0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Yusuf İslam

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
vipervoles su an offline vipervoles  
Yusuf İslam

88 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.08.2006
En Son On: 17.11.2009 - 10:02
Cinsiyeti: Erkek 
Cat Stevens'ı Yusuf İslam olmaya xxxrecek yolda sayısız engel vardı. O pop şarkıcılığının zirvesine çıkmış, adı Avrupa ve Amerika'da ün kazanmıştı. Maddî varlığı, serveti, şöhreti ve hele de günümüzde, neredeyse dinin yerini alan çılgın bir müzik furyasının sivrilttiği şahsiyetiyle Cat Setevens nasıl İslama geldi. imanı seçti?


Üstelik o, İslama karşı peşin hükümlerin ve hatta düşmanlıkların en kesif yaşandığı İngiltere'nin başkenti Londra'daydı ve bir İngiliz vatandaşıydı. Ama, Kur'an mücizesi onu o şartlar altında ve orada da kurtarabilirdi. Çünkü Cat Stevens; bütün maddî refahına rağmen mutlu olamıyor ve birşeylerin eksildiğini gönlünün derinliklerinde duyuyordu.


Cat Stevens, şöhretinin zirvesinde bulunduğu yıllarda hastalanmış ve hastahanede yatmak zorunda kalmıştı. Oradaki düşünceleri çok değişmiş, çıktıktan sonra, insan île Allah illşkisini anlatmaya çalışan şarkılar yazmıştı. İşte, tam bu sırada, daha önce Müslüman olan ağabeyi Davut imdadına yetişti. Olayı kendisi şöyle anlatıyor:


"1975'de ağabeyim Kudüs şehrini ziyarete gitmişti. Ziyaret programında Mescid-i Aksa da bulunuyordu. Camiye girer girmez içinde barışçı, doyurucu garip hisler belirince, bana hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bu dinden, yani İslamdan bahseden bir kart atmıştı. Londra'ya döndüğünde, bana Kur'an'ın aslıyla İngilizce tercümesini ihtiva eden bir kitap hediye etti. Talihliydim ve Allah hayatımı aydınlatmak istemişti. Ağabeyimin okumam için hediye ettiği Kur'an'ı okudum ve aradığınım bu din olduğunu anladım. Allah'ın bana, beni hak yola irşad etmek için gönderdiği bir hidayetti bu. Müslüman olmaya karar verdim. Allah'a şükrediyorum.


"Kur'an'la karşılaşıncaya kadar, hayatın gayesi bir sırdı benim için. Hayatı ve her şeyi düzenleyen bir Hakîm'in varlığına inanıyordum; peki ama kimdi bu görünmeyen san'atkar?


"Pek çok manevî-ruhî yollardan geçmiştim. Ne yazık ki hiçbiri beni doyuramamıştı. Yönü olmayan bir kayık gibiydim. Fakat Kur'an'ı okuduğum zaman, beni öyle bir hal bürüdü ki, sanki o benim için varedilmişti, ben de onun için yaratılmıştım.


"Bir buçuk yıldan fazla bir süre durmadan Kur'an okudum. Ve bu süre içinde hiçbir Müslümanla karşılaşmadım. Kur'an'ın mesajı içinde kendimi yitirmiştim. İki tercih vardı önümde:


"Ya kendimi tümüyle teslim edecektim, ya da kendi müzik yolumda yürüyüp gidecektim."


Ama müzik yolunu değil, Kur'an'a teslim olma yolunu seçti. Çünkü, daha ilk sayfalarda Kur'an onu teslim almıştı. Şöyle anlatıyor:


"Fatiha Süresini okuduktan sonra, verdiği mesajın cihanşümul oldugunu anlamaya başladım. Şimdiye kadar gördüğüm kitapların hiçbirine benzemiyordu. Bütün kelimeler garip bir şekilde yakındı bana sanki, içimi bir yakınlık ve erime duygusu kapladı. Okyanusunu bulmuş bir ırmak gibiydim.


"Kur'an her şeyin üzerinde dos doğru ve ap açık olup. herkesin anlayabileceği kadar sadedir. Muhakkak ki, Allah tarafından gönderilmiştir ve hiçbir fani tarafından da taklit edilemeyecektir. Çünkü, olduğu gibi gerçektir. Makul bir dünyada İslama sadakat kabul görecektir. Fakat insanlığın hepsi makul değil ki. Her birimiz, aklımızın yettiği kadar ve pek de mükemmel olmayan yollarda, en iyi bildiğimiz gibi gitmekteyiz.


