0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » EFENDİMİZ HAYATTAYKEN VE SONRASINDA FİTNE.

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
EFENDİMİZ HAYATTAYKEN VE SONRASINDA FİTNE.
94 Mesaj -
Efendimizle ve konu baþlýðýmla baðlantýlý bir noktayý belirtmek istiyorum.

Sanýlýr ki, Efendimiz hayatteyken ümmetinin tamamý, Ýslam'a gereði gibi tabi olmuþtur.Aþaðýda verdiðim ayetler iyi düþünüp anlaþýlýrsa, fitnenin Efendimiz'in saðlýðýnda oldukça yoðun var olduðu, ama Hak'kýn bir hikmeti olarak, Efendimiz hayatteyken, tam anlamýyla ortaya çýkmasýna müsaade edilmediði açýkça görülür.

Furkan suresi, 30 : Peygamber “Yâ Rabbi,” dedi. “Kavmim bu Kur’ân’ý terk etti.”

Rad suresi, 40 : Onlara vaadettiðimiz azabýn bir kýsmýný sana göstersek ya da (daha önce) senin ölümünü takdir etsek, senin görevin ancak tebliðdir. Hesaba çekmek bize aittir.

Mümin suresi, 77 : Sabret, kuþkusuz Allah’ýn vaadi haktýr. Biz onlara vaat ettiðimiz azabýn bir kýsmýný ya sana gösteririz, ya da seni vefat ettiririz. Ama neticede onlar, bize döndürüleceklerdir.

Gönderen: 25.09.2007 - 12:36
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
selman8 su an offline selman8  
Efendimizden sonra ümmetinin hali......
90 Mesaj -
Alýntýdýr

Resulullah Aleyhisselâm birgün yere bir çizgi çizerek:
“Bu Allah Yoludur.” buyurdular.
Yine bu çizginin saðýna ve soluna baþka çizgiler çizdikten sonra:
“Bunlar da Yollardýr. Bu Yollarýn Her Birisinde Ýnsanlarý O Yola Çaðýran Birer Þeytan Bulunur.” buyurdular ve:
“Ýþte Bu Benim Dosdoðru Yolumdur, Siz Ona Uyunuz. Baþkaca Yollara Gidip de Onlar Sizi Allah’ýn Yolundan Ayýrmasýn.” (En’am: 153) Âyet-i kerime’sini okudular. (Darimi-Sünen)

Ümmet-i Muhammed’in yetmiþüç fýrkaya ayrýlacaðýný beyan eden Hadis-i þerif mucibince, Resulullah Aleyhisselâm’ýn ve Ashâb-ý kiram’ýn yolunda olanlar kurtulacaklardýr. Kurtulan o bir fýrkanýn içinde de Allah-u Teâlâ’nýn vazifedar kýldýðý kimseler vardýr.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i þerif’lerinde bu bir tâifeye iþaret etmiþ ve þöyle buyurmuþtur:
“Ümmetimden bir tâife, kýyamet kopuncaya kadar Allah’ýn yardýmý ile muzaffer olmakta devam edecek, muhalefette bulunanlar onlara zarar veremeyecektir.” (Tirmizîgöz kırpma
Gerçek vazifedarlar her zaman için mevcuttur ve fakat fesad zamanýnda tamamen belli olacaktýr.


FIRKA-Ý NÂCÝYE

Fýrka-i Nâciye’nin Saâdeti, Yetmiþiki Fýrkanýn Âkýbeti:

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i þerif’lerinde þöyle buyurmuþlardýr:

“Ümmetim benden sonra yetmiþüç fýrkaya ayrýlacak, bir fýrka müstesna, diðerleri hep ateþtedir.

