0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » SAĞLIK & SPOR » İFTAR İÇİN ÖNERİLER

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
İFTAR İÇİN ÖNERİLER

919 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.01.2006
En Son On: 04.01.2015 - 19:05
Cinsiyeti: ----- 

İFTAR İÇİN ÖNERİLER
Beslenme ve diyet uzmanları, ''Ramazan'da hafif gıdaların tercih edilmesi, yağlı ve kızartmalardan uzak durulması ve mutlaka sahura kalkılması gerektiğini'' bildirdiler.

Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Beslenme ve Diyet Uzmanı Reyhan
Nergiz, yaptığı açıklamada, Ramazan ayında beslenme şekli ile saatlerin değişmesi ve hareketin azalmasından dolayı kilo almanın kaçınılmaz hale geldiğini söyledi.

Nergiz, ''Uzun süre aç kalmak iştahı ve doyma eşiğini artıracağından, normalden çok fazla miktarda ve hızlı yenir. Bu nedenle kilo vermek bir yana kilo alınır. Kilo almamak için sahura mutlaka kalkmak, yedikten en az 40 dakika sonra yatmak, suyu yatmadan hemen önce bolca içmek, az şekerli komposto ile çorba, yoğurt, etli sebze, sütlü tatlı gibi hafif gıdaları tercih etmek yerinde olur'' dedi.

''Sağlıklı beslenmenin püf noktalarını bilerek bu ayın kilo almadan geçirilebileceğini'' belirten Nergiz, Ramazan'da beslenme şeklinin normalden çok büyük farklılık göstermemesi gerektiğini
bildirdi.

Oruç tutanların kırmızı et, ekmek, pilav, makarna ile tatlı ve börek gibi hamur işi yemek tüketimini artırdığını vurgulayan Nergiz, ''Ramazan'da aşırı yemek yerine, yavaş sindirilen, kana geçiş hızı
düşük esmer tahıl ürünleri, sebze, salata gibi gıdalar tercih edilmeli'' diye konuştu.

Nergiz, oruç nedeniyle gün boyunca kan şekerinin düştüğünü, vücut ısısının da azaldığını anlatarak, bu nedenle üşüme, halsizlik ve baş ağrısı yaşanabildiğine dikkat çekti.

-Sahurun önemi
Vehbi Koç Vakfı (VKV) Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Şefi Ayşe Korkmaz da, günün ilk öğünü olan iftarın çorbayla açılması ve bir süre ara verdikten sonra yemeğe geçilmesi gerektiğini söyledi.
Korkmaz, mümkün olduğu kadar ağır yemeklerden ve kızartmalardan uzak durulması, hamurlu veya kızartma türü yerine sütlü tatlıların tercih edilmesini önerdi.

Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanabilmesi için günlük en az 3 öğünün tamamlanması gerektiğini, bunlardan en önemlisinin de sahur olduğunu vurgulayan Korkmaz, şöyle dedi: ''Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya gece yatmadan önce yemek yemek, son derece zararlı. Çünkü bu beslenme tarzı, yaklaşık 12 saat olan açlığı ortalama 18 saate çıkarmakta. Bu durum, açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmakta. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü ağır yemeklerden oluşursa, gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı yükselir ve kilo alma hızı ve riski artar. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı.''

-Riskli gruplar
Ramazan ayında en sık karşılaşılan sorunlardan bir tanesinin, mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak tanımlanan reflü ile kabızlık olduğunu anlatan Ayşe Korkmaz, ''Reflüyü önlemek için kahve ve kakao gibi aşırı kafein alımından kaçınmak, yemeği yer yemez yatmamak, yağlı yiyecekler yememek, alınacak pratik önlemlerdir. Kabızlık problemi çekenlere de posalı besinleri daha fazla tüketmelerini öneriyoruz'' diye konuştu.

Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Eser Vardareli de, ''bazı hastalık grupları için Ramazan'da oruç tutmanın sağlıklı olmayabileceğini'' belirterek, ''bunların başında da şeker,
kalp, ülser, tansiyon gibi hastalıkların geldiğini'' kaydetti.

Vardareli, bu tip hastaların mutlaka bir hekime danışması gerektiğini sözlerine ekledi. .