"Eğer inancımız olsaydı, birçok hatalı ve yanlış basamakları atlayacaktık. Kötülüğün en esaslı kökü, bencillik ve gururdur. Bu hisler, insanı aynen şeytan gibi düşmanlık ve ayrılıklara veya garip doktrinler ile sapık yollara istek duymaya meylettirir.


"Kainatın büyüklüğü Ve yüceliği sizi hayrette bırakmıyor mu? Perde arkasındaki o ilahî gücü görüp, kendinizi ona Verdiğinizde büyük bir huzura kavuşacaksınız.


"Kardeşlerim, her şeyi hakkıyla bilen ve kendini tanıması için bizi yaratan Allah'tan başkasına tapmayınız. O ki rahmet ve adaletiyle, ölüm ve hayatla, yerleri ve gökleri kontrol eder.


"Dünyanın geçici güzelliğine aldanmayalım. Çünkü dünya, yalnız gelecek günlere hazırlanma yeridir. Bütün peygamberler gerçeğin öğreticisidir. (Salat ve selam onların üzerine olsun) Mukaddes Kitap Kur'an. Allah'tan korkan, inanan, ibadetini yapan ve sadaka verenler için, mutlak bir Kitap'tır. Allah'ın selamı üzerine olsun. O Peygamber'e Kur an 1400 yıl önce vahyedilmiş ve ondan önceki her peygamber bu Kitap'ta tasdik edilmiştir.


"Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.), cahillik ve kara günler içinde bulunan. Hz. İbrahim'in getirdiği dinin kaybolmaya başladığı ve parçalara ayrıldığı Mekke'de dünyaya geldi. İnsanlığa rahmet ve şefaat için gönderildi. O bütün zamanların en mükemmel insanıdır.


"Kainat bir harmoni içinde yaratılmıştır. Sırları ve güzelliği sonsuzdur. Gözlerimizle gördüğümüz, kulaklarımızla işittiğimiz, sadece bu kainatın bir küçük parçasıdır. Geride kalanları pek işitemiyoruz.


"İnsanoğlu gerçeği bilmek için yaratıldı ve İslam insanlık için gerçek bir kılavuz oldu. Kur'an bizi karanlık ve batıl inanışların içinden alıp, kainat içindeki yerimizi göstererek aydınlığa çıkarmıştır. Gerçek ışığı arayanlar için Kur'an yeterlidir ve onu doğru yola iletir. İnsanlık büyük bir ailedir, fakat aşmamız gereken birçok engeller vardır. Nefsimizin baskısından kurtulup, yaratılışımızın gerçek gayesini anlayabilmek, en büyük hedefimiz olmalıdır."


Yusuf un Teslim Oluşu adıyla yazdığı kitabında dolu ve ince duygulu bir müzik adamının gönlü çagıldıyor. Şöyle başlıyor kitabına:


"Pek çok arkadaşım neden Müslüman olduğumu merak ediyor, 'İslam nedir?' diyorlar. Evet, hikayeme İslam'ın bugün sanılan anlamıyla basit bir din olmadığını anlatmakla söze başlamam gerekir.


"O, hayatın ve tabiatın her cephesine hükmeden İlahi bir kanundur. O, teslim olmak demektir. Bütün kainat bir muhabbet ve teslim olmak demektir. Bütün kainat bir muhabbet ve teslimiyetten ibarettir. Ve hiçbir şey kendi kaderinden kaçamaz. Bir defa bu muhteşem planın varlığıın sezip kabul ettikten sonra, bütün yolların yalnız bir gerçeğe ulaştığı noktaya gelmiş olursunuz. Artık kendinizle kavgayı bırakmış ve huzura garkolmuşsunuzdur; Allah'a tatlı bir teslimiyetin içine girmişsinizdir."


İşte bu tatlı huzuru bulan Yusuf İslam, şöhretinin zirvesindeyken müziği bıraktı. Bütün müzik aletlerini sattı. Plaklarının da gelirini ekleyerek, bütün mal varlığım İslama adadı. Hedefi, önce Londra'da bir mescit yaptırmaktı. Sonra da, Müslüman çocuklarının eğitileceği okullar yaptırmak istiyordu. İlk olarak, Yusuf İslam'ın başkanlık ettiği bir teşkilat (İslamic Circle Organisation) Londra'nın banliyölerinden. Brent'de Müslüman çocukları için özel bir anaokulunu faaliyete geçirdi.


