0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » BIR SORU veONYARGI

önceki konu   diğer konu
8 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ayse53 su an offline ayse53  
BIR SORU veONYARGI
44 Mesaj -
SALAMIN ALEYKUM ARKADASLAR...Aslinda nasil baslayim konuya bilmiyorum biraz karisik.Ben Fransada yasiyorum birgun kapim calindi ve Fransiz iki kisi bana kutsal kitap hakkinda bilgi vermek istediklerini soylediler amaclari toplumdaki bozuk yapiyi duzeltmek ornek vererek kutsal kitapdanaglaincil oluyo kutsal kitap dedikleri).bende kabul ettim.Yuce RABBIMtum dinleri ogrenin arastirin diyor degilmi bende ondan yola cikarak kabul ettim bunlar iki ayda uc ayda bir gelirler sohbet ederiz onlar incil hakkinda yaklasirlar dunyadaki olanlara bende KURANLA YAKLASIR ANLATIRIM ONLARA ,ORNEKLER VERIRIM ZATEN O KITAPDA YAZANLAR KURAN LADA UYUSUYOR ZATEN ODA ALLAHIN KITABI DEGILMI...Simdi konunun ozune geliyorum birgun yine boyle geldiler bu sefer bir Turk geldi onla ayni dili konustugumuz icin daha guzel birbirimizi anladik ve o bana ilk melegin HZ ISA Oldugunu soyledi ve ALLAH Hz Ademi cennette yaratti sonra ordan kovdu dunyaya indirdi ve
ALLAH BU DURUMU ESITLEMEK ICIN ILK MELEGE RUH VERDI VE HZ MERYEMIN RAHMINE DUSURDU DAHA SONRA ONU TEKRAR YANINA ALDI VE TEKRAR GELECEK YANI HZ ADEM gibi dedi ve bu benim kafami karistirdi birsey diyemedim karsisinda acaba dogrumu? cunku kitap degisime cok ugradi onu biliyorum ama merakda ediyorum tabi sonuc bisey degistirmez ama KURANDA boyle bir bilgi varmi?bana aciklama yapabilirmisiniz ben karsilasmadim. DAHA SONRA BUNU BIR SITEDE SORDUM VE BIR HRISTYANDAN DUYDUM DEYINCE KONUYU KAPATTILAR SANKI BEN HRISTYANMISIM ONLARI YANLIS YONLENDIRIYORMUSUM GIBI NICIN MUSLUMANLAR BOYLE KONULARI HEMEN KAPATIYOLAR TARTISMIYORLAR BIR HRISTYANDAN DUYDUM DEYINCE .... YANI KENDI DINLERINDEN MI KORKUYORLAR HRISTYANLA KONUSUNCA HRISTYAN MI OLUNUR SEN ONDAN KORKACAGINA ONLAR BIZDEN KORKSUNLAR BIZI MUSLUMAN EDERLER DIYE.ADAMLAR BIRDE TURCE OGRENIP GELIYORLAR KITAPLARINI TANITMAK ICIN PES DOGRUSU DIYORUM BASKADA BISEY DEMIYORUM.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ayse53 tarafından, 08.06.2009 - 12:49 tarihinde.
Gönderen: 08.06.2009 - 12:31
Bu Mesaji Bildir   ayse53 üyenin diger mesajlarini ara ayse53 üyenin Profiline bak ayse53 üyeye özel mesaj gönder ayse53 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SaYaCGIN su an offline SaYaCGIN  
Admin


1760 Mesaj -
ve aleyküm selam

Ýlk insanýn yaratýlýþýnda da günümüzdeki yaratýlýþ gibi çeþitli devreler yer alýr. "O`dur ki her þeyin yaratýlýþýný güzel yaptý ve insaný yaratmaya çamurdan baþladý." (Secde, 7).

Þu ayette de bu çamurun mahiyetinden bahsedilir:

"Andolsun biz insaný kuru bir çamurdan, deðiþmiþ cývýk balçýktan yarattýk..." (Hicr, 26).

Bu Ayet-i Kerimelerden, yaratýlýþýn; toprakla baþladýðýný, daha sonra bunun çamur halini aldýðýný anlamak mümkün. Bu çamur da süzülerek çamur özü hasýl olmuþtur.

"Andolsun ki biz insaný çamurdan süzülmüþ bir hülasadan (özden) yarattýk." (Mü`minun, 12).

Daha sonra balçýk halini alan bu çamur özünün zamanla deðiþtiði ifade edilir.

"Ýblis: `Ben bir salsaldan (kurumuþ çamurdan) deðiþken bir balçýktan (Hamein mesnun) yarattýðýn insana secde edemem` dedi" (Hicr, 33).

Bazý müfessirler "insaný bir nutfeden yarattýk" hükmünün, Hz. Adem (as) için de geçerli olabileceðini ileri sürerler. Onlara göre bu balçýktan nutfe hasýl edilmiþtir. (Elmalýlý, V, 3058).

Bu safhaya kadar olan geliþmeler, günümüzdeki ceninin ilk dört aylýk (120 günlük) durumuna benzerlik gösterir. Midedeki besinlerden spermanýn süzülerek çýkarýldýðý gibi, çamur da süzülerek çamur özü (sülale) hasýl edilmiþtir. Bir müddet bu halde kalan çamur özü, balçýk þeklini (Hamein mesnun) almýþ ve daha sonra katý hale (salsal) sokulmuþtur. Bu devreden sonra kuruyan bu balçýða insan þekli verildiðini anlýyoruz. "... sizi yarattýk, sonra size þekil verdik, sonra da meleklere: "Adem`e secde edin" dedik..." (`Araf, 11).

Nuh suresinde ise, gerek ilk insan ve gerekse insan neslinin merhale merhale yaratýlýþýna da iþaret edilir: "Halbuki O, sizi çeþitli merhaleler halinde yarattý." (Nuh, 14).

Ýlk insanýn bu safhaya kadar bitki ve hayvanlarda görülen büyüme, geliþme ve farklýlaþma kanunlarýna tabi olduðu söylenebilir. Artýk bundan sonra ceninde olduðu gibi, yeni bir yaratýlýþ safhasý baþlayacaktýr. Yani, ruh bedene gelecektir. Çünkü, insanýn terkip ve tesviyesi tamamlanmýþtýr..

"..sonra onu bambaþka bir yaratýk (insan) yaptýk..." (Mü`minun, 14).

"Onun (þeklini) düzeltip ona ruhumdan üflediðim zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanýn"
(Sa`d, 72).

Kurân-ý Kerim'e göre insanýn yaradýlýþýný iki bölümde inceleyebiliriz. Hz. Adem' jn yaratýlýþý. Anne rahminde insan yavrusunun yaratýlýþý. Hz. Adem'in yaratýlýþý diðer insanlardan farklý olsa da belli bir süreçte yaratýlmýþtýr.

Hz. Âdem'in (a.s.) yaratýlýþýna dair Kuran ayetleri þu mealdedir:

"Hani Rabbin meleklere muhakkak ben yeryüzünde bir halife (bir insan, Adem) yaratacaðým" demiþti (Bakara 30).

