0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » BİR ÇAĞRI: KUR’AN-SÜNNET BÜTÜNLÜĞÜ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
BİR ÇAĞRI: KUR’AN-SÜNNET BÜTÜNLÜĞÜ

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
BİR ÇAĞRI: KUR’AN-SÜNNET BÜTÜNLÜĞÜ
ZEKİ SOYAK (zekisoyak@ilkadimdergisi.com)
Biz müslümanız. Yaşantımızı Kur’an ve sünnetle şekillendirmek mecburiyetindeyiz.

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellemi, onun pâk ve nezih hayatını, sünnetini tanımadan Kur’an’ı anlamanın mümkün olmayacağı gerçeğini bilmeliyiz.

Kur’an ve sünnetin bir bütün olduğunu, İslamî hayatın ancak bu bütünlük içinde yaşanılabileceğini idrak etmeliyiz.

Kur’an’ı tevil etmenin, sünneti tahrif etmenin İslam’ı tahrip etmek olduğunu çok iyi kavramalıyız.

İnsanlık tarihinde hiçbir toplumun seviyesine ulaşamadığı İslam medeniyetinin bu iki ana kaynaktan sulanarak hayat bulduğunun farkında olmalıyız.

Kur’an'sız ve sünnetsiz bir medeniyetin olmayacağını, Kur’an ve sünnetin olmadığı bir yerde, bir toplumda ancak ve ancak vahşetin, zulmün, türlü türlü kötülüklerin, çeşit çeşit ahlâksızlıkların hakim olacağı hakikatini çok iyi anlamalıyız.

Canımız, Efendimiz, Ahir Zaman Nebisi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin rehber edinilmediği hiçbir hizmetin, hiçbir hareketin, hiçbir amelin asla ve asla hayırlı bir netice vermeyeceğini, silinmeyen harflerle kalb ve beynimize yazmalıyız.

Kur’an ve sünnetin değişmez ve değiştirilemez hakikatlerinin, kıyamete kadar fert ve toplumların meşru bütün ihtiyaçlarına, en kâmil manada cevap verecek yüce bir nizam olduğuna bütün kalbimizle inanmanın, tebliğ etmenin ve savunmanın her müslüman için bir vazife olduğunu, asla ihmal edilmemesi gerektiğini bilmeliyiz.

Allah Teâlâ’nın kendine itaatle berâber, Rasûlullah sallallahu aleyhi veselleme itaatı emretmesindeki yüce hikmeti idrak etmeliyiz.



Geliniz tefekkür edelim

Söz buraya gelmişken, geliniz hep berâber şu ilâhî mesajları derinlemesine tefekkür edelim:

“De ki, eğer siz Allah’ı seviyorsanız, hemen bana uyun ki Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Allah, çok affedici ve çok merhametlidir.

De ki, Allah’a ve Rasûle itaat edin. Eğer aksine giderlerse, şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.” (Al-i İmran, 31-32)

“Ey iman edenler! Allah’a itaat ediniz, Rasûle itaat ediniz ve sizden olan emir sahibine de itaat ediniz. Sonra bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, onu hemen Allah ve Rasûl’üne götürünüz. Allah’a ve ahiret gününe gerçekten iman ediyorsanız. (Bunu böyle yapınız.) bu hem daha hayırlı ve hem de netice itibariyle daha güzeldir.” (Nisa, 59)

“Kim Allah’a ve Rasûl’e itaat ederse işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıyklarla, şehidlerle ve salihlerle berâberdir. bunlar ise ne güzel arkadaştırlar.” (Nisa, 69)

“Kim Rasûl’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz, seni onlara gözcü göndermedik.” (Nisa, 80)

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin ve Rasûl’e itaat edin de amellerinizi iptal etmeyin.” (Muhammed, 33)

“Peygamber size ne emretmişse onu tutun. Neden menetmişse ondan da sakının ve Allah’tan korkun. Çünkü Allah azabı şiddetli olandır.” (Haşr, 7)

Ayet-i kerimelerin meallerinden de anlaşılacağı üzere canımız, efendimiz, tek rehberimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme itaat etmek, Allah Teâlâ’ya itaat etmektir.

