|
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
|
1613 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 09.07.2006
|
En Son On: 12.03.2007 - 11:46
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
İMAM-I MUHAMMED
Şer'i delillerden çıkardığı fıkhî hükümlerle İslâm âleminin dinî inançlarını tedvin
edip modern bir hukuk sistemi meydana getirmiş olan İmam-ı A'zam Hazretleri'ne bu
hizmetinde yardımcı, müctehid talebeleri vardır. Bunlardan biri de İmam-ı Muhammed'dir.
İmam-ı Muhammed, hicrî 132'de (M.747) Vasıt'ta dünyaya gelmiş, Bağdad'da ilk
tahsilini yaptıktan sonra, Kûfe'ye gelip Ebû Hanîfe'nin önce derslerine devam etmiş,
sonra da içtihad hizmetine karışarak müşterek çalışma kabiliyeti göstermiştir.
Kendi gibi bir talebe ve daha sonra da müctehid olan Ebû Yûsuf tan on dokuz sene
sonra dünyaya gelen İmam-ı Muhammed; Üstadı Ebû Hanîfe'nin 150'de vefatından sonra 39
sene daha yaşamıştır. Bu süre içinde, devamlı ilmî faaliyette bulunup Ebû Hanîfe'den
aldığı hazır içtihadları, tümüyle talebelerine nakletmiş, hattâ diğer mezheb imamlarına
dahi bu yolda hocalık yapmış, onlara pek çok bilgiler aktarmıştır.
Nitekim dört mezhebden birinin imamı olan Ahmed bin Hanbel'e sormuşlar :
- Ey üstad, bu kadar geniş ilmi nereden aldınız?
Hazret-i İmam, gayet açıklıkla cevap vermiş:
- Muhammed bin Hasan eş-Şeybani'den...
Alâkalı eserlerin kayıtlarına göre Ahmed bin Hanbel, İmam-ı Muhammed'den bir deve
yükü kitap almış, hepsini tedkik edip, bu ilmi tesbitlerden büyük istifade sağlamıştır.
Aynı istifade, İmamı Şafiî Hazretleri için de bahis mevzuu olmuştur. Nitekim bir
sohbetinde İmamı Şafiî Hazretleri de şöyle demiştir:
- Çok ilim ehliyle görüştüm. Bunların içinde İmamı Muhammed kadar zekisini görmedim.
İmam-ı Muhammed bu keskin zekâsı sayesindedir ki, Hanefi fıkhına ait hükümleri, önce
Ebû Hanife'den kolayca zabt etmiş; sonra da bunları kitap haline getirerek ilim
adamlarına intikalini sağlamıştır.
Tarihlerin kaydına göre, İmamı Muhammed'in zabt ettiği mes'elelerden meydana gelen
bu eserlerin sayısı 99'dur. Bunlardan bir kısmı halen elimizdedir. Zahirrürivaye'si
meşhurdur.
İmamı Şafiî Hazretleri, İmam-ı Muhammed'le ilmi müzakere, hattâ münazaralarda
bulunduktan sonra, Ebû Hanife'nin bu geniş bilgili talebesi hakkında fikrini soranlara
şöyle bir açıklamada bulunmuştur:
- Ben çok ilim adamıyla görüştüm. Bunların içinde Muhammed Şeybani gibisini
görmedim. Hangi ihtilâflı mes'eleyi sorup, hangi karışık mevzuu açtımsa O'nun yüzünde
asla buruşukluk hissetmedim. Bilâkis bundan sevinip memnun olduğunu müşahede ettim. Ele
aldığı mes'eleye hâkim olduğu muhakkak...
Bir ara Rakka'da kadılık da yapmış olan İmam-ı Muhammed, ayrılıp Bağdad'a
geldiğinde. Halife Hârun Reşid'le birlikte Horasan'a doğru seyahata çıkmış, ancak ömrü
vefâ etmeyip, 189'da Horasan'ın Rey şehrinde vefat etmiştir.
Îmam'ın vefat gününde nahiv âlimlerinden Kisaî'nin de vefatını işiten Halife:
- Yazık oldu, bugün iki ilmi birden toprağa verdik. Bu iki ilim, fıkıh ilmiyle lügat
ilmi demiştir.
On beşle, on dokuz yaşlan arasında iken, fıkıhta müctehidlik seviyesine kadar çıkan
İmam-ı Muhammed, Ebû Hanife ile geçen günlerindeki hatıralarından bazılarını
anlatmıştır. Bunlardan biri bize şöyle intikal etmiştir.
Hamile bir kadın doğumdan önce vefat etmiş. Ancak kadını yıkayacakları sırada
karnındaki çocuğun hayatta olduğunu fark edince şaşırmışlar. Durumu Ebû Hanife
Hazretleri'nin meclisine getirip ne yapacaklarını sormuşlar. Orada hazır bulunanlardan
bazıları:
- Kadın, hemen defnedilmesin. Bekletilsin. Belki çocuk bu bekleme sırasında
doğâbilir.
Bazıları da:
- Ölmüş insan bekletilmez, defin yapılmalıdır. O çocuk zaten yaşamaz, demişler.
Ancak son sözü, Hazreti Ebû Hanife söylemiştir:
- Kadın ne bekletilmeli, ne de çocuk doğmadan defin yapılmalıdır.
Şaşırmışlar:
- Ey Üstad, ne olacak öyle ise?
Ebû Hanife şöyle açıklamış:
- Kadının karnı yarılıp çocuk dışarı çıkarılmalıdır. Nitekim öyle de olmuş, çocuk
canlı olarak dışarı çıkarılmış.
İmam-ı Muhammed der ki:
- Bu çocuk büyüdü, ilim meclislerine devam etti. Kimse onu ismiyle çağırmaz, hemen
herkes ona, sağ olarak doğumuna Ebû Hanife sebeb olduğu için. "Ebû Hanife'nin oğlu"
diye hitab ederlerdi.
|
Ekleme Tarihi: 05.09.2006 - 22:14 |
|
|
|
791 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 16.08.2005
|
En Son On: 10.06.2009 - 11:40
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
recepholding Abi Paylaşımın İçin
Selam ve DUA İle...
|
Ekleme Tarihi: 06.09.2006 - 10:57 |
|
|
|
|
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
AJAN (27), karakabus (27), skalender (52), batitrakyali (51), handenur (46), c-b-t (40), nazli571 (40), zelin1 (60), KÜBRA333 (36), alperen_38 (59), nur_talebesi (35), fevzikilic (54), my_ask1903 (42), ^^DAYI^^ (37), ^^Berkan^^ (30), feyzan (46), ahmetharmankaya (38), gürcikizi_52 (35), laz_kizi52 (35), eslem13 (38), Ruzgar90 (35), gvs025 (40), mkoyuncu (50), Ismetcan (51), yikici (44), ismail özalp (73), metin1980 (45), beren.baymak (22), hhmail (58), Safama (51), medine_N (40), *cem* (64), mukmuk (50), toprak42 (48), DORUK (48), YADELER (49), muratuysal78 (43), SiniZeR (38) |
|
|
|
|
|
|