"And olsun biz insaný kuru bir çamurdan suretlenmîþ balçýktan yarattýk" (Hicr 26).
"O insaný (Ademi) bardak gibi (çýnlayan) kupkuru bir balçýktan yarattý (Rahman 14)

"Yaratýlýþta kendileri mi daha kuvvetli yoksa bizim yarattýklarýmýz mý?Hakikat bizonlarý cývýk bir çamurdan yarattýk" (Saffat 11)

"Ki o, yarattýðý herþeyi güzel yapan, insaný (Âdemi) yaratmaya da çamurdan baþlayandýr" (Secde 7)

"And olsun biz insaný (Âdemi) çamurdan (süzülmüþgöz kırpma bir hulâsadan yarattýk" (Mü'minun 12)

"O,sîzi çamurdan yaratan sonra ölüm zamanýný takdir edendir" (Enam 2).
"Sizi (aslýnýzýgöz kırpma ondan (topraktan) yarattýk" (Taha 55)

"Sizi bir topraktan yaratmýþ olmasý O'nun ayetlerindendir. Sonra siz (her tarafa yayýlýr) bir beþer_oldunuz" (Rum 20)

Bu âyetler özetlenecek olursa, "Âdem çamurdan yaratýlmýþtýr" (Ýsra 61, Araf 12, Sad76, Secde 7),

'Âdem cývýk çamurdan yaratýlmýþtýr" (Saffat 11)
"Âdem çamurdan süzülmüþ bir hulâsadan yaratýlmýþtýr" (Mü’minun 12)
"Âdem kuru çamurdan suretlenmiþ balçýktan yaratýlmýþtýr" (Hicr 27, Rahman 4). (3).

Adem (yerden çýkmýþ varlýk) edim (yeryüzü, toprak) anlamýnda Ýbranice bir kelimeden gelmektedir, Âdem'in çamurdan, yani topraðýn su Ýle karýþýmýndan yaratýldýðý, daha açýk bîr ifade ile kuru çamurdan þekillenmiþ bir balçýktan yaratýlýp ilâhi ruhtan üflendikten sonra canlandýðý beyan ediliyor:

"Ki o yarattýðý her þeyi güzel yapan, insaný (Âdem'i) yaratmaya çamurdan baþlayandýr" (Secde 7)

"Sonra onu (Âdem'i) düzeltip tamamladý, içine ruhundan üfürdü, sizin Ýçin kulaklar, gözler, gönüller yarattý" (Secde 9)

Elmalýlý Hamdi tefriþinde Hz. Âdem'in çamurdan çýkarýlan bir hulâsadan, yani önce çamurdan istifa (temiz olaný seçme) ile ayrýlan bir hulâsadan yaratýldýðýný ifade ediyor, adeta insanýn anne rahminde bir nutfeden yaratýlmasý gibi, önce çamurdan ayrýlan nutfe mahiyetini almýþ hulâsa dan halk edilmiþ; sonra ruh verilmiþ ve böylece Adem yaratýlmýþ oluyor. Fahreddin Razi de tefsir-i kebirinde Hz. Âdem'in topraktan seçilmiþ bir hulâsadan yaratýlmýþ olduðunu vurguluyor.
Gönderen: 08.06.2009 - 12:47
Bu Mesaji Bildir   SaYaCGIN üyenin diger mesajlarini ara SaYaCGIN üyenin Profiline bak SaYaCGIN üyeye özel mesaj gönder SaYaCGIN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ayse53 su an offline ayse53  
44 Mesaj -
SAYACGIN KARDES BILGIN ICIN SOGAL AMA BENIM SORUMA TAM CEVAP DEGIL EVET INSANLARIN BALCIKDAN OLDUGUNU BILIYORUM ONLARDA OYLE DIYO AMA HZ ISANIN BIR MELEK OLDUGUNU VE ILK MELEK OLDUGUNU VE ALLAHIN ONA RUH UFLEYIP INSAN ALARAK DUNYAYA GONDERDIKLERINI SOYLUYORLAR.
Gönderen: 08.06.2009 - 12:59
Bu Mesaji Bildir   ayse53 üyenin diger mesajlarini ara ayse53 üyenin Profiline bak ayse53 üyeye özel mesaj gönder ayse53 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ReYYaN su an offline ReYYaN  
288 Mesaj -
Deðerli ayþe bacým,

bu gibi kiþiler misyonerlik çerçevesinde Yehova Þahitleri olarak kendi dinlerini yaymak için özellikle yetiþtirilmiþ kiþilerdir. Ve yüksek meblað ücret karþýlýðýnda çalýþýrlar. Amaçlarý dini yaþamak deðil maddiyettir daha çok. Ve bu kiþilere tüm dinler hakkýnda bilgi verilir. Ve fakat dinlerin gerçek yüzleri deðilde insanlarý kendi dinlerinde ne þekilde þüpheye düþürecekleri konularý açarak kafalarýný karýþtýrýrlar.

O kadar konu varken ne lazým bize þimdi hangi meleðin ne zaman yaratýldýðý? Bize bunun bir fazdasý ne olacak?
Allahu Teala bizi yaratmýþ, kitaplar göndermiþ, peygamberler göndermiþ ve doðrularý ile yasaklarý anlatmýþ. Biz bundan sorumluyuz? Hz. Ýsa (a.s.)nýn hayatýný bilmek öðrenmek tabiki bize ibret almamýz için faidelidir. Ancak biz Hz. Ýsa'nýn da Rabbi olan, Hz. Muhammed (a.s.)'inde rabbi olan Allah (c.c.)'ýmýzýn emir ve yasaklarýný öðrenmeyip veya öðrendiðimiz halde bunlarý tatbik etmiyorsak ve dini hükümleri yanlýþ biliyorsaki Hz. Ýsa (a.s.) bugðn dünyaya gelse acaba biz ona tabi olabilecekmiyiz? Hz. Ýsa'da Kuraný anlatacak. Namaz kýlýn diyecek. Yalan söylemeyin, gýybet etmeyin, zalimlerin karþýsýnda olun. Aç olanlara yardým edin, mazlumlardan yana olun diyecektir. Kardeþlerinizi sevin. Irk, dil ayýrýmý yapmadan her müslümaný kardeþiniz bilin ve onlarla her þeyinizi paylaþýn demeyecekmi?
Peki bunlar bize zaten söylenmemiþmi? Hz. Ýsa söylediði zaman mý inanacaðýz? Kuran ve Hz. Peygamber dediði içinmi inanmýyoruz?

Velhasýl teferruata ininceye kadar daha çok yapmamýz gereken iþ var. Biz önce emir ve yasaklarý öðrenelim ve yaþayalým ve ondan sonra kabre girmeden teferruata inmeye vaktimiz kalýrsa onlarlada meþgul oluruz. Aksi halde dinimizi bilmezsek baþkalarýna yem olmaya mahkum oluruz.

Bilvesile Selamlarýmla...
Gönderen: 08.06.2009 - 22:58
Bu Mesaji Bildir   ReYYaN üyenin diger mesajlarini ara ReYYaN üyenin Profiline bak ReYYaN üyeye özel mesaj gönder ReYYaN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
HZ. ÝSA'NIN YARATILIÞI

Bir de Kur’an’da Hz.Ýsa'nýn yaradýlýþý anlatýlmaktadýr. Onun için Kur’an’da, Sure-i Meryem'de: Meryem, doðu mekânda iken O'na bir beþer-erkek suretinde ruhunu gönderdiðini ve Ýsa'yý, Meryem'e yüklediðini bildirmektedir.

Ýsa'nýn Ruhunu, Allah diðer bir Ruhla Meryem'e göndermiþ ve Meryem'e üfürmüþtür. Ruh Meryem'e her ne kadar beþer suretinde (erkek) görünmüþse de Ruh, cisim deðildir. Ruhun cinsiyeti yoktur. Ruh, Nur'dur. Meleklerden daha keskin Nur'dur. Zira Ruh, Allah'ýn emri, kelimesi, Ýlâhi nefesidir.

-"Feerselna ileyha Ruhena -Ruhumuzu gönderdik". (Meryem-17).

