ki, Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan on iki reis seçtik. Allah: 'Ben şüphesiz sizinleyim, namaz kılarsanız, zekât verirseniz, peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz, Allah uğrunda güzel bir takdimde bulunursanız, and olsun ki kö-tülüklerinizi örterim. And olsun ki, sizi içle-rinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra sizden kim inkâr ederse şüp-hesiz doğru yoldan sapmış olur.' dedi.
Sözlerini bozdukları için onlara lânet ettik, kalblerini katılaştırdık. Onlar sözleri yerlerinden değiştirirler. Kendilerine belleti-lenin bir kısmını unuttular. İçlerinden pek azından başkasının daima hainliklerini görür-sün, onları affet ve geç. Allah iyilik yapanları şüphesiz sever." (5 Maide, 12 - 13)
"Onların çoğunda ahde bağlılık görmedik, çoğunu fasık kimseler olarak bulduk." (7 A'raf, 102)
"Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emret-tiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lanet onlara ve kötü yurt, ce-hennem, onlaradır." (13 Ra'd, 25)
"Onlar emanetlerini ve sözlerini yerine ge-tirirler." (23 Mü'minûn, 8)
"İnananlardan, Allah'a verdiği ahdi yerine getiren adamlar vardır. Kimi, bu uğurda ca-nını vermiş, kimi de beklemektedir. Ahdlerini hiç değiştirmemişlerdir." (33 Ahzab , 23)
Ne mutlu Allah'a ve Peygambere verdiği ahde ve akde vefa gösterene




Abdullah Büyük


Bu mesaj 1 kez ve en son meknuz tarafından 02.05.2007 - 23:50 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 02.05.2007 - 23:48
Bu mesajı bildir   meknuz üyenin diğer mesajları meknuz`in Profili meknuz Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1345 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SIVASLIIBO38 (60), ayseak (35), cetinay (54), fe_eyne (45), silverbull (44), Elif Turan (41), fiber_optic (39), faruk58 (37), _reyyan (36), sofi27 (44), nahim (51), a.aydin (45), ekrem05 (51), HaRaMeYN (47), yanliz_kurt_58 (41), okangenc (37), gezginler (44), hudanur (57), vatan06 (43), Sübhan (52), Abdullah_42 (41), termelim (60), dehaoz (53), nuraybarutcu (43), Pasa85 (39), MaviCocuk (41), tahaseyda_msn (42), msc (44), vureyka (39), kocakaga6161 (42), erdalhatipler (39), imrannur (41), clue (50), eyyupbayram81 (46), germantatlim (38), davutakgun (41), afife (44), duranhoca (57), bekr (38), Mihrisah (47), RedCougar54 (47), cadikiz (35), selcuk53 (44), karabiber (54), muhammed_cabir (42), sehmus (47), EUROPEN907 (42), mehmet aslan (47), gülkrali (65)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66671 saniyede açıldı