(Fýrka-i naciyeden kasýt yolu Efendimiz ve Ehlibeytinin yolu olanlardýr. Bu tanýma Efendimizin ve Ehlibeytinin yolunda mücadele eden sadýk ashabýda dahil etmek mümkündür)

"
Hz. Ali'den rivayetle, Hz. Peygamber þöyle buyurdu: "Benden sonra ümmetim yetmiþ üç fýrkraya ayrýlacak, yetmiþ ikisi ateþliktir, bir fýrka, fýrka-i naciyedir. " Hadýsi þerif-i beyan ederken þöyle buyurmuþlardýr:
'Araf suresi, 181:Yarattýklanmýzdan öyle bir ümmet vardýr ki, onlar hakký gösterirler ve onunla adaleti uygularlar."

"Bu ayeti kerimede, fýrkai naciye beyan edilmiþtir ki bu, ben, Ehl-i Beyt'im ve bize tabi olanlardýr. "


Bu bir fýrka Resulullah Aleyhisselâm tarafýndan “Fýrka-i Nâciye” yani “Kurtulmuþ Fýrka” lâkabýyla müþerref kýlýnmýþtýr. Bu kalpleri diri hakikat erleri, Resulullah Aleyhisselâm’ýn, Ehlibeyt'inin, Ashab-ý kiram’ýn, Selef-i salihîn’in yolundan yürümüþler, sýrat-ý müstakimden bir an bile ayrýlmamýþlardýr. Bugüne kadar da bu âlî himmetleriyle Hakk yolunun sâliklerini bid’atçýlarýn, ehl-i dalâletin iðvâ ve saptýrmalarýndan korumuþlardýr.

Allah-u Teâlâ onlarýn doðruluðunu bizzat kendisi rahmetiyle müminlere göstermiþ, müminler de bu büyüklerden istifade etmiþler, feyz almýþlardýr.

Allah-u Teâlâ bu Nur sahipleri vekillere öyle büyük lütuflarda bulunmuþ ki; onlarý zâtýna çekmiþ, onlara her þeyin en güzelini vermiþ, onlarý takvânýn en yüksek derecesine yükseltmiþ, gönüllerini mârifet nurlarýyla nurlandýrmýþtýr.

Onlar da Allah-u Teâlâ’ya gönülden baðlanmýþlar, hükmü Hakk’tan beklemiþler, daima ilticâ hâlinde olmuþlar, fazl-ý ilâhî’ye ve feyz-i samedânî’ye baðlýlýk halinde bulunmuþlardýr.

Allah-u Teâlâ’nýn tevfiki, onlarýn refikidir. Tefrika ve çekiþmelerden, muhalefet ve ihtilâflardan kurtulduklarý için bütün mahlûkata þefkat ve merhamet nazarýyla bakarlar.

Onlarýn ilmi mükâþefât ve müþâhedât ilmidir, ilâhî ilhama dayanan bir ilimdir. Nakli ve akli delillerle teyid olunmuþtur. Onlarýn hâl ve ahvallerini, ilim ve irfanlarýný kelime ve kalýplara sýðdýrmak mümkün deðildir.

Onlar gerçekten Allah yolunu bulan kimselerdir. Gidiþleri, gidiþlerin en güzelidir. Gittikleri yol, yollarýn en doðrusu, ahlâklarý ahlâklarýn en temizidir.

Niçin? Çünkü onlar Habibullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in ahlâký ile ahlâklanmýþlar, tabiatýyla tabiatlanmýþlar, onun boyasý ile boyanmýþlardýr.

Onlara düþmanlýk eden veya haklarýnda suizan besleyen kimse, farkýna bile varmadan helâk olur. Çünkü onlarýn üzerine titreyen bir Allah-u Zülcelâl vardýr. Onlar Hakk’ýn yardýmýna ve desteðine mazhardýrlar.

Âyet-i kerime’de þöyle buyurulmaktadýr:

“Onlar o kimselerdir ki, Allah imaný kalplerine yazmýþ ve onlarý kendinden bir ruh ile desteklemiþtir.” (Mücâdele: 22)

Onlar Allah-u Teâlâ’nýn bütün emir ve nehiylerine dikkat ederler.