Ýsa ise, Meryem'in kanýnda diðer çocuklar gibi cenin olup; karnýnda büyüyüp çocuk olduðunda, Meryem O'nu diðer kadýnlar gibi doðurup, O'na süt verip büyüttüðüne göre; yani týfýl-çocukluk devresi ve gençlik devresi geçirdiðine göre; O da diðer insanlar gibi bir evrim geçirmiþ durumdadýr. Öyleyse Ýsa'nýn bedeni cismi, yani beþeri yönü Meryem’dendir. Bedenini Meryem'den almýþtýr. Ruha mutlaka bir beden lazýmdýr. Elektriðe, ampul lazým olduðu gibi. Zira Ruh Nur'dur. Kendiliðinden dýþarý çýkmaz. Mutlaka bir bedene, kaba girer, görünür. Meryem'e aslýnda Ruh, iç âlemde görülmüþtür. Yani Mânevi psikolojik bir olaydýr. Meryem'e beþer suretinde görülen Ruh, Ýsa'nýn Ruhunu Meryem'in rahmine, içine üfürmüþagla69) Rahim kapayarak Ýsa'nýn Ruhunu içine almýþtýr. Ruh, Nur'dur. O bir zerrede ve bir atomda da gizlenebilir. Çok güçlü elektriðin çok küçük bir metala yüklenerek iletildiði gibi.

Ancak Ýsa'nýn bir özelliði var: diðer insana da erkek sperma rahimin içine nakledilmek suretiyle Cenin, çocuk ana karnýnda yaratýlmaktadýr. Ýsa'da ise Ýsa'nýn Ruhu, Meryem’in rahim içine nakledilmiþtir. Tanrý her þeye Kadirdir. Zira, Ýsa'nýn erkek babasý yoktur.

Tanrý, Ýsa meselesinin, Âdem meselesi gibi olduðunu

söylemektedir.

(69) Yumurta, yumurtalýk

-"Meseli Ýsa kemeseli Âdem -Ýsa örneði, Âdem örneði gibidir (Âl-i Ýmran-59). Yani Âdem’in-ilk Ýnsan'ýn da babasý yoktur.

Bu Âyette Allah; Ýsa’yý, Âdem'e denk tuttuðu için Âdem yani Ýnsan da Ruhullahtýr. Zaten Âdem'in cesedi ortadan kalkýnca ortaya çýkan Ruhullahtýr. Öyleyse Ýnsan da Ruhullahtýr.

"El insani Sýrri ve ene Sýrrihi - Ýnsan, Benim sýrrým, Bende insanýn" (Sýrrül Esrar, S.A.Geylâni, sayfa 24)

Ýnsan Ruhtur. Ýslâm Tasavvufunda Hakikat-ý Muhammediye dersinde böyledir.

Âdem'i de babasýz yarattýðýný, her þeye Kadir olduðunu söylemektedir.

Hz. Ýsa, bedenini Meryem’den almýþ, organik bir varlýktýr. Onun için anne karnýnda cenin olmuþ; sonra küçücük bir çocuk olmuþtur. Meryem O'na süt vermiþ, sonra büyümüþ, yemiþ, içmiþ, saçlý sakallý bir beþer, bir insan olmuþtur. Hz. Ýsa'nýn evrim süreci budur.



ÝSÂ MESÝH (A.S.)’ÝN YARATILIÞI HAKKINDAKÝ SON SÖZ:



Âdem’in bedeni topraktan yaratýlmýþ, sonra Ruh üfürülmüþtür. Âdem’in çocuklarýnýn da; bedeni ana karnýnda yaratýldýktan sonra, belirli bir ayda ‘Ruh’ üfürülmüþtür. Zira ‘Ruh’ üfürülmemiþ insanda, ‘Akýl’ olmaz. Hayvanlarda aklýn olmadýðý gibi. Hayvanlarda “Allah’ýn Ruh’u” yoktur. Hayvan ve bitkilerde sadece organik can vardýr.

Ancak, Hz. Ýsa Mesih’in yaratýlýþý, ‘Üçüncü Bir Yaratýlýþtýr’. Durum þöyledir: Önce, Allah, Meryem’e Ýsâ’nýn Ruh’unu üfürüyor. Sonra, Meryem’in kanýndan, O’na beden örüyor. Bu, diðer bütün insanlarýn yaratýlýþýnýn tersidir. Kesin olarak Ýsâ, bedenini, kanýný, ve sûretini beþer olan ’Meryem’den almýþtýr.

Bunu þununla örnekleyebiliriz;

Ýpek böceði, önce Dut’un yapraðýný yer ve kendine koza yapar.Ve o kozanýn içinde kalýr. Sonra, kozayý deler ve uçar.

Ýþte Hz. Ýsâ’nýn yaratýlýþý da, týpký bunun gibidir. Önce, ‘Ruh, Nur’, Meryem’in rahmine üfürülüyor. Çünkü, ‘Meryem’in içine üfürdük’ diyor. Dikkat edilirse, Ruhumuzu üfürdük demiyor; Ruhumuzdan üfürdük buyuruyor.

Sure-i Enbiya’da Allahutaala,

”Velleti ahsenet ferceha, fene fehna, fiha min ruhina-( O kýz ki, Meryem) ýrzýný, namusunu korudu, Biz O’na Ruhumuzdan üfürdük” buyuruyor.

Âyet þu þekilde devam ediyor:

“ Veceelneha, Vebneha Âyeten Lil Âlemin.-(O’nu (Meryem’i) ve Oðlu’nu Âlemlere Âyetimiz kýldýk (Mucizemiz). Yani Meryem, kocasýz doðurdu, Ýsâ’da babasýz yaratýldý.”

Bu Âyetle; Meryem’e üfürülen Ruh’un ikinci bir Ruh olduðu, (yani Hz.Ýsâ’nýn Ruhu olduðu) anlaþýlmaktadýr. Ve Ruh’umdan üfürdüm diyor, týpký Âdem hakkýnda buyurduðu gibi.

Aynen Âdem için de,

“Venefehtu fihi, min ruhi -Âdem’e Ruhumuzdan üfürdük” buyurduðu gibi.

Öyleyse, Allah’ýn bir Ýlk ve Büyük Ruh’u var ki; Tasavvufta buna, Hakikat-i Muhammediye denir. Büyük Muhammedi (Külli) Ruh, ‘Ebul ervâh, Ebi Mukaddes’ (Ruhlarýn babasý , Mukaddes Baba) Ýþte bu Ruh-u Azam’dýr. En mukaddes Ruh’dur. Külli (bütüncül) Ruh’dur. Bütün Ýnsan’lara bu Ruhdan üfürülmüþtür. Ýþte Allah’ýn ‘Ruhum’dan dediði Ruh, bu Ruh-u Âzam’dýr. Hz.Muhammed’in ‘Allah, önce benim Ruhumu, önce benim Nurumu halk etti (yaptýgöz kırpma’, dediði bu ilk Ruh; Ruh-u Âzam, Hz. Muhammed’in pâk ve mukaddes Ruhudur. Ebul Ervâh’ dýr. Bütün Ruhlarýn, Ruhani Babasý ve Menbaý ’dýr, Özü ve kaynaðýdýr. O’na selat-ý selâm olsun. Allah beþeriyeti bu mukaddes ve muazzez Ruh-u Âzam’a baðýþlaya.