İngiltere'de şu sıralarda îslamî öğretim yapan özel okullar açılmış bulunuyor. Hükümet, katolik ve Yahudi cemaatlerinin kurduğu okulları resmen tanıdığı halde, Müslümanların ısrarla taleplerine rağmen, îslamî okulları tanımaya yanaşmıyordu. Yusuf İslam ve arkadaşlarının çalışmaları bu açıdan büyük önem taşıyor. Şu ana kadar yürütülen temaslar sonucu Anglikan Kilisesi, Katolik Killsesi île Yahudi Cemaatinin desteklerini sağlayan grup, öteki cemaatlere verilen hakkın kendilerine de tanınması için Eğitim Bakanlığı'nı ikna edeceğe benziyor.


"Kendisiyle yapılan bir konuşmada Yusuf İslam:


"îngiltere'deki mevcut eğitim sisteminin îslamî bir şuur kazanmak isteğinin gerçekleşmesine imkan vermediğini, bu sebeple. İngiltere'de yaşayan Müslümanların resmen tanınmış cemaat okulları kurmalarının siyasî hakları olduğunu" söyledi. Yusuf İslam, "öğretmen ve yöneticilerinin İslam'a sıkıca bağlı olduğu ve ders programı île ders dışı çalışmalarda îslamî esasların dikkate alındığı bir eğitim sistemini oluşturmak. biz müslümanların ilk görevidir." diye ekledi.


"Kendisinin başında bulunduğu teşkilatça kurulan okul, mütevazi imkanlarla çalışmaya başladı. 250.000 sterlin sermaye ile kurulan okulda yaşları üç ila beş arasında 17 öğrenci bulunuyor. İlk merhalede bir anaokulu hüviyetinde çalışan bu eğitim kurumuna kabullerini bekleyen yaklaşık 120 aday öğrenci var...


"Tecrübeli eğitimciler tarafından çerçevesi çizilen ders programında, Kur'an, Arapça, İngilizce, İslam esasları, îslam tarihi, çeşitli sosyal bilimler. Matematik, sanat ve beden eğitimi dersleri bulunuyor.


"Yeterli malî kaynaklara sahip olmadığından kabarık aday listesini okula kabul imkanı bulamadığını bildiren Yusuf İslam, en azından 100 öğrenciyi barındıracak daha geniş bir yer anyor. Gerekli izini alır almaz okulu tam teşekküllü bir ilk ve ortaokul haline dönüştüreceğini de bildiriyor. Böyle bir izin verilmesi, aynı zamanda ingiliz Hükümetinden malî yardım almalarına da kapı açmış olacak."


Yusuf İslam'ın Müslümanlığı bilhassa İngiltere'de geniş yankılar yaptı. Onun faaliyetleri ve çalışmaları İngiliz gençliği üzerinde büyük ilgi uyandırıyor. Bu ilgiyi değerlendiren İngiliz BBC Radyosu, onu 1984'ün ilk günlerinde konuşturdu. Yusuf İslam, kendisine ayrılan radyo programına Kur'an okuyarak başladı. Sonra da, bu ayetlerin İngilizce açıklamasını yaptı.


Radyo yetkilileri, programın dinleyiciler tarafından büyük ilgi gördüğünü belirttiler.


Yusuf islam, eski hayranlarına, her fırsatta şöyle sesleniyor: "...Duygularımı sizinle paylaşma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim ve dilerim Allah'tan siz de doğru yola gelesiniz. Müzik kalplerimizi bir araya getirmişti ve yıllarca ümitlerimizin dili oldu. Yine bir parçası olarak kalacak insanın, nasıl ölüm hayatın bir parçasıyla, nasıl ölümden sonra bir hayat varsa; tıpkı onun gibi, müziğin ötesinde de bir dünya vardır."


Yusuf İslam ile yapılan röportajlardan bir seçim yaparak onu daha yakından tanımak ve düşündüklerini anlamak mümkündür. Şimdi kısaca bakalım sorulara ve cevaplara:


'Çocukluğunuzda dinî duygularınız nasıldı?"


" Annem İsveçli bir Babtist, babam Kıbrıslı bir Rum Ortodokstu. Evde az veya çok az bir Hıristiyanlık havası vardı. Londra'nın merkezinde eve en yakın bir Roma Katoliklerinin okuluna gönderildim. Orada Allah'a inanmamızı öğrettiler. Ama, Allah'a giden tek yolun İsa aracılığıyla olduğunu söylediler. Allah île direkt bir ilişkimiz yoktu. Bu inancı kabul etmiştim. Çünkü ana-babamın inancı böyleydi. Onların benden daha iyi bildiklerini farzederdim.


