0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » insanligin hasretiyle yandigi ab_i hayat

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 15 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
tugba009 su an offline tugba009  
insanligin hasretiyle yandigi ab_i hayat

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.02.2004
En Son On: 30.11.2008 - 01:35
Cinsiyeti: Bayan 
İtiraf ediyorum, Seni tanıyamadığımı, bilemediğimi, duyamadığımı, anlayamadığımı!

Evet, tanıyamadım Seni, tanınman gerektiği gibi, hissedemedim Seni hissedilmen gerektiği gibi, bilemedim Seni bilinmen gerektiği gibi, ey Allah'ın En Sevgili Kulu..

Bugüne kadar nice kıymetli insanlar Sana olan sevgilerini, aşklarını, hasretlerini, özlemlerini, kimi nesirle, kimi şiirle, kimi efaliyle, kimi de sadece gözyaşlarıyla ifade etmeye çalıştılar, ey Allah'ın Sevgili Rasûlü .. ya ben; ben bir şey söyleyemedim, yazamadım, yapamadım, gözyaşlarımı içime tercüman edemedim; aczimi itiraf ediyorum.

Yeryüzünde Senin hasretinle yanıp kavrulanların, Sana meftun olanların, Seninle yatıp Seninle kalkanların sayısı hiç de az değil, ey benim tanıyamadığım En Büyük Elçi. .

Seni rüyada görmek bazıları için her zaman nasib olan bir şerbet; bazıları için de hiç nasib olmamış bir paye ey Bizim Medar-ı İftiharımız .

Seninle yakazada görüşmek ise yine bazıları için vuslat ateşini körükleme hamleleri, bazıları içinde ihtimaller harici bir şey ey Biricik Rehber ..

Sünnetini ihya edenlerin ve Seni başkalarına duyurmaya çalışan ahir zaman kardeşlerini ara-sıra da olsa ziyaretlerin onları ve duyanları öyle bir sevindiriyor ki anlatamam ey Bizim Efendimiz.

Seni getirdiğin Kur'an'la, ifade ve bizzat tatbik buyurduğun sünnetinle içlerinde yaşamaya çalışanlar bir saniye Senden uzak kalmamanın çabasını sarfediyorlar, Senin yolunda olup da Seni ne bir rüyada ne bir yakazada göremeyenleri de unutma ey Sevgili..

Seni az çok tanımış, sünnetinden de bazılarını yaşamaya çalışmış fakat istenilen derece de Senin sevginle, aşkınla, hasretinle yanıp tutuşamayanları da hatırla bazen ne olur..

Ey Cenab-ı Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmış En Büyük Nebi ! Sen bugün bütün bir insanlığın hasretiyle yandığı, fakat seraplardan kurtulup da bir türlü dönüp bakamadığı hayat suyusun; iklimine susayıp da farkında olmayanları hayat suyundan mahrum etme; ey Herşeyimiz, Biricik Sultanımız.

Senin "benim adın güneşin doğup battığı her yere ulaşacaktır" fermanını kendilerine hedef bilip dünyanın dört bir yanında Senden habersiz yaşayanlara Seni duyurmaya gidenleri, Senin sevginle yananlar, Seni hayatlarının mihverine oturtanlar için, onların yüzü suyu hürmetine fakir, aciz, çaresiz, perişan, düşmüş ama kalkmaya çalışanları, günahlara batıp çıkmış olsa da Seni sevenleri, Seni anlatmaya çalışanları Seninle hayatlarını canlandırmaya çalışanları unutma.. unutma ki yoktur Senden başka onlara rehber, yoktur Senden başka kılavuz, yoktur Senden başka onları ümmet olarak bağrına basan. Çünkü Sen Yaradana bir kaç vasıfla vasıflandırılmış biricik elçisin. Sen azizsin raufsun, rahimsin . Buna en büyük delil de Senin doğarken bile "ümmeti" diye hayatına başlaman ve hayatın boyunca da ve ahirette de ümmetini unutmamandır. Sonsuz rahmetten esintilerle beslenen enginlerden daha engin vicdanında elbette 'kardeşler' in de bir yer bulabilirler; o kutlular da Senin engin sinene misafir olabilirler.

Ey Sevgililer Sevgilisi , Yüce Nebî ! Hayatın boyunca Senin döndüğün kapıya biz de dönüyor ve Rahmeti Sonsuz'dan biz zayıf ve çaresiz kullarını Rasûlüne layık birer fert haline getirmesini ümid ediyoruz. Rabbimizin merhametine, Senin şefaatine sığınarak...

Ahmed Sait Tunçpınar
Ekleme Tarihi: 13.01.2005 - 20:51
Bu mesajı bildir   tugba009 üyenin diğer mesajları tugba009`in Profili tugba009 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  

374 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.03.2004
En Son On: 06.03.2006 - 19:43
Cinsiyeti: Bayan 
Gel ey Rasul bahardır..
hacdan döner gibi gel
Miractan iner gibi...
Bekliyoruz yıllardır...

:(
Ekleme Tarihi: 15.01.2005 - 08:25
Bu mesajı bildir   SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
MiRaY su an offline MiRaY  
RE:

252 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2003
En Son On: 04.05.2005 - 00:20
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijinali SHaDeeD

Gel ey Rasul bahardır..
hacdan döner gibi gel
Miractan iner gibi...
Bekliyoruz yıllardır...

:(


:(ağlarağlar
Ekleme Tarihi: 17.01.2005 - 13:55
Bu mesajı bildir   MiRaY üyenin diğer mesajları MiRaY`in Profili MiRaY Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kar tanesi su an offline kar tanesi  

6 Mesaj

Kayıt Tarihi: 18.03.2005
En Son On: 10.11.2006 - 18:24
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Ey Sevgililer Sevgilisi , Yüce Nebî ! Hayatın boyunca Senin döndüğün kapıya biz de dönüyor ve Rahmeti Sonsuz'dan biz zayıf ve çaresiz kullarını Rasûlüne layık birer fert haline getirmesini ümid ediyoruz. Rabbimizin merhametine, Senin şefaatine sığınarak...



