212 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 06.01.2004
|
En Son On: 23.04.2008 - 19:10
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
![](http://www.metzart.de/daten/nature%20IaG.jpg)
Peygamberimizin (sav)in şemali
Peygamberimiz (S.A.V.): Uzuna yakın, orta boylu idi. Ne şişman, ne de zayıftı. Sıkı etli idi. Peygamberimiz (S.A.V.)in karnı ve göğsü bir seviyede idi; çıkık değildi.
Göğsü ve sırtı, iki küreğinin arası enli, Peygamberimiz (S.A.V.) Hâtemi (sonuncusu) olduğu sırtındaki Peygamberlik Hâtemi (mührün)den belli idi.
Omuzları, dizleri ve bilekleri, iri kemikli idi.
Bilek kemikleri uzun el ayaları genişti.
El ve ayak parmakları kalınca ve uzunca; ayakları hafif etli idi.
Elleri ipek ve pamuk gibi yumuşaktı.
Bütün uzuvları düzgündü.
Vücudu kıllı değildi. Yalnız omuz başlarında ve pazularında biraz kıllar vardı.
Başı büyükçe idi.
Saçı ne düz, ne de kıvırcıktı; hafif dalgalı idi. Saçı kendiliğinden ikiye ayrılıp yanlarına dökülürse, onları birleştirmezdi. Birleştikleri zaman da ayırmaz, oldukları gibi bırakırdı. Saçını uzattığı zaman kulak memelerini aşardı. Peygamberimiz (S.A.V.)in alnı açık ve genişti. Kaşları uzun ve kavisli idi. Kaşlarının uçları ince, araları çok yakındı; Fakat çatık değildi. İki kaşının arasında bir damar vardı ki gazaplı zamanında kabarır ve görünürdü.
Yanakları düzdü; yüzü yuvarlak değildi; ay gibi parlardı.
Ağzı tabii bir büyüklükte idi.
Dişleri seyrekçe ve inci taneleri gibi parlaktı. Boynu uzunca ve gümüş gibi beyaz idi. Teni kırmızıyla karışık ak idi. Teni ve elleri misk gibi kokardı.
Gözleri büyükçe ve göz bebeklerinin karası pek kara idi. Gözlerinin akında ve karasında kırmızılık vardı. Kirpikleri sık ve uzundu.
Burnunun iki kaş arasındaki başlangıç noktası yüksek ve ucu ince idi. Sakalı sıktı. Son zamanlarda sakalında az bir miktar beyaz vardı. Peygamberimiz (S.A.V.) yürürken ayağını sürümezdi. Adımlarını canlı ve uzun atar, yüksekten iner gibi önüne doğru eğilirdi. Bakmak istediği zaman, bakacağı tarafa tamamıyla dönerek bakar, etrafına gelişi güzel bakınmazdı.
Peygamberimiz (S.A.V.)i birdenbire görenler, O nun manevî vakar ve heybetinden sarsılırlar, yakından tanıyınca da kendisine en derin sevgi ile bağlanırlardı.