''11 yaşında iken karışık dinlerden öğrencilerin bulunduğu bir okula gittigimde az veya çok kiliseden ayrılmıştım. Ama, İsa'nın üzerimdeki etkisi, Teslis'in ne manaya geldiğini düşünmeden devam ediyordu.


"İslamla şereflenmeden önce yine dindar mıydınız? Değildiyseniz, önceki inancınızı niçin değiştirdiniz? Sizi İslama çeken özellik neydi?


"Dış dünya benim için çok çekici idi. Çok eğlenceli ve heyecanlıydı. Müziğe başladığım sırada, dini daha ciddiye almam gerektiğine dair duygularım olmasına rağmen, sözde bir Hıristiyan haline geldim.


Kilisenin akılcı yönü, pazar günleri günah işleyenlerin affedilmesi bana iki yüzlülük gibi geldi. Bu düşünce kiliseden ayrılmama sebep oldu.


"15-16 yaşlarımda şarkı yazmaya başladım. 19'una ayak bastığımda ilk büyük başarımı almıştım. Aşırı derecede içki ve sigara içiyordum. 20 yaşımda da tüberküloz yüzünden hasta düşmüştüm. Hastalık, san'atımda bir duraklama göstermişti. Hayatımı yeniden gözden geçirmem gerekti.


"Doğunun dinî felsefeleri île ilgilenmeye başladım. Hippilik dönemimde bu bende tutkulaştı. Budizm hakkında kitaplar okumaya başladım. Budizmi, katı ve dogmatik kilise öğretilerinden çok çok doyurucu buldum. Budistler gibi kendimi bu dünyadan koparmak için et yemez oldum. Yoga yapmaya, tefekküre dalmaya başladım. Bu, Hıristiyan din anlayışına karşı hoşlandığım ilginç bir alternatifti. Ancak pratiği göçtü.


."Aslında inceleme merakı da sarmıştı beni. Ailemin Rum (Yunan) kökenine doğru gittim. Pisagoras'ı ve her şeyin matematik formülle sonuçlanabileceği ve kainatın matematik kaideler altında işleyebileceği teorisini öğrendim.


"Bunun da pratiği hala mümkün değildi. Bana nasıl yaşanabileceğini söyleyemiyordu. Sonunda elime Kur-'an verilene kadar bana hiçbir dinin yardımcı olamayacağını sandım. İslam hakkında az bir şeyler biliyordum. îslamı, millî, yabancı bir kültür olarak değerlendiriyordum. Yani dinden çok, bir inanç olarak değil de, bu asra ait olmayan bir medeniyet olarak düşünüyordum. Tabii ki bu düşüncem, kitaplarda yazılan îslam ile şekillenmişti.


"Kur'an-ı Kerîmi okuduğumda, yalnız bir Allah'ın ve dinin de yalnız bir din olduğunu farkettim. Yine Kur'an'ın insanlara rehberlikte, hidayette ve imanda en son olduğunu anladım. Kur'an'ı okuyuşumdan bir yıl sonra, Kur'an'ın gösterdiği şekilde yaşamaya çalıştım.


"İslam, insanoğlunu sınıflara ayırmıyor. Tevhidi, nereye giderseniz gidin, her konuda aynı kaideleri göreceğiniz kainatın gayesi olarak gördüm.


"îslamı her çağa uygulanabilecek buldum. Bu arada bir başka şey daha var. Kur'an-ı Kerim kendisi bir mucizedir. îslamın önemi, insan ve ruhu ile direkt olarak konuşmasıdır.


"Kur'an-ı Kerîmi okuduğumda, îslamın belli bir devir dini olmayıp, her çağda ve mekanda uygulanabilir bir din olduğunu, diğer dinler gibi yetersiz olmadığını gördüm. Kur'an-ı Kerîm, değişik seviyedeki insanları muhatap alarak, ruhlarına gerçeği anlatan tek kitaptır. Bu sırrı keşfettiğimde kendi kişiliğimi bulduğumu anladım.