:( ALLAH rAzi olsun, ONA layik oluruz insaALLAH
Ekleme Tarihi: 10.10.2005 - 19:50
Bu mesajı bildir   kar tanesi üyenin diğer mesajları kar tanesi`in Profili zum Anfang der Seite
omer furkan su an offline omer furkan  

401 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.09.2005
En Son On: 09.02.2007 - 09:56
Cinsiyeti: Erkek 
selamun aleykum
ALLAHin selami hepimizin üzerine olsun

kardesim tugbaa allah razi olsun insanlari hz. peygamberimizin yoluna dolayisi ile islamin yoluna cagirmissin ve özlemini dile getirmissin..
sözlerimi bir kardes tavsiyesi olarak dusunmeni isterim amacimiz saglam bir peygamber tahayyulune sahip müminler olmak ki peygamber tahayyulu saglam olan müminlerin islam inanclari da o derece saglam olsun..

hz.peygamberimiz hakkinda alinti yapmis oldugun yazinda gecen ifadelerde acikcasi arzularin isteklerin ALLAH c.c dan mi yoksa hz. muhammed s.a.v den mi istendigi tam belli olmuyor..
beni yanlis anlamani istemem ama hz.peygamberimize atfen yazilan bircok yazi varki sanki o bir peygamber deil hasa kendisinden birseyler umulan ALLAH c.c ın yetki verdigi ayri bir kul..
oysa ALLAH c.c bizlere en fazla okudugumuz fatiha suresinde "yalniz sana kulluk eder ve yalniz senden yardim dileriz" ayetini örnek vermiyor mu ?
tamam elbette hz. peygamberimiz normal bir insn deil elbette rabbimizin sevgili bir kulu fakat bizler arzularimizi dualarimi yalniz AllAH c.c a yapan kullar olmaliyiz..

korktugum sey su : nasil hristiyanlar hz. isaya asiri kutsiyet atfederek onu hasa ALLAH ile bir tuttular , müslüman kardeslerim de ayni yolu benimsemesinler..

bu konuda bizi en iyi aydinlatabilcek tek kaynak var ki her zaman oldugu gibi KURAN-ı KERİM..

farkindayim bu sözlerimle birileri beni yine hasa peygamber dusmani ilan etcek ama niyetimi ALLAH biliyor, tek amacim var ki ALLAHin dinini dosdogru bir sekilde yasamlastirabilmek...



selam ve dua ile rabbime emanetsiniz..
Ekleme Tarihi: 14.10.2005 - 14:13
Bu mesajı bildir   omer furkan üyenin diğer mesajları omer furkan`in Profili omer furkan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast Nur 66  
Ö.furkan

Misafir

Kayıt Tarihi: 27.12.2024
En Son On: 09.02.2007 - 09:56
Cinsiyeti: ----- 
Selamun Aleykum
Evet peygamber düşmanısınız. kardeşim
Efendimiz (A.V.) Sevmek suşmu. Yada
Onu sevince Haşa Allah(C.C.) ya şirkmi
koşuyoruz.Artık bırakın bu Y. Nuri Öztürk
Mantığını. Herşey Kuranda var. Sadece Allah
tan istenir vs.Bizleri Peygamber Sevgimizden dolayı şirkci olarak görmekten vazgeçin. O Efendiler Efendisi ki şu kainat
Onun Hürmetine yaratıldi. Şimdi Böyle birşey yok diyeceksiniz. Ama öyle. Eğer
inanıyorsak Peygamberi de seveceğiz.
Selam ve Dua ile.
Ekleme Tarihi: 14.10.2005 - 15:50
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
gönülseli su an offline gönülseli  
RE: insanligin hasretiyle yandigi ab_i hayat

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 14.10.2005
En Son On: 20.10.2005 - 06:58
Cinsiyeti: Bayan 
[quote]Orijinali tugba009

İtiraf ediyorum, Seni tanıyamadığımı, bilemediğimi, duyamadığımı, anlayamadığımı!

Evet, tanıyamadım Seni, tanınman gerektiği gibi, hissedemedim Seni hissedilmen gerektiği gibi, bilemedim Seni bilinmen gerektiği gibi, ey Allah'ın En Sevgili Kulu..

ey benim tanıyamadığım En Büyük Elçi. .

ey Bizim Medar-ı İftiharımız .

ey Biricik Rehber ..

ey Bizim Efendimiz.

ey Sevgili..

ey Herşeyimiz, Biricik Sultanımız.


EY EFENDİMİZ SANA LAYIK OLURUZ İNŞ.


SELAMETLE
Ekleme Tarihi: 14.10.2005 - 20:10
Bu mesajı bildir   gönülseli üyenin diğer mesajları gönülseli`in Profili gönülseli Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tugba009 su an offline tugba009  
esselamun aleyküm verahmetullahi veberekatuhu

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.02.2004
En Son On: 30.11.2008 - 01:35
Cinsiyeti: Bayan 
sanirim burada bana cevap hakki dogmus, yeni görebildim anca! bu alinti olan yazida EFENDIMIZE olan sevgi, muhabbet, anlatiliyor, tabiki YARATAN dan isteyecegiz burda EFENDIMIZE tapalim ondan isteyelim gibi(hasa) bir yazimi geciyor?yazi gayet acik ve net burada herhangi bir istek belirtilmiyor sadece duyulan özlem ve hasret, akli basinda olan her ummette zaten anlar EFENDIMIZ bir aracidir, hayatimiz ayet ve hadislerle isiklandirilmis yol gösterilmistir, O SADECE BIR YOL GÖSTERICIDIR!!! konuyu öyle bir saptirmisinizki alaka hic yok, kardesim kusura bakmayin her düsünceye saygim sonsuzdur ama sizin bu düsünceniz yanlis!!! hristiyanlarin durumuyla müslümanlarin durumunu bir tutmaniz cok yanlis!!! hz isa (as) da peygamberdir hristiyanlikta hak dindi bunu insanlar sapitti her zaman oldugu gibi helak olan toplumlar neden helak oldu hic düsündünüzmü? tarihi hic okudunuzmu siz? ALLAH kainati yaratmadan önce ruhlar alemini yaratti, kainaati yaratti bununla birlikte insanlara yol göstericiler elciler peygamberler araciligiyla yasamamizin gereklerini bildirdi ilk peygamber hz adem (as) oldu son peygamber de bizim peygamberimiz ve tüm insanligin EFENDISI olan MUHAMMED MUSTAFA (sav) oldu ALLAHU TEALA KURANI KERIM yolladi, bize düsende EFENDIMIZIN sünnetini yasamak ve KURANI KERIME uymaktir...bahsettiginiz konuyla ne alakasi olabilirki,siz konuyu öyle bir cikmaza saptirmisinizki cikmazlardasiniz ne diyeyim... RAHMAN imandan , KURAN dan , yolundan EFENDIMIZIN sünetinden ayirmasin... fazlada söyleyecek birsey yok size ALLAH dogru yolundan ayirmasin...

