0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » KURBAN GÜNLERİNİN BAYRAM OLMA SEBEBİ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
talih su an offline talih  
KURBAN GÜNLERİNİN BAYRAM OLMA SEBEBİ

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 12.12.2005
En Son On: 01.01.2007 - 22:24
Cinsiyeti: Erkek 
KURBAN GÜNLERİNİN BAYRAM OLMA SEBEBİ

Cenabı Hakka çeşitli vesileler ile yaklaşılır. Bunlardan biri de birkaç gün sonra keseceğimiz kurbanlarımız ile olmaktadır. Bu derece yüce mânâ ifade eden kurban ibadeti, acaba nereden miras kaldı? Bu günler de hangi idrak ve düşünceyle bayram yapıyoruz?

Tarih Peygamber Efendimizin ceddi alisi, Kabe-i Muazzama’nın banişi, Hz. İbrahim’in devriydi. Nemdud’un ateşinden kurtulmuş olan Hz. İbrahim, insanlığı, Allah’a kul olmaya davet ediyordu. Bu uğurda canını ve malını hiçe sayma fedakarlığını gösteren Hz. İbrahim Allah tarafından yeni bir imtihana çekilecekti.

Aradan seneler geçmesine rağmen, evladı olmamıştı. Evlat arzusu içinde olduğu bir sırada, melekler Hz. İbrahim’in yanına gelerek sorarlar: “Ya İbrahim! Allah sana bu kadar nimetler ihsan etmişken, sen bu nimetleri Allah yolunda hiç üşenmeden harcıyorsun. Kalbine hiçbir şey gelmiyor mu?” Cevap düşündürücüdür: “Değil malımı feda etmek, Allah bana Salih bir evlat verse, onu bile Allah yolunda feda edebilirim.” İşte bu söz kayda geçmişti.

Aradan uzun yıllar geçmiş, Cenabı Hak Hz. İbrahim’e Salih bir evlat ihsan etmişti. Adı İsmail’di, Hz. İsmail en sevimli olduğu bir çağa geldiğinde bir akşam, Hz. İbrahim, yattığı yataktan, “Nezrini yerine getir, Ya İbrahim!” nidasıyla kalktı. Bu rüya acaba Allah’tan mıydı? Nezri neydi, onu düşündü.

Ertesi gece, aynı rüyayı, yeniden gördü. Artık Hz. İbrahim anladı ve bildi ki, bu rüya Allah’tandır. Bildiği için bu güne Arefe ismi verildi.

Fakat nezri neydi, onu hatırlayamadı. Bayram akşamı da aynı rüyayı görünce, nezrini hatırladı. Oğlunu kurban edecekti.

Artık Allah’ın emrini yerine getirmesi lazımdı. Bayram sabahı olunca, Hacer validemizi çağırdı. Oğlu Hz. İsmail’i hazırlamasını söyledi. Hacer validemiz, Hz. İsmail’i giydirip, süsledi. Baba oğul, beraberce Mina istikametine doğru yola koyuldular. Fakat nereye gidildiğini, ne evlat ne de annesi biliyordu.

Yolda şeytan Hz. İbrahim’in önüne çıkarak: Ya İbrahim! Böyle bir evladı nasıl kesersin? Hiç baba evladını kesebilir mi? Hz. İbrahim, şeytanın sözüne kulak bile vermedi, hiç tereddüt etmeyerek, yerden aldığı taşla şeytanı defetti.

Şeytan durmuyordu. Bu sefer Hacer validemizin yanına gelerek, onu kandırmaya çalıştı. Fakat Hacer validemiz verdiği cevapla, teslimiyetin zirvesine varıyordu: “Eğer Allah’tan böyle bir emir gelmişse, ben de bir anne olarak, bu emre teslim olup, boynumu büküyorum.”

Şeytan vazgeçmiyordu. Bu defa Hz. İsmail’in yanına gelip: “Baban seni nereye götürüyor, biliyor musun? Kesmeye götürüyor, kesmeye.” Diyerek onu korkutmaya çalıştı.

Hz. İsmail de, annesinden geri kalmayarak: “O benim babamdır. O bir Peygamberdir. Eğer bu emri Allah’tan almışsa, emri muhakkak yerine getirmesi lazımdır.” Cevabını verdi ve şaytanı taşladı.
Sonunda baba oğul işaret olunan yere kadar geldiler. Fakat Hz. İbrahim, oğluna nasıl söyleyecekti. Bütün mesele buradaydı. Sonunda: “Ey benim yavrucuğum. Ben, seni rüyamda kesiyor görüyorum. Sen benim bu rüyama bir bak, ne söylersin.” Hz. İsmail kıyamete kadar gelecek insanlığa ibret olacak şu sözleri söyledi: “Ey babacığım. Sana Allah’tan ne emrolunmuşsa, onu derhal yerine getir. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.”

Artık baba oğul Allah’ın hükmünü yerine getirmeye hazırlanmıştı. Bu esnada Hz. İsmail: “Babacığım, birkaç ricam var. Yerine getirmeni istiyorum. Anneme selam söyle. Ellerinden öptüğümü ilet. Küçük çocukların arasına girmesin. Olur ki, onlara bakıp, beni hatırlar da, Allah’a isyan edebilir. Ve babacığım! Gözlerimi, ellerimi ve ayaklarımı bağla, Can tatlıdır. Olur ki, bıçağı elinden almak isterim.”

Hz. İbrahim oğlunun isteklerini yerine getirdi. Biraz sonra Hz. İsmail tekrar: “Ey babacığım, ellerimi ve ayaklarımı çöz. Beni Allah görüyor, melekleri görüyor. Ne isyankâr çocukmuş, babası, bağlamak zorunda kaldı, demesinler.”dedi.

Artık baba oğul, Allah’ın hükmüne tam teslim olunca, Hz. İbrahim, Hz. İsmail’i şakağı üzerine yatırdı. Bu esnada yerde, gökte ne kadar melek varsa secdeye kapanmış: “Allah’ım! Koru İsmail’ini, Affet İsmail’ini” diye yalvarıyordu.

(Allahım ne olur bizleride Hz.Hatice gibi sabırlı, Hz.İbrahim gibi mesajlarını anlayan ve Hz.İsmail gibi teslim olanlardan eyle. Amin.)

04-05.03.2003 tarihli Fazilet takvimi
Ekleme Tarihi: 05.01.2006 - 01:15
Bu mesajı bildir   talih üyenin diğer mesajları talih`in Profili talih Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1122 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
VuSlaT_ZaMbaK (40), HAMAS (41), cilekesh (34), Umuda_Dogru (35), muhammed yakub (53), -selenay- (38), kiciman (53), -Dushi- (37), melike_ (44), 271277sedat (47), katade_58 (42), samimikul (52), sansarselim (39), omerbicak (47), rajaahmet (48), BETÜL SULTAN (44), Toprakkiz (38), perteviyat (54), azra aksu (51), esiir (47), eminem (44), cihann4 (41), merve987 (38), ceylan (43), byberk (39), mehmetaliakti (45), serkanberber20 (50), FTK (38), p.celik (39), keklik (38), nazan (38), GREY (54), ketcapm (39), faruk1987 (37), semanurnl (54)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.79581 saniyede açıldı