0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » kıssadan hisseler

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
NuMaNSSZ su an offline NuMaNSSZ  
kıssadan hisseler
3 Mesaj
esselamun aleyküm ya allahýn dostarý sizlere bende olan kýssadan hisselerin bir bölümünü yayýnlamayý allah nasip etti.

1
Gül Bahçesi
delikanli yillar sonra dogdugu kasabaya döner.sabah uyandiginda aklina yillar önce evlenmek istedigi,kasabanin güzel kizi gelir.kizin güzelligi cevre kasaba ve sehirlerde bile dillerdedir ve kimler istediyse kiz bir türlü olumlu yanit vermemistir.otelden cikar ve gördügü yasli adama kizi sorar.yasli adam az ilerde güzel bahce icinde bir ev gösterir, kizin orada oturdugunu söyler.delikanli merak eder,kizin nasil biriyle evlendigini.bir kösede beklemeye baslar,bir müddet sonra yaslica kel pek te hos görünmeyen bir adami yolcu eder kiz kapidan...Üstelik zengin bir adam da degildir.... adam gittikten sonra delikanli calar kapiyi,kendini tanitir.sorar niye bu adamla evlendigini kiza... kiz söylerim der ama bir kosulla.... evin arkasinda büyük bir gül bahcesine götürür delikanliyi ve der ki: bu bahcenin en güzel gülünü bana getirirsen söyleyecegim sana niye bu adamla evlendigimi...ama asla geri yürümek yok bahcede,arkana bakmak yok en güzel gülü istiyorum sadece... memnuniyetle der delikanli ve girer bahceye.... cok güzel sari bir gül durmaktadir karsisinda tam elini güle uzatmisken pembe bir gonca görür az ötede,ilerler... ona uzanirken kadife kirmizi bir gül ilisir gözüne ilerde... derken.....birde bakar bahcenin sonuna gelmis... kiza verdigi söz gelir aklina..geri dönmek yok... ne yapsin..mecburen buldugu alelade,hatta solmaya yüz tutmus bir gülü mahcup bir sekilde götürür kiza.... kiz gülümser gülü görünce.. \\\bilmem aldin mi cevabini\\\der delikanliya..... hayat bu bahcede yürümeye benzer....

2
Mertlik
Geçmiþin büyük bilginlerinden biri, yorgun bitkin bir halde uzun bir yolculuktan dönmüþ, ter ve kir aðýrlýðý da buna eklenmiþti Yurduna yuvasýna kavuþan bilginin ilk iþi hamama gidip kendisine en fazla rahatsýzlýk vermiþ olan kir ve terden kurtulmak oldu Hamamda kendisini yýkayan tellak görgüsü kýt biriydi Yýkanma kesesine dolan avuç avuç kirleri suya tutacaðýna “Ne kadar kirlisin” der gibi bilgin zatýn önüne yýðýyordu Keseleme iþi devam ederken, tellak keselediði þahsýn ilim sahibi biri olduðunu öðrenince, “Efendim madem siz derin bir bilginsiniz ‘mertlik nedir?’ bana açýk seçik anlatýr mýsýnýz?” dedi Yýkanmakta olan büyük bilgin tellaka bir incelik dersi vermenin fýrsatýný yakalamýþtý Þöyle dedi: “Mertlik, kimesinin ayýp ve kusurlarýný yüzüne vurmamak, kirlerini kendisine göstermemektir