“Emrolunduðun gibi dosdoðru ol!” (Hûd: 112)

Âyet-i kerime’si mucibince emir doðrultusunda istikamette yürürler. Beþeriyete güzel birer numune olurlar. Nasipdar olanlar onlardan numune alýr, Hakk’ý ve hakikatý bilir ve bulur.

Bu fýrka yok denecek kadar azdýr, fakat gerçek müslümanlar da bunlardýr.


Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde þöyle buyurmaktadýr:

“Rabb’in dileseydi insanlarý tek bir ümmet yapardý, fakat onlar hâlâ ayrýlýktadýrlar.

ANCAK RABB’ÝNÝN RAHMETÝNE NÂÝL OLANLAR MÜSTESNÂDIR. (ONLAR BU ÝHTÝLÂFIN DIÞINDA KALMIÞLARDIR.)” (Hûd: 118-119)

Allah-u Teâlâ kime rahmet etmiþse, ihtilâfa tefrikaya düþmemiþlerdir.

Âyet-i kerime’nin devamýnda ise þöyle buyuruluyor:

“ESASEN ONLARI BUNUN ÝÇÝN (RAHMET ETMEK ÝÇÝN) YARATMIÞTIR.

Rabb’inin: ‘Andolsun ki ben cehennemi cinlerle ve insanlarla dolduracaðým!’ sözü tamamen yerine gelmiþtir.” (Hûd: 119)

Onlar Allah ve Resul’üne dâvet ederler. Gönüllere Allah ve Resul’ünün muhabbetini sokmaya gayret ederler. Ýnsanlarý arýndýrýp rýzâ yolunda birleþtirmeye çalýþýrlar.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i þerif’lerinde bu bir tâifeye iþaret etmiþ ve þöyle buyurmuþtur:

“Ümmetimden bir tâife, kýyamet kopuncaya kadar Allah’ýn yardýmý ile muzaffer olmakta devam edecek, muhalefette bulunanlar onlara zarar veremeyecektir.” (Tirmizîgöz kırpma

Ümmet-i Muhammed’in yetmiþüç fýrkaya ayrýlacaðýný beyan eden Hadis-i þerif mucibince, Resulullah Aleyhisselâm’ýn ve Ashâb-ý kiram’ýn yolunda olanlar kurtulacaklardýr. Kurtulan o bir fýrkanýn içinde de Allah-u Teâlâ’nýn vazifedar kýldýðý kimseler vardýr.

Gerçek vazifedarlar her zaman için mevcuttur ve fakat fesad zamanýnda tamamen belli olacaktýr.

Eskiden âlim çoktu. Herbiri vazifesini yapýyordu. Þimdi ise gerçek âlim yok oldu. Hakikatý söyleyen ise pek azdýr.

Þeytan ilâhî rahmetten tardolununca, Allah-u Teâlâ’dan kýyamete kadar kendisine mühlet verilmesini istemiþ ve zannýna göre þöyle demiþti:

“‘Eðer kýyamet gününe kadar beni ertelersen, yemin ederim ki pek azý dýþýnda onun neslini kendime baðlayacaðým.’ dedi.” (Ýsrâ: 62)

Zâtýna isyan edenlere cezâlarýný hemen vermeyen, hiçbir yaratýðýn herhangi bir dilek ve duâsýný toptan reddetmek þânýndan olmayan Allah-u Teâlâ da dilediði bir hikmete binaen; muhalefet edilemeyen, karþý gelinemeyen meþiyeti ile onun bu isteðini kabul etti.

“Sen mühlet verilenlerdensin.” buyurdu. (A’raf: 15)

Þeytan dileðinin kabul edildiðini gördükten sonra, insanlarý nasýl yoldan çýkaracaðýný itiraf ederek þöyle dedi:

“Öyle ise beni azdýrdýðýn için andolsun ki, ben de onlarý saptýrmak için, senin doðru yolun üzerinde tuzak kuracaðým.” (A’raf: 16)

“Ve sen onlarýn çoklarýný þükredenlerden bulamayacaksýn.” (A’raf: 17)


Bu sözlerini kendi zannýna göre söylemiþ ve isabet de etmiþtir.