Hz.Muhammed hakkýnda ki:

“ Ene Evvelul Âbidin - Ben kullarýn ilkiyim” (Zuhruf-81) Âyeti de ilk olduðunu vurguluyor. Hz. Muhammed(A.S)’in pâk Ruh’u, Allah’ýn ilk Ruh’udur. Ýlk tecellisidir. Taayyünü evvel (Ýlk belirtisi, görüntüsügöz kırpma dir. Doða’daki þafaðýn atýþý gibi. Þafak Güneþin kendisi deðil, ama Güneþin rengi- niteliðidir-sýfatýdýr. Yani Ruh’u Âzam, Allah’ýn Zâtý deðil, Ama Âllah’ýn zâti sýfatýdýr-niteliði-nasýllýðýdýr.

Hali’dir. ( durumudur. Nitekim ‘Emr’, Hal-durum demektir. Durum, Hal sahibinin vasfý-sýfatýdýr. Allah ‘Ruh’ için; “De ki; Ruh, Rabbýmýn Emrinden”dir, buyurmaktadýr. Emr, Hal, durumdur. Hal-durum sýfattýr-niteliktir. Öyleyse, Ruh Allah’ýn bir hali, bir durumudur, Zâti sýfatýdýr. Allah’ýn Zâtý Nur’dur, Allah’ýn durumu da Nur’dur.

Son söz “Ýnsan’a; Âdem’e önce beden yapýlmýþ, sonra ‘Ruh’dan bir ruh üfürülmüþtür’.

Ýsâ Mesih’in yaradýlýþýnda ise, önce Ruh, Meryem’in rahmine üfürülmüþ, sonra Meryem’in kanýndan, O’nun bedeni yaratýlmýþtýr. Týpký Âdem gibi, Ýsâ’nýn da bedeni yaratýktýr, Mahlûktur, Cisimdir, Yapaydýr.

“ Ya Ýsâ, inni mütevveffike ve rafiuke, ileyye - Ya Ýsâ ben seni öldürdüm ve kendime yücelttim (kendi katýma)” (Âl-i Ýmran-55)

Ýþte bu Âyette buyurulduðu gibi, sanki bu: ipek böceðinin kozasýný delip, kozayý terk edip göðe uçtuðu gibi; Mesih(A.S)’de ölmüþ ve bedenini terk ederek, Ruh’u Allah’a yücelmiþtir.

Yani ceset yücelmiþ deðildir. Çünkü beden ölmüþtür. Ölü beden, cisim, madde Allah’a yücelmez.

Soyut olan Ruh yücelmiþtir.
Gönderen: 09.06.2009 - 00:38
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Alemin Yaradýlýþý

1656 - Ýmran Ýbnu Husayn (R.a) anlatýyor: "Mescidde, Resûlullah (S.a.v)'ýn huzuruna girmiþtim. (O sýrada) Benî Temim kabilesinden bir grup insan geldi. Onlara:

"Ey Benî Temim, size müjde olsun!" diyerek söze baþlamýþtý. Onlar hemen:

"Bize müjde verdin. Öyle ise (beytü'l-mâlden) iki kere baðýþ yap!" diye talepde bulundular. Onlarýn bu cevabý karþýsýnda Resûlullah (S.a.v)'ýn yüzünden rengi attý. Hz. Peygamber (S.a.v)'ýn huzuruna (Hayber'in fethi sýrasýnda) Yemen halkýndan bir grup (Eþ'ârîgöz kırpma girmiþti. Onlara:

"Ey Yemenliler! Benî Temim'in kabul etmediði müjdeyi siz bari kabul edin!" dedi. Onlar:

"Kabul ettik ey ALLAH'ýn Resûlü!" dediler ve arkadan ilâve ettiler:

"Biz dinimizi öðrenmeye ve bu (yaratýlýþgöz kırpma iþinin baþý ne idi, onu senden sormaya geldik!" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (S.a.v), mahlükatýn ve Arþ'ýn baþlangýcýný anlatmaya baþladý:

"Bidayette ALLAH vardý, O'ndan önce baþka bir þey yoktu. O'nun Arþ'ý suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattý. Sonra zikr (denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek) her þeyi yazdý."

Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkýb, 3946.

1657 - Ebu Rezîn el-Ukeylî (R.a) anlatýyor: "Ey ALLAH'ýn Resûlü, dedim, mahlukatýný yaratmazdan önce Rabbimiz nerede idi?" Bana þu cevabý verdi:

"el-Amâ'da idi. Ne altýnda hava, ne de üstünde hava vardý. Arþýný su üzerinde yarattý." Ahmed Ýbnu Hanbel dedi ki: "Yezid þunu söyledi: el-Amâ, yani "ALLAH'la birlikte baþka bir þey yoktu" demektir."

irmizî, Tefsir, Hud (3108).

1658 - Târýk Ýbnu Þihâb (R.a) anlatýyor: "Ömer Ýbnu'l-Hattâb dedi ki: "aglaBirgün) Resûlullah (S.a.v) aramýzdan doðrularak mahlükatýn ilk yaratýlýþýndan baþlayarak (geçmiþ olan gelecek olan bütün safalarýgöz kırpma cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin cehenneme girmesine kadar anlattý. Bunu bir kýsmý öðrendi, bir kýsmý unuttu."

Buharî, Bed'ul-Halk 1.

1659 - Ýbnu Mes'üd (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki: "ALLAH Teâlâ hazretleri aklý yarattýðý zaman ona: "Gel!" dedi, o da geldi. Sonra "Geri dön!" diye emretti. O da geri döndü. Bunun üzerine akla þunu söyledi: "Ben, kendime senden daha sevgili olan baþka bir þey yaratmadým. Seni, nezdimde mahlükâtýn en sevgilisi olana bindireceðim."

Rezin ilavesi.

1660 - Hz. Câbir (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) bana: "ALLAH'ýn meleklerinden olan Arþ'ýn taþýyýcýlarýndan bir melek hakkýnda rivâyette bulunmam için bana izin verildi" dedi ve ilâve etti: "Onun kulak yumuþaðý. ile ensesi arasýndaki uzaklýk yedi yüz senelik mesâfedir"

Ebu Dâvud, Sünnet 19, (4727).

1661 - Hz.Abbas Ýbnu Abdilmuttalib (R.a) anlatýyor: "Bathâ nâm mevkide, aralarýnda Resûlullah (S.a.v)'ýn da bulunduðu bir grup insanla oturuyordum. Derken bir bulut geçti. Herkes ona baktý. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bunun ismi nedir bileniniz var mý?" diye sordu.

"Evet bu buluttur!" dediler. Resûlullah (S.a.v):

"Buna müzn de denir" dedi. Oradakiler:

"Evet müzn de denir" dediler. Bunun üzerine Resülullah (S.a.v) :

"Anân da denir" buyurdu. Ashab da:

"Evet anân da denir" dediler. Sonra Hz. Peygamber (S.a.v):

"Biliyor musunuz, sema ile arz arasýndaki uzaklýk ne kadardýr?" diye sordu.

"Hayýr, vALLAHi bilmiyoruz!" diye cevapladýlar.

"Öyleyse bilin, ikisi arasýndaki uzaklýk ya yetmiþ bir, ya yetmiþ iki veya yetmiþ üç senedir. Onun üstündeki sema(nýn uzaklýðý da) böyledir."

Resûlullah (S.a.v) yedi semayý sayarak her biri arasýnda bu þekilde uzaklýk bulunduðunu söyledi. Sonra ilâve etti:

"Yedinci semânýn ötesinde bir deniz var. Bunun üst sathý ile dibi arasýnda iki sema arasýndaki mesafe kadar mesafe var. Bunun da gerisinde sekiz adet yabâni keçi (süretinde melek) var. Bunlarýn sýnnaklarý ile dizleri arasýnda iki semâ arasýndaki mesafe gibi uzaklýk var, sonra bunlarýn sýrtlarýnýn gerisirýde Arþ var, Arþ'ýn da alt kýsmý ile üst kýsmý arasýnda iki sema arasýndaki uzaklýk kadar mesafe var. ALLAH, bütün bunlarýn fevkindedir."