On dört asır önce arabistandaki yasanan cahillik okadar akil almaz bir boyuta geldigi sirada ONUN bu dünyaya gelisi, cahilligi sona erdirdi, bir imkansız gerçekleşti. Bir tek kişi, dünya tarihinin en büyük inkılâbını gerçekleştirdi.

Dünyanın en vahşi, adetlerine en mutaassıp, en inatçı ve en cahil bir toplumu, çok kısa bir zaman diliminde değiştirdi. O insanların akıllarını, kalplerini, ruhlarını, nefislerini fethetti. Kalplerin sevgilisi, akılların muallimi, nefislerin güzel bir terbiyecisi ve ruhların sultanı oldu. O günün şartlarında insanların hayatlarını dahi uğrunda kolaylıkla verdikleri alışkanlıkları, örf ve adetleri, üstelik inatçı, mutaassıp bir toplumdan kaldırdı. Üstelik hiçbir zor kullanmadan, baskı yapmadan, güç harcamadan. Hem de, ortadan kaldırdığı zararlı ve kötü özelliklerin yerine, son derece güzel huyları, alışkanlıkları ve seciyeleri, öylesi bir toplumun kan ve damarlarına kadar yerleştirdi.

Ve O insanlar, kısacık bir zaman diliminde, bütün dünyaya muallim, medenî milletlere üstad oldular...

O, kimdi?

Bakın, ONUN için,

Yeryüzü bir mescid,

Mekke bir mihrab,

Medine bir minber oldu.

O,

Rabbimizi bize tanıtan en açık bürhan,

Bütün müminlere imam,

Bütün insanlara hatip,

Bütün peygamberlere reis,

Bütün evliyaya seyyid oldu.

O,

Köklerini bütün peygamberlerin oluşturduğu,

Ayrı ayrı tatları, lezzetleri ve meziyetleriyle evliya meyveleri veren,

Dalları, geçmiş ve geleceği aynı anda gölgeleyen nuranî bir Tûba ağacıydı.

ONUN davasını geçmiş zamanın peygamberleri mucizeleriyle, gelecek zamanın evliya ve asfiyası kerametleriyle tasdik etti.

Lâ ilâhe İllallah dedi.

Bu prensibi, davasının en önemli esası olarak kabul etti.

Bütün geçmiş ve gelecekte saf tutan sayısız mübarek insanlar hep bir ağızdan sadakte ve bilhakkı natakte (doğru söyledin ve hakkı dile getirdin) diyerek tasdiklerini dile getirdiler.

Elinde, her yönüyle mucize bir Kitap; dilinde, hakikatleri haykıran bir hitap vardı.

Bütün insanlığa; hattâ cinlere ve meleklere; hattâ bütün varlık âlemlerine ezelî bir hutbeyi tebliğ etti. Bu alemin yaratılış sırrını açıkladı. Nice muammaları çözdü. Nice hakikatleri keşfetti.

Şu âlemin yaratılış sırrını açıkladı. İnsanlığın zihnini hep meşgul eden Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun? gibi müthiş sorulara, son derece ikna edici cevaplar verdi.

O zât, ebedî bir saadetin habercisi ve müjdecisi oldu;

Sonsuz bir rahmetin kâşifi, ilancısı;

Kainattaki İlahî saltanatın dellâlı, seyircisi;

Kulluğu cihetiyle bir muhabbet timsali, insaniyetin şeref kaynağı, yaratılış ağacının en nuranî meyvesi;

Peygamberliği cihetiyle hakkı gösteren en katî delil, bir hakikat güneşi, bir hidayet feneri, bir saadet vesilesi oldu.

ONUN nuruyla, bütün karanlıklar aydınlandı. Bir matemhâneyi andıran âlem, neşe ve sürûra gark oldu. Onun öğrettikleriyle her şey birbirine dost, kardeş ve arkadaş oldu.

O, âlemlere rahmet olarak gönderildi. Varlıkların övünç kaynağı oldu.

O, içindeki ahlâk güzelliği yüzüne yansımış güzel bir güldü. O gülle, âlemler güldü.

O gülün güzelliği, nice bülbülleri kendine aşık eyledi. O gülün asıl güzelliği, güzeli çok seven sonsuz bir Güzeli ve güzelliği göstermesiydi. O sonsuz Güzel de, bütün güzellikleri, o güzel gülün üzerinde toplamıştı.

***

İşte biz, o Güzeller Güzeli Rabbimizin dergahında boynumuzu büküyor; elimizi açıp yalvarıyoruz. Onun en çok sevdiği ve bütün güzellikleri üzerinde topladığı Habîbini, hakkıyla sevmeyi ve sadakatle bağlanmayı niyaz ediyoruz.
RAHMAN YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN!!!


Bu mesaj 1 kez ve en son tugba009 tarafından 16.10.2005 - 00:50 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 16.10.2005 - 00:12
Bu mesajı bildir   tugba009 üyenin diğer mesajları tugba009`in Profili tugba009 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tugba009 su an offline tugba009  
sünnet ayetlerle bir bütündür

