0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » ortadogunun satilmis karton liderleri

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
asil_kalp_4 su an offline asil_kalp_4  
ortadogunun satilmis karton liderleri

160 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.01.2004
En Son On: 01.09.2007 - 21:36
Cinsiyeti: Erkek 
Müslüman Arap âlemi,
buralarda yaşayan insanların
dilek ve arzuları dikkate alınmaksızın,
yabancılar tarafından bir
araya getirilmiş iskambil kâğıtlarından
yapılmış geçici bir ev gibidir.








Ortadoğu'nun Satılmış

Karton Liderleri


Arap ülkelerinin lider kadroları küresel bir senaryonun figüranlarıdır. Her biri bu senaryoda kendilerine biçilen rolü oynamaktadır. Zaman zaman senaryonun dışına çıkmaya çalışanlar, kulakları senaryo sahibi "Siyonizm, İsrail ve ABD" tarafından çekilerek, hizaya getirilirler.






İslâm coğrafyası içinde bulunan devletlerin içler acısı durumu taraflı tarafsız herkesin dikkatini çekmeye başladı bile. Birçok batılı aydın, bilim adamı bu durumdan duydukları rahatsızlığı yazdıkları makalelerde ya da kitaplarda sıkça dile getirmeye başladılar.
Artık mızrak çuvala sığmamakta, oynanan oyuna seyirci kalınmamaktadır. Aklıselim insanlar tepkilerini her geçen gün biraz daha artırmaya başlamışlardır. Batılı bir yazar, Arap dünyasının bugününü bir tespitle şöyle anlatır:
"Müslüman Arap âlemi, buralarda yaşayan insanların dilek ve arzuları dikkate alınmaksızın, yabancılar tarafından bir araya getirilmiş iskambil kâğıtlarından yapılmış geçici bir ev gibidir. Keyfî olarak on dokuz devlete bölünmüşlerdir. Her biri birbirine düşman azınlıklardan ve etnik gruplardan oluşturulmuştur. Dolayısıyla bugün her müslüman Arap devleti içten, etnik ve toplumsal çöküntü tehdidi altındadır. Bazılarında ise iç savaş kaynaması başlamıştır bile." (1)
Arap ülkelerinin lider kadroları küresel bir senaryonun figüranlarıdır. Her biri bu senaryoda kendilerine biçilen rolü oynamaktadır. Zaman zaman senaryonun dışına çıkmaya çalışanlar, kulakları senaryo sahibi "Siyonizm, İsrail ve ABD" tarafından çekilerek, hizaya getirilirler. Bu yazımızda başta ABD olmak üzere Batı dünyasından bir kısım araştırmacı yazarın eserlerinden tespitlerle örnekler vererek, durumun vahametini gözler önüne sermeye çalışacağız. Ortadoğu'da bulunan ve özellikle İsrail'in komşusu olan Arap ülkelerini tek tek ele alarak, ülkelerin durumunu ve lider kadrolarının İsrail ile olan ilişkilerini gözden geçireceğiz. Durumun vahametini ve ulaştığı boyutu daha iyi kavrayabilmek için sırasıyla Arap ülkelerine ve bu ülkelerin İsrail ile ilişkilerine şöyle bir göz atalım.


Ürdün
Ortadoğu'da Arap ülkeleri arasında İsrail ile en yakın ilişki içinde olan devlet, Ürdün'dür. Ürdün, İsrail ile o derece yakın ilişki içine girmiştir ki, Ürdün kralları İsrail tarafından koruma altına alınmıştır.
Fas Kralı Hasan gibi, Ürdün Kralı Hüseyin de neredeyse yarım yüzyıl süren iktidarı boyunca İsraillilerden büyük destek gördü. Ronald Payne'in Mossad: İsrail'in Çok Gizli Servisi adlı kitabında yazdığına göre; İsrail gizli servisi,1950'li ve 60'lı yıllarda kendisine karşı düzenlenen darbe girişimlerini önceden haber vererek, Kral Hüseyin'in iktidarda kalmasına yardımcı olmuştur." (2)
"İsrail gizli servislerinin Kral Hüseyin'in iktidarını ayakta tutmak için gösterdikleri çaba, Le Monde'un Yahudi yazarı Marek Halter'in Krala yazdığı açık mektupta ise şöyle anlatılıyor: "... İsrail'e ve İsrail gizli servisine güvendiniz. Nisan 1957'de, Temmuz 1958'de, Mart 1959'da, Ağustos 1960'da, Temmuz 1966'da, Nisan 1967'de... Her seferinde sizi Mossad kurtardı." (3)
Ortadoğu'da İsrail'e en önemli desteği veren ülkelerin başında Ürdün gelmektedir. Batılı bir kaynakta bu şöyle anlatılmaktadır:
"Hiçbir Arap kralı, Ürdün Kralı Abdullah kadar Ben Gurion'la (İsrail eski Başbakanı) uyuşmadı. Son on yıl içinde Filistin yahudileriyle gerçek ilişkiler kuran tek Arap yöneticisi Abdullah'tı." (4)
İsrail'in, yakın diğer komşusu olan Mısır'a baktığımızda onun da Ürdün'den çok farklı olmadığı görülüyor.

