0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » ÇOCUK KÜRSÜSÜ » Gönlü nur olanla, nurlu kitaplarında buluşma

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
Gönlü nur olanla, nurlu kitaplarında buluşma

569 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.10.2006
En Son On: 17.11.2016 - 13:20
Cinsiyeti: Erkek 
Duvarlarına acı sinmiş kalbimin, aklımla dans ettiği zamanlara rastlar Nurlu kitaplarla buluşmam. O zamanlar, yani henüz on yedi yaşımdayken, eşyayı, varlığı ve kendisini sorgulayan zihnim bir çıkış yolu için çırpınıp duruyordu.

Allah var mıydı gerçekten? Eğer varsa nedendi bu kadar acı? Ki, onun dünyasına gelmeyi de ben istememiştim üstelik. O getirmişti beni bu dünyaya, ama işte sürekli acı veriyordu. Ailem, acılarımın baş nedeni… Arkadaşlarım ve hiç kimse de beni anlamıyordu. O halde anlamsız olan bir evrende yaşamak için hayat verilen bizler neden vardık ki? Sadece acılar çekmek için mi? Sorular, sorular ve yine sorular…

Geceleri uyuyamazdım. Odamın penceresinden gökyüzündeki Ay’ı ve yıldızları izler, bir taraftan da dualar ederdim; “Lütfen, lütfen bana çıkış yolu göster. Hayatın anlamlı olduğuna, yaşanılır ve değerli olduğuna dair, beynime üşüşen şüphelerime dair cevap ver” diye. Çoğu kez de göz yaşlarıma sığınarak. Göz yaşları ne kadar serinleticidir. Göz yaşları, kalbin kavrulan ateşine sağnak sağnak inen yağmur gibidir. Çoğu kez de yapabildiği tek şey insanın…

İşte ruhumun acıları böylesine düğüm düğümken okulumu da bitirdim. Üniversiteye gidebilmeyi de çok istiyordum. Doğrusu ilk okul ve ortaokuldaki başarı grafiğini lisede yakalayamamıştım. Beynimdeki sorulardan kafamı kaldırıp da derslerime kendimi verememiştim. Hatta lise ikide sınıfta kalma riski bile atlatmıştım. Üniversiteye ise hiç hazırlanmamıştım. Ama çok kitap okuyan biriydim. Girdiğim ilk imtihanda iyi bir puan almıştım. Birinci imtihanı kazandım, ama ikincisini ne yazık ki kazanamadım. Zaten hiç hazırlanmadığım için bu sonuca pek de üzüldüm diyemem.

Liseyi de bitirdiğim yaz, acılarım daha da artmıştı. Amaçsızlığım artık ikiye katlanmıştı çünkü. Önceden bir okulum vardı, artık o da yoktu ve şu an üniversite de bir ütopya gibi duruyordu önümde. Var oluşa dair sorularım ise hiç bitmiyordu.

Ailemle arama giren mesafeler arttıkça artıyor, gün içinde neredeyse üç beş kelimenin dışında hiç konuşmuyordum. Bu dünyaya gelmeme ve acılarıma sebep olarak onları görüyordum sanıyorum.
Ev işleri ve yemek kavramlarıyla tanıştım o yaz. Her gün aynı işleri yapıyordum. Sabah erkenden kalkıp, ailemle kahvaltı ediyor, sonra evin her tarafını toparlıyor, siliyor ve öğle yemeği için hazırlık yapıyordum. Öğleden sonra da akşam yemeği için hazırlıklar başlıyordu. Ya da gelen misafirleri ağırlama işleri. Bu rutinlik daha çok çileden çıkarıyordu beni. Bu dünyaya gelmemiz sırf bunları yerine getirmek için mi? Ailemi memnun etmek için mi? Ya benim memnuniyetim nerede? Sorular, sorular...
Tam yaz mevsimi bitiminde hem sınıf arkadaşım olan, hem de en yakın dostum, kış döneminde üniversiteye hazırlık için dershaneye gideceğinden söz etti. Tabiî bunu benim aileme aktarmam ve ikna etmem gerekiyordu. Aslında onlar benden daha çok istiyorlardı okumamı. Çünkü ailecek her zaman okuma konusunda desteklerini esirgemediler. Ama bulunduğumuz ilçede dershane yoktu. Uzak bir yere yollamak da, gönüllerine huzur vermiyordu. Ama sonunda babamın aklına yattı bu iş. Annemin desteği, arkadaşımın ve benim de anlatmalarımız neticesinde dershaneye yollamaya ikna oldu.

Bu ailemden ilk uzun süreli ve tek başıma yaptığım ayrılıktı. Ama yüreğimde bir heyecan, bir umut, güzel bir hoşluk vardı. Kalacağımız eve sabah saatinde geldik. Kahvaltı yaptık. O gün dinlendik ve dışarı çıkmadık hiç. Akşam saatinde bir abla hepimize seslendi, “Ders saati lütfen hepiniz salonda toplanın!” Çok ilginç gelmişti bu cümleler bana. Burası arkadaşların kaldığı bir yerse, ders de ne demek oluyor? Sürekli sorgulamaya alışmış beynim, yine sorgulamaya başladı işte. Ama bir şey söylemedim hiç. Hazırlanıp ben de diğer arkadaşlarım gibi salona geçtim. Okunan şey daha ilk cümlesiyle beni büyülemişti. “Her şey Bismillah der ve biz de ilk onunla başlarız.”

O gün ders dedikleri şeyi ilk kez yaşadım. Nazarımda pek fena memlekete uğrayan bahtsız yolcu da kendimdim. Doğrusu şu ki, çok etkilenmiştim. Okunanları anlamakta hiç zorlanmadım. Sanki yıllardır bunun için hazırlık yapmıştım. Kelimeler, üslup ve ifadeler bana hiç yabancı değildi. Ama ben kendi nazarımda yaban ellere uğramıştım da, yüreğimi dikenlerle doldurmuştum.

Tılsımlı bir şeydi bu okunan kitaplar. Beni tarif ediyor, sorularımı cevaplıyor, acıyan yanlarımı hemen onarıyordu. Sorgulamalarım hiç bitmedi tabii ki, ama anlam ve istikamet bulmuştu ruhum. Aydınlanmıştı karanlık olan bir tarafım. Bence de en önemli şey zaten hayatımın anlam bulmasıydı. Çünkü kendi nazarında anlamsızlığa düşen, ama her şeyi içinde tutan bir varlık, kendine ulaşamayınca nasıl büyük acılar yaşar bunu çok iyi biliyordum.

Hayatıma Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursî o zaman girmişti. Gönlü nur olanın, nurlu kitapları yani.

Her zamanda ve her yerde eşyanın hakikatini, hayatın içeriğini, özetini en iyi vurgulayan, nurlandıran eserler ve şahıs…

İnşallah yeryüzü durdukça durur ve aydınlığından ihtiyacı olanlara nur yağdırmaya devam edersin…
Ekleme Tarihi: 28.04.2007 - 18:43
Bu mesajı bildir   Ônder23 üyenin diğer mesajları Ônder23`in Profili Ônder23 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1227 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65124 saniyede açıldı