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.02.2004
En Son On: 30.11.2008 - 01:35
Cinsiyeti: Bayan 
Kur'ân-ı Kerîm'in sünnete sarılmayı emretmesi
Kur'ân-ı Kerîm'de sünnete sarılmak gerektiğini (sünnete i'tisâm), sünneti bir bütün olarak kapsayacak tarzda çok genel ve öz bir biçimde şu âyet ifâde eder: "Resûl size ne getirdi ise onu alın, ona tutunun; sizi neden nehyettiyse ondan kaçının!" (Haşr/59: 7). Sahâbîler, bu âyetin sünneti kapsadığı inancındadır. Meselâ, Abdullah İbn Mes'ûd, kendisine dövme yapma ve kadınların kaş tüyleri gibi bazı tüylerini alma yasağının Kur'ân'da bulunup bulunmadığı sorusuna, Peygamberimiz'in ilgili hadîsiyle cevap vermiş ve bunu Kur'ân'a ait bir nehiy gibi değerlendirme sadedinde de bu âyeti okumuştur.1 Mevdûdî, fey' taksimi münasebetiyle inen bu âyetteki hükmün umûmî ve asıl maksadın, tüm münasebetlerde Hz. Peygamber'in (s.a.s.) emirlerine teslimiyet olduğunu belirtmiş, bunun sebebini de şöyle izah etmiştir: "Resûl size neyi getirdi ise onu alın" denirken, cümlenin devamında "size neyi getirmediyse" değil, "neyi yasakladıysa ondan kaçının" şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Bu hüküm sadece fey'e ait malların paylaşımını ihtiva etseydi, o zaman "neyi getirmediyse" denirdi. Fakat, "neyi yasakladıysa" denilmesinden anlaşıldığına göre kastolunan, Hz. Peygamber'in (s.a.s.) emir ve yasaklarına uyulmasıdır. Nitekim, bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.) de, "Size emrettiğimi mümkün olduğunca uygulamaya çalışın, yasakladığımdan da kaçının." 2 buyurmuştur.

Hz. Peygamber'e (s.a.s.) iman edilmesini ve O'na uyulmasını emreden âyetler, Hz. Peygamber'in ve sünnetinin konumunu belirlemek bakımından i'tisâmın gereğini de ortaya koymaktadır. "Allah'a ve ümmî peygamber olan Resûlü'ne -ki o, Allah'a ve O'nun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki, doğru yolu bulasınız" (A'râf/7: 158) âyetinden anlaşıldığı üzere Resûlüllah'a (s.a.s.) iman ve O'na uyma, Allah Teâlâ'nın istediği yola uymuş olmak için şarttır. Resûl'e iman, O'nun getirdiği vahye ve ortaya koyduğu sünnete i'tisâmı gerektirirken, bunları tasdik etmemekten kaynaklanan i'tisâmsızlık da imansızlığa delildir.

Hz. Peygamber'in Müslümanlar için en güzel örnek olduğunu belirten "Andolsun ki, Resûlüllah'ta sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır" (Ahzâb/33: 21) âyeti, bağlanılması gereken sünnetin "üsve-i hasene (güzel örnek)" olduğunu belirtmekte, dolayısıyla i'tisâm teşvikinde bulunmaktadır. Zira "üsve", bütün fiillerinde O'na uymayı ve değer vermeyi, bütün ahvâlini önemsemeyi ihtiva eder.3 Ayrıca âyetler, her devre hitap ettiği için, bütün Müslümanlar onun muhatabıdır. O (s.a.s.), her devirde örnek alınmalıdır.

Resûlüllah'a (s.a.s.) itaat edilmesi emri de sünnete i'tisâmı gerekli kılar. Bilindiği gibi, peygamberlere karşı ye-rine getirilmesi gereken vazifelerden ve onlara uyma şartlarından biri itaattir. "Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur." (Nisâ/4: 80) âyeti, peygambere itaatin neden gerekli olduğunu ve itaatin zorunluluğunu ortaya koyar. Âyetler, Resûlüllah'a (s.a.s.) itaati, Allah'a itaat saymıştır.4

Peygamber'e (s.a.s.) itaati, sadece "Kur'ân konusunda Peygamber'e itaat gerekir." şeklinde anlamak mümkün değildir. Zira bu şekilde anlamayı gerektirecek nassî bir delil bulunmamaktadır. Hz. Peygamber'e itaat mecburiyeti, O'na (s.a.s.) itaatin Allah'a itaat etme sayılmasındandır. Çünkü Hz. Peygamber, Kur'ân'ın ifadesiyle, sadece Allah'ın yolu sırât-ı müstakime götürmekte (Şûra/42: 52) ve yalnız Allah'tan kendisine vahyedilene uymaktadır (En'am/6: 50). Şayet Resûl'e itaatten sadece Allah'a itaat murad edilmiş olsaydı, "Allah'a ve Resûlüne itaati" emreden âyetler bulunmazdı. Ona itaat, Kur'ân'da bulunan hususlarda farzdır denilecek olursa bu, Resûl'e mahsus bir itaat sayılmaz. Allah ve Resûlü'ne itaat, ayrı ayrı zikredildiğine göre, Hz. Peygamber'e mahsus bir "itaat" alanı vardır ve O, (s.a.s.) Kur'ân'da yer almayan konularda hüküm veriyor demektir. "Allah Teâlâ, 'Peygamber'e itaat edin.' sözüyle 'Peygamber'le gönderdiğim âyetlere itaat edin, ama Peygamber'in bunun dışındaki açıklamalarına ve yorumlarına bakmayın' demeyi murad etseydi, bunu açıkça söylerdi. Aksine mutlak bir ifadeyle, hiçbir şeyle kayıtlamadan 'Resûlüllah'a itaat edin.' buyuruyor. Öte yandan, 'Resûlüllah'a itaat edin' buyruğunun anlamı, Allah Teâlâ'nın O'nunla gönderdiği âyetlere itaat edin demek olsaydı, o takdirde, âyetlerin başındaki 'Allah'a itaat edin' sözü gereksiz bir tekrardan ibaret olurdu. Allah Teâlâ'nın emrettiği bu itaat, sadece Resûlü'nün getirdiği âyetleri kapsamamakta, âyetlerle birlikte sünnetine, hattâ şahsına itaati de içine almaktadır."5

İslâm âlimleri, konuyla ilgili âyetlerden hareketle Peygamber'e itaatin, O'nun sünnetine sarılmak ve getirmiş olduğu emir ve yasaklara boyun eğmek olduğunu söylemişler,6 "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin." âyetlerinde Allah'a itaatin farzlarda, Resûl'e itaatin ise sünnetlerde itaat edin demek olduğunu belirtmişlerdir.7

Hz. Peygamber'e ittibâı emreden âyetler de sünnete uymayı gerektirir. "Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlü'ne -ki o, Allah'a ve O'nun sözlerine inanır- iman edin ve O'na ittiba edin ki, doğru yolu bulasınız." (A'râf/7: 158) âyetinde Peygamber'e ittiba, Peygamber'e imanın devamı ve gereği sayılmıştır. "De ki: Allah'ı seviyorsanız hemen bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Âl-i İmran/3: 31) âyetinde ise Allah'ı sevmenin ve O'nun tarafından sevilmenin şartı, Peygamber'e ittiba olarak gösterilmiştir. Sevgi konusunda ittibaın şart koşulması, diğer konularda Peygamber'e ittibaı, tabiî olarak gerekli kılar. Ayrıca Allah Teâlâ'nın, Resûlü'ne (s.a.s.) tâbi olmayı kullarına farz kılması, Resûlüllah'ın (s.a.s.) sünnetinin Allah Teâlâ tarafından kabul edildiğini gösterir.