Nitekim bir Âyet-i kerime’de þöyle buyurulmaktadýr:

“Andolsun ki Ýblis onlarýn aleyhindeki zannýný gerçekleþtirdi.

Müminlerden bir fýrka hariç olmak üzere hepsi ona uydular.” (Sebe: 20)


Bu uymalarý þeytanýn gücünden deðil, imansýzlýklarýndandýr.

Sayýlarý az da olsa sapýklýða karþý çýkan, þeytana ve nefsin arzularýna muhalefet eden bir zümre her zaman için mevcuttur.

Sapýklýðý tercih edenlerin dýþýnda þeytanýn hiç kimseyi yoldan çýkaramayacaðýna dâir Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde þöyle buyurmaktadýr:

“Bana varan doðru yol iþte budur. Benim hâlis kullarým üzerinde senin bir nüfuzun olamaz.

Ancak sana uyan azgýnlar bunun dýþýndadýr.” (Hicr: 41-42)


Bu Âyet-i kerime’lerden açýkça anlaþýlýyor ki, Cenâb-ý Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin cehennemlik olduklarýný haber verdiði bu “Yetmiþiki Fýrka” þeytanýn hizmetindedirler.

Bu yetmiþiki fýrkanýn birine sapanlarýn felâketlerini ve cehennemdeki azaplarýný görüyoruz. O bir fýrkanýn da saâdet ve selâmetlerini görüyoruz. Bu ilâhî hükümleri görmüþ oluyoruz.

Kimi o bir fýrkayý seçer, selâmete erer. Kimi o yetmiþiki fýrkadan birini seçer felâkete düþer.




Mesaj 10 kez düzenlendi. En son selman8 tarafından, 18.10.2007 - 17:08 tarihinde.
Gönderen: 17.10.2007 - 12:27
Bu Mesaji Bildir   selman8 üyenin diger mesajlarini ara selman8 üyenin Profiline bak selman8 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
selman8 su an offline selman8  
Fırkaların Allah katında hükümleri nedir ???
90 Mesaj -
Yazý uzunca ama çok deðerli ve ayetlerle örnekler verilerek yapýlan açýklamalar var. Mutlaka zaman ayýrýp okuyun derim.

Alýntýdýr

HER BÖLÜK AYRI BÝR DÝNDÝR

Ýslâm dininden ayrýlýp bir isimle ortaya çýkan, dinini ilan eden her bölük ayrý bir dindir. Artýk o, kendi ismiyle çaðrýlýr.

Bir isim altýnda ayrýlanlar bir bölük oluyor. Öyleyse kendine has isim veren ve o isimle türeyenlerin hepsinin dini ayrýdýr.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde þöyle buyuruyor:

“Amma ne var ki insanlar din hususunda kendi aralarýnda parçalara bölündüler, çeþitli kitaplara ayrýldýlar. Her bölük her parti kendi tuttuðu yoldan memnundur, yanýnda bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir.” (Müminun: 53)

Bu Âyet-i kerime onlarýn ismini ayýrdý. Her bölüðün dini ayrý olduðu gibi, kitabý da ayrýdýr.

Bu Âyet-i kerime’ye göre her kendine has isim yapan, kendine göre bir din kurmuþtur, o isim onun resmi dinidir. Bunlar “Biz cemaatiz.” diyorlar, halbuki Hazret-i Allah onlarýn kurduklarý için “Dindir” diyor. Sen ki Hazret-i Kuran’ýn tümünü “Biz cemaatiz” demekle inkar etmeye kalkýyorsun. O zaman apaçýk kâfir oluyorsun.

Ýþte Âyet-i kerime:

“Onlar ki dinlerinde ayrýlýða düþüp fýrka fýrka oldular.” (Rum: 32)

Her birinin ayrý bir isimle ortaya çýkmalarý, ayrý bir din kurduklarýný göstermektedir.