O’nun sünnetine ittiba etmek, Kur’an’a ittiba etmektir.

O’nu sevmek, Allah Teâlâ’yı sevmektir.

O’nun ahlakıyla ahlaklanmak, Kur’an’la ahlaklanmaktır.

Görüldüğü gibi Kur’an’la sünnet birbirinden ayrılması asla mümkün olmayan bir bütünlük arzetmektedir. Bu bütünlüğü bozmaya çalışmak, sünneti gözardı etmek, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellemin yaşantısını, yaşantımıza kaynak ittihaz etmemek, İslam’a, müslümanlara yapılabilecek en büyük kötülüktür.



İslam’ı tahrif faaliyetleri

Bu konuda geçmişte ve zamanımızda bir kısım İslam düşmanları, müsteşrikler büyük çaba göstermiş müslümanları sünnet yolundan uzaklaştırmak için her çareye başvurmuşlardır.

Bu çalışmalar organizeli bir şekilde İslam’ın ilk devirlerinden beri yapılmaktadır.

Yahûdiler, ahir zaman Nebisinin, hor ve hakir gördükleri Araplar’ın içinden zuhur etmesini ve bundan sonra kendilerinden bir peygamber gelmeyeceğini bir türlü hazmedemediler.

İran’lı ateşperestler, yüzlerce yıl devam eden saltanatlarının yıkılıp gitmesine, saraylarının harap olmasına tahammül edemediler.

Keza köhne Bizans ve onun şahsında bütün hristiyan alemi, asırlardır hükümran oldukları toprakların İslam orduları tarafından fethedilmesini, zaten tahrif edilmiş olan İncil’in ve hristiyanlığın, İsa aleyhisselâma indirilen İncil’le ve dinle hiçbir alakasının olmadığı gerçeğinin İslam’la berâber anlaşılmasını bir türlü sindiremediler.

Elbette bunların içinde samimi olarak müslüman olan ve İslam için büyük hizmetler yapan pek çok insan olmuştur. Ve hâlâ olmakta devam etmektedir.

Ancak o ilk dönemde zahiren müslüman olup, hâlâ içinde geçmişteki inanç ve yaşantısını sürdüren ve müslümanlardan intikam almak için sinsi planlar yapanlar oldu.

Yahûdiler ve ateşperest İranlılar, gizli teşkilatlar kurarak İslam ülkelerinde çok çeşitli fitneler çıkardılar. Bilhassa yeni müslüman olmuş toplumları etkilemeye başladılar. İslam adına, müslüman kimliği görüntüsüyle müslümanları itikadî, siyasî, fikrî ve amelî yönden derinden sarsacak faaliyetler yaptılar. Bu faaliyetlerin sonunda Emir’ül Mü’minîn Faruk-u Azam Hz. Ömer radıyallahu anhı şehid ettiler.

Daha sonraları Hz. Osman radıyallahu anhın şehadeti, çeşit çeşit kargaşalar, savaşlar ve Hz. Ali kerremallahu vechenin şehadeti birbirini takip etti. O hadiselerin zamanımızdaki yansımaları şu veya bu boyutta, çeşitli renk ve şekilde hâlâ devam etmektedir.

Diğer taraftan bu kargaşa ve tefrikaların taraftarları kendi görüşlerini, kendi hareketlerini kuvvetlendirmek maksadıyla, bir kısımları da doğrudan doğruya sünneti tahrif etmek, müslümanların saf itikatlarını bozmak için uydurdukları bir çok sözü Rasûlullah sallallahu aleyhi veselleme isnat etmek cürmünü irtikap ettiler.

Ancak Rabbâni alimler bu tahrifat ve tahribata karşı büyük bir mücadele başlattılar. İslam ümmetini bu sapık cereyanlardan koruma için destâni hizmetler yaptılar.

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellemin mübarek kelamlarını, cana can katan sözlerini, uydurulmuş sözlerden ayıkladılar.

Ancak bu konuda, yani hadis-i şeriflerin cerh ve tadilinde sonraki bilginlerden bazıları bir kısım sahih hadislerin bile mevzu olabileceği şüphesini doğuracak ifadeler kullanmışlar ve böylece daha sonra zuhur eden hadis ve sünnet tahrifçilerine bir nevi fırsat vermişlerdir.

