0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » [red]D-8 ya da İslam Dünyasının Büyük Rüyası[/red]

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ismailaktas su an offline ismailaktas  
D-8 ya da İslam Dünyasının Büyük Rüyası

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.08.2005
En Son On: 01.03.2007 - 21:30
Cinsiyeti: Erkek 
D-8, 22 Ekim 1996'da Türkiye'nin girişimi ve Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır, Nijerya ve Pakistan'ın katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirilmiş olan Kalkınma İşbirliği Konferansı'nda temelleri atılmış ulus-üstü bir örgütlenmeydi. 15 Haziran 1997'de, devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla Gelişmekte Olan 8 Ülke'nin ilk zirvesi yapılmıştı. D-8 yapılanmasının amaçları arasında, uluslar arası alandaki kararlara daha fazla katılmak ve üyelerin sosyal ve ekonomik ilişkilerinin zenginleşmesine katkıda bulunmak yer alıyordu. D-8, kurucu üyelerin bileşiminin de gösterdiği üzere bölgesel olmaktan çok küresel bir oluşumdu. Grubun hedef ve ilkelerine uymaya açık olan ve ortak bağları paylaşan tüm gelişmekte olan ülkeler D-8'e üye olabilirlerdi. D-8, üye ülkelerin diğer uluslar arası örgütlere üyeliğinden kaynaklanan ikili ya da çok-taraflı sorumluluklara saygı

gösteriyordu. D-8 yapılanmasının orta ve uzun vadeli hedefleri arasında, uluslararası bir pazarlama ve ticaret şirketi ile sınai-teknolojik bir veri bankası ağının kurulması; bir İslam Bankacılığı modelinin geliştirilmesi; bir tarım uçağının üretilmesi; ortak iş konseyleri ve ticaret odalarının kurulması ve uluslar arası kuruluşlarla sıkı ilişkiler geliştirilmesi yer alıyordu. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, uluslar arası sisteme biçim vermede kullanılmış olan BM, Dünya Bankası, Avrupa Birliği gibi teşkilatların alternatifi olabilecek küresel bir yapılanma ortaya konuyordu.

Bu yapılanmanın dünya-sistem açısından anlamını daha iyi kavrayabilmek için, İslam Konferansı Teşkilatı'nın da üyesi olan D-8 ülkelerinin, 1999 yılı itibariyle, dünya nüfusunun yaklaşık % 14'üne sahip olmalarına karşın, dünya ihracatının sadece % 3,9'una sahip olduklarını; dünya GSMH'sının ise sadece % 2,4'ünü oluşturduklarını bilmek gerekir. Aynı dönemde, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere, ABD ve Rusya'nın oluşturduğu G8'ler, dünya nüfusunun % 15'ine sahip olmalarına karşın küresel gelirin dörtte üçünü alıyorlardı. D-8 tam da bu adaletsiz küresel tabakalaşma sistemine yönelik bir karşı çıkıştı. G8'ler karşısındaki ekonomik ve siyasal zafiyete karşı koyabilmek, onlar tarafından sömürülmemek istek ve iradesi bu yapılanmanın temel saikini oluşturuyordu. Eşitsiz mübadelenin İslam ülkeleri üzerindeki etkisi, öz kaynakların tam olarak kullanılması; yerli sanayinin geliştirilmesi; Dünya Bankası kıskacından kurtulmayı sağlayacak alternatif bankacılık ve ticaret işlemlerinin yürürlüğe konması sayesinde kırılabilirdi. Bugünün pek methedilen Porto Allegre türü küreselleşme karşıtı hareketlerinin tüm sistem-içiliğine karşın D-8, kapitalist dünya-sistemi dışardan sarsabilecek bir muhalefet hareketiydi. Çünkü kapitalist dünya-sistemin dayattığı ekonomik işbölümüne karşı çıkıyor; hammadde kaynağı ve ucuz emek deposu olmak yerine bağımsız üreticiler olarak küresel mübadeleye katılma iradesini beyan ediyordu. Dahası ve en önemlisi kapitalist ekonominin yerini alacak İslami bir ekonomi anlayışının geliştirilmesini öneriyordu. Kanımca D-8'i gerçek bir muhalefet hareketi ve dünya-sistem açısından tehlikeli kılan da bu iradeydi. Çünkü, patent ödemelerinden ve faiz kıskacından kurtulan İslam ülkeleri, bu suretle 1960'lardan bu yana kendilerini uluslar arası işbölümüne dahil edip bağımlı kılan kalkınma reçetelerinden, toplumsal ve kültürel dayatmalardan da bağımsızlaşabilirlerdi. Sayıları artan ve güçlenip kurumsallaşan D-8 türü oluşumlar, dünya-sistemde, Amerika'nın keşfiyle kıyaslanabilecek büyüklükte bir dönüşüme neden olabilirlerdi. D-8, İslam birliğini hayal olmaktan çıkarıp kurumsallaştırıyor, ete kemiğe büründürüyordu. Müslümanların kapitalist dünya-sistemin yarattığı adaletsizlikleri giderecek gerçek alternatiflere sahip olduklarını gösteriyordu. Onun için de önemliydi. 21. yüzyılda bir varlık iddiamız olacaksa, bunun kurumsal karşılıklarının da ortaya konulması gerekir. Aksi takdirde sonuç, bugün olduğu gibi, müslümanların hızla AB türü oluşumların merkezine çekilmeleri olacaktır. Kısacası ya büyük rüyaların peşinden gidersiniz yahut günü kurtarma endişesiyle batının devşirmeleri olmaya devam edersiniz. Önümüzdeki büyük tercih bu ikisi arasında olacaktır.


Bu mesaj 2 kez ve en son ismailaktas tarafından 10.03.2006 - 23:00 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.03.2006 - 22:59
Bu mesajı bildir   ismailaktas üyenin diğer mesajları ismailaktas`in Profili ismailaktas Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1398 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.87534 saniyede açıldı