0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Karanlığın içinde aydınlığı bulmak

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Karanlığın içinde aydınlığı bulmak
Moderator


4254 Mesaj -
Karanlýðýn içinde aydýnlýðý bulmak
Mustafa Ulusoy
Postmodern karanlýk: iman ederek yaþamak zor artýk
HASTA bir zamandayýz. Narsisizm ve arzu çaðý, zaten zor olan hayatý daha da zor kýlýyor bize. Hakikat ile yalanýn arasýndaki sýnýrlarýn içe doðru çöküþü, iman edenlerin imanýný yaþamasýný zorlaþtýrýyor. Ýnsanlara Yaratýcýyý hatýrlatacak uyaranlar alabildiðine zayýflatýlmaya, azaltýlmaya çalýþýlýyor. Ýnsanlarýn Yaratýcýnýn isteðine göre yaþamlarýný biçimlendirmeye çalýþmalarý yadýrganýyor. “Bu çaðda Yaratýcý ne imiþ ki ?” deniyor. Yaratýcýsýz bir yaþam dayatýlýyor ýsrarla. Bu þekilde yaþayanlarla alay ediliyor, istihza ile karþýlaþýlanýyor. Sadece namaz kýlmanýn kendisi bile “yobazlýk” etiketi konmasýna yetiyor.

“Hayat” denilince sonsuz bir yolculuðun ilk duraðýný yaþadýðýmýz; hayatýn, koyulduðumuz yolculuðun sadece bir bölümü olduðu ihmal ediliyor. Yolculuðun ölümle kesileceði vurgusu ile insan ruhu, kaldýramayacaðý bir dar mekana sýkýþtýrýlmaya çalýþýlýyor. Ahiret alemlerinden bize haberler getirenlerin sesi onca karmaþa içinde zar zor duyuluyor.

Baudrillard’ýn deyimiyle tam bir içe dönük infilaklar yaþýyoruz. Postmodern dünyada imaj ya da simülasyon ve gerçeklik arasýndaki sýnýrýn infilak edip çökmesiyle birlikte “hakikat”in zemini epey zorlaþýyor. Ýmaj içerikten daha önemli hale geliyor. Hayatý yaþamak yerine yaþar görünmek, varolmak yerine varolmuþ gibi yaþamak, önemli olmak yerine önemliymiþ gibi olmak yaþama biçimi haline geliyor. Ýnsanlar hayatý yaþamýyor, yaþar gibi yapýyorlar; “miþ” gibi ya da “sanki” yaþamak, varoluþumuzu hiçliðin derelerine atýyor.

Dayanmaya çalýþýyoruz. Israrla Yaratýcý adýna yaþamaya çalýþýyoruz. Verdiðimiz kararlarý bozsak ta, kendimize olan saygýmýzý azaltma pahasýna her sabah yeniden kararlar alýyoruz. Israrla ahiretimizi kaybetmek istemiyoruz. Ama bizim ýsrarýmýz kadar narsistik ve arzu çaðý da bir o kadar bize bu dünyayý yaþamamýzý diretiyor. Biz yine de direniyoruz.

Diyelim hayatýnýzda bir karar vereceksiniz. Çeþitli þekillerden birini seçerek belli þekilde davranacak, harekete geçeceksiniz. Ýstiyorsunuz ki yaptýðým iþ, hareket, davranýþ Yaratýcýmýn istekleri doðrultusunda olsun. Çevrenizde ailenizden baþlayarak, devlete kadar uzanan kalabalýk bir topluluk bulabiliyorsunuz. “Bu zamanda da bu olur mu?”, “bu zamanda böyle yaþanýr mý?” demeye baþlayabiliyorlar size. Önünüze aþýlmasý gereken sayýsýz engel çýkýyor. Zorluklarýn biri bitiyor, diðeri baþlýyor. Bir günün bitmesinin ardýndan, ertesi günün baþlamasý gibi. Karþýnýzda bulduðunuz direnç ilk elden yakýnlarýnýz, aileniz, tanýdýklarýnýz dahi olabiliyor. Ýnsanlar yaþamýnýza pervasýzca müdahele edebiliyorlar. Hem de sizi sizden çok düþündüklerini, sizin yanlýþlar yapmanýzý istemediklerini de belirterek. Ýsteðiniz masum bir istek halbuki. Ne devletle ne rejimle bir ilginiz yoktur. Ama duygularýnýzla çok ilgilisinizdir. Duygularýnýz ise Yaratýcýsýz yapamaz.