"Bir gün birine rastladım. Londra'da yeni bir cami açıldığını söyledi bana. Dinimi kabul etme zamanı gelmişti. 1977 kışında bir Cuma günü camiye gitmek üzere evden ayrıldım. Cuma namazından sonra imama varıp Müslüman olmak istedigimi söyledim. Müslümanlarla ilk temasım böyle oldu."


Yapageldiğiniz şeyleri aniden bırakmak ne kadar zor olmuştur değil mi?


"Zor olmadı; çünkü, içki. sigara ve faiz gibi aslında beni tüketmekte, olan kötülükleri bırakmam gerektiğine içten inanıyordum. Ama, yine de eski arkadaşlarımdan kopmam zordu. 'Neden İslamın mesajını kavrayamıyorlar' diyordum, kendi kendime... îlişkilerimi kesmeden inancıma baglı kalmaya çalıştım. Fakat en nihayet bir noktaya geldim ki, dinim için geçmişimle İslam arasına bir çizgi çekmem gerektiğine karar verdim. Bu arada pek çok denemelerden geçtim. Söz gelimi, Müslüman olmayan arkadaşlarımın arasında bulunurken, 'özür dilerim' diyor ve sessizce namaz kılmaya gidiyordum. Nereye gittiğimi söylemiyordum onlara; bunun biraz tuhaf kaçacağını düşünüyordum. Sonra, birgün namaz kılmak için ayrıldığımın bilinmesi gerektiğine karar verdim. Hiç kimse karşı çıkmadı, hem de saygıyla karşıladılar. Siz ayağa kalktığınız ve görevinizi yaptığınız zaman, Allah sizin için kolaylaştıracaktır bunu; daha sonra da fazla bir mes'elem olmadı."


Bir yönde siz. Batı toplumu ve kültüründen çıkıp geldiniz. Şimdi, Batı hakkındaki değerlendirmeniz nedir?


"Batı kültürü makine ve teknolojiye dayanır, insanlar makineden daha değersizleşiyorlar. Mesela, şu insanoğlu hiçbir yerde bir planda yok. Esas olarak Batı kültürü boş bir kültürdür. Acımasız ve gerçek bir öz varlığı yok. İnsanın gayesi, makine için yaşamak değil, Allah'a kulluk ve onun hükümlerini yeryüzünde uygulamaktır."


Müslüman olduktan sonra akrabalarınızla ilişkileriniz nasıl oldu?


"Müslüman olarak akrabalık (sıla-ı rahim) bağını koparmadım. îslamî sınırlar içinde ilişkilerimi sürdürdüm. Onlan İslama davet ettim. Hepsi de Allah'ın birligine ve Hz. Peygamber'in risaletine inanıyorlar. İçki içmiyorlar, ancak günlük yaşayışlarında, davranışlarında bütün olarak İslam'ı uygulamıyorlar. Bunun sebepi, şürüp gelen alışkanlıklar, kemikleşmiş ve donmuş Batı sosyal yapısıdır. Bilindiği gibi, insan alışkanlıklarını kolay kolay terkedemiyor. Bunun bir adım ilerisi onlar için İslama teslimiyettir, inşaallah... Şu anda ailemizde ben ve eşim îslamı bütünüyle yaşamaya çalışıyoruz. (Yusuf İslam, bir Müslüman Türk kızıyla evlidir.)


Müziğe karşı şu andaki tavrınız nasıl?


"Müzikle ilgili her türlü çalışmadan kaçma tavrını benimsedim. Önceki düştüğüm tuzağa düşmekten korkuyorum. Müzik zararsız bir zevk olabilir. Ama, Müslüman olarak vazifelerimizi ihmale xxxrebilir. Ki, bu da tehlikeli olabilir. Yani müzik, dikkatlice kullanılması gereken kuvvetli bir ilaç gibidir."


Bugün ve bu çağda pop dünyası. içinde Müslümanların da bulunduğu milyonlarca insanı peşinden sürüklüyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?


"Ne yazıktır ki, insanlar bugün bayağı arzuları için bir şeyler satın almaya itilmiş durumda. Plaklar, filmler, bantlar ve magazin yayınlarının çoğu, sadece para kazanmak için...


"Pop müziği dinlemek rüya görmek gibidir; ruha geçici bir esenlik sağlar. Bu müziği dinleyenler umumiyetle 'gerçeğe' ulaşmak özlemi içinde olanlardır. Müzik onlara kısa süreli bir ferahlık kazandırıyor, bunu 'modern hayat" dediğimiz bu acımasız sistemden bir çeşit kaçış olarak değerlendirebiliriz. .