Tirmizî, Tefsir, Hâkka, (3317); Ebû Dâvud, Sünnet 19, (4723); Ýbnu Mâve, Mukaddime 13, (193).

Bir rivâyette þu açýklama yer alýr: "Bu hadisi Câmiu'1-Usül sâhibi, Kütüb-i Sitte'ye dâhil kitaplardan hiçbirine nisbet etmemiþtir."

Katâde ve Abdullah'dan yapýlan bir rivayet þöyle: "Resûlullah (S.a.v) ashabýyla birlikte otururken bir kýsým bulutlar geçmiþti:

"Bunun ne olduðunu biliyor musunuz? Bu, el-anân (denen buluttur), bu arzýmýzýn sakasýdýr. ALLAH Teâlâ bunu kendisine hiç ibâdet etmeyen bir kavme göndererek (su ihtiyaçlarýný görür)" dedi. Bir müddet sonra devamla:

"Bu sema nedir biliyor musunuz? Dürülmüþ bir dalga, korunmuþ bir tavandýr. Bunun üstünde diðer bir sema vardýr" dedi ve böylece üst üste yedi semanýn olduðunu söyledi. Sonra konuþmasýna devamla:

"Ýkisi arasýnda ne (kadar uzaklýk) var biliyor musuzýuz?" diye sorduktan sonra "Beþ yüz yýl!" dedi. Sonra tekrar:

"Bunun gerisinde ne olduðunu biliyor musunuz? Bunun gerisinde su var. Suyun gerisinde Arþ var. ALLAH, Arþ'ýn fevkindedir. Ademoðlunun ef'âlinden hiçbiri O'na gizli kalmaz" buyurdu. Sonra tekrar:

"Bu arz nedir, biliyor musunuz? Bunun altýnda bir diðer arz var, ikisi arasýnda beþ yüz yýl var. Böylece yedi arzýn varlýðýný birer birer saydý" hadisi zikretti."

1662 - Abdullah Ýbnu Mes'ud (R.a)'dan yapýlan rivayette, Resûlullah (S.a.v)þöyle buyurmuþtur: "ALLAH yedi semayý yarattý. Her birinin kalýnlýðý beþ yüz yýl yürüme mesafesidir. "

Derim ki: "Tirmizî'nin Câmi'inde yer alan Katâde hadisi, bazý takdim ve te'hirler, ziyâde ve noksanlarla Hasan Basri an Ebî Hüreyre tarikinden merfu olarak gelmiþtir.

ALLAHu a'lem.

1663 - Cübeyr Ýbnu Mut'im (R.a) anlatýyor. "Resûlullah (S.a.v)'a bir bedevî gelerek:

"Ey ALLAH'ýn Resûlü, (kuraklýktan) insanlar meþakkate düþtüler. Aile efradý zayiata uðradý. Hayvanlarýmýz da helâk oldular. Bizim için ALLAH'a dua et, su göndersin. Zîra biz ALLAH'a karþý senin þefaatini, sana karþý da ALLAH'ýn þefaatini taleb ediyoruz!" dedi. Resûlullah (S.a.v) adama þu mukabelede bulundu:

"Yazýk sana, söylediðin þeyin idrakinde misin ? SübhanALLAH!"

Resûlullah (S.a.v) sübhanALLAHlarý o kadar tekrar etti ki bunun tesiri Ashab'ýn yüzünden okunmaya baþladý. Sonra Resûlullah (S.a.v) sözüne þöyle devam etti:

"Yazýk sana, mahlukatýndan hiç kimseye karþý ALLAH þefaatçi kýlýnmaz. ALLAH'ýn þâný böyle bir þey yapmaktan çok yücedir. Bak hele! Sen ALLAH'ýn (azametinin) ne olduðunu biliyor musun? O'nun Arþ'ý, semavatýnýn' þöyle üzerindedir.-Parmaklarýyla iþaret ederek- týpký üzerinde bir kubbe gibi. Arþ Zat-ý Zülcelâl sebebiyle inleyip ses çýkarýr, týpký süvarisi sebebiyle atýn ses çýkarmasý gibi. "

Ebu Dâvud, Sünnet 19, (4726).

1664 - Hz. Ebu Hüreyre (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) bir gün elimden tuttu ve þu açýklamayý yaptý:

"ALLAH topraðý cumartesi günü yarattý. Ondaki daðlarý pazar günü yarattý; aðaçlarý pazartesi günü yarattý. Mekruhlarý salý günü yarattý. Nuru çarþamba günü yarattý ve onda hayvanlarý perþembe günü yaydý. Hz.Adem (aleyhisselam)'i cuma günü ikindi vaktinden sonra, ikindi ile gece arasýndaki gündüz vaktinin en son saatinde en son mahluk olarak yarattý."

Müslim, Sýfatu'1-Kýyâme 27, (2789).

1665 - Hz. Ebu Zerr (R.a) anlatýyor: "Güneþ batarken Resûlullah (S.a.v) ile birlikte mescidde idim. Bana:

"Ey Ebu Zerr, biliyor musun bu Güneþ nereye gidiyor?" diye sordu. Ben:

"ALLAH ve Resûlü daha iyi bilirler!" dedim.

"Arþ'ýn altýna secde yapmaya gider, bu maksadla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceði, izin isteyip, izin verilmeyeceði zamanýn (kýyametin) gelmesi yakýndýr. O vakit kendisine: "Geldiðin yere dön!" denir. Böylece battýðý yerden doðar. Bu durumu Cenâb-ý Hakk'ýn þu sözü haber vermektedir. (Mealen): "Güneþ, duracaðý zamana doðru yürüyüp gitmektedir. Bu aziz ve alîm olan ALLAH'ýn takdiridir"aglaYâsin 38).

Buhârî, Tefsir Yâ-sin 1, Bed'u'1-Halk 4, Tevhid 22, 23; Müslim, Ýmân 250, (159); Tirmizî, Tefsir, Yâ-sin, (4225).

1666 - Hz. Ebu Hüreyre (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki.: "Güneþ ve Ay kýyamet günü sarýlýrlar."

Buhâî, Bed'ül-Halk 4.

1667 - Ýbnu Abbâs (R.a) anlatýyor: "Yahudiler, gök gürültüsünün ne olduðunu Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'den sordular:

"Bulutlara müvekkel olan melektir. Berâberinde ateþten kamçýlar var. Bununla bulutlarý ALLAH'ýn dilediði yere sevkeder"diye cevap verdi.

Onlar tekrar sordular:

"Ya þu iþitilen ses, o nedir?"

"Bu, bulutlarýn istenen yere gitmeleri için onlara yapýlan bir sevkdir" dedi. Yahudiler:

"Doðru söyledin. Þimdi de Ýsrail'in Yakub (A.s)kendisine haram kýldýðý þey nedir onu söyle?" dediler. Resûlullah (S.a.v):

"Hz. Yakub (ýrku'n-nesâ denen) uyluk mafsalýndan baþlayýp dize, topuða kadar inen. bir aðrýdan muzdarib idi. Deve eti ve sütü dýþýnda kendine uygun gelen (ne yiyecek, ne içecek) münâsip bir þey yoktu. Bu sebeple o da bunlarý haram etti" dedi. Yahudiler: "Doðru söyledin" dediler."

Tirmizî, Tefsir Ra,d, (3116).