Peygamberimiz (S.A.V.)i anlatmak isteyen "ben, ne O ndan önce, ne de sonra O nun bir benzerini daha görmedim" demekten kendisini alamazdı.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), Allahü Teâlânın yarattığı ve kulluk imtihanına tabi kıldığı insanlara, yine insanlar içinden seçip gönderdiği peygamberlerin sonuncusudur. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
(Resulüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya Sûresi: 107)
Biz seni ancak (rahmetimizin) müjdecisi ve (azabımızın) korkutucusu olarak bütün insanlara peygamber gönderdik. Ne var ki, insanların çoğu bunu bilmezler. (Sebe Sûresi: 28)
[navy] O mübarek bir şahsiyetti
O, mazlumlara hami, zalimlere şedid, suçlulara tavizsiz bir hakimdi, O, sevgisi, merhameti, affı, tevazuu ile fiilen örnekler vermiş bir ahlâkıyatçı ve bir fazilet şelâlesiydi, O, insanlığın bütün yoksulları ve muzdariplerine örnek olmak için son derece sade bir hayat yaşamış, devlet başkanı iken hurma lifinden mamul bir yatakta yatmış, yamalı elbise giymiş, arka arkaya karnını iki defa buğday ekmeği ile doyurmamış, fakat tebliğ ettiği dinin içtimai adalet ilkelerini başarıyla tatbik ve ikamet etmiş bir önder Peygamberdi. Öz ifadeyle O, Allahın terbiye ettiği ve pek güzel yetiştirdiği seçkin bir kuldu. Görülüyor ki O, yalnız tebliğ etmedi. Hayatın içinde yaşadı. Yaşayışıyla İslâm dinini tebliğ ve tefsir etti ve böylece bütün bir beşer için, izinden gidildikçe büyük bir önder oldu.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.): Ve sen, elbette yüce bir ahlâk üzeresin 12ayet-i kerimesinde de belirtildiği gibi üstün bir ahlâk sahibi idi. Onu Yüce Mevlâ terbiye ettiği için bir insanda düşünülebilen güzel huyların hepsi onda toplanmıştı. Ahlâkının güzelliğine düşmanları bile hayrandı. Daha gençliğinde halk arasında el-Emîn = inanılır, güvenilir kimse olarak tanınmıştı.
Peygamber Efendimiz ahlâkın en güzeline ve en üstününe sahip olmasına rağmen her fırsatta Cenâb-ı Hakka iltica eder ve, Ya Rab! Benim suretimi, şeklimi güzel yarattığın gibi ahlâkımı da güzelleştir. Ya Rab, beni ahlâkın bayağılıklarından uzak tut. Ya Rab, beni ahlâkın en güzeline eriştir. Ahlâkın en güzeline beni eriştirecek ancak Sensin. Kötü ahlâkı benden uzak tut. Zira ahlâkın kötülerinden beni uzak tutacak ancak Sensin diye, dua buyururlardı. Cenâb-ı Hak da Resulünü ahlâkın en güzeline ve en büyüğüne sahip kılmıştı. Hiç şüphe yok ki Hz. Peygamberin ahlâkı Kurân-ı Kerîmin emir ve tavsiyelerini yaşamaktan ibaretti. Nitekim Sa´ b. Hişam (RA) diyor ki: Hz. Aişe (RA)’ya:
- Ey Müminlerin annesi! Bana, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in ahlâkını anlat! dedim. Âişe:
- Sen, Kurân okuyorsun değil mi? dedi.
- Evet okuyorum! dedim.
- İşte Nebiyyullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)ın ahlâkı Kurân idi, dedi. (Müslim, Müsafirun: 139)
O mübarek bir şahsiyetti. Peygamberimiz (S.A.V.)in sözleri, fiil ve hareketleri çok manalı ve akıllıcaydı. Sözü özüne uygundu. Hiç kimse ile alay etmez ve kimsenin dedikodusunu yapmazdı. Kimseye küsmez, küskünleri barıştırır, faydası olmayan boş şeylerden, kötülüklere iyilikle karşılık verir, istikametten ayrılmaz, herkesle iyi geçinir, çocukları çok sever, aile efradıyla iyi geçinir ve icabında onlara ev işlerinde yardım ederdi. Hayatı baştan sona gayet muntazam ve nezih geçmiştir. Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat gösterir; yetimlere, dul kadınlara ve ihtiyacı olanlara çok acır ve onlara elinden gelen yardımı yapardı. Komşu hakkını, kadınların hukukunu gözetir, hayvanların hukukuna da çok dikkat ederdi. Çok cömert, misafirperver, adil, tatlı dilli, güler yüzlü idi. Hiç kimseye kötü söylemez, kötü muamele yapmaz, herkesi dinler, hiç kimsenin sözünü kesmez, insanların gizli hallerini ve kusurlarını araştırmaz, daima haklıyı tutar, hizmetçilerini hoş tutar, onlara kendi giydiğinden ve yediğinden giydirir ve yedirirdi. Kimsenin kabahatini yüzüne vurmazdı. Verdiği sözü muhakkak yerine getirirdi. Çalışmayı sever, tembellikten nefret eder, ümmetini daima ilme, fenne, sanata, ticaret ve ziraate teşvik ederdi. Kendisi için hoş görmediğini başkaları için de hoş görmezdi.