Mısır
Mısır'da iş başına gelen lider kadroların tamamı Siyonist İsrail ve ABD talimat ve yönlendirmelerinin dışında bir icraat ortaya koyamamışlardır. Bu liderlerin başında da Kral Faruk gelmektedir. Bir Batılı gözlemci, Kral Faruk için şu tespitte bulunur:
"Tamamıyla bir etkisiz eleman olan Mısır Kralı Faruk da yahudi devletinin Ortadoğu vizyonuna uygun düşüyordu. CIA ile iyi ilişkileri olan Ürdün Kralı Hüseyin de aynı vizyona uygun bir liderdi." (5)
Kral Faruk öyle de diğerleri ondan farklı mı? Elbetteki değil.
"Arap dünyasının 20. yüzyıldaki en önemli lideri olan Nâsır'ın, göz önünde bulundurulması gereken dikkat çekici bir özelliği var. Nasır, bir Mason üstad;ı âzamıdır. Mısır Devlet Başkanı Nâsır, Mısır Büyük Locası üstad–ı âzamlığını yapmış ve iktidarda kaldığı sürece ülkesini, hep Masonik esaslarla yönetmiştir." (6)

Suriye
Mısır böyle; ya Suriye nasıl? Ona da bir göz atıldığında, Mısır'ı aratır cinsten olduğu hemen anlaşılmaktadır. Mısır'ın Mason lideri Nâsır'ın sözde ırkçı Pan;Arabist görüşü Suriye'de de etkili olmuş, taban bulmuştur. Bu görüş, Suriye siyasî hayatına Arap Baas Sosyalist Partisi'yle girmiş ve etkisini hâlâ sürdürmektedir. Daha sonra Irak'ta faaliyete geçen Arap Baas Sosyalist Partisi'nin gerçek vatanı Suriye'dir.
Arap ülkelerinde meydana gelen her hareketin temelinde muhakkak bir yabancı parmağı, dolayısıyla da bir Siyonist parmağı bulunmaktadır. Bunun en açık örneği, "Annesi yahudi, babası Fransız olan Mişel Eflak ve Salah el;Bitar'ın, 1943 senesinde Şam'da Arap Diriliş Partisi'ni kurmuş olmalarıdır." (7)
Bir başka kaynakta da durumun vahameti çok daha iyi anlaşılıyor. Bir İsrailli politikacı şöyle diyor: "İsrail Şam'da bir Sedat'a sahip olmak istiyor." (8)
İsrail, Arap ülkelerini etkisizleştirerek, Siyonist ideallerine hizmet ettirmek için her yolu denemektedir. Onların devlet yönetimlerine dahi müdahale etmektedir. Bir başka Batılı kaynak bakın bunu nasıl doğruluyor:
"Ocak 1982'de Ariel Şaron ve yardımcısı Tamir, Cenevre'de Suriyeli General Rıfat Esad ile gizlice buluştu. Bu, imkânsız diye bir şeyin olmadığının delilidir. İsrail ve Suriye'nin ortak planı, Lübnan'ı parçalamak ve FKÖ'yü güçsüz kılmaktı." (9)
İsrail ile Suriye'nin birçok konuda benzerlikleri ve icraat birliktelikleri bulunuyordu. Bunun en güzel örneği, 1982 yılında Hama'da yaşandı. "Esad rejiminin 1982 Şubat'ında düzenlediği Hama operasyonu katliamdan başka bir şey değildi. Aslında yapılan bu hareket, yeni bir olay da değildi. Bundan iki yıl önce de Suriye'nin Halep, Hama, Humus gibi büyük şehirlerinde evler kuşatılarak taranmış ve sayısız yerde toplu katliamlar yapılmıştı. Suriye'de acımasızlığı ve caniliğiyle tanınan Rıfat Esad, yaptığı katliam sırasında şöyle diyordu:
"Napalm bombalarıyla vurun! İçinden ateş çıkmayan tek ev görmek istemiyorum." (10)
Hama katliamından sonra Rıfat Esad yıkılmış şehrin üzerinde helikopterle dolaşırken "En az beş yıl için başarılı bir nüfus kontrolü yaptık." demişti. (11)