İslam'ı kabul ettiğinizde babanızın tepkisi ne oldu?


Babam kısa bir süre önce, benim Müslüman olmamdan memnun olarak öldü. Hatta ölüm döşeğinde iken, o da kelime-i şehadet getirdi. Annem ise, Allah'a hamdolsun, attığım adımlardan hoşnuttur, îyl bir Müslüman olan eşimi beraber seçtik. Zaman zaman bizimle birlikte namaz kılmaktadır. Onun da yakında Müslümanlığını ilan edeceğini umuyorum."



Eski hayatınızı özlediğiniz oluyor mu?


Hiçbir zaman. Çünkü ben, Rabbimin muhabbetine kavuştuğum için mutluyum» Bir deyiş vardır: 'Hayat, ekmek gibi güzel kokuludur, ama yemesi kokuşu kadar güzel değildir.' Hayattaki uzun tecrübelerim sonucu vardığım nokta budur. En güzel şeyin, insanın kendi halinde ve Yaratıcısıyla ilişkisinden memnuniyeti olduğuna inanıyorum. Sözlerimin en iyi delili de bugünkü halimdir. Çağdaş medeniyetin bütün imkanlarına sahip olduğum zamanlarda içimde bir mutsuzluk, bir boşluk hissediyordum. Ama şu an, Allah'a hamdolsun, yolumu buldum. Bir insan için Allah'a yakın olarak Müslüman ve saliha bir eşle mutlu bir aile içinde yaşamaktan daha güzel bir şey olamaz."




İslam ülkelerini ziyaret ettiniz mi?


" Evet, Allah'ın lütfuyla, 1979 başlarında umreye gittim, İnşaallah, yakında Hac farizasını da yerine getirmeyi umuyorum."




Şimdi hangi İslami faaliyette bulunuyorsunuz?


"Biz (Cami Arkadaşları Cemiyeti) adı altında bir cemiyet kurduk. Gayemiz, camiyi hayatımızın ana otağı haline getirmektir.


"Bugün bizler camiye geldigimizde yere bakarak geliyoruz. Çünkü, camiye gelen çıplak ve süslü kadınların arkası kesilmiyor. Bu îslamî olmayan şartlardan camileri kurtarmak gerekir. Cami bizim faaliyetlerimizin merkezi, bizi birleştiren bir unsur olmalıdır. Aramızdaki ihtilafları bir yana bırakarak camide birleşmeliyiz."



Siz İngiliz Müslümanları bu açıdan ne yapıyorsunuz?


"Ben ingiliz değilim, bir Müslümanım. Her şeyimi İslama bağlamış bir kişiyim. Irkçılığa îslamın temel esprisl çerçevesinde karşıyım. Benim için önemli olan îslamî uygulamak ve yaşatmaktır. Benim durumum ilk Müslümanların durumundan farklı değil. Onlar cahili bir toplumdan İslama geldiler. Bu günkü durum ise, önce Müslümanları İslama, sonra islam dışı kitleleri îslama davet etmeyi gerektiriyor."




ingiltere'deki gayr-ı müslimler arasında İslamı yayma konusunda nasıl hareket edilmelidir sizce?


"Hıristiyanlar gibi davranmamalı ve çok dikkatli olmalıyız. Bu, hepimiz için büyük bir sorumluluk. İslam yalnızca ağızla anlatılıp yayılamaz, önce, hareketlerinizin doğru olmasına dikkat etmelisiniz, sonra söyleyeceğiniz tek şey var: 'Deyin, O Allah'tır ve birdir.'


Sakın ola ki, İslam'ın tümünü birden sunmaya kalkmayın. Hz. Peygamber (s.a.v.) Muaz'ı Yemen'e gönderirken, ona şöyle dedi:


"Ehl-i Kitap olan bir kavme gidiyorsun. Onları önce Allah'ın birliğine (Tevhid'e) davet et. Bunu kabul edip ögrendiklerinde, Allah'ın kendilerine bir gece ve gündüzde beş vakit namazı emrettiğini söyle. Namaz kılarlarsa, Allah'ın kendilerine mallarından zekat vermelerini emrettiğini ve bunun zenginlerinden alınıp fakirlerine verildiğinl anlat. Buna da razı olduklarında, zekatlarını al, ama mallarının en iyisini almaktan sakın,"


"Müslüman önce ahlaklı olmalı, kibar, müşfik ve misafirperver olmalı; kendini Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sıfatlarıyla donatmalı.