1668 - Hz. Ebu Hüreyre (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki: "Cehennem, Rabbine þikâyet ederek dedi ki: "Ey Rabbim, bir kýsmým diðer kýsmýmý yiyor. " Bunun üzerine ona iki nefes, izin verdi: Bir nefes, kýþta, bir nefes de yazda. Ýþte bu (yaz nefesi), en þiddetli þekilde hissettiðiniz hararettir. Öbürü de (kýþta) en þiddetli bulduðunuz soðuktur."

Buhârî, Bed'ül-Halk 10; Müslim, Mesâcid 185, (617); Tirmizî, Sýfatu Cehennem 9, (2595); Ýbnu Mâce, Zühd 38, (4319); Muvatta, Yükûtu's-Salât 27, (1,15).

1669 - Katâde (rahimehullah) anlatýyor: "Bu yýldýzlar üç maksatla yaratýldý:

1- ALLAH onlarý semaya zinet (ve süs) kýldý.

2- Þeytanlara atýlacak taþ kýldý.

3- Geceleri istikamet tayin etmede iþaretler kýldý. Kim yýldýzlar hakkýnda bunlar dýþýnda bir te'vil ileri sürerse (kendi ilâve ettiði) hissesinde hataya düþer, nasibini kaybeder, mânasýz bir yükün altýna girer ve hakkýnda bilgisi olmayan, peygamberler ve meleklerin bile bilmekte âciz kaldýklarý bir þeye burnunu sokmuþ olur. ALLAH'a yeminle söylüyorum: ALLAH hiç kimsenin ne hayatýný, ne rýzkýný, ne de ölümünü herhangi bir yýldýzla irtibatlý kýlmamýþtýr. (Aksini iddia edenler) ALLAH hakkýnda yalan söyleyerek iftira ediyorlar..."

Rezîn ilavesidir. Ancak, (hakkýnda bilgisi olmayan) ibâresine kadar olan kýsmý, Buhârî, Bed'ül-Halk'da (3. bab) senetsiz olarak kaydetmiþtir.

1670 - Ebu Mûsa (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v)'ý dinledim, þunu söyledi: "ALLAH Teâlâ hazret1eri, Adem'i, yeryüzünün bütün (cüzler)inden almýþ olduðu bir avuç topraktan yarattý. Âdem'in oðullarý da arzýn kýsýmlarýna göre vücuda geldi. Bir kýsmý beyazdýr, bir kýsmý kýzýldýr, bir kýsmý siyahdýr. Bunlar arasýnda orta (renkliler) de var. Ayrýca bir kýsmý uysaldýr, bir kýsmý haþindir, bir kýsmý habis (kötü kalbli), bir kýsmý iyi kalblidir."

Ebu Dâvud, Sünnet 17, Tirmizî, Tefsir, Bakara, (2948).

1671 - Hz. Ebu Hüreyre (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki: "ALLAH Teâla, Hz. Âdem (A.s)'ý yarattýðý ve ruh üflediði zaman, Âdem hapþýrdý ve elhamdülillah diyerek, izni ile Teâla'ya hamdetti. Rabbi de ona:

"Ey Âdem, yerhamukALLAH (ALLAH sana rahmet etsin), (mukarreb) meleklerden þu oturan gruba git ve "Esselâmu aleyküm" de!" dedi. (Hz. Âdem öyle yaptý. Hitab ettiði melekler):

"Ve aleyke's-selamu ve rahmetullahi ve berekâtuhu!" diye karþýlýk verdiler. Sonra Âdem (A.s) Rabbine döndü. Rabbi ona:

"Bu cümle senin ve evlâdlarýnýn aralarýndaki selâmlaþmadýr" dedi.

ALLAH Teâla hazretleri, elleri kapalý olduðu halde Âdem'e:

"Dilediðini seç!" dedi. Hz. Âdem:

"Rabbimin sað elini seçtim! Rabbimin iki eli de saðdýr, mübarektir" dedi. Sonra ALLAHu Teâlâ hazretleri sað elini açtý. Ýçinde Hz. Âdem ve onun zürriyeti(nin emsâlleri) vardý. Hz. Âdem (A.s):

"Ey Rabbim, bunlar nedir?" dedi. Rabb Teâla:

"Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Her insanýn iki gözünün arasýnda ömrü yazýlýydý. Aralarýnda biri hepsinden daha parlak, daha nurlu idi. Hz. Âdem:

"Ey Rabbim ! Bu kimdir?" dedi. Rabb Telâla hazretleri:

"Bu senin oðlun Dâvud'dur. Ben ona kýrk yýllýk ömür takdir ettim" dedi. Âdem aleyhisselam:

"Ey Rabbim onun ömrünü uzat!" talebinde bulundu. Rabb Teâla:

"Bu ona takdir edilmiþ olandýr!" deyince, Âdem:

"Ey Rabbim, ben ona kendi ömrümden altmýþ senesini verdim"diye ýsrar etti. Bunun üzerine Rabb Teâla:

"Sen ve bu (talebin berabersiniz)." buyurdu.

Sonra Âdem cennete yerleþtirildi. ALLAH'ýn dilediði kadar orada kaldý. Sonra cennetten (arza) indirildi. Âdem burada kendi ecelini yýl be-yýl sayýp hesaplýyordu. Derken ölüm meleði geldi. Hz. Âdem (A.s) ona:

"Acele ettin, erken geldin. Bana bin yýl ömür takdir edilmiþti!" dedi.

Melek:

"Ýyi ama sen oðlun Dâvud a altmýþ senesini verdin" dedi. Ne var ki O bunu inkâr etti, zürriyeti de inkâr etti; o unuttu, zürriyeti de unuttu. "

Resûlullah (S.a.v) ilâve etti: "O günderý itibaren yazma ve þahidlik emredildi."

Tirmizî, Tefsir, Muavvizateyn (3365). Bu hadis A'raf süresinin tefsirinde geçti. Orada son cümle yoktur.

1672 - Hz. Aiþe (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki: "Melekler nurdan yaratýldýlar, cinler dumanlý bir alevden yaratýldýlar. Âdem de size vasfý yapýlandan yaratýldý. "

Müslim, Zühd 60, (2996).

1673 - Ýbnu Ömer (R.a) anlatýyor: "Hayýr, ALLAH'a kasem olsun Resûlullah (S.a.v), Hz. Ýsa'nýn kýzýl çehreli olduðunu söylemedi. Ancak þunu söyledi: "Ben bir keresinde uyumuþtum. Rüyamda Beytullah'ý tavafediyordum. O sýrada düz saçlý, kumral benizli, baþýndan su akar vaziyette iki kiþiye dayanýp ortalarýnda gitmekte olan birisini gördüm.

"Bu kim?" dedim.

"Meryem'in oðlu!" dediler.

Bunun üzerine daha yakýndan görmek için ilerledim. Kýzýl, iri, kývýrcýk saçlý, sað gözü kör, gözü üzüm gibi pertlek bir adam daha vardý.

"Bu kim?" dedim.

"Bu, Deccâl !" dediler.

Ýnsanlardan en çok ona benzeyeni Ýbnu Katan'dý."

Zührî der ki: "Ýbnu Katan, câhiliye devrinde vefat eden Huzâalý bir kimseydi."

Buhârî, Tabi 33, 11, Enbiya, 42, Libâs 68, Fiten 26, Müslim, Ýmam 275,(169); Muvatta, Sýfatu'n-Nebi 2, (2, 920).

1674 - Hz. Câbir (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki: "Bana geçmiþ peygamberler (aleyhimusselam) arzedildiler. Hz. Musa zayýfca bir erkekti. Sanki Þenûe kabilesinden (uzun boylu) birine benziyordu. Hz. Ýsa (A.s)'yý da gördüm, gördüklerim içinde ona en çok benzeyen Ürve Ýbnu Mes'üd idi. Hz. Ýbrahim (A.s)'i de gördüm, gördüklerim arasýnda ona en çok benzeyen, arkadaþýnýzdý -yani kendisini kastediyor- Hz. Cebrail (A.s)'i de gördüm. Gördüklerimden ona en ziyâde benzeyen Dýhye Ýbnu Halîfe idi."