Ekleme Tarihi: 23.09.2006 - 12:59
Bu mesajı bildir   vehbi70 üyenin diğer mesajları vehbi70`in Profili vehbi70 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
vehbi70 su an offline vehbi70  

919 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.01.2006
En Son On: 04.01.2015 - 19:05
Cinsiyeti: ----- 

AĞIR VE YAĞLI YEMEYİN
Ramazan süresince kızarmış, aşırı baharatlı, ağır ve yağlı gıdalardan uzak durun. Yemekleri yavaş yiyin, iyi çiğneyin, bol su için ve posalı besinleri tercih edin.
Kan şekeri normalin altına düşen ve 65 yaşın üzerindeki şeker hastaları ile böbrek hastaları kesinlikle oruç tutmamalı. Reflü ve ülseri olan hastaların oruç tutması sağlıkları açısından risk taşıyor. Yüksek tansiyonu olanların, Ramazan ayında tuzsuz perhizlerine sadık kalmaları gerekiyor.

Uzmanlar, Ramazan ayında yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle bazı sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini vurgulayarak, ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılması, iftarda yavaş ve az miktarda yenilip birkaç saat sonra öğün takviyesi yapılması gerektiğini bildirdiler.

"Oruç Kilo Verdirmez Aldırır"
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Beslenme Uzmanı Diyetisyen Dr. Zeynep Koç, Ramazan’da orucun ardından bazı kişilerin "gözleri dönmüş" şekilde iftar sofrasına oturduklarını kaydetti. Bu durumun organizmanın anormalleşmesine neden olduğunu belirten Koç, özellikle kadınları "orucu kilo verme fırsatı olarak algılamamaları" konusunda uyardı ve "Oruç kilo verdirmez, aldırır" dedi.

"Ramazan süresince kızarmış, aşırı baharatlı, ağır ve yağlı gıdalardan uzak durulmasını" öneren Koç, şunları söyledi: "Oruç, sıvı gıdayla açılmalı. Çorba, çay ya da komposto olabilir. Özellikle çorba, hazım sistemini düzene sokması açısından idealdir. Bununla birlikte reçel, peynir ve 1-2 dilim ekmekten oluşan karbonhidrat ve proteinin dengede alındığı hafif bir öğün tercih edilmeli. Orucu hafif öğünle açtıktan sonra sofradan kalkarak hareket edilmeli. İftardan 2 saat sonra da pilav, etli sebze yemeği veya kuru baklagiller yenebilir. Meyve veya tatlı ise yemekten bir kaç sonra tüketilmeli. Sahura mutlaka kalkılmalı ve süt, komposto ile kahvaltılıklar tercih edilmeli. Yemeğin ardından hemen yatılmamalı. Sahurda aşırı yemek, mideyi ve karaciğeri yorarak çabuk kilo alımına neden olur."

Böbrek Hastalarına Oruç Yasak
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Pekpak da, böbrek yetersizliğinin en kesin tedavisinin bol su içilmesi olduğunu vurgulayarak, "Böbrek hastaları kesinlikle oruç tutmamalı" dedi. Böbrek yetersizliği olanların oruç tutmaları halinde yetersizliğin ilerlediğine işaret eden Prof. Dr. Pekpak, "Ramazan ayında böbrek hastaları, iftar ile sahur arasındaki dönemde de su açıklarını kapatamıyor. Bu nedenle hastalığının farkında olmayan birçok kişi, ramazan sonrası böbrek yetersizliği nedeniyle doktora başvuruyor" diye konuştu.

Yüksek Tansiyona Dikkat
Prof. Dr. Pekpak, ramazan boyunca yüksek tansiyonu olanların da beslenme alışkanlıklarını bozduklarını dile getirerek, "Bu hastalarımız, özellikle sahurda tek ve büyük öğün yediklerinde tansiyonları kontrol edilemez hale geliyor, kalp yükü de artıyor" dedi. Ramazan ayında hastanelerin acil servislerine en sık yüksek tansiyon ve kalbe aşırı yüklenme şikayetiyle başvurulduğunu ifade eden Prof. Dr. Pekpak, "Yüksek tansiyonu olanlar, oruçlarını açtıklarında özellikle tuzsuz perhizlerine sadık kalsınlar. İftardan sonra beslenmelerini iki küçük öğüne yaysınlar ve besinleri yavaş çiğnesinler" önerisinde bulundu.

Reflü Hastaları
Özel Acıbadem Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nadir Kaya da, açlık ve aşırı yemeden kaynaklanan en önemli hastalıklardan birinin, mide asitinin yemek borusuna geri kaçtığı "reflü" olduğunu söyledi. Bundan dolayı yemek borusunun altında yaralar meydana geldiğini anlatan Prof. Dr. Kaya, sonucunda ise göğüs kemiğinin arkasında yanma, ağza acı su gelmesi, bulantı ve kusma gibi bulguların ortaya çıktığını bildirdi. Prof. Dr. Kaya, reflü hastalarına ilaç tedavisiyle birlikte sık ve az yemelerini tavsiye ettiklerini belirterek, "Ramazanda ise sahura kalkılıyor ve hemen yatılıyor. Bu nedenle reflü hastalığı oruç tutmaya uygun değil" diye konuştu.

