0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » ÜYELER PANOSU » ÜYE HİZMETLERİ » AHMET GÜNAY HOCAMA

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
inci tanesi su an offline inci tanesi  
AHMET GÜNAY HOCAMA

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.06.2006
En Son On: 20.10.2006 - 00:09
Cinsiyeti: ----- 
HOCAM SİZE DAHA ÖNCEDE SORMUŞTUM AMA CEVABINI BEN GOREMEDIM.
EĞER CEVAPLADIYSANIZ BEN GÖREMEDİYSEM ÖZÜR DİLERİM
BU ÖMER ÇELAKILIN KURANIN MUCIZELERİ KONUSUNDA YORUMLARINIZ NELERDİR.
Ekleme Tarihi: 14.07.2006 - 01:03
Bu mesajı bildir   inci tanesi üyenin diğer mesajları inci tanesi`in Profili inci tanesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ahmet gunay  

Misafir

Kayıt Tarihi: 14.11.2024
En Son On: 20.10.2006 - 00:09
Cinsiyeti: ----- 
Davut Ayyüz



Bir anda popüler olan, Ömer Çelakıl adlı genç bir tıbbiye öğrencisinin yazdığı "Kuranı Kerim'in Şifresi" adlı kitabı nasıl değerlendirmeliyiz?
Yazarın samimiyeti ve tebrik

Yazar, gerek kitabındaki üslûbu, gerekse televizyonlardaki konuşmaları itibarıyla samimi, art niyeti olmayan bir Müslüman görüntüsü vermektedir. İşin doğrusunu elbette ki Allah bilir. Fakat bir ilâhiyatçı olmadığı halde Kur'ana ilgi duyması, üzerinde ciddî kafa yorması ve bunları faydalı olur düşüncesiyle kaleme alıp neşretmesi tebrike şayan davranışlardır. Yazar bu çalışmasıyla, İlâhiyat veya Diyânet câmiasından olmayan kimselerin de Kur'an üzerinde çalışma yapabileceklerini göstermiştir.

Yazar ve yayınevi ikilemi

Yazarın Kur';ana karşı samimî yaklaşımını, maalesef yayınevinde aynı şekilde göremiyoruz. Yazarın ifadesiyle, hazır olmayan notlarını yayınevine vermiş, yayınevi de kendi duygu ve düşüncesine göre önsöz yazmış, başlıklar atıp yayına hazırlamış. Böylece, yazarın da katılmayacağını zannettiğimiz bazı olumsuzluklar ortaya çıkmış. Meselâ, kitabın II. Bölümünün başlığı: "Kur'anı Kerim'in Gerçekleşen Kehânetleridir. Bu başlıkla, Kur'an adeta bir kehânet kitabına benzetilmiştir. Kehânet kitabının yazarı da dolayısıyla "Mekkeli müşriklerin Peygamber Efendimiz (sas) için dediği gibi haşa– kâhin olacaktır. Hem Peygamberimiz kâhin olmaktan, hem de Kur’an kehânetten uzaktır. Aynı şekilde s. 281de,"çeşitli ezoterik bilgiler ve kahinlerin söyledikleriyle bizim Kur'anı Kerimin içinden çıkarttığımız yakın geleceğimizle ilgili bilgiler arasında büyük bir paralellik bulunmaktadır." ifadesi de, Kur'anı kehânet kitabı seviyesine indirmektedir ki, hiçbir Müslüman'ın kabul edemeyeceği bir iftiradır. Bu kehânet tabirleri de yazara ait gibi görünmüyor.

Önemli bir diğer nokta da, yazar, Kur'an üzerine bu kadar kafa yorduğuna göre, Kur'anın Allah kelâmı olduğuna inanan bir insan olduğunu gösteriyor. Bu çalışma boyunca yazarın Kur'an'a hayranlığı artmış olması gerekmektedir. Netice itibarıyla da, öyleyse bu Kur'an olsa olsa, ancak Allah'ın kelâmı olabilir demesi beklenirdi. Fakat kitapta böyle bir ifadeyi bulmak mümkün değil.

Kitap, okuyucuların imanlarının artmasına mı yoksa azalmasına mı vesile olur?