Müslim, Ýmam 271, (167); Menâkýb 27, (3651).

1675 - Semure Ýbnu Cündüb (R.a) anlatýyor: "Resûlullah (S.a.v) buyurdu ki: "Sâm, Araplarýn babasýdýr.Yâfes, Rumlarýn babasýdýr. Hâm Habeþîlerin babasýdýr."

Tirmizî, Tefsîr, Sâffât, (3229), Menâkýb, (3927).

1676 - Hz. Ebu Hüreyre (R.a) anlatýyor: "Resulullah (S.a.v) buyurdular ki: "Zekeriyya (As) marangoz idi."

Müslim, Fedâil 169, (2379).


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 09.06.2009 - 00:49 tarihinde.
Gönderen: 09.06.2009 - 00:47
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
su_mavisi su an offline su_mavisi  
RE:
183 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý (( ReYYaN ))

Deðerli ayþe bacým,

bu gibi kiþiler misyonerlik çerçevesinde Yehova Þahitleri olarak kendi dinlerini yaymak için özellikle yetiþtirilmiþ kiþilerdir. Ve yüksek meblað ücret karþýlýðýnda çalýþýrlar. Amaçlarý dini yaþamak deðil maddiyettir daha çok. Ve bu kiþilere tüm dinler hakkýnda bilgi verilir. Ve fakat dinlerin gerçek yüzleri deðilde insanlarý kendi dinlerinde ne þekilde þüpheye düþürecekleri konularý açarak kafalarýný karýþtýrýrlar.

O kadar konu varken ne lazým bize þimdi hangi meleðin ne zaman yaratýldýðý? Bize bunun bir fazdasý ne olacak?
Allahu Teala bizi yaratmýþ, kitaplar göndermiþ, peygamberler göndermiþ ve doðrularý ile yasaklarý anlatmýþ. Biz bundan sorumluyuz? Hz. Ýsa (a.s.)nýn hayatýný bilmek öðrenmek tabiki bize ibret almamýz için faidelidir. Ancak biz Hz. Ýsa'nýn da Rabbi olan, Hz. Muhammed (a.s.)'inde rabbi olan Allah (c.c.)'ýmýzýn emir ve yasaklarýný öðrenmeyip veya öðrendiðimiz halde bunlarý tatbik etmiyorsak ve dini hükümleri yanlýþ biliyorsaki Hz. Ýsa (a.s.) bugðn dünyaya gelse acaba biz ona tabi olabilecekmiyiz? Hz. Ýsa'da Kuraný anlatacak. Namaz kýlýn diyecek. Yalan söylemeyin, gýybet etmeyin, zalimlerin karþýsýnda olun. Aç olanlara yardým edin, mazlumlardan yana olun diyecektir. Kardeþlerinizi sevin. Irk, dil ayýrýmý yapmadan her müslümaný kardeþiniz bilin ve onlarla her þeyinizi paylaþýn demeyecekmi?
Peki bunlar bize zaten söylenmemiþmi? Hz. Ýsa söylediði zaman mý inanacaðýz? Kuran ve Hz. Peygamber dediði içinmi inanmýyoruz?

Velhasýl teferruata ininceye kadar daha çok yapmamýz gereken iþ var. Biz önce emir ve yasaklarý öðrenelim ve yaþayalým ve ondan sonra kabre girmeden teferruata inmeye vaktimiz kalýrsa onlarlada meþgul oluruz. Aksi halde dinimizi bilmezsek baþkalarýna yem olmaya mahkum oluruz.

Bilvesile Selamlarýmla...


Gönderen: 09.06.2009 - 07:19
Bu Mesaji Bildir   su_mavisi üyenin diger mesajlarini ara su_mavisi üyenin Profiline bak su_mavisi üyeye özel mesaj gönder su_mavisi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
su_mavisi su an offline su_mavisi  
RE:
183 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Muhtazaf

HZ. ÝSA'NIN YARATILIÞI

Bir de Kur’an’da Hz.Ýsa'nýn yaradýlýþý anlatýlmaktadýr. Onun için Kur’an’da, Sure-i Meryem'de: Meryem, doðu mekânda iken O'na bir beþer-erkek suretinde ruhunu gönderdiðini ve Ýsa'yý, Meryem'e yüklediðini bildirmektedir.

Ýsa'nýn Ruhunu, Allah diðer bir Ruhla Meryem'e göndermiþ ve Meryem'e üfürmüþtür. Ruh Meryem'e her ne kadar beþer suretinde (erkek) görünmüþse de Ruh, cisim deðildir. Ruhun cinsiyeti yoktur. Ruh, Nur'dur. Meleklerden daha keskin Nur'dur. Zira Ruh, Allah'ýn emri, kelimesi, Ýlâhi nefesidir.

-"Feerselna ileyha Ruhena -Ruhumuzu gönderdik". (Meryem-17).

Ýsa ise, Meryem'in kanýnda diðer çocuklar gibi cenin olup; karnýnda büyüyüp çocuk olduðunda, Meryem O'nu diðer kadýnlar gibi doðurup, O'na süt verip büyüttüðüne göre; yani týfýl-çocukluk devresi ve gençlik devresi geçirdiðine göre; O da diðer insanlar gibi bir evrim geçirmiþ durumdadýr. Öyleyse Ýsa'nýn bedeni cismi, yani beþeri yönü Meryem’dendir. Bedenini Meryem'den almýþtýr. Ruha mutlaka bir beden lazýmdýr. Elektriðe, ampul lazým olduðu gibi. Zira Ruh Nur'dur. Kendiliðinden dýþarý çýkmaz. Mutlaka bir bedene, kaba girer, görünür. Meryem'e aslýnda Ruh, iç âlemde görülmüþtür. Yani Mânevi psikolojik bir olaydýr. Meryem'e beþer suretinde görülen Ruh, Ýsa'nýn Ruhunu Meryem'in rahmine, içine üfürmüþagla69) Rahim kapayarak Ýsa'nýn Ruhunu içine almýþtýr. Ruh, Nur'dur. O bir zerrede ve bir atomda da gizlenebilir. Çok güçlü elektriðin çok küçük bir metala yüklenerek iletildiði gibi.

Ancak Ýsa'nýn bir özelliði var: diðer insana da erkek sperma rahimin içine nakledilmek suretiyle Cenin, çocuk ana karnýnda yaratýlmaktadýr. Ýsa'da ise Ýsa'nýn Ruhu, Meryem’in rahim içine nakledilmiþtir. Tanrý her þeye Kadirdir. Zira, Ýsa'nýn erkek babasý yoktur.

Tanrý, Ýsa meselesinin, Âdem meselesi gibi olduðunu

söylemektedir.

(69) Yumurta, yumurtalýk

-"Meseli Ýsa kemeseli Âdem -Ýsa örneði, Âdem örneði gibidir (Âl-i Ýmran-59). Yani Âdem’in-ilk Ýnsan'ýn da babasý yoktur.

Bu Âyette Allah; Ýsa’yý, Âdem'e denk tuttuðu için Âdem yani Ýnsan da Ruhullahtýr. Zaten Âdem'in cesedi ortadan kalkýnca ortaya çýkan Ruhullahtýr. Öyleyse Ýnsan da Ruhullahtýr.