Ülser Hastaları
Ülserli hastalar için de orucun risk olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kaya, "Uzun süre aç kalınmasından dolayı midede aşırı derecede asit olacağından ülser hastaları için de oruç tutmak çok uygun değil" dedi. Nedeni belli olmayan "İrritabl bağırsak sendromu" yaşayanları da uyaran Prof. Dr. Kaya, bu tür hastaların bol miktarda sıvı almaları ve sebze-meyve ağırlıklı beslenmeleri gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Nadir Kaya, söz konusu hastalıkları olup da oruç tutmakta ısrar edenlerin ise mutlaka doktorlarına başvurması ve ilaçlarını sahur ile iftara yayarak almalarının önemine değindi.

Diyabet Hastaları
Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Bölümü Şefi Doç. Dr. Selçuk Can da, insülin iğnesi kullanan, hamile olan, kan şekeri normalin altına düşen ve 65 yaşın üzerindeki şeker hastalarının oruç tutamayacağını söyledi. Ramazan öncesi şeker hastalarının tam bir muayeneden geçmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Can, kan şekeri 140’ın altında olan ve insülin kullanmayan ikinci tip şeker hastalarının ise oruç tutabileceklerini bildirdi. Bazı kişilerin sahura kalkmadan oruç tuttuklarını ifade eden Doç. Dr. Can, şeker hastalarının mutlaka sahura kalkması gerektiğini vurguladı.
Ramazanda kandaki şeker düzeyinin ilk günlerde düştüğünü anlatan Doç. Dr. Selçuk Can, şunları kaydetti: "Ancak, ikinci haftadan sonra kan şekeri 40 ile 80 puan arasında yükselir. İftarda tüketilen yiyeceklerin hem kalorisi çoktur, hem de miktarı fazla çeşitten dolayı artmıştır. Bu durum kilo artışına sebep olur. İftarda tıka basa yemek, pankreasa şeker yüklemesi yapmak gibidir. Pankreas yorulur ve kan şekeri artar. Bu sorunlar nedeniyle şeker hastaları, ramazan öncesi mutlaka kan şekerlerini ölçtürüp sağlık kontrollerini yaptırmalıdırlar."

Sebze, Meyve posalı gıdaları seçin
VKV Amerikan Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Dilara Koçak da, ramazan ayında yemeklerin yavaş yenilmesi, iyi çiğnenmesi, bol su içilmesi ve posalı besinlerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Kabızlık sorunu bulunanlara oruç dışı zamanlarda kepekli yiyecekler yemeleri, bol sıvı almaları, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmelerini öneren Koçak, iftar ve sahurdan sonra "açığı kapatmak" amacıyla fazla ve sık aralıklarla içilen sigaranın da kandaki oksijen oranını düşürdüğünü bildirdi.

Saygılı ve Teloranslı Olmalıyız
Haydarpa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Dr. Mecit Çalışkan da, ramazan ayında sadece oruç ibadetinin değil, diğer ibadetlerin de en üst seviyede yaşandığına işaret etti. Oruç tutmanın inanç meselesi olduğunu ve kişinin bu görevi yerine getirmesinin psikolojisi üzerinde rahatlatıcı etki yaptığını kaydeden Dr. Çalışkan, "Bu ayda, birbirimize karşı daha saygılı ve toleranslı olmalıyız" dedi.


Ekleme Tarihi: 23.09.2006 - 13:00
Bu mesajı bildir   vehbi70 üyenin diğer mesajları vehbi70`in Profili vehbi70 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1306 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
mervenur (39), rabianur ihl (35), muhammed ümmeti (38), delikan63 (39), 2900 (70), Furkan_68_Cetin (32), manitu_76 (48), hamido 33 (53), mudure (50), elektroman (52), murbe (44), KARAHÝSA.. (31), alp.eren.bilge (34), bluesaint (50), merwe (34), reca (42), metkaya (49), MeDiNeLi** (41), algin (34), hüzün_r (38), s.faruk (49), tolgacan (56), sahalo (43), mustafa timur k.. (52), galatasaray (32), tolgaexp (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.85790 saniyede açıldı