Her şeye rağmen, birkaç okuyucunun; "Kur'an, madem bu kadar hadiseden bahsediyor, içinde bunlar var, öyleyse bu kitap Allah'ın kelâmıdır." diyerek, Allah'a olan imanları ve Kur'ana olan bağlılıkları artmışsa, o zaman bu kitap takdire şayandır diye düşünebiliriz. Fakat, Kuran'ı kehânet kitabına benzetip, Kuran'ın söylemediği şeyleri ona söyletip, Kuran'a göre ileride şunlar şunlar olacak deyip, daha sonra da söylenen şeyler gerçekleşmediğinde, işte o zaman birkaç değil, birçok insanın Kuran'a olan imanı sarsılabilir. Çünkü tarih şahit ki, Kuran istikbal adına ne demişse, hepsi olmuştur, olacak dediği şeyler de, zamanı gelince gerçekleşecektir (Kıyâmetin kopması, sorgu suâl, cennet-cehennem vs.) Kuran yalan söylemez. Kuran'ın söylemediği şeyleri Kuran'a söyletmek isteyenler ise hep yanılmışlardır. Onun için büyük müfessirler hep ihtiyatlı davranmış ve Kuran'ın müteşâbih âyetlerinin tefsirinde, ihtimalli konuşmuşlardır.

Şifreli Kitap(!)

Kitaba, "Kuran'ı Kerim'in Şifresi" ismi verilmekle; Kuran, şifreli bir kitaptır, onun için de bu şifreyi bilmeyen veya çözemeyen bu kitabı anlayamaz gibi bir yanlış anlamaya yol açılmaktadır. Halbuki Kuran, şifreli bir kitap değildir, o, "mübîn" apaçık bir kitaptır. Başta Arapça olmak üzere, belli başlı bazı ilimleri öğrenen herkes Kuran'ı kendi ölçüsünde anlayıp istifade edebilir. Kuran'ı anlamak için şifre çözmeye veya bulmaya ihtiyaç yoktur. Hem, bu şifre şimdiye kadar gizli kalmış ve bugün bulunmuşsa; demek ki Kuran'ın kendisine indiği Peygamber Efendimiz (sas) başta olmak üzere Kuran'ı kimse anlamamış demektir. Çünkü ne Peygamberimiz (sas), ne de daha sonraki asırlarda gelen müfessirler böyle bir şifreden bahsetmişlerdir.

Kitabın ticarî amaçla şişirilmesi

Kitabın hacminin büyük olması, ona göre de daha pahalı olması için elden gelen her türlü gayret sarf edilmiştir. Bu gayretlerden birisi de, sadece ilgili ayetlerin meâli verilebilecekken, ayetlerin geçtiği sûrenin tamamının meâli verilmiştir. Bu durum, kitaba kabaca bir bakmakla rahatlıkla görülecektir.

Tevrât'ın Şifresi isimli kitabı taklit mi?

Kuran'ı Kerim gibi, Tevrât'ın aslı da ilâhîdir. Fakat yine Kuran'ın ifadesiyle daha sonra Tevrât tahrif edilmiştir. Tahrif edilmiş bir kitap için belki bir şifre söz konusu olabilir; ama Kuran için böyle bir şey söz konusu olamaz. Kitaba "kuran'ın şifresi" ismi verilmek suretiyle, bu kitap hem ismen taklit edilmiş, hem de milyonlar satan bu kitap gibi çok satma amaçlanmıştır.

Sûrelerin, nüzûl (iniş) sırasına göre numaralandırılması Kuran sûreleri, iniş sırasına göre değil, bugün elimizde olan tertibe göre sıralanıp numaralandırılmıştır. Nüzûl sırasına göre de numaralandıranlar vardır; fakat bunda çok ciddî ihtilaflar meydana gelmiştir. Yani kesinlik yoktur. Kitapta bu hususta istifade edilen kaynak olmadığı için, kimin sıralamasının esas alındığı bilinmemektedir. Dolayısıyla bu sıralamayı yapanların yaptığı doğru mu, değil mi, tartışmalıdır. Tartışmalı bir sıralamayı şifrede kullanmak doğru değildir.