Kur'ân-ı Kerîm, Hz. Peygamber'in (s.a.s.) hükmüne kayıtsız-şartsız kabul ve teslimiyet ile, zerre kadar şüphe duymadan, kalpten inanıp razı olmak gerektiğini emrederken de hiç şüphesiz sünnete bağlanmayı da (sünnete i'tisâmı) emretmiş olmaktadır: "Allah ve Resûlü bir meselede hüküm verdiği zaman inanmış bir erkek ve kadına, o meselede kendi isteklerine göre bir tercih hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlü'ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." (Ahzâb/33: 36) ve "Hayır, Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin edip verdiğin hükmü içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan kabul edip ona teslim olmadıkları sürece iman etmiş olmazlar." (Nisâ/4: 65) âyetlerinde sünnete i'tisâmın gereği açıkça vurgulanmaktadır. Zira bilinen bir gerçektir ki, Hz. Peygamber'in Kur'ân dışında verdiği birçok hüküm bulunmaktadır. "Allah ve Resûlü'ne inanıyorsanız, anlaşmazlığa düştüğünüz konuları, Allah'a ve Resûlü'ne arzediniz." (Nisâ/4: 59) âyeti de sünnete müracaat emrini tekid eder. İlk dönem İslâm âlimlerinden Meymûn İbn Mihrân, "Allah'a arz edin" kısmının Allah'ın Kitab'ına, "Resûlü'ne arz edin" kısmının ise, O (s.a.s.) hayatta iken kendisine, vefat ettikten sonra da "sünnetine arz edin" demek olduğunu söylemiştir.8

Resûlüllah'ın (s.a.s.) çağrısına uyma gereğini bildirmek de sünnete i'tisâmı emretmek demektir. "Ey iman edenler! Sizi, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman Allah'a ve Resûlü'ne uyun." (Enfal/8: 24) âyetindeki "Peygamber'in çağrısı"nda bir sınırlama olmaması, O'nun her emir ve yasağına uyulması lâzım geldiğini gösterir. Hz. Peygamber'in çağrısı, tabiî ki sünneti de kapsamaktadır.

Kur'ân-ı Kerîm'de, Hz. Peygamber'e (s.a.s.) isyan etmek ve O'na uymamak yasaklanmıştır. Bu yasaklar, dolayısıyla Hz. Peygamber'e bağlanma gereğini ortaya koyar: "Kim Allah'a ve Resûlü'ne isyan eder ve O'nun koyduğu sınırları aşarsa Allah böylesini, devamlı kalacağı bir ateşe sokar." (Nisâ/4: 14). "O'nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar." (Nur/24: 63) ve "...Resûl'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar vere-mezler. Allah, onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır." (Muhammed/47: 32) âyetleri, konuyla ilgili âyetlerden birkaçıdır. Son âyette, Hz. Peygamber'e karşı gelmenin Allah'a karşı gelme sayıldığı açıkça görülmektedir. Buradan, "Sünnete i'tisâm etmemek, Kitab'a i'tisâm etmemektir." sonucunu çıkarmak da mümkündür.

Sünnetin kaynağının vahiy olduğuna delâlet eden "O, arzusuna göre konuşmaz." (Necm/53: 3) âyetinin sünneti de ihtiva ettiği, âlimlerce de kabul görmüş bir hakikattir.9 Bu âyet, sünnete i'tisâmın önemli bir delilidir.

Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Kur'ân'ı açıklama görevi, O'nun Kur'ân dışındaki söz ve uygulamalarına da i'tisâmı gerektirir. "Kur'ân dışında, Hz. Peygamber'e vahiy veya ilham ile bilgi gelmesini inkâr etmeye imkân görünmemektedir. Kur'ân'ın açıklaması O'na verildiğine göre, bu açıklama herhalde Kur'ân'dan ayrı birşey olmalıdır."10 Ayrıca beyân yetkisi, açıklama şekillerinin tamamını kapsar. "İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'ân'ı indirdik" (Nahl/16: 44) âyeti, Peygamber'in (s.a.s.) açıklamalarının, Kur'ân kaynaklı olduğunu gösterir.

Hz. Peygamber'in (s.a.s.) teşri' yetkisi de, sünnete bağlılığı gerektirir. "O ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder. Onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar" (A'râf/7: 157) ve "Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram tanımayan, hak dinini din olarak benimsemeyen kimselerle zelil bir vaziyette tam bir itaatle cizye verecekleri vakte kadar savaşın." (Tevbe/9: 29) âyetleri, Hz. Peygamber'in bu yetki ve görevini ortaya koymaktadır.

Hz. Peygamber'in (s.a.s.) tebliğ görevi de sünnete i'tisâmı gerektirir. Sünnet, Resûlüllah'ın (s.a.s.) Rabbi'nden aldığı risâleti tebliğden ibarettir. Allah O'na, bu risâleti tebliğ etmesini emrederek şöyle buyurmuştur: "Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'na elçilik vazifesini yerine getirmemiş olursun" (Mâide/5: 67). Hz. Peygamber (s.a.s.), dini tebliğ ederken sadece Kur'ân'ı duyurmakla kalmamış, Kur'ân'ın yanında sünneti de bildirmiş, Kur'ân ve sünneti içiçe yaşamış ve ashâbına bu şekilde öğretmiştir.