Yaþadýðýmýz hayatý, Rabbimiz adýna yaþamayý zorlaþtýrak engeller bitmiyor. Beyinlerimizle, düþüncelerimizle, duygularýmýzla, ruhumuzla oynamaya çalýþýyorlar. Bizi çalmaya çalýþýyorlar. Býraksak iðdiþ edecekler. Direniyoruz. Yaþamýn köþebaþlarýndan “eðlen, arzularýný doyur, daha çok iste, yaþa, istediðini yap, sýnýr tanýma, sen buna deðersin, eðlenceye ihtiyacýn var, alýþveriþ yap, tüket, bak, karþý cinsten arkadaþýn yoksa sen nesin ki?” sözleri duyuluyor. Direniyoruz. Direnmeliyiz. Belki de hayat bu. Belkide imtihan denilen þey bundan ibaret. Kendi nefislerimizi unutmak istemiyoruz. Ölümü unutmak istemiyoruz. Fena ve zevali, ayrýlýklarý, yaþlanmayý, burnumuzun ucunu dahi göremediðimiz gerçeðini unutmak istemiyor, kendi benliðimize deðil, Yaratýcýya güvenmek istiyoruz. Bize inat yüksek sesle binlerce kere dünyada arzularýmýza köle olmamýzý vurgulayan düþüncelerin empoze edildiði koþullar oluþturuluyor. Heva ve heveslerimizle, arzularýmýzla zaten baþýmýz sýkýntý içindeyken, bir de toplumsal narsisizm baþýmýza musallat oluyor. Kalp ve ruhumuz yalnýzlýk çekiyor.

Yaratýcý adýna yaþamanýn garipsendiði, kendi adýna yaþamanýn revaç bulduðu zamanlarýn insanýyýz. Bir çok insan size bir yemek ikram ederken, bir çay fincaný önünüze koyarken “Yaratýcýnýn verdiði nimetleri size ikram ediyorum. Bunlar Yaratýcýdan gelen nimetlerdir” diye düþünmüyor artýk. Dört gözle yemeðin ne harika yapýldýðýný duyabilmek için gözler size çevriliyor. Siz ise Rabbinize þükretmek istersiniz. Yemeði sizin için yapan insana da bu vesileliði için teþekkür etmek gelir içinizden. Ýnsanlarýn belki çoðu buna razý olmak istemez. “Allah razý olsun” demenizle birlikte insanlarýn bir kýsmý ile aranýzdaki ilk gerilim baþlar. Hayatýn alanýna “Allah’ý karýþtýrma” direnci ile karþýlaþýrýz. Yaratýcýnýn nimetlerine þükretmeniz bile hor görülür bir dehrin insanýsýnýyýzdýr artýk. Þikayet etmenin, memnun olmamanýn revaçta olduðu nihilizm, “razý olmak, memnun olmak” hallerimizi hor görüyor.

Kafamýza önemli konular takýlýdýr. Örneðin yaþamýn geçiciliði, faniliði, kýsalýðý, ölüm üzerine birileriyle konuþmak isteriz. Böyle konularý konuþmak için çok cesur olmalýyýz. Bir toplulukta ölüm gibi bir konuyu, yaþamýn kýsalýðýna dair bir vurguyu isterseniz açýn. Etiketimiz hazýrdýr: “Þimdi bunun sýrasý mý? Böyle konularý kafana takma, felsefeyle mi ilgileniyorsun.” Aslýnda sezinlersiniz. Bunu söyleyen de dün ölümü düþünmüþtür. Öyle bir zamanýn insanýyýzdýr ki en konuþulmasý gereken konular konuþulmaz olup çýkmýþtýr. Topluluktan da vazgeçersiniz. Bir hastamýn benden yakýndýðý gibi; “eþimle hayat ve ölüm üzerine konuþmak istiyorum. O ise baþýný televizyondan ayýrmýyor. O benim hayat arkadaþým deðil mi? Bu konularý onunla konuþmazsam kiminle konuþabilirim? Ondan istediðim, hayattan ve ölümden korkularýma çözüm bulmasý deðil. Beni dinlemesi yeter.” Psikiyatriyi icad edenler, oluþacak bu durumu biliyorlardý. Evet, kesin biliyorlardý. Herþeyi bozacaklarýný biliyorlardý.