"însanlara akıl ve mantık çerçevesinde bir şeyler anlattığınızda belki dediklerinizi kabul ederler, ama yanınızdan ayrıldıklarında, sizin bir şey yaptığınızı görmedikleri için duyduklarını da unuturlar. Aişe (r.a.), 'Peygamber yaşayan bir Kur'an'dı' diyor. Her şeyin anahtarı burada işte. Kur'an'ı ele alıp sadece okumanın manası yoktur. Kur'an, insanın kemale ermesi için Allahü Teala'nın indirmiş olduğu öğretilerin bütünüdür. O halde onu basit bir ağız aracı olarak kullanamazsınız. Onu hayatınıza aktarmanız gerekir. Bu, az konuşup çok şey yapmak demektir. Şunu hiç akıldan çıkarmayın; bir kişiyi îslama hidayet edecek olan yalnızca Allah'tır."




Evet ama, bu ülkede îslam'a karşı haber-yayın organlarıyla yürütülen propaganda öylesine büyük ki, halk İslam diye bir şeyin varliğından habersiz; mevcut durum alışmış ve kanıksamış durumda. Böyle bir ortamda insanlara nasıl ulaşabiliriz? Gerçek İslam'dan nasıl haberdar edebiliriz, onları?


Şurası bilinmelidir ki, son kararı veren daima insanların kendileridir; kimse gazetelerde okuduğu herşeye veya duyduğu her habere hemen inanacak kadar aptal değildir.


Bununla birlikte, Müslümanların davranışlarında bir takım kötü alışkanlıkların yansıdığını görürlerse, herhalde okuduklarına inanmamazlık etmeyeceklerdir.


"Bakın, tebliğ bizzat yapılır, îslamı yaymanın en iyi yolu arkadaşlıktır, sahabeleşmektir. Bugünkü haber yarın için eski haberdir. İnsanlar pek çok yalan ve yanlışlara maruz bırakılabilir, ama pek öyle etki altına da alınamazlar. Onları en çok etkileyen şey, temas içinde oldukları, birarada bulundukları kişilerdir.


"O halde, eğer Müslümansanız ve sözgelimi yakınlarınızdan biri îslamı yaşamıyorsa, bir Tom'a, dick'e ve Henry'ye gitmeden önce bu yakınınıza gitmelisiniz. Önce aileniz Müslüman olsun, güvenlik altına alınsın. Sadece sizin Müslüman olmanız sizi cezadan kurtarmaz. Pek çoğumuzun hala İslamın mesajını öğrenmeye ihtiyacı var."




Neden resminizin çekilmesini istemiyorsunuz?


"Bunun iki sebepi var. Birincisi, resim insanın bütün şahsiyetini tam olarak aksettirmez. İnsanın kalbinde taşıdığı şeyi, insan ruhunun asıl cevherini göstermez, sadece kişinin dış görünüşünü verir. Halbuki ruh, devamlı varolan bir sırdır, cesed ise zahirî bir görünüşten ibarettir.


"İkinci, fotoğraf makinesi bana boşlukta olduğum günleri hatırlatıyor. Ben Müslüman olmadan önce şarkılar söylerdim, yerli ve yabancı pek çok fotoğrafçı, gazeteci, radyo ve televizyon temsilcileri bana gelirler, fotoğraflarımı çekerlerdi. Bu hatıralarım Müslüman olduktan sonra beni üzüyor, çünkü Allah'a hamdolsun Müslüman oldum. Onun bize kazandırdığı şeref yeter. Başka şeye ihtiyacımız yok."


İslam'ın şerefini kendisi için yeterli sayan Yusuf İslam'dan gelen son haber de şudur: "Pop Şarkıcısının Kur'an Kursu"


"Müslüman olduğu 1979 yılından bu yana, din değiştiren İngilizlerin sembolü haline gelen ve İslam dininin yayılması amacıyle çeşitli faaliyetlerde aktif rol oynayan Yusuf İslam, İngiltere'de açtığı Kur'an Kursuyla bu alandaki çalışmalarında önemli bir adım daha atmış oldu.


"Vaktinin büyük bir bölümü nü Kur'an öğretmek ve İslam dininin yayılması için kullanan Yusuf İslam, kurslara gelen öğrencileriyle teker teker ilgileniyor.


Yusuf islam, Kur'an Kurslarının sayısını yakın bir gelecekte çoğaltmayı düşünüyor.