"El insani Sýrri ve ene Sýrrihi - Ýnsan, Benim sýrrým, Bende insanýn" (Sýrrül Esrar, S.A.Geylâni, sayfa 24)

Ýnsan Ruhtur. Ýslâm Tasavvufunda Hakikat-ý Muhammediye dersinde böyledir.

Âdem'i de babasýz yarattýðýný, her þeye Kadir olduðunu söylemektedir.

Hz. Ýsa, bedenini Meryem’den almýþ, organik bir varlýktýr. Onun için anne karnýnda cenin olmuþ; sonra küçücük bir çocuk olmuþtur. Meryem O'na süt vermiþ, sonra büyümüþ, yemiþ, içmiþ, saçlý sakallý bir beþer, bir insan olmuþtur. Hz. Ýsa'nýn evrim süreci budur.



ÝSÂ MESÝH (A.S.)’ÝN YARATILIÞI HAKKINDAKÝ SON SÖZ:



Âdem’in bedeni topraktan yaratýlmýþ, sonra Ruh üfürülmüþtür. Âdem’in çocuklarýnýn da; bedeni ana karnýnda yaratýldýktan sonra, belirli bir ayda ‘Ruh’ üfürülmüþtür. Zira ‘Ruh’ üfürülmemiþ insanda, ‘Akýl’ olmaz. Hayvanlarda aklýn olmadýðý gibi. Hayvanlarda “Allah’ýn Ruh’u” yoktur. Hayvan ve bitkilerde sadece organik can vardýr.

Ancak, Hz. Ýsa Mesih’in yaratýlýþý, ‘Üçüncü Bir Yaratýlýþtýr’. Durum þöyledir: Önce, Allah, Meryem’e Ýsâ’nýn Ruh’unu üfürüyor. Sonra, Meryem’in kanýndan, O’na beden örüyor. Bu, diðer bütün insanlarýn yaratýlýþýnýn tersidir. Kesin olarak Ýsâ, bedenini, kanýný, ve sûretini beþer olan ’Meryem’den almýþtýr.

Bunu þununla örnekleyebiliriz;

Ýpek böceði, önce Dut’un yapraðýný yer ve kendine koza yapar.Ve o kozanýn içinde kalýr. Sonra, kozayý deler ve uçar.

Ýþte Hz. Ýsâ’nýn yaratýlýþý da, týpký bunun gibidir. Önce, ‘Ruh, Nur’, Meryem’in rahmine üfürülüyor. Çünkü, ‘Meryem’in içine üfürdük’ diyor. Dikkat edilirse, Ruhumuzu üfürdük demiyor; Ruhumuzdan üfürdük buyuruyor.

Sure-i Enbiya’da Allahutaala,

”Velleti ahsenet ferceha, fene fehna, fiha min ruhina-( O kýz ki, Meryem) ýrzýný, namusunu korudu, Biz O’na Ruhumuzdan üfürdük” buyuruyor.

Âyet þu þekilde devam ediyor:

“ Veceelneha, Vebneha Âyeten Lil Âlemin.-(O’nu (Meryem’i) ve Oðlu’nu Âlemlere Âyetimiz kýldýk (Mucizemiz). Yani Meryem, kocasýz doðurdu, Ýsâ’da babasýz yaratýldý.”

Bu Âyetle; Meryem’e üfürülen Ruh’un ikinci bir Ruh olduðu, (yani Hz.Ýsâ’nýn Ruhu olduðu) anlaþýlmaktadýr. Ve Ruh’umdan üfürdüm diyor, týpký Âdem hakkýnda buyurduðu gibi.

Aynen Âdem için de,

“Venefehtu fihi, min ruhi -Âdem’e Ruhumuzdan üfürdük” buyurduðu gibi.

Öyleyse, Allah’ýn bir Ýlk ve Büyük Ruh’u var ki; Tasavvufta buna, Hakikat-i Muhammediye denir. Büyük Muhammedi (Külli) Ruh, ‘Ebul ervâh, Ebi Mukaddes’ (Ruhlarýn babasý , Mukaddes Baba) Ýþte bu Ruh-u Azam’dýr. En mukaddes Ruh’dur. Külli (bütüncül) Ruh’dur. Bütün Ýnsan’lara bu Ruhdan üfürülmüþtür. Ýþte Allah’ýn ‘Ruhum’dan dediði Ruh, bu Ruh-u Âzam’dýr. Hz.Muhammed’in ‘Allah, önce benim Ruhumu, önce benim Nurumu halk etti (yaptýgöz kırpma’, dediði bu ilk Ruh; Ruh-u Âzam, Hz. Muhammed’in pâk ve mukaddes Ruhudur. Ebul Ervâh’ dýr. Bütün Ruhlarýn, Ruhani Babasý ve Menbaý ’dýr, Özü ve kaynaðýdýr. O’na selat-ý selâm olsun. Allah beþeriyeti bu mukaddes ve muazzez Ruh-u Âzam’a baðýþlaya.



Hz.Muhammed hakkýnda ki:

“ Ene Evvelul Âbidin - Ben kullarýn ilkiyim” (Zuhruf-81) Âyeti de ilk olduðunu vurguluyor. Hz. Muhammed(A.S)’in pâk Ruh’u, Allah’ýn ilk Ruh’udur. Ýlk tecellisidir. Taayyünü evvel (Ýlk belirtisi, görüntüsügöz kırpma dir. Doða’daki þafaðýn atýþý gibi. Þafak Güneþin kendisi deðil, ama Güneþin rengi- niteliðidir-sýfatýdýr. Yani Ruh’u Âzam, Allah’ýn Zâtý deðil, Ama Âllah’ýn zâti sýfatýdýr-niteliði-nasýllýðýdýr.

Hali’dir. ( durumudur. Nitekim ‘Emr’, Hal-durum demektir. Durum, Hal sahibinin vasfý-sýfatýdýr. Allah ‘Ruh’ için; “De ki; Ruh, Rabbýmýn Emrinden”dir, buyurmaktadýr. Emr, Hal, durumdur. Hal-durum sýfattýr-niteliktir. Öyleyse, Ruh Allah’ýn bir hali, bir durumudur, Zâti sýfatýdýr. Allah’ýn Zâtý Nur’dur, Allah’ýn durumu da Nur’dur.

Son söz “Ýnsan’a; Âdem’e önce beden yapýlmýþ, sonra ‘Ruh’dan bir ruh üfürülmüþtür’.

Ýsâ Mesih’in yaradýlýþýnda ise, önce Ruh, Meryem’in rahmine üfürülmüþ, sonra Meryem’in kanýndan, O’nun bedeni yaratýlmýþtýr. Týpký Âdem gibi, Ýsâ’nýn da bedeni yaratýktýr, Mahlûktur, Cisimdir, Yapaydýr.

“ Ya Ýsâ, inni mütevveffike ve rafiuke, ileyye - Ya Ýsâ ben seni öldürdüm ve kendime yücelttim (kendi katýma)” (Âl-i Ýmran-55)

Ýþte bu Âyette buyurulduðu gibi, sanki bu: ipek böceðinin kozasýný delip, kozayý terk edip göðe uçtuðu gibi; Mesih(A.S)’de ölmüþ ve bedenini terk ederek, Ruh’u Allah’a yücelmiþtir.

Yani ceset yücelmiþ deðildir. Çünkü beden ölmüþtür. Ölü beden, cisim, madde Allah’a yücelmez.

Soyut olan Ruh yücelmiþtir.

KARDEÞÝM
Gönderen: 09.06.2009 - 07:33
Bu Mesaji Bildir   su_mavisi üyenin diger mesajlarini ara su_mavisi üyenin Profiline bak su_mavisi üyeye özel mesaj gönder su_mavisi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1311 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.76930 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.