Ýnsan iliþkilerinden baþlayýp devlete kadar, hayatýn bir çok alanýnda tahakküm, iktidar inþasý isteði kendini gösterir. Yine Baudrillard’a baþvurursak, kitlelerin sürekli olarak mesaj bombardýmanýna tutulmaktan ve sürekli olarak satýn almaya, tüketmeye, çalýþmaya, oy kullanmaya, toplumsal hayata katýlmaya kýþkýrtýlmaktan bezdiðini ve bir hýnç beslediðini de söyleyebiliriz. Böylece kayýtsýz kitleler tüm anlamýn, mesajlarýn ve kýþkýrtmalarýn bir kara delik tarafýndan yutulmuþcasýna infilak edip içe çöktüðü kasvetli bir sessiz yýðýn haline geliyor.

Karanlýðýn geçip gitmesini bekleyemeyiz. Biz, bizzat karanlýklar içindeki aydýnlýðý bulmak zorundayýz. “Ayný zulumat içinde nuru gördüm” diyen Nursi bize önemli bir ipucu vermiyor mu ? Karanlýklarý yok etmek, ayný karanlýðýn içindeki aydýnlýklarý bulmaktan geçer. Çünkü, karanlýk belki de hiç bir zaman tam olarak yok olmayacak. Belki de insanlýk tarihinde hem karanlýk, hem aydýnlýk hep vardý.


postmodern karanlýktaki aydýnlýk:

iman etmemek imkansýz artýk

Artýk yaþadýðýmýz zaman anlamdan, hikmetten yoksun hale gelmiþtir. Teorilerin herhangi güvenli limana demirlemeksizin boþlukta aktýðý bir nihilizm evreni vardýr çevremizde. Herþey donmuþ bir halde. Ama hiçbir insan yüreði bu donmuþluðun soðuðuna tahammül edemeyecektir. Hiçliðin ve hiççiliðin soðuk evreninin bizzat kendisi bu donuk yapýyý eritecektir. Soðuðun ateþi soðuðu eritecektir.

Ýnsan aklý hiç bu kadar aç kalmamýþtýr. Bu kadar yaþamý sorgulamamýþtýr. Ýnsan için yaþam hiç bu kadar sorun olmamýþtýr. Bu dünyanýn bir çok yerinde böyledir. Çünkü dünyanýn bir yerinin sorunu dünyanýn baþka yerlerinin sorunu oluvermiþtir. Artýk dünyanýn her yerinde en temel sorun hayatýn kendisidir.

Akýl sorularýn altýnda kývranmaktadýr. Kendi bulabildiði cevaplarý da yoktur. Kendi yaratýlýþýna karar veremeyen akýl nasýl olur da yaþamla ilgili þeyler söyleyebilir?

Akýl, yaþama tutunulan amaçlarýn hiçliðini anlar durur. Önünde binlerce örnek bulur. Televizyon, internet, dergiler dünyanýn uçsuz bucaksýz köþelerinden haber taþýrlar. Dünyanýn en zengin insaný Bill Gates emekliye hazýrlanmaktadýr. Emeklilik ölüme yakýnlaþmaya en yakýn zamandýr. Kaybediþ zamaný gelmiþtir. Devlet adamlarý ölmektedir. Ünlü yönetmenlerden birinin öldüðünü haber alýrýz bir gün. Onun öleceði hiç aklýmýza gelmemiþtir. Halbuki filmlerini de ne çok sevmiþizdir. Çevremizde huzurlu insan sayýsý parmak sayýlarýna inmiþtir. Fanilik, ölümlülük insan ruhuna kendisini hiç bu kadar derin hissettirmemiþtir.

Yaþama tutunulan gerekçeler bir bir insan elinden çýkýp gider. Çünkü zaten bunlar yalancý ve güçsüz tutunmalardýr. Ölümlü bir dünyada bu kadar çaba neden diye sormadan edemez hale gelmiþtir insanlýk artýk. Ruhlar ne kadar da üzgün.

Narsistleþmiþ ve arzu baðýmlýsý haline gelmiþ benlik, kendini yücelttiði yerde kendini alaþaðý etmiþtir. Hurafe ve yutturmacadan baþka bir þey olmamakla suçladýðý dinleri her tür özden ve iç tutarlýlýktan yoksun býraktýðý için narsistleþmiþ benlikler kördür þimdi. Ne kendisini görebilmiþ, ne de baþkasýnýn hakikatini anlayabilmiþtir. Kendi arzularýný gerçeðin kendisi sandýðý için kendini ve arzularýný tanrýlaþtýrmýþtýr. Kendisinin tanrý deðil de sadece bir hiç olduðunu anladýðýnda aklýný baþýndan atacaktýr, çünkü hiçbir benlik, kendisinin tanrýlaþtýrýlmasýna dayanamaz.

Yaþadýðýmýz postmodern zaman içgüdülerin, arzularýn ve dürtülerin zincirlerinden boþaldýðý bir zamandýr. Bu ise hiçliðin kenarýna getirmiþtir insaný. Artýk herþey en uç noktasýna vardý. Herþey olup bitti. Olanaklarýn, arzularýn en uç noktasýna varýldý. Herþey Yaratýcýdan baðýntýsýný kestiði anda zaten kendi kendisini imha etti. Bütün bir evren yapýbozumuna uðradý. Geriye yalnýz kýrýntýlar kaldý. Artýk inanmamanýn son sýnýrýnda dolaþýrken, u dönüþü yapmaktan baþka bir çare olmadýðýnýn derin sarsýntýsý ile zihinler ne yapacaðýnýn þaþkýnlýðý içindeler. Ýnsanlarýn içi hiçlikle boþaltýldý. Boþluk duygusunu çekilen acýlar bile dolduramadý.

Ýnsan düþüncesinin, arzusunun yaslanabileceði temeller kalmadý. Evren artýk sorundur. Ýnsan artýk sorundur. Yaþam artýk sorundur. Bilim artýk sorundur. Güçsüzlüðü farkýna vardýran herþey insanlarýn güçsüzlüðünü daha da artýrdý. Mutlak bir laikleþtirme arayýþý, laikleþtirilen nesnede mutlak tanrýlaþtýrma arama yoluna itti. Tüm tanrýlaþtýrýlan nesneler ise artýk infilak edip içe çöktü. Herþeyin temeli olan Yaratýcýnýn terkedilmesiyle özerkleþen her alan temelini kendisinde aramýþ, orada bulduðunu sanmýþ ama bu da herþeyin altýný oymuþ, temelsizlendirmiþtir. Her ilah oturmuþ kendi baþýnda kendine aðlýyor artýk.

Postmodern hiçlik son duraktýr. Ýlerisi yoktur. Gidilecek baþka bir yer yoktur. Boþluðun ötesinde boþluk olamaz. Geriye doðru, insanlýk tam da Yaratýcýlarýný býraktýklarý, terkettikleri yere doðru dönüþ yapacaklardýr.

Ben, bir psikiyatrist olarak yön bulamamanýn getirdiði bu derin acýya çok güveniyorum. Ýnsanýn ruhuna ve vicdanýna güveniyorum. Karanlýk hiç bu kadar hissedilmemiþti. Hissedilen karanlýða güveniyorum. Mutluluða eriþme vaadlerinin çökmesi bizleri acýlarýn derinliði ile yüz yüze getirdi. Yalnýzlýktan, yönünü bulamamaktan, anlaþýlamamaktan, ölüm korkusundan, anlamsýzlýktan kaynaklanan acýlara güveniyorum.

Endiþeye mahal yok. Narsistleþmiþ benlikler, kendilerinden beklentilerinin mutlak hiçliðini anlamanýn ve çaresizliðin bilinci ile þaþkýndýr. Ýmanýn içini oyan þüphe, kaygýya ve umutsuzluða götürdü. Bunun yol açtýðý buhran da imana geri dönmeyi davet ediyor artýk. Ýnanmaktan baþka bir çaresi yoktur insanlýðýn. Mutlak Kudreti olan bir Yaratýcý ile arasýnda bir bað geliþtirmekten baþka bir çaresi yok. Her dünyevi oyalama denendi. Tüm testlerden baþarýsýzlýkla çýktý dünyevileþme. Ýnsanlýk herþeyi deneyip hiç bir þey bulamananýn þaþkýnlýðý içinde. Ýnsanýn yaþadýðý travmada (örselenme) ilk oluþan duygu þaþkýnlýktýr. Yaþanýlanlarýn gerçek olup olmadýðýný sorgular önce travma yaþayan kiþi. Ýnsanlýk þeylerin faydasýzlýðýný yaþayarak gördü. Þimdi þaþkýnlýðý ile boðuþuyor. Þaþkýnlýðýnýn gerçek olup olmadýðýný anlamaya çalýþýyor. Kendine gelmesi çok fazla vakit almayacak. Hayatý insanlara veren Yaratýcýya iman etmek ve Onun isteðine göre yaþamak dýþýnda tüm alternatifleri tüketildi. Hayatýmýzý bize veren Yaratýcýya göre yaþamak dýþýnda tüm alternatiflerin tükendiðininin çok ama çok yoðun hissedildiði bir zamanýn insanýyýz ayný zamanda.