3
Deðiþen Sizin Kalbiniz
Bir padiþah, bir iki vezirini ve diðer erkandan birkaçýný yanýna alarak payitahta baþkente yakýn yerleþim merkezlerinde bir gezintiye çýkmýþtý Payitahttan ayrýlýp bir kaç saatlik bir yol katettikten sonra yollarý üzerindeki bir nar bahçesinin kýyýsýnda dinlenme molasý verdiler Olgunlaþmýþ, tam kývamýný bulmuþ olan narlar insanýn iþtahýný kabartýyordu Padiþah bahçe içinde çalýþmakta olan yaþlý bir adamý yanýna çaðýrdý sordu: - Bu güzel nar bahçesi kimin? - Bu nar bahçesi benimdir efendim, babamdan miras kaldý - Oðlun, uþaðýn var mý? - Allah bize oðul uþak vermedi efendim, bir karý kocadan ibaret iki kiþilik bir aileyiz - Peki ben de bu ülkenin hükümdarýyým, þuradan bir nar þerbeti sýksan da içsek Ýhtiyar “baþüstüne” dedi ve hemen gidip bah çe içindeki kulübeden kalaylý, tertemiz bir tas getirdi En yakýndaki aðaçtan iki nar kopardý ve sýktý Ýki nar tam bir tasý doldurdu Padiþah içti ve çok beðendi Bütün vücuduna bir zindelik ve ferahlýk yayýlmýþtý Ýhtiyar çif çi padiþahýn beraberindeki herkese sýrayla nar þerbeti ikram etti Padiþah ve adamlarý bedenlerinin kazandýðý bu zindelikle biraz yol almak için ihtiyara veda edip yola koyuldular Yolda þeytan padiþahýn kafasýný karýþtýrmaya baþladý “Madem birer ayaklarý çukurda olan bu yaþlý karý-kocanýn mirasçýlarý yok, ne yapacaklar böyle güzel nar bahçesini, karþýlýðýnda bir kaç kuruþ verip de bu bahçeyi ellerinden alayým” diye düþündü Padiþah ve adamlarý akþama doðru geri dönerlerken ayný bahçenin yanýnda yine konakladýlar Padiþah ihtiyardan bir tas daha nar þerbeti yapmasýný istedi Ýhtiyar sabahki kadar candan ve gönülden olmasa da bir tas nar þerbeti yapýp sundu Fakat padiþah bu defa nar þerbetinin tadýný pek beðenmedi Sabahkine hiç benzemiyordu Sordu: - Baba ne oldu böyle, bu nar þerbeti sabahki ile ayný nardan deðil mi? Bunun tadý hiç de hoþ deðil - Ayný nardan evlat, aslýnda tadýnda da bir deðiþiklik yok, asýl deðiþen sizin kalbiniz Tebaanýzýn malýna göz koydunuz, bunun için de narlarýn tadý deðiþti.


4
Ýmtihan
Geçmiþin herkesin saygýsýný kazanmýþ derin hocalarýndan biri, yýllarca ders verdiði bir öðrencesini birgün karþýsýna aldý ve þöyle dedi: - Sen artýk yýllarýn tahsil ve terbiyesi sonucu belirli bir düzeye geldin Gerekli bilgileri nazari olarak kavradýn Ama bu öðrendiklerinden sonuç çýkaracak yorum yapacak, gerektiðinde bunlardan yararlanacak hâle geldin mi bunu öðrenmek için sana bir soru soracaðým Doðru cevap verdiðin takdirde sana icazet diploma vereceðim Öðrenci: - Peki hocam, sorunuzu sorun, bilirsem beni serbest býrakýn, ben de zaten bunu istiyorum, dedi Hoca sorusunu þöyle yöneltti: - Diyelim ben seni serbest býraktým, ilk önce bir sýla-i rahim yakýn akraba ziyareti yaparsýn Memleketine giderken elbette köylerden yaylalardan geçeceksin Yolun üstünde davar sürülerine, çoban köpeklerine rastlayacaksýn Varsayalým ki böyle bir yerde beþ altý tane köpek birden sana saldýrdý Nasýl kurtulursun? Öðrenci cevap verdi: - Elimdeki sopa ile karþý koyarým - Sopa ile beþ altý köpekle baþ edemezsin - Köpekleri taþa tutarým - Yine kurtulamazsýn - Silahýmý çeker öldürürüm - O zaman köpek sahipleri seni oradan sað salim býrakmazlar Öldürmeseler bile iyice döverler, pestilini çýkarýrlar ve köpeklerin parasýný da tazmin ettirirler Öðrenci pes etti: - Hocam bilemeyeceðim Anlaþýlýyor ki bir süre daha sizden feyz almam gerekecek Fakat nasýl kurtulabileceðimi siz söyler misiniz? Hoca açýkladý: - Daðda, bayýrda, yaylada nerede olursa olsun böyle birkaç köpeðin birden saldýrýsýna uðrayýnca ilk yapýlacak þey köpeklerin sahiplerine veya köpekler kimin denetiminde ise ona haber vermektir Çünkü köpekler daima sahiplerine yakýn yerlerde bulunurlar ve sahiplerinin bir sözüyle, bir ýslýðýyla saldýrýdan vazgeçerler