Maalesef zamanımızda bazı ilahiyatçılar, Buharî ve Müslim hadisleri hakkında bile cüretkârâne sözler etmekte, müslümanların kalplerine şüphe sokmaktadırlar.

Bu gibi kişiler, kötülüklerle, İslam’a düşman rejimlerle ve kişilerle mücadele etmek yürekliliğini gösteremediklerinden, reformcu, yenilikçi aydın kişi görünümü vermek ve böylece düzenin ve düzenbazların takdirini kazanmak için böyle çirkin, utanç verici yollara tevessül ediyorlar.

Yeri gelmişken şu hususu bir daha ifade edeyim ki, İslam’ın asla ve asla bir reforma ihtiyacı yoktur. İslam, son ve ekmel din olarak yepyenidir. Kıyamete kadar bütün kişi ve toplumların meşru istek ve ihtiyaçlarına cevap verecek ilahî nizamdır.

Reformist nâdanlar bilmelidirler ki:

Öncelikle yapmaları gereken, deforme olmuş kalp ve beyinlerini İslam’ın ilahi hakikatleri ile reform etmektir. İslam’ın onların sapık görüşlerine hiç mi hiç ihtiyacı yoktur. Fakat kendi hasta kalp ve beyinlerinin İslam’ın hakikatleriyle tedavi edilmeye şiddetle ihtiyaçları vardır.



Bir çağrı

Salih ecdadımız, ilmiyle amil ulemamız, geçmişte bu gibi kişilerle, bu gibi bozuk, batıl hareketlerle nasıl kıyasıya mücadele yapmışsa, zamanımızdaki Kur’an tevilcilerine, sünnet tahrifçilerine, din tahrifçilerine karşı da bu kötü gidişata dur diyebilecek, mücadele edebilecek imkanı olan her ilim ehlinin, her müslümanın organizeli bir şekilde mücadele etmesi çok zarûri bir vazifedir. Aksi takdirde neme lazımcı bir zihniyetle bu mücadeleden sarf-ı nazar edenler, bu tahribata seyirci kalanlar mesuliyetten kurtulamazlar.

Bunun için, organizeli, disiplinli bir çalışmayı vakit kaybetmeden başlatmak gerekmektedir.

Bu hususta yapılacak ilk iş, bunun sancısını çeken ilim ehli kişilerin bir araya gelerek bu şerefli mücadeleyi nasıl yapacaklarının istişaresini yapmaları, plan ve programlarını hazırlamaları ve hemen gayret kuşağını kuşanıp hizmete koyulmalarıdır.

Bu maksatla:

Basın yayın organlarında yazılar yazarak,

TV ve radyolarda konuşmalar yaparak,

Konferanslar vererek,

Paneller düzenleyerek,

Sohbetler yaparak,

Kitap, dergi, broşür basıp dağıtarak...

Hülasa meşru her vasıtayı kullanarak etkin ve yaygın bir mücadele yapılmalıdır.

Bu bir çağrıdır; her sancılı, her sevdalı müslümana bir davettir.

Bir araya gelelim, düşünelim, istişare edelim, mücadelenin esaslarını orta yere koyup, hizmete koyulalım. Tevfik ve hidayet Allah’tandır. Allah bize kâfidir. O ne güzel bir Mevlâ, o ne güzel bir yardımcıdır.

Vesselamü alâ menittebeal hüda.
Ekleme Tarihi: 04.11.2008 - 22:46
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1239 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
leyla_ozcan89 (36), hnb sonnefes (31), Xmaill (47), RebeRenaS (44), paqpaq23 (43), nvbhr (41), sureyyahanim (57), kirmizi-gul (48), www.geceyolcusu.. (55), hasan bozdogan (53), Fatich (36), aFFeDiLMeYeN (49), metude (31), ardic (54), _mert_x44 (61), mkaltintas (60), Feyzanur S. (47), Ecem (39), karanlýk.. (42), rabia24 (44), aliya2003 (40), ALMANYALI_DADAS (53), Enderr (44), xsedanurx (41), seta (40), xAsudex (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.67067 saniyede açıldı