Bütün bu âyetlerden ve yorumlardan anlaşılacağı gibi "Sünnete bağlılık (i'tisâm bi's-sünne)", herşeyden önce Kur'ân-ı Kerîm'in müekked emridir. Kur'ân, sünnete uymayı herhangi bir ayırım yapmadan bir bütün olarak tavsiye eder. Hz. Peygamber'e iman edilmesi emri ve O'a inanmanın imanın şartları içinde yer alması, O'nsuz (s.a.s.) imanın tamamlanmaması, sahîh olmaması, Resûlüllah'ın (s.a.s.) konumunu belirler ve O'na uymayı gerekli kılar. Sünnete i'tisâmı emreden Kur'ân, Hz. Peygamber'i mutlak olarak Müslümanlara örnek göstermiştir. Çünkü İslâm, insan hayatının bütün kısım ve yönlerini birlikte değerlendirir. Hz. Peygamber'in üstlenmiş olduğu misyon, tabiî olarak O'nun bir sünnetinin bulunmasını gerekli kılar. Peygamber'in (s.a.s.) teşri' yetkisi vardır. Ayrıca sünnetinin vahye dayanması veya vahyin onayından geçmiş olması, Sünnetin kaynağının vahiy olduğunun göstergesidir. Kur'ân'ın, O'na karşı gelmeyi ve emrine uymamayı yasaklaması da sünnetin asıl kaynağını gösterdiği gibi, O'nun (s.a.s.) yolu olan sünnete itaati de farz kılar.

Bütün bu âyetler, Resûlüllah'ın (s.a.s.) değerini göstermesi yanında sünnetinin de değerini gösterir. Allah Teâlâ, Kur'ân'a uymayı nasıl farz kılmış ise, Peygamberinin (s.a.s.) sünnetine de uymayı emretmiştir.

Sünnetin, sünnete sarılmayı emretmesi
Hidayet rehberi ve tek örnek olarak gönderilmiş olan Hz. Peygamber'in (s.a.s.), Allah'ın yoluna çağırıcı niteliğiyle kendisine uyulmasını istemesi pek tabiîdir. Kur'ân'ın sünnete ittibaı emretmesinden sonra, sünnetin de aynı emri tekrarlaması, onun Kur'ân'dan aldığı gücü ifade ve te'yid etmektedir.


Dipnotlar
(1) Buhârî, libâs 82, 84, 85, 87, tefsîr 59/4. (2) Mevdûdî, Tefhimu'l-Kur'ân VI, 191. (3) Kurtubî, Câmi', VII, 5237. (4) Kurtubî, Câmi', I, 32. (5) Bkz.: M. Yaşar Kandemir, İki Cihan Güneşi, s. 245. (6) Kâdı Iyâz, Şifâ, II, 17. (7) Kurtubî, Câmi', II, 1445; V, 3042; IX, 6473; Kâdı Iyâz, Şifâ II, 18. (8) İbn Abdilber, Câmi', II, 190. (9) Bkz.: Kurtubî, Câmi', IX, 6255; Elmalılı, Hak Dini VII, 4572; Mevdûdî, Tefhîmu'l-Kur'ân VI, 13-14. (10) Hüseyin Atay, "Kur'ân'ın Anlaşılması", Erciyes Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, s. 26. (11) Muvatta', kader 3; İbn Abdilber, Câmi', II, 24, 110, 180; Hâkim, Müstedrek, I, 93. Bu konudaki önemli bazı rivâyetlerde sünnet yerine "Ehl-i Beyt" geçmekte ise de, Bediüzzaman hazretlerinin ifade ettikleri gibi, Ehl-i Beyt'ten de maksat sünnettir. Bu bakımdan, hakiki Ehl-i Beyt, sünnete uyan ve sünneti yaşatandır. Ehl-i Beyt'in en önemli fonksiyonu sünneti yaşamak ve yaşatmaktır. (12) Dârimî, mukaddime 16; İbn Mâce, mukaddime 6. (13) Bkz.: Tirmizî, iman 18. (14) Müsned, V, 409. (15) Buhârî, i'tisâm 2; Müslim, ilim 2. (16) Buhârî, tefsîr 34/2, 111/2; Müslim, cum'a 43. (17) Tirmizî, ilim 16. (18) Abdurrezzâk, Musannef, VI, 169; Beyhakî, Sünen, VII/77. (19) Buhârî, iman 8; Müslim, iman 69-70. (20) Ebû Dâvûd, sünne 5; İbn Hibbân, Sahîh, I, 173. (21) İbn Mâce, mukaddime 2; Tirmizî, ilim 10. (22) Bkz.: Dârakutnî, Sünen, IV, 245; Hâkim, Müstedrek, I, 93. (23) Dârimî, mukaddime 49; Ebû Dâvûd, sünne 5. (24) İsmail Lütfi Çakan, Hadîslerle Gerçekler -2-, s. 138; (25) Ebû Dâvûd, harac 31(33). (26) Abdurrezzâk, Musannef, X, 453. (27) Abdurrezzâk, a. g. e., X, 453. (28) Tirmizî, ilim 10. (29) Taberânî, el-Mu'cemu'l-evsât, VII, 313; İbn Abdilber, Câmi' II, 189. (30) Müsned, VI, 8; İbn Hibbân, Sahîh I, 174. (31) Bkz.: Şatıbî, İ'tisâm, I, 59. (32) Bkz.: Begavî, Şerhu's-sünne, I, 201. (33) Buhârî, ahkâm 1, cihad 109. (34) Buhârî, i'tisâm 2. (35) Bkz.: İbn Hacer, Fethu'l-bâri, XV, 180. (36) İbn Hibban, Sahîh, I, 180. (37) Buhârî, ilim 37, 39. (38) Dârimi, mukaddime 24. (39) Bkz.: Müslim, küsûf 1. (40) Bkz.: Ebû Dâvûd, tatavvu' 10. (41) Abdurrezzâk, Musannef, VI, 113, 114; X, 313-314; Müsned, III, 387, 338, 471; IV, 266. (42) Dârimî, mukaddime 42.
Ekleme Tarihi: 16.10.2005 - 01:23
Bu mesajı bildir   tugba009 üyenin diğer mesajları tugba009`in Profili tugba009 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
MücahidDerman su an offline MücahidDerman  

1 Mesaj

Kayıt Tarihi: 08.08.2003
En Son On: 16.10.2005 - 01:50
Cinsiyeti: Erkek 
Nur 66 karsemin fikirlerine aynen bende katiliyorum.