En’am Sûre-i þerif’inin 159. Âyet-i kerime’si de bunlarý tarif eder:

“Fýrka fýrka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. Onlarýn iþi Allah’a kalmýþtýr. Sonra O yaptýklarýný kendilerine haber verecektir.”

O bir fýrkada kalan, Ýslâm dinine tabi olanlara hitap ediyor.

Meselâ; Refahçý, Süleymancý, Nurcu ve buna mümasil bütün isim yapan gruplar Âl-i imran 119. Âyet-i kerime’sinde ayrýlmýþtýr. Bir isimle bir din kurmuþtur. Bu nereden bellidir?

Allah-u Teâlâ’nýn dini Ýslâm’dýr, dininin ismi Ýslâm’dýr. Benim dinim Ýslâm’dýr, ismim Ýslâm’dýr. Ama onlarýn ismi var. Dinden ayrýldýðý için isim yaptýlar. Diðer bölücülerin de yaptýðý gibi. Bunlar da böyledir.

Kuran-ý Azimüþan ve Hadis-i þerif’ten bunlarý öðrenmiþ, bilmiþ oluyorum. Ve bunlara da iman ettim ve iman etmiþ oluyorum.

Her ismin bir din olduðunu, tuttuklarý yoldan memnun olduklarýný, yanlarýnda bulunan din veya kitaplarýyla sevindiklerini de þu Âyet-i kerime’ler beyan eder:

Müminun suresi’nin 52. Âyet-i kerime’sine dikkat edin. Allah-u Teâlâ birliði, uhuvveti emrediyor:

“Þüphesiz sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. O halde benden korkun.”

Bu Allah kelâmýdýr, Ahmet’in Mehmet’in beyaný deðil.

Cenâb-ý Hakk inananlarý tek ümmet kabul ediyor ve bu teklikten ayrýlanlar huduttan ayrýlmýþ oluyor. Onlar bu emr-i ilâhiyi dinlemediler ve korkmadýlar. Yetmiþüç fýrkadan yetmiþikisi huduttan böyle çýktý. Allah-u Teâlâ’nýn emrine uymadýklarýndan ve ters düþtüklerinden, dinden çýktýlar.

Müminun suresinin 53. Âyet-i kerime’sini inceleyin birlikten nasýl ayrýlmýþlar:

“Amma ne var ki insanlar din hususunda kendi aralarýnda parçalara bölündüler, çeþitli kitaplara ayrýldýlar. Her bölük, her parti kendi tuttuðu yoldan memnundur, yanýnda bulunan din veya kitapla sevinmektedir.”

Dinden murad isimleri, kitaptan murad ise zan ve tüzükleridir.

Ýslâm’dan çýktýktan sonra her bir bölücü birer isim yaptý. Bu isimler birer dindir. Oysa Ýslâm’da bir tek ümmet bir tek din vardýr.

“Allah katýnda din Ýslâm’dýr.” (Âl-i imran: 19)

Allah-u Teâlâ’nýn yanýnda makbul olan din yalnýz budur.

Kitaba gelince; Ýslâm dininin kitabý birdir, o kitap Hazret-i Kuran’dýr. Onlarýn kitaplarý ise kendi zanlarýna göre uydurduklarý hüküm ve tüzükleridir. Allah-u Teâlâ burada açýk olarak iþaret ediyor. Murad-ý ilâhî budur, bunu böyle bilmemiz lâzýmdýr.

Onlarýn dini ayrýdýr, kitaplarý ayrýdýr. Her bölük kendi dinine göre kendi kitabýna göre hareket ediyor. Böylece dinden çýkýyorlar ve bundan pek memnundurlar, aralarýnda bununla seviniyorlar. Hepsine sor, hepsi de kendi tuttuklarý yoldan memnundur. Bu yoldan onlarý alýkoymak da mümkün deðil.

Müminun suresi’nin 54. Âyet-i kerime’sine dikkat edin, nasýl sapmýþlar:

“Þimdi sen onlarý bir süreye kadar kendi sapýklýklarýyla baþbaþa býrak.”

