0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » ***KÜFÜR - İSYAN***

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
***KÜFÜR - İSYAN***

1613 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.07.2006
En Son On: 12.03.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Erkek 
KÜFÜR - İSYAN

İman, bir mânevî tuba-i cennet çekirdeğini taşıyor.
Küfür ise, mânevî bir zakkum-u cehennem tohumunu saklıyor.

İman ve ibadet, insanı en zirvelere çıkaran iki hususiyet olduğu gibi; küfür ve isyan dahi, onu en alçaklara indiren iki özelliktir.
Küfür, Allahı tanımamak; isyan, O'nun emirlerine karşı gelmektir. Ehl-i zındıkanın üstadı olan şeytan, tarihin her devrinde insanları küfür ve isyana sevk edecek şeyler bulmuştur. Günümüzde de, tesadüf-tabiat-sebepler gibi bahanelerle, bir kısım insanları iman ve ibadet yolundan çevirmektedir. Bediüzzaman, kör kuvvet- serseri tesadüf- sağır tabiat ifadeleriyle, bu batıl mabutların portresini çizer.

Bunların mahiyetine geçmeden önce, küfrün ne olduğuna bakalım. Evet, küfür,
Bütün kâinata karşı bir tahkir (hakaret)
Bu varlıklarda cilveleri, nakışları görünen Allahın bütün mukaddes isimlerini inkâr ile red
Cenabı Hakkın hakkaniyet ve doğruluğunu gösteren nihayetsiz delilleri yalanlama
Bütün bu sebeplerden dolayı, nihayetsiz bir cinayet
Umum mahlukatın ve esma-yı İlâhiyenin hukukuna bir tecavüz
Bir fenalık
Bir tahrip
Bir adem-i tasdik
Hz. Peygamberden geldiği kesin olan bir şeyi inkârdan hasıl olan bir zulmet
Ruh cevherini bozan bir musibet
Sıkıntıların kaynağı
Sonsuz nimetlere nankörlük
Mânevî bir cehennemin çekirdeğidir.



Zerreler (Atomlar)
Küfür ehlinin temelsiz temellerinden biri, kâinatı ezeli kabul edip, her şeyi atomların rast gele hareketleriyle izaha kalkışmalarıdır. Atomlar enfüsi ve afaki cezbeli iki hareketle Allaha zikir ve tesbih etmektedir. Mevlevi gibi zikreden ve dönen o atomları, ehl-i küfür, kendi kendine sersem gibi dönüp oynuyor sanmışlar.

Halbuki zerreler,
Kadir-i Ezelinin kanunuyla hareket eden küçücük memurları
Onun emriyle hareket eden bir ordusu
Kader kaleminin uçları (Her bir zerre bir kalem ucu)
Kudret kaleminin noktaları (Her bir zerre bir nokta)
Herbiri mânevî, Rabbani, muazzam, hadsiz başlı bir fonoğrafın birer plağı hükmünde olan masnuların üstünde dönen ve tahmidat-ı Rabbaniye kasideleriyle o masnuatı konuşturan ve tesbihat-ı İlâhiye neşidelerini okutturan birer iğne başıdır.
Canlı cisimler, o gezgin zerreler için terbiye gördükleri
- Birer mektep
- Birer kışla
- Birer misafirhanedir.



Kâinattaki hareket,
Kudret kaleminin Samedani mektupları yazmak için işlemesi, kâinattaki hareketi ve hareketliliği meydana getirmektedir. Bu hareketin ismi tahavvülat-ı zerrattır. Yani atomlar bir yerde sabit kalmamakta, daima hareket ile yeni yeni eserlerde yer almaktadırlar.

Anasır (elementler),
Masnuatın tarlasıdır. Allahın yarattığı ve hayranlıkla seyrettiğimiz eserler, elementlerden meydana gelmiştir. Bu elementler, değişik bünyelerde yer alarak, farklı farklı görüntüler meydana getirirler. Bütün İlâhî masnuat, elementlerle dokunmaktadır.
Bunu bir benzetmeyle alfabe ve kitaplar şeklinde de anlayabiliriz. Bütün kitaplar, alfabedeki harflerle yazılmıştır. Onun gibi, bütün varlıklar da, elementler alfabesiyle meydana getirilmiştir.