İran
Şahlık dönemlerinde İran'ın durumu da Arap ülkelerinden farklı değildi. İran Şahı İsrail ile çok iyi dost ve müttefikti. Bu yakın ilişkilerinden dolayı birbirlerine her türlü karşılıklı yardımı yapıyorlardı. Bir Batılı kaynakta durum şöyle anlatılmaktadır:
"İran Şahı, İsrail'in Araplarla olan savaşına saygı duydu ve Iraklı yahudiler için Tahran'dan Tel;Aviv'e uçak seferleri düzenledi. İsrail'in İran'la ilişkisinde temel amaç, İran hükümetinde İsrail taraftarı bir izlenim yaratmaktı. Mossad ve Shin Beth, İran askerlerinin ve Savak ajanlarının eğitilmesini sağlıyordu. Savak'ın adamları sık sık İsrail'e gider ve Irak Kürt devrimcilerine yapılan yardımın transferine yardımcı olurlardı." (12)

Irak
Bütün bir Ortadoğu İsrail'e yardım için seferber olur da Irak bundan geri kalır mı? Elbette kalmaz. Irak daha da ileri gider ve İsrail'den yardım karşılığında rüşvet alan bir başbakanı olur.
Irak başbakanı, Mossad'ın kendisine verdiği rüşvet karşılığında ülkesindeki yahudilerin İsrail'e göç etmesinde kolaylıklar göstermişti. Irak başbakanı rüşvet alırda, İran Şahı'nın başbakanı ne yapar? İran Şahı'nın Başbakanı Muhammed Said ise, İsrail'i resmen tanımak için 400 bin dolarlık rüşvet almıştır." (13)

Fas
İsrail'in, Ortadoğu coğrafyasında bulunan Arap devletlerinin lider kadrolarının iş başında kalmalarına zaman zaman yardımcı olduğu da bilinen bir gerçektir.
Fas Kralı Hasan, bunun en ilginç örneklerinden biriydi. İsrailliler, 1950'lerin sonundan bu yana Kral'ın iktidarda kalmasına destek oldular, rejim muhaliflerini temizlemesine yardım ettiler. Fas ve İsrail arasındaki örtülü iş birliği, 1966'da ortaya çıktı ve büyük bir enternasyonal krizin doğmasına sebep oldu: Kriz, Fransa, Fas ve İsrail'in karıştığı "Ben Barka Olayı" idi. Mehdi Ben Barka, sürgünde yaşayan ve Hasan rejimi tarafından ölüme mahkûm edilmiş Faslı bir muhalifti. Fas gizli servis şefi General Muhammed Oufkir, 1965'de Kral'dan Ben Barka'yı ortadan kaldırmak için emir aldı ve derhal Mossad'dan yardım istedi. Mossad, Ben Barka'nın Paris'teki kaçırılma olayını organize etti. Daha sonra da Ben Barka öldürüldü. Fas gizli servisi o zamandan beri Mossad'la hep yakın ilişki içinde oldu." (14)