Peygamber sevgisi nerdeyse birilerine göre artik bir $irk olarak göstertiliyor veya görülüyor.

Birakalim vahhabiler gibi ingiliz usakligini yapmayi artik.

Bu ne bicim zihniyet böyle.

Peygamber düsmanligini bilerek kasdenmi yapiyorsunuz yoksa cahilliktenmi kaynaklaniyor.

Allah ayetinde vesilelere yapisin diyor, ama vahhabi zihniyetli ingiliz usakligi yapan bazi kimseler ise peygamberi duasina vesile edenleri mü$rik ilan ediyor.

Tugba kardesim ayetlerle güzelce aciklamis, tabii bunlari anlayana.

Selamlar
Ekleme Tarihi: 16.10.2005 - 01:47
Bu mesajı bildir   MücahidDerman üyenin diğer mesajları MücahidDerman`in Profili MücahidDerman Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
omer furkan su an offline omer furkan  

401 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.09.2005
En Son On: 09.02.2007 - 09:56
Cinsiyeti: Erkek 
Selamun aleykum
ALLAHin selami hepimizin uzerine olsun kardeslerim..

Tubaa kardesim allah razi olsun konu hakkinda ne kadar hassas davrandigin yazmis oldugun yazidan anlasiliyor .. butun yazdiklarini sonuna kadar okudum ve bir kere daha okudum hakkaden hz.peygamberimizin konumu hakkinda en can alici aciklamalara vurgular yapmissin ve acik konusayim yapmis oldugun bu aciklamalar iyi derecede bir makale seviyesinde.. emin ol ki ilahiyat fakultelerinde dahi iki kelimeyi bir araya getiremeyecek kadar aciz yetistirilen ve yetisen ogrencilarin varliginin bir hakikat oldugu bu topraklarda yazmis oldugun yazi gurur verici.. ayetler ve yorumlar hakkaten ikna seviyesinde.. ALLAH razi olsun.. kendini cok iyi yetistirmissin rabbime sukurler olsun ki etrafini cok iyi seviyede aydinlatabilcek bir yetenege sahipsin..
Konu hakkinda yazmis oldugum yaziya gelince : yapmis oldugum yorum sadece hz.peygamber efendimize atfen yazilan yazi hakkinda idi.. bu konuda yazilmis bircok yazilar da mevcut ona olan ozlemi ifade eden cok sayida sir nesir makale vs.. eserler.. burada hassas oldugum nokta ona olan atiflarin ozlemlerin asiri uclaridir.. kimse bu topraklarda onun konumuna dair asiri yorumlar yapilmiyor demesin..bu bir gercek .. kurandaki hz.peygamber ile halkin zihnindeki hz.peygamber maalesef ayni deil..
Soylemek istedigim sey su : yorumum sadece makale hakkinda idi. Ben bu yorumumda hz.peygamber efendimizin islam dinindeki konumuna dair bir aciklama yapmadim. Onun sunnetinin ne anlama geldigi ? hz.peygamber efendimizin haram helal konusundaki yetkisinin ne oldugu ? hadislerin sunnet kavrami icindeki konumunun ne oldugu ? vs.. her biri ayri ayri birer arastirma konusu olcak derece uzun sorularin cevaplarini bu yorumumda aramadim.. cunku burasi benim genis zaman bulup yorumlar yapabilcegim bir yer deil.. zaten nur66 kardesim klasik yorumunu yapmis ve bizi hasa hz.peygamber dusmani ilan etmis cani saolsun bir yorumdur ben alisigim.. ama yasar nuri ile ayni kefede yeralma acziyeti beni uzmus bulunuyo.. kendisi ile bircok ortamda yeraldim ve konusmalrina katildim ama emin olun ki hem dusunce olarak hem de kisilik olarak asla birarda yeralamayacak kadar ayri kutuplardayiz.. bunu da bir parantez olarak zikretmek istedim..
Hz.peygamberimizin konumuna dair ALLAHa cok sukurler olsun ki etrafimizda guzel calismalar var.. zaten boyle bir kaygisi olan aradigina kolay bi sekilde ulasabilir.. konu hakkinda kitap ve makale isimleri verme taraftari deilim bu sebeple.. zaten belki de versem her zaman ki gibi zihnimizde olusturdugumuz o kaliplar icinde bir yere konacagimiz kesin –ki yasar nuri ile ayni kefede zikredilme ornegi buna en guzel cevap olsa gerek-..
Hz.peygamber efendimizin konumu ve sunnet uzerine az calismalar yapmadim belki soyle dusunceksiniz ‘ calisma yapsan ne olcak ki o manevi atmosferi solumadiktan sonra o cihansumul peygamberin sevgisini icinde yasamadigin muddetce o nun hakkindaki bilginin anlami hicbisey ifade etmez ‘ deil mi ? evet cok haklisiniz.. bu benim buyuk bir aczimdir.. hep butun peygamberler aralarinda bir fark gozetmemeye gayret etmemin ayrim yapamamamin bir aczidir.. belki de hz.isaya hz. Musaya hz. Ibrahime olan sevgim bagliligim ile hz.peygamberimize olan bagliligimi ayni tutma cabasinin bir acziyetidir.. bu dusuncemin ismini tam olarak verebilmis deilim ama kuran okurken kendimi boyle bir caba icersinde hissediyorum.. bu dusuncem cok mu yanlis ? acikcasi bu dusuncemin kurandan kaynaklandigini da dusunur oldum.. cabam bir arayis cabasidir.. bir acilim cabasi.. hakikati dogruyu bulma cabasi.. gercek rasul kavramini bulma ve ona gore kurani yasamlastirabilme cabasi.. tabiki basit bi konu deil tum hayatimizi tum kavramlarimizi yeniden sekillendirecek bir arayis bir yolda olma cabasi..

Acikcasi yazmis oldugunuz yazidan aciklamalar cok hosuma gitti... yapmis oldugunuz aciklamalari belki elli defa okudum uzerinde dusundum ama olsun bir defa daha okumak ve dusunmek ayri bir guzellik..katildigim noktalar oldugu gibi katilmadiklarim da var....farkli insanlardan dinlemek daha bir guzel..cunku ilmin yayildiginin okumanin yaygin oldugunun bir gostergesi.. RABBIME sukurler olsun ki oku emrinin yolculari cogaliyor..