5
Allah Rýzasý
Vakti zamanýnda odunculukla geçinen, çalýþ kan, dürüst, dindar bir adam vardý O zamanda yaþayan bazý insanlar, yakýn bir çevrede bulunan ve nadir yetiþen bir aðaca kutsallýk izafe etmiþlerdi Adaklarýný, dileklerini o aðaç aracýlýðýyla yapýyorlardý Bu oduncu anýlan aðacý þirk Allah’a ortak koþma sebebi olarak görüyordu ve bunun için kesmeye karar verdi O zamana kadar kimse buna cesaret edememiþti Oduncu bir gün baltasýný aldý ve verdiði kararý uygulamak üzere yola koyuldu Yolda karþýsýna acayip görünüþlü, insana güven vermeyen biri çýktý Oduncu “sen kimsin?” diye sordu, o da “Ben þeytaným” diye cevap verdi Oduncu “Vay alçak vay hain demek insanlarý yoldan çýkaran sensin, þimdi seni geberteyim” diye söylenip üstüne çullandý Bir anda þeytaný altýna alýp boðazýna abandý “Demek ki insanlarý kandýrýp o aðacý kutsallaþtýran da sensin alçak herif” dedi Þeytan, “Boþuna uðraþma, çabalama, beni öldüremezsin, çünkü Allah tarafýndan kýya mete kadar insanlarý saptýrmak için bana mühlet verildi Sen o aðacý kesmekten vazgeç sana bir öneride bulunacaðým” diye karþýlýk verdi Oduncu “Kabule þayan ne önerin olabilir muzýr herif?” diye çýkýþtý Þeytan þu öneride bulundu: - Sen o aðacý kesmekten vazgeçersen sana her sabah bir altýn getirir yastýðýnýn altýna koyarým Böylece seni geçindirmeye bile yetmeyen odunculuktan kurtulmuþ olursun Oduncu biraz yumuþar gibi oldu ve sordu: - Peki vadettiðin bir altýný getirmezsen ne olacak? - O zaman bana dilediðini yap Oduncu öneriyi, kabul etti, aðacý kesmeden geri döndü O gece yattý Sabah olunca yastýðýnýn altýna baktý ve gerçekten bir altýn konmuþtu Buna çok memnun oldu Merakla ertesi günü bekledi Ertesi gün oldu ama yastýðýnýn altýna para konmamýþtý Belki baþka bir yere koymuþtur diye her yaný alt üst etti yine altýn çýkmadý Buna çok içerleyen oduncu hemen býçaðýný baltasýný alýp þeytaný bulup öldürmek üzere yollandý Ayný yerde þeytanla yine karþýlaþtýlar Oduncu þeytaný görür görmez hemen üzerine atýldý Ama önceki nin tersine þeytan kendisini bir un çuvalý gibi savurdu Adam kalktý, þeytanýn üzerine yeni bir hamle yaptý Ama elini bile süremedi Artýk insiyatif þeytana geçmiþti Þöyle dedi: - Boþuna uðraþma arkadaþ, sen geçen sefer beni neredeyse haklýyordun, çünkü o zaman Allah rýzasý için yola çýkmýþtýn Þimdi ise bana kýzgýnlýðýn kendi nefsin için Bundan dolayý artýk bana gücünü geçiremezsin, aksine sen maðlup olursun


6
Eðri Minare
süleymaniye camiinin inþasý tamamlanmýþ, ibadete açýlacaðý gün ilan edilmiþti o gün gelince istanbul’un her yanýndan insanlar bu eþsiz eserin açýlýþýnda bulunmak için þehrin bu noktasýna akýn etmiþti herkes hayranlýkla bu türk mucizesini seyrediyordu fakat bunlar arasýnda bulu nan bir çocuk, “aaa þu minareye bakýn nasýl eðri!” diye baðýrýyordu herkes de bakýyordu ama bir eðrilik görmüyordu Çocuðun minarelerden biri için eðri dediði mimar sinan’a kadar ulaþtý koca mimar hemen çocuðun yanýna geldi ve ona, “yavrum hangi minare eðri göster bana” dedi Çocuk da “Ýþte þu” diye minarelerden birini gösterdi mimar sinan hemen adamlarýný topladý uzun halatlarý biribirine ekletip minareye baðlattý “Çekin yukarý doðru!” diye çektirmeye baþladý Çocuða da, “oðlum, bak bu minareyi doðrultturuyorum, sen dikkat et, dosdoðru olunca haber ver” dedi adamlar gerçekten düzeltiyormuþ gibi çekiyorlardý Çocuk bir süre sonra, “tamam, minare doðruldu” diye baðýrdý Ýþçiler çekme iþini býrakýp halatlarý çözdüler baþýndan beri olaya tanýk olan sinan’ýn ustalarýndan biri herkesin kafasýný kurcalayan soruyu mimar sinan’a yöneltti: - ulu mimarbaþýmýz, sen herkesten iyi biliyorsun ki, minarede eðrilik falan yok o halde niçin düzeltmeye kalkýþtýn? mimar sinan’ýn cevabý inceliðin, anlayýþýn, hoþgörünün simgesi idi: - ben bilmez miyim minarede eðrilik olmadýðýný ama çocuðun kafasýndaki “minare eðri” intibaýný da öyle býrakamazdým bu yönteme baþvurdum ki çocuðun kafasýndaki “eðri” kanaati silinsin yoksa her yerde çocuk aklýyla minarenin eðri olduðunu söyler, sonra gerçekten eðri olduðu þeklinde bir inanç yayýlýrdý