İran Irak Savaşı
Yazımızın başında yazdığımız gibi bazen işler senaryo dışına çıkıyor. İşlerin senaryo dışına çıktığı olay; Şah'ın devrilip yönetime Humeyni'nin gelmesidir. Humeyni'nin iş başına gelmesi ile İsrail, Ortadoğu'daki en önemli yandaş ve müttefikini kaybetmiştir. İran ileriki yıllarda çok can sıkacağa, İsrail'in tekerleğine çomak sokacağa benziyordu. İran manevî planda olduğu gibi maddî planda da oldukça güçlü bir yapıya sahipti. Ortadoğu'da kontrol dışına çıkan bu ülke bir şekilde ya tekrar kontrol altına alınacaktı veya mevcut gücü zayıflatılacaktı.
İran, Irak savaşı için yeni bir senaryo yazıldı ve uygulamaya konuldu. Normal şartlarda Irak'ın İran'la baş edebilmesi imkânsız gibiydi. Fakat hiç de öyle olmadı ve her iki taraf, kıyasıya bir savaşa girdi.
"Irak'ın saldırısı geri tepti. Araplar bunu kendilerine yönelik bir saldırı olarak gördü. İsrail'in politikası şimdi her iki tarafı birden silahlandırıp, savaşı elden geldiğince uzatmak, böylece İran''n zaferini engellemekti." (15)
Başta İsrail olmak üzere Irak'a destek olmaya başladılar. İran'a karşı Irak desteklenecekti.
Bu yeni plana, Ortadoğu'da İsrail kontrolündeki Arap yönetimleri doğal olarak büyük destek verdi: "Suudi Arabistan Krallığı İran'a karşı bir silah ambargosu oluşturup, Irak'a büyük miktarda silah yardımı yaptı. Mısır ile Ürdün de Irak'ı desteklediler." (16)
Savaş yaklaşık olarak sekiz yıl sürdü, savaşan taraflardan galibi olmayan bir savaşta her iki taraf da mağlup olmuştu. Galip olan, Siyonist İsrail ve ABD ortaklığıydı. Milyonlarca insan canından oldu, maddî zararın rakamı belli değildi. Sonuç; tamamen bitmiş iki ülkeydi.

İslam ülkeleri yerin dibine
batmadıklarına şükretsinler
Sonuç olarak denilebilir ki; Ortadoğu halkları lâyık oldukları yönetimlerle yönetilmiyorlar. Bütün yönetimler dış güçlerin kuklalarıdır. Bu durum çok açık ve net bir şekilde ortadadır. İslâm ülkeleri kalkınamamış, üçüncü dünya ülkesi durumunda kalmış ve suçu da İslâm dinine atmışlardır. Burada İslâm dininin bunda ne suçu var?! İdarede bulunan adam satılmış ise, İslâm ne yapsın?! Arap liderler kendi ülkelerinin kamuoyunda birer kahraman, tam bir İslâm mücahididir; perdenin arkasına geçince Siyonist gibi düşünen bir haindir. Petrol kuyularının başına oturmuş, elde ettikleri geliri nereye harcayacaklarını şaşırmışlardır. Para o kadar fazla gelmiş ki, banyo ve tuvaletlerini altın malzemeden yapıyorlar. Yatlarını, Avrupa ve ABD'de bulunan malikânelerini, fuhuş yuvasına çevirmişler. İnanç, ideal, dava adamlığından eser yok. Sonra, İslâm dünyası geri kalmış; Bırakın geri kalmışlığı yerin dibine batmadığına şükretsinler.

Dipnotlar:
1; The Zionist Plan For the Middle East 1982, Israel Shahak, s.5
2; Ronald Payne, Mossad: Israel's Most Secret Service, s.171; ;Harun Yahya, İsrail'in Dünya Egemenliği Politikası, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s.72;
3; Şalom, 16 Ocak 1991;Harun Yahya, İsrail'in Dünya Egemenliği Politikası, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s.71;
4; O Jerusalem, Dominipue Lapierre;Larry Collins, s.119
5; David Blum, The CIA: A Forgotten History, s. 98;Harun Yahya, İsrail'in Dünya Egemenliği Politikası, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s.71;
6; Mimar Sinan Dergisi, sayı: 13, s.131
7; Yeni Rehber Ansiklopedisi, cilt: 3, s.108
8; Harun Yahya, Kabala ve Masonluk, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s. 207
9; Every Spy aPrince, Dan Raviv;Yossi Melman, s. 264
10; Harun Yahya, Kabala ve Masonluk, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s. 207;Cumhuriyet, 6 Mart 1982;
11; Harun Yahya, Kabala ve Masonluk, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s.207;Hürriyet, 13 Kasım 1984;
12; Every Spy aPrince, Dan Raviv;Yossi Melman, s. 82
13; Andrew, ve Leslie Cockburn, Dangerous, s.102;Harun Yahya, İsrail'in Dünya Egemenliği Politikası, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s. 71;
14; Benjamin Beit;Hallahmi, The Israel Connection, s. 46;Harun Yahya, İsrail'in Dünya Egemenliği Politikası, Araştırma Yayıncılık, İstanbul 2003, s.72;
15; Siyonizm'in Gizli Tarihi, Ralp Schoenman, s.106
16; Siyonizm'in Gizli Tarihi, Ralp Schoenman, s.107
Ekleme Tarihi: 16.05.2004 - 21:11
Bu mesajı bildir   asil_kalp_4 üyenin diğer mesajları asil_kalp_4`in Profili asil_kalp_4 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1121 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62292 saniyede açıldı