Şifre birçok yerde tutmuyor

Şifrenin esası, genellikle bir sûrede tekrar eden ayetlerden oluşuyor. Fakat birçok sûrede tekrar eden ayetler olmasına rağmen, buralarda şifre tutmadığından olacak, bunlara hiç temas edilmemiş. Öyleyse ya şifrede bir yanlışlık var, ya da "haşa" bu sûre ve ayetlerde. Çünkü, 19 mucizesi ile ortaya çıkanlar, bunu bütün Kuran'a tatbik etmişler; fakat Tevbe Sûresi'nde tutmayınca son iki ayeti inkâr cihetine gitmişlerdir. Buradan hareketle, şifrenin tutmadığı yerlerde, yeni bir şifre mi bulunacak, yoksa "haşa" ayetlerde bir eksik kusur mu aranacak?


İslâmî altyapının olmaması ve ciddî hatalar

Kuran'a duyduğu ilgi ve alaka ve göstermiş olduğu gayretten dolayı tebrik edilecek olan yazarın, İslâmî altyapısının olmaması, İslâm tarihini ve üzerinde çalışma yaptığı Kuran'ın dilini, yani Arapçayı bilmemesi onun bazı hatalar yapmasına sebep olmuştur. Mesela, Mekke'nin fethi, hicri 13. yılda değil (s.120-124), 8. yıldadır; Hz. Yusuf (s), Mısır'ın hükümdarı değil (s.161), hazineden sorumlu bakanı olmuştur; furkân kelimesi ölçü manasında değil (s.200), ayıran, hakkı batıldan ayıran manasındadır. Bu hataları daha da çoğaltabiliriz.

Ayrıca, tefsir kitaplarına baktığımızda, bazı âyetlerin tefsirinde büyük müfessirlerin farklı yorumlar ortaya koyduğunu görüyoruz. Buna rağmen, bu kitapta, özellikle farklı yorumlara müsait ayetlerde bile ciddi bir tefsir kaynağına müracaat edilmemiştir. Sadece Türkçe yazılmış bir tefsire müracaat edilmiş ki, bu tefsir birçok yönüyle tenkit edilmiş ve reddiyeler yazılmış bir tefsirdir. Arapça bilmediği için Arapça kaynaklara müracaat edemeyen yazar, en azından Türkçe tefsirler arasında ehli ilim tarafından hüsnü kabul görmüş merhum Elmalılı M.H. Yazır'ın tefsirinden istifade edebilirdi. Böylece birçok konuda hataya düşmezdi.

Sonuç

Kuran'ıKermde her şey vardır; fakat çapına, azametine, önemine, mâhiyet ve kıymetine göre vardır. Fakat Kuran'da en önemli mesele; tevhîd, nübüvvet, haşir, kulluk, ebedî saadeti kazanma, azaptan korunma... Bunlardan başka, Allah'ın kâinattaki icraatı, sanatlarının teşhiri, sıfât ve esmâsının tecellileri, sistem ve kürelerin muhteşem bir nizam ve âhenk içinde bunu ifâde etmesi... Bütün bunlar en ince ayrıntılarına kadar açık seçik anlatılmış ve şimdiye kadar Müslümanlar bunlardan istifade ettiği gibi, bundan sonra da istifade etmeye devam edecektir.

Ayrıca, belli devrelerde ortaya çıkacak ilmî gelişmeler ve teknik buluşlar da, ehemmiyet ve kıymetine göre açıkça olmasa da, ya işâreten veya remzen Kuran'da vardır. Fakat, herkes her şeyi onda olduğu gibi göremeyeceğinden, çalışma, tefekkür ve ilhamla erbabının anlayabileceği nişanlar, işaretler, alâmetler ve ipuçları halinde vardır.

Kuran'ın indiği günden beri bu işin mütehassıslarından kimsenin anlayamadığı bir şifreyi bulmuş bir eda ile ortaya çıkan bu kitap, "eğer okunacaksa" yukarıdaki değerlendirmelerimiz çerçevesinde okunmalıdır.


Bu mesaj 1 kez ve en son ahmet gunay tarafından 14.07.2006 - 01:27 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 14.07.2006 - 01:14
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1710 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75398 saniyede açıldı