ALLAH razi olsun.. kalbinizi kirdim ise tum kalbi kirilan kardeslerim bilsinler ki onlar benim kardesimdir.. fikirlerde farkliliklar olabilir bu islamin kuranin bir yorum zenginligidir.. asiri uclari akl-I selim zaten tespitte zorlanmaz..

Selam ve dua ile rabbime emanetsiniz..
Ekleme Tarihi: 17.10.2005 - 13:47
Bu mesajı bildir   omer furkan üyenin diğer mesajları omer furkan`in Profili omer furkan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
TaNYeLi su an offline TaNYeLi  

1 Mesaj

Kayıt Tarihi: 01.03.2005
En Son On: 20.12.2005 - 21:52
Cinsiyeti: ----- 
Esselamunaleyküm yazıyı ve yorumları okudum gerçekten konu başka yerlere kadar çekilmiş ama şunu belirmek istiyorum ömer furkan kardeşime hak veriyorum birazda olsa çünki kendisi arayış içerisinde olduğunu belirtmiş hüsnü zan yartmış aklında dilerim Rabbim sana doğru yolunu gösterir kardeşim.
Efendime gelince ona olan aşkımıza sevgimize gelince biz acizler az bile sevgi duyuyoruz ona karşı gerektiği gibi aşık dahi bile olamıyoruz Rahmanki onu kendisine sevgili seçmiş biz neden sevgilimiz demiyelim keşke bizlerde gerektiği gibi yansak yansakta bizimde h.z Ebubekir gibi ciherlerimiz kavrulsa Rabbim gönlümüzden Allah ve Resurullah sevgisini çıkarmasın inş.haddim olmayarak iki kelam ettim hakınızı helal edin.
Baki selamlar...


Bu mesaj 1 kez ve en son TaNYeLi tarafından 17.10.2005 - 21:29 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 17.10.2005 - 21:25
Bu mesajı bildir   TaNYeLi üyenin diğer mesajları TaNYeLi`in Profili TaNYeLi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
EDEPYAHUEDEP su an offline EDEPYAHUEDEP  
HÜSNÜ ZAN İÇERİSİNDE OLALIM...

10 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.08.2004
En Son On: 31.01.2012 - 09:06
Cinsiyeti: ----- 
Selamun aleyküm

Ömer furkan kardeşim... Sizi anlıyorum
lakin efendimiz efendiler efendisi ve
ALLAH cc nun habibim deiği bir müstesna, insan ötesi bir insandı siz o kavramı belkide anlayamazsınız ama onu anlayan ona yanan insanlarada sizde hoş görülü olun derim artık kimse okadar cahil değil en cahil müslümanda neyin put neyin putrest olduğunun ve bir takım siyonist girişimlerin farkındadır ve bilincindedir kuranı'da kur'an dili ile anlayabiliriz...
Bir hadis-i şerif BEN HİÇBİR ŞEYİ KENDİMDEN YAPMADIM ALLAH cc BANA YÜRÜ DEDİ YÜRÜDÜM DUR DEDİ DURDUM KONUŞ DEDİ KONUŞTUM SUS DEDİ DUSTUM...
Diye buyuruyor efendimiz S.A.V
Demekki tabiri caizse efendimiz kuranı kerimin bir nevi ayklısı ve yürüyenidir onun için bizler bu cüzü irade ile birtakım konulara vakıf olamayabiliriz kardeşlerim...

NUR 66 Değerli kardeşim sizde daha hüsnü zan ile olayları değerlendiriseniz inşaallah kimseyi kırmadan incitmeden bilmediklerimizi öğreniriz
ALLAH cc ve ONUN NEBİSİ RESULÜ OLAN HAZRETİ MUHAMMED SALLALLAHU ALEYHİ VESELLEM EFENDİMİZE EMANET OLUNUZ...


Bu mesaj 1 kez ve en son EDEPYAHUEDEP tarafından 17.10.2005 - 22:16 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 17.10.2005 - 21:55
Bu mesajı bildir   EDEPYAHUEDEP üyenin diğer mesajları EDEPYAHUEDEP`in Profili EDEPYAHUEDEP Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tugba009 su an offline tugba009  

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.02.2004
En Son On: 30.11.2008 - 01:35
Cinsiyeti: Bayan 
Ecmain olsun, kardesim arastirmak iyidir fazla derinlere dalmadan,

RAHMAN yolundan,

Habibinin sünnetinden ayirmasin,

Bilmediklerimizi ögrenebilme vesileleri göstersin,

KENDINE layik bir kul,

HABIBINE layik bir ummet olabilmeyi,

Onun askiyla yanabilmeyi,

Hakkiyla kul olabilmeyi,

Ummet olabilmeyi,

Yarin mahser gününde LIVAUL HAMD sancagi altinda toplanabilmeyi,

Alnimizin akiyla YA RASUL bende senin ümmetinim diyebilmeyi,

Gözyaslarimizi ONUN icin akitabilmeyi,hepimize nasip etsin...

:( gül gül gül
Ekleme Tarihi: 18.10.2005 - 17:48
Bu mesajı bildir   tugba009 üyenin diğer mesajları tugba009`in Profili tugba009 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
EVET O BİRİCİK SULTANIMIZ

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
ALLAH RAZI OLSUN HASRET ONA GURBET VAR İNSAALAH BİTER KAVUSURUZ ONA AMİN
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 13:42
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1223 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
VuSlaT_ZaMbaK (40), HAMAS (41), cilekesh (34), Umuda_Dogru (35), muhammed yakub (53), -selenay- (38), kiciman (53), -Dushi- (37), melike_ (44), 271277sedat (47), katade_58 (42), samimikul (52), sansarselim (39), omerbicak (47), rajaahmet (48), BETÜL SULTAN (44), Toprakkiz (38), perteviyat (54), azra aksu (51), esiir (47), eminem (44), cihann4 (41), merve987 (38), ceylan (43), byberk (39), mehmetaliakti (45), serkanberber20 (50), FTK (38), p.celik (39), keklik (38), nazan (38), GREY (54), ketcapm (39), faruk1987 (37), semanurnl (54)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.70762 saniyede açıldı