Allah-u Teâlâ burada bölücülerin ne kadar sapmýþ olduklarýný ve dalâlet bataðýnda yüzdüklerini bir bir beyan buyuruyor ve iman edenlere duyuruyor.

Müminun suresi’nin 55-56. Âyet-i kerime’sine bakýn nasýl intikam alýnacak!

“Kendilerine verdiðimiz servet ve oðullar ile onlarýn iyiliklerine koþtuðumuzu mu zannediyorlar? Hayýr onlar iþin farkýnda deðiller.”

Buradaki murad-ý ilâhî, Allah-u Teâlâ bunlara karþý o kadar gazaba gelmiþ ki, bunlara bolluk verme ile dalâlet bataðýnda daha rahat yüzmelerini, daha büyük azapla yakalamak için bol günah iþlemelerini saðlamaktadýr. Çünkü dünya Allah-u Teâlâ’nýn yanýnda sevimsizdir. Amma bu sapmýþlarýn, bu gafillerin farkýnda da olmadýklarýný buyuruyor, iman edenlere duyuruyor.

Bu Âyet-i kerime’lere bir bir bakýn, dikkatle inceleyin. Sonra bu hakikat aynasýnda kendinize bakýn. Ýman mý edeceksiniz! Yoksa küfre mi sapacaksýnýz!

Þimdi sen muhayyersin.

Ýster Allah-u Teâlâ’nýn dinini seç. Ýster din kurucu bölücülerin dinini seç.

Ýstersen Allah ve Resulullah’ýn partisini seç. Ýstersen Hakk’ýn partisinden gayri diðer particilerin partisini seç.

Bu bölükler, fýrkalar nasýl ayrýldý? Ayrýla ayrýla hepsi yetmiþiki fýrkaya dahil oldu.

Allah-u Teâlâ “Onlar sapýktýr” buyuruyor, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de onlarý “Türeme” olarak isimlendiriyor.

Allah-u Teâlâ’nýn haklarýnda verdiði hükmü inkâr ederek, bunu âciz ve deðersiz mahlûka baðlamak da bir küfürdür.

Ve diyorlar ki “Bize küfür isnad ediyor!” Bunu demekle Allah-u Teâlâ’nýn Âyet-i kerime’lerini hiçe sayýyor ve bize atfediyorlar. Allah-u Teâlâ’nýn hükümlerini çürütüp kendi dinlerini kuvvetlendirmek istiyorlar. Oysa Hakk Celle ve Alâ Hazretleri’nin En’am suresi 159. Âyet-i kerime’sinde onlarý dinden çýkarýp attýðýna dair açýk bir fermaný var. Mü’minûn suresi 52-56. Âyet-i kerime’leri ile dinlerinin ve kitaplarýnýn ayrý olduðuna ve dinden sapmýþ olduklarýna dair beyaný var.

Hicr 91, 92, 93, 94. Âyet-i kerime’lerinde de müþrik olduklarýna dair beyaný var. Bu beyanlarý olduðu halde; biz söylüyormuþuz gibi göstermeleri, Allah-u Teâlâ’nýn hükmünü çevirip bize atfetmeleri bir küfür deðil midir?

Yusuf suresi’nin 106. Âyet-i kerime’sinde:

“Onlarýn çoðu Allah’a iman etmiþler fakat müþrik olarak yaþarlar.” buyuruyor.

Ýþte sebep bunlardýr.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i þerif’lerinde:

“Ayrýlýk yapan bizden deðildir.” buyuruyor. (Münavîgöz kırpma

Bu apaçýk fermâný ilâhî karþýsýnda, bunu bir mahlûka isnâd etmek bir küfür deðil midir? Ve “Bunlarý sen mi yazdýn?” diyorlar.

Bütün gayeleri ilâhi hükmü silmek, dinlerini ayakta tutmaktýr. Biz de bunlara deriz ki “Küfürde kalmayý hoþ görmüyorsanýz bölücülüðü terk edin, Hazret-i