7
Sorumluluk
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasýna raðmen can sýkýntýsýndan, hayatýn yaþanmaya deðmez olduðundan yakman bir prens vardý Kardeþleri, arkadaþlarý gezer, ava gider, eðlenirken o odasýna kapanýr, sürekli düþünürdü Oðlunun bu haline hükümdar babasý çok üzülüyordu Birgün hükümdar, ülkesinin en bilge kiþisini sarayýna çaðýrtýp ona oðlunun durumunu anlattý ve buna bir çözüm bulmasýný istedi Bunun için bilgeye bir hafta mühlet verdi Bir hafta içinde bir formül bulamazsa bunun hayatýna mal olabileceðini de hatýrlattý Yaþlý bilge üç beþ gün düþünüp taþýndý; aklýna hiç bir çözüm gelmedi Bu nedenle canýný olsun kurtarmak için ülkeyi terketmeye karar verdi Üzgün, dalgýn bir þekilde ülkeyi terkederken, bir köyün yakýnýnda koyunlarýný, keçilerini otlatan küçük yaþta bir çobanla bir süre ahbaplýk etti Bundan cesaret alan küçük çoban yaþlý dostuna “Amca þu hayvanlarýma biraz göz kulak oluver de, ben de þu görünen köyden azýk alýp geleyim, bugün azýk almayý unutmuþum” dedi Bilge de zevkle kabul etti Bilge, kafasý, karþýlaþtýðý olaylarla meþgul bir halde hayvanlara göz kulak olurken, bir keçi yavrusu kenarýnda oynamakta olduðu uçurumdan aþaðý yuvarlanýverdi Aþaðý inip onu kurtarmadýkça kendi kendine kurtulmasý da mümkün deðildi Bilge küçük çobana verdiði sözü doðru dürüst tutabilmek için kuzuyu kendisi kurtarmaya karar verdi Bu amaçla uçurumun dibine indi Önce kuzuyu sýrtýna baðladý, sonra týrmanmaya baþladý Birkaç týrmanma baþarýsýzlýkla sonuçlandý Ama bilge yýlmadý Uðraþtý, didindi, zorlandý ama sonunda kuzuyu yukarý çýkarmayý baþardý Küçük dostuna verdiði sözü tutabilmek, bunun için de kuzuyu uçurumdan çýkarmak bir süre kafasýný öyle meþgul etti ki, kendini bu iþe o kadar verdi ki baþýndan geçmekte olan olayý, canýný kurtarabilmek için ülkeyi terketmekte oluþunu unuttu Fakat bu durum onun kafasýnda bir þimþek çakmasýna sebep oldu Þöyle düþündü: “Bir kimse ciddi olarak bir iþle meþgul olur, bir giriþimde bulunup onu baþarý ile sonuçlandýrmak arzusu benliðini tam olarak kaplarsa, o kimse için can sýkýntýsý, eften püften olaylarý kafasýna takmak diye birþey söz konusu olamaz” Bu gerçek herkes, dolayýsýyla hükümdarýn oðlu için de geçerlidir Bilge artýk kaçma fikrinden vazgeçip hemen geri döndü ve hükümdarýn huzuruna çýkarak þu çözümü sundu: “Hükümdarým, eðer oðlunuzun can sýkýntýsýdan kurtulmasýný, hayata baðlanmasýný istiyorsanýz ona bir sorumluluk yükleyin, zamanýný kaplayýcý bir meþguliyet verin Can sýkýntýsýnýn, yaþamaktan þikayet etmenin ana sebebi baþýboþluktur Oðlunuza yükleyeceðiniz sorumluluk ne derece ciddi, sonucu ne derece aðýr olursa, kendini o ölçüde can sýkýntýsýndan kurtaracak, yaþama mücadele ve azmi o derece artacaktýr”