"Son yıllarda birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, ingiltere'de de büyük ilgi gören islam dininin yaygınlaşması çabalarına büyük katkıda bulunan Yusuf islam, Kur'an Kurslarının yanısıra hazırladığı video kasetleri ve din kitaplarıyla Avrupa toplumundaki islam uyanışında gönüllü olarak hizmet ediyor.


"Yusuf islam, üç kızım da Müslüman olarak yetiştiriyor.


"En büyük amacının ingilizler de dahil olmak üzere, çeşitli milletlere mensup Müslümanları biraraya getirmek olduğunu hürriyet muhabirine söyleyen Yusuf islam, ingiliz kanunları çerçevesinde açtığı Kur'an Kurslarının sayısını yakın bir gelecekte çoğaltmayı düşünüyor.


"Duygulu ve sıcak sesiyle milyonların hayranlığını kazanan ünlü şarkıcı, bundan böyle şarkılarında eskiden olduğu gibi, sevgililerine değil. İslama gönül verenlere ve vereceklere seslenecek..."


Yusuf islam bu seslenişini son olarak bir kasetle yaptı, ilahilerle süslü bu eser. ingilizce konuşanlara Peygamberimizin (a.s.m.) hayatını sanatkarane biçimde anlatıyor.


Yusuf îslam, bütün islam dünyası ile de ilgileniyor. Bosna-Hersek'e tırlar dolusu insanî yardım malzemesi ile ulaşıyor, Filistinli, hatta Filipinli Müslümanlarla ilgileniyor. Kısacası, hayatını îslam'a hizmet etmeye vakfetmiş ihlaslı bir Müslüman olarak hepimize örnek oluyor.



Bu makale http://www.sevde.de/Yabancilar/cat_stevens.htm sitesinden eklenmiştir.
Ekleme Tarihi: 26.08.2006 - 23:10
Bu mesajı bildir   vipervoles üyenin diğer mesajları vipervoles`in Profili vipervoles Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1576 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
bidenem2727 (51), seyma köse (32), Frankfurtlu (58), Rahmetli (54), adem hoca (39), Fatihcrs (39), miractas (52), kadir isik (57), semiz55 (50), huseyinkoymen (54), a.zade (46), burakcan42 (47), YETÝMKIZ (38), demir19 (48), Yusuf KALE (64), enis1616 (34), m.tarik (23), a.erbil (50), cerdogan53 (38), sefaköylü (61), cihat78 (33), dursuni (40), ademylmz (62), Eternity (50), fatmas (35), rayiha (44), metinyuksel (42), biat (48), MuhammedBurak (57), atahoca (43), nsarikilic (85), nurleyla (61), ercomert (66), yselimk (47), salipazari_55 (47), mukreminabi (59), yaman55 (53), hanedar (53), serwtac (51), zeycan.T (48), Hamdi SEM&Yacut.. (50), nurcemalin55 (45), suyuti (46), kayýpcicek (39), kobra28 (50), z_ates (49), a_hisar (35), nihade (49), Sehle (53), hacer (50), Ayhan75 (50), meliksah (), s_mavus (49), gulum58 (39), delikanli55 (49), masterkan84 (41), Safiye_ (43), aktas1 (45), rahmana_kulum (41), nuraniyüz (37), nevra_nevra (37), mbildir (53), mg_ali61 (41), fatmasurek (50), cemalettin (44), beylik (46), tiryakiyim (55), oliverim (48), ibrahimer (61), ahmetmeydan&yac.. (32), gezgintas (33), emrullahasik (42), inces (63), ahmetzg (32), halvet (59), werker (57), meliksahgazi (45), hizan (53), halit 2 (), EFSU (41), esnur@ (38), tutukluyurek1 (43), kadir.46 (50), akin (56), Abdulaziz1 (57), arslan71 (54), hakan252525 (48), abdulvekil (41), celalim (43), cingirt (45), ahmethira (61), atasever (35), syfbeyhan (47), bladenfr (53), Bulduklu (53), zeynep73 (52), ülkücü genc 67 (41), ruhat (41), kubi187 (36), ateþ_su (44), Hanedaroglu (53), 0455 (49), uveyk (52), yesevi06 (49), civansirli (65), Yusuf 55 (43), sehid_2000 (42), carizma55 (45), ismail61 (50), kazakh65 (60), inansumer (47), miro_can (45), mavibirölüm (41), Tuncay20 (48), Cennetim (34), KIVILCIM (59)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.02882 saniyede açıldı