![](http://www.metzart.de/daten/nature%20IaG.jpg)
Bütün büyükler onun yanında küçüktür
Hz. Muhammed (S.A.V.), bütün insanlığa peygamber gönderildiği için O, tüm insanlar tarafından hayatın her safhasında önder edinilmesi, ferdî ve ailevî hayatımızda, içtimaî münasebetlerimizde rehber tutulması gereken bir önder peygamberdir. Kurân-ı Kerîm şanlı Peygamberimizin bizler için ne muhteşem bir rehber olduğunu şöyle açıklar: And olsun ki, Resulûllahta sizin için, Allahı ve ahiret gününü umar olanlar ve Allahı çok zikredenler için (takip edilecek, uyulacak) güzel bir örnek vardır. Ahzab Sûresi: 21) Vardır... Çünkü O, büyüktü. O nun büyüklüğünü cihan itiraf etmiştir. O, dahî olduğu için değil, Allah tarafından kendisine vahiy yolu ile Kurân indirilen bir Peygamber olduğu için büyüktür. Büyüktür ve büyükler büyüğüdür. Bütün büyükler ve büyük kabul edilenler O’nun yanında küçüktür. Ayet-i kerimede Hz. Peygamberin, Allahın hoşnutluğunu kazandıracak davranışlarda bulunmak isteyenler için mükemmel ve canlı bir örnek, en büyük fazilet numûnesi olduğu anlaşılmaktadır. Böylece, Resûlullahın, hislerine mağlup insanları memnun etmek ve onlara pratik değerden mahrum birtakım nazarî kaideler öğretmekle görevli olmayıp, onun hedefinin, insanlığa amelî kaideler öğretmek ve bu kaideleri kendi yaşayışıyla izah ve tarif etmek olduğu anlaşılmış olmaktadır. Binaenaleyh, onun hayatı ve sîreti incelenirken bu nokta asla gözden uzak tutulmamalıdır. Peygamberimiz insanlık hayatında fiilen önemi olmayan bir takım nazariyelerin dinî merasimlerin tebliğcisi veya şeklî bir takım ibadet kurallarının mübelliği değildir.
O, gerçek bir hayat önderidir. O nu Rabbimiz seçmiş ve yetiştirmiştir. Hz. Muhammed (S.A.V.), Allah tarafından bütün insanlığın önderi kılındığı içindir ki, beşer hayatının bütün merhalelerini idrak etmiş, insanlığın her sınıfına örnek olacak üstün bir hayat yaşamıştır.
O, bir yetimdi,
O, mukaddes gençliğinden nafakası için sürü otlatan bir çobandı,
O, vefakâr bir eş, şefkatli bir babaydı,
O, doğru bir tacir, emin bir ortaktı,
O, bir mütefekkirdi,
O, insanlığın yolunu aydınlatan bir mürşid ve öğretmendi,
O, varlığını Allaha yöneltmiş bir abitti,
O, büyük bir hukukçu idi,
O, devlet kurucusu, devlet ve hükümet başkanıydı,
O, büyük bir asker, müstesna bir kumandandı,
O, tek başına beşerî düzenlere baş kaldırmış, İslâm inkılâbını gerçekleştirmiş büyük bir mukaddes inkılabçıydı,
![](http://www.metzart.de/daten/nature%20IaG.jpg)
Bu mesaj 6 kez ve en son AkasyaDaphneAcelya tarafından 26.04.2005 - 15:35 tarihinde değiştirilmiştir.
|