8
iyilik için Söylenen Yalan
Vaktiyle bir padiþah, ellerindeki esirlerden birini, diðer esirleri kýþtýrtýyor, isyana teþvik ediyor, diye cezalandýrmak istedi Bu tür suçlarýn cezasý da idamdý Esir bunu bildiði için, “Ölümden öte yol yoktur” felsefesiyle, kendi dilinde padiþaha sövüp saydý, iyice içini döktü Padiþah esirin dilinden anlayan bir vezire, “Neler söylüyor bu adam?” diye sordu Vezir, temiz yaratýlýþlý, iyilik yanlýsý biriydi Esirin küfürler savurduðunu deðil de “Ben bir hata ettim bir padiþah olarak sana yakýþan ise affetmektir Allah da baðýþlamayý ve baðýþlayanlarý sever, diyor” dedi Vezirin bu sözleri üzerine padiþah merhamete geldi ve esiri affetti Fakat esirin dilinden anlayan kötü yürekli bir baþka vezir müdahale etti: - Padiþahým, bu esir söylenenlerin tam tersine size en aðýr küfürleri savurdu, aðzýna geleni söyledi dedi Padiþah yerinde bir soyluluk gösterisinde bulundu Kötü yürekli vezire hitap ederek, “Önceki vezirimin söylediði yalan, senin söylediðin doðrudan daha çok hoþuma gitti Senin gammazlýðýna itibar etmiyorum” dedi ve af kararýný geri almadý


9
iyilik Söylenmemelidir
Vaktiyle bulunduðu küçük yerde geçim sýkýntýsý çeken dürüst ve temiz yaratýlýþlý genç bir adam, bir gün memleketine çok uzakta bulunan bir þehir merkezine giderek iþ bulup çalýþmaya, kendine yeni bir hayat düzeni kurmaya karar verdi Bu niyetle vakit kaybetmeden hazýrlanýp yola koyuldu Genç adam bu yolculuðu sýrasýnda yorum ve açýklamasý kendisi için imkânsýz olan bir takým olaylarla karþýlaþtý Bunlardan biri þuydu: Bazý kimseler bir tarlaya buðday ekiyorlar, ekilen buðdaylar hemen yetiþip olgunlaþýyor, onlar da hiç vakit kaybetmeden hasat ediyorlar, sonra bunlarý ateþe verip yakýyorlardý Ýkinci olarak þuna þahit olmuþtu: Bir adam büyük bir taþý kaldýrmaya çalýþýyor, kaldýramýyor; ama bu taþa bir tane daha ekleyince kaldýrabiliyor, bir üçüncüyü ekleyince daha da rahat kaldýrabiliyordu Þahit olduðu bir baþka olay da þu idi: Bir adam bir koyuna binmiþ, onun üzerine birkaç kiþi daha binmiþ koþturuyorlar, arkalarýndan birileri de onlara yetiþmek için çabalýyor ama yetiþemiyorlardý Adam bunlarla kafasý Karýþmýþ birhalde uzun yolculuðun nasýl geçtiðini anlamadan þehrin kapýsýna geldi Burada nurani bir ihtiyar kendisini durdurup nereden geldiðini, niçin geldiðini yolculuðun nasýl geçtiðini sordu Adam herþeyi anlattý ve yolda karþýlaþtýðý alýþýlmamýþ hadiseleri de serüvenine eklemeyi unutmadý Bunun üzerine ihtiyar bu genç adama rastladýðý olaylarý bir bir açýkladý: “Senin yolda ilk rastladýðýn buðday ekip hemen hasat eden ve sonra ateþe verip yakan insanlar, iyilik edip de onu saðda solda konuþarak deðerini sýfýra indiren insanlarý simgeler Taþ kaldýrmaya çalýþan kimse de þunu anlatýr: Ýnsana ilk iþlediði günah aðýr gelir, onun altýnda ezilir Ama ona tevbe etmeden baþka günahlar iþlemeye devam ederse artýk o günahlar ona hafif gelmeye baþlar Koyun ve ona binenlere gelince, koyun cennet hayvanýdýr Sýrtýndakileri cennete taþýmaktadýr Koyuna ilk defa binen alimlerdir Ondan sonra binenler her sýnýftan müminlerdir Bunlara yetiþmek için koþanlar ise inançsýzlardýr
Gönderen: 14.10.2009 - 11:39
Bu Mesaji Bildir   NuMaNSSZ üyenin diger mesajlarini ara NuMaNSSZ üyenin Profiline bak NuMaNSSZ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Afaki su an offline Afaki  
224 Mesaj -
hepsi birbirinden ibretli..
paylasim icin tesekkürler kardesim..
okuyupüta anlayanlardan, anlayipta ibret alanlardan oluruz insaAllah

bu arada hos geldiniz.. Hayr'li olsun üyeliginiz
Gönderen: 14.10.2009 - 20:09
Bu Mesaji Bildir   Afaki üyenin diger mesajlarini ara Afaki üyenin Profiline bak Afaki üyeye özel mesaj gönder Afaki üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1300 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61012 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.