Ehl-i küfür, kâinattaki hareketi ve atomların tahavvülatını tesadüf ile açıklamaya çalışır. Onlara göre, ezelden beri var olan atomlar, tesadüfen değişik bünyelerde yer alırlar; tesadüfen hayat oluşur, tesadüfen insan meydana gelir. Halbuki tesadüf,
Cehlimizi örten gizli bir İlâhi hikmetin perdesidir. Kâinatta tesadüfe tesadüf edilmez. Tesadüf olarak görünen şeyler, gerçekte İlâhi birer tasarruftur.
Meselâ, tesadüfi zannolunan afetler,
Gadab-ı İlâhinin eserleridir. Sözgelimi, afetlerde bazan kullanılan rüzgârlar, tesadüfen değil, Allahın emrettiği şekilde eserler.

Kör kuvvet,
Ehl-i küfrün esassız esaslarından biri de, Allahın kudretini kör bir kuvvete irca etmeleri;. "gezegenler arası çekim kuvveti, itme-çekme kuvveti, suyun kaldırma kuvveti..." gibi isimlere takılıp, Allahın kudretinden gaflette bulunmalarıdır.
Allahın kudreti, mahiyetiyle meçhul, mucizeleriyle malumdur. Gördüğümüz ve görmediğimiz bütün varlıklar, o kudretin tezahürüdür. Fakat o kudretin nasıl bir kudret olduğu, bizce bilinmemektedir.

Kudret,
İmanda en ehemmiyetli bir esas
Haşir ve neşrin en kuvvetli bir temel taşı
Pek çok imani meselelere ve Kurâni gerçeklere en lüzumlu bir medardır.
Ehl-i küfrün, böyle bir kudretin tezahürünü, itme-çekme... şeklindeki kanun ve kuvvetlere vermesi, en büyük cehalettir ve körlüktür.
Çünkü, bu kanun ve kuvvetler,
Allahın fıtrî şeriatı
Adetullaha birer isim. (Bunlar Allahın koyduğu kanunlardır ve kâinattaki nizamı netice veren Allahın âdet ve sünnetine birer isim.)
Allahın terbiye eden kudretinin bir cilvesidir. Bu Rabbani kudretin bir cilvesiyle vücut sahasına çıkan varlıklar, İlâhi kudretin mücessem kelimatıdır.(İlâhi kudret, gözle görülür kelimeler hükmünde olan varlıklarla kendini tanıttırmaktadır). Uzay merkezindeki tuşlarla, Marsa gönderdikleri insansız uzay aracını yönlendiren insanlık, fiziki sırların ortaya çıkmasıyla, zamanla İlâhi kudreti daha iyi anlayacaktır. Ve eğer bir gün insanlık, düşüncelerini ekrana mücessem bir görüntü olarak yansıtabilirse, Kün=ol! emriyle eşyaya vücud veren İlâhi kudreti anlamakta daha az zorlanacaktır.
Çünkü Allahın zatî, ezeli kudreti,
En latif, en has bir nur
Bütün nurların nurudur.



Tabiat,
Ehl-i küfrün batıl mabutlarından biri olup, örümcek ağından daha zayıf iken, özellikle asrımızda pek çok insan, bu ağa takılmışlar. Bediüzzaman, küfürde kullanılan tabiat için, tabiat tağutu ifadesini kullanır.
Tabiat tağutu,
Dalaletin menbaı yani kaynağı
Küfrün temel taşı
Küfrün dayanak noktası
Bir bataklık
Zulümat ve evhamın menbaıdır.

Halbuki gerçekte tabiat,
Ancak bir sanat olabilir, Sani olamaz
Bir nakıştır, nakkaş olamaz
Ahkâmdır, hakim olamaz
Kanundur, kudret değildir, Kadir olamaz
Mistardır, masdar olamaz.


Kâinatın yaratılışında yürürlükte olan itibari kanunların toplamı ve neticesi
Allahın kanunlarının bir mecmuası
Kader-i İlâhinin bir nevi defteri
Kudret-i Rabbaniyenin bir nevi programı
Kadir-i Zülcelalin bir nevi fıtri şeriatıdır.
(Fiziki âlem bir cesede benzetilirse, tabiat bu cesedin unsur ve azalarının fiillerini intizam ve rabt altına alan Allahın fıtri kanunları olur. Nasıl ki insanın davranışlarını kanunlar kontrol altında tutar, büyük bir insan olan tabiat da Allahın kanunlarına tabidir.)
Yaratılmış olan tabiatın yaratıcı olmayacağı bu derece açık iken, tabiat fikriyle küfre düşenler hakkında Bediüzzaman, insan suretinde ahmak sarhoşlar ifadesini kullanır. Böyle ahmak sarhoşlar İlâh olarak hiçbir şeyi kabul etmiyoruz deseler bile, tabiatı ilah kabul etmekten kurtulamamışlardır.