Savaþlarýn, bombalarýn, tükenmiþ sevgilerin, yalanla, aldatmayla yaþanan aþklarýn, insan iliþkilerindeki terörün ve iktidar kavgalarýnýn, tahakkümün ve medyatik iletiþim araçlarýnýn Yaratýcýdan bahsetmemelerine raðmen Nursi’nin yaþadýðý bir tecrübe bize karanlýðýn içindeki aydýnlýðý gösterir. Van’da bir daðýn tepesinde Birinci Dünya Savaþýnýn kalýntýlarý, yanmýþ ve tahrib edilmiþ bir þehri seyreyleyen ve aðlayan Said Nursi hayatýnýn en bunalýmlý dönemlerinden birini yaþýyordur. Öylesine bunalýmdadýr ki; “dünyada böyle tahammül edilmez, sabýr-þiken, mukavemetsuz, yandýrýcý firkatler var” der. Öylesine derin bir bunalýmdýr ki hissettiði, hayattan býkýp ölümü ister: “Elbette mevt, hayata racihtir. Hayatýn bu aðýr vaziyeti çekilir dertlerden deðildir.” Ama öte yandan o farkýný hemen belli eder: Said Nursi her bunalýmdan bir hakikat, her karanlýktan bir aydýnlýk çýkaran insandýr. Hiçbir zaman kendini býrakmaz. Usanmadan direnir. Sonra bir ayeti okur. Onunla kâinata bakar. Sonra dikkatini meyveli aðaçlar çeker. Aðaçlarýn baþlarýndaki meyvelerinin kendisine tebessüm etiðini görür: “Baktým ki meyvedar aðaçlarýn baþlarýndaki meyveleri tebessüm eder bir tarzda bana bakýyorlar; bize de dikkat et, yalnýz harabezara bakýp durma diyorlar” der ve bize ilham verir. Bize çýkýþ yollarý gösterir: Nazarlarýnýzý harap olanlara, kötü olaylara, çökmüþ moderniteye, postmoderniteye çevirmeyin. Postmodern hayatlarýn hiçliðine, yokluðun içinde yok oluþlara bakmayýn.

Biz de bu zor zamanda birden umutlanýrýz. “Bana bak, bana dikkat et, sana Yaratýcýmýzý anlatalým” diyen gökteki aya, yenilenen bahara, evimizdeki kediye, yýldýzlara, herþeye bakabilir ve dikkat edebiliriz. Hiç bir medya teröristi, medya tahakkümcüsü, gökteki ayýn konuþmasýný, yýldýzlarýn parýldayarak her gece Yaratýcýný anlatmasýný, baharda her þeyin yeniden yeniye tazelenerek yaratýlmasýný engelleyemez. Yaratýcýnýn cemal ve kemalini bize seslenen kâinattaki her nesne birer þahid olmaya devam eder.

Þu doðru: günlerimiz zor bir yaþama tanýklýk ediyor. Ýman etmek ve imaný yaþamak çok zor artýk.

Þu da doðru: Artýk iman etmeden yaþayabilmek imkansýzdýr. Hayat artýk iman etmeyenler için bir düþ kýrýklýðýdýr. Çünkü ölümle kesilen bir hayat sadece bir düþ kýrýklýðýdýr. Ýnsanlýk bu düþ kýrýklýðýný kaldýramayacak, umudun peþine düþecektir.

Ýman etmemenin imkansýzlýðý iman ederek yaþamanýn zorluklarýna galip gelecektir. Ýman ederek yaþamak hiç bu kadar zor olmamýþtý belki ama iman etmemek hiç bu kadar imkansýz da olmamýþtý. Ýman etmemenin imkansýzlýðý karanlýðýn içinde doðan aydýnlýktýr. Bunu bir de ruhumuza soralým dilerseniz: “Ey ruhum, iman etmeden yaþayabilir misin?”
Gönderen: 11.09.2008 - 22:56
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1804 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sabrikucukseren (61), Simsek61 (41), dido (41), xserpilx (40), cezabel (52), ahmetcotur (49), ARES (60), alacali_sevim (59), mfilizfidan (41), CILGINPiLOT1 (46), sultan53 (48), ahunal31 (53), musavi (60), adem51 (50), omerpolat04 (35), Bayram-25 (51), ASK (38), medineyevaramad.. (35), Sinan_iht (38), banckal (39), sülü (39), islaminsesi (37), talhardty (52), mmy55 (42), allahbirdir (35), ismer (46), aykiz833 (41), batil (43), sedat1965 (59)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75775 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.