Sebepler,
İlâhi kudret, şu âlemde sebeplerle tasarrufta bulunur. Yağmur buluttan, meyveler ağaçlardan, insanlar anne-babadan gelirler. Neticelerin sebeplere bağlanması, bir kısım insanların sebepleri putlaştırmasına sebep olmuştur. Halbuki sebepler,
Kudret-i ezeliyenin tasarrufuna ince bir perde
Birer bahane
Birer zarf
İlâhî sanatlara bir kılıf
Rahmanî hediyelere birer tablacıdırlar.

Neticelerin sebeplere bağlanması, ufukta yer ile göğün görünüşte birleşmesi gibidir. Halbuki, aralarında yerden göğe mesafe vardır. Bir kalemin yazmakta vasıta olması gibi, sebepler de İlâhi tasarrufa vasıtadır. Kalem kendisi yazmaz, kalemle yazılır. Onun gibi, meselâ, bulut yağmur vermez. Fakat Allah bulutla yağmur gönderir.



Putlar,

Eskide ve günümüzde küfür ehlinden pek çok kimse, bir takım şeyleri putlaştırmaktan kurtulamamıştır. Küçük putunu yanında taşıyan ve yolculuğu esnasında ona ibadet eden cahiliyye Arabıyla, elli metrelik Buda heykeli karşısında secdeye varan Budist profesör arasında, aslında bir zihniyet farkı yoktur. Şekiller değişse de, bakış aynı bakıştır.
Bediüzzaman a göre, gölgeli-gölgesiz suretler,

Ya bir zulm-ü mütehaccir (taşlaşmış bir zulüm)
Ya bir riya-yı mütecessid (cesed giymiş bir gösteriş)
Veya bir heves-i mütecessim, yani cisimleşmiş bir hevestir.
İnsanoğlu, putlaştırdığı batıl mabudlardan kurtulmakla, gerçek hürriyeti elde edecektir. Zira, gerçek hürriyet, Allaha kul olmaktır. Allaha hakkıyla kul olmayanlar, kullara kul olmaya mahkumdurlar.



Günahlar,
İman sahibi kişi, küfür ve isyandan uzaktır. Fakat, irili ufaklı bir kısım günahlardan tamamen uzak kalması, adeta mümkün değildir. Fakat tevbe ve istiğfarla, günahların kalb ve ruhta meydana getirdiği kirlerden temizlenebilir. Evet günahlar,
Ebedi hayatta daimi hastalıklardır.
Bu dünyevi hayatta dahi kalp, vicdan, ruh için mânevî hastalıklardır.
Asrımızın günah dosyası hayli kabarıktır. Bediüzzaman, bu asrın portresini hasta-gaddar-bedbaht şeklinde çizer.
Bu asrın hassasını da şöyle belirtir:
Dünya hayatını baki hayata bilerek tercih etmek (Kırılacak bir cam parçasını, baki elmaslara bildiği halde tercih etmek).

Böyle bir asırda takva büyük önem kazanmıştır. Takva,
Yasaklardan ve günahlardan kaçınmaktır.
Günahların adeta örf haline geldiği bir toplumda, günahlardan uzak kalmak büyük bir mücadele ister. Çünkü içimizden nefis ve heva, dışımızdan da şeytan veya şeytan fikirli insanlar, bizi daima günaha teşvik etmektedirler.

Nefis, devekuşu
Şeytan, sofestai
Heva, bektaşi gibidir.

Şu vecize ile bahsi noktalayalım:
Helal dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.

SELAM VE DUA ILE gül
Ekleme Tarihi: 12.12.2006 - 20:01
Bu mesajı bildir   recepholding üyenin diğer mesajları recepholding`in Profili recepholding Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pertev su an offline Pertev  

601 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.04.2006
En Son On: 27.01.2007 - 03:34
Cinsiyeti: Erkek 
Allah(cc) razi olsun senden Recep Kardesim.

Cok güzel, cok dogru seyler yazmissin.

gül
.
Ekleme Tarihi: 12.12.2006 - 20:59
Bu mesajı bildir   Pertev üyenin diğer mesajları Pertev`in Profili Pertev Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
astaravista253 su an offline astaravista253  

791 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.08.2005
En Son On: 10.06.2009 - 11:40
Cinsiyeti: Erkek 
Allah Razı OlsunRecep abigül

Ekleme Tarihi: 31.12.2006 - 12:20
Bu mesajı bildir   astaravista253 üyenin diğer mesajları astaravista253`in Profili astaravista253 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1505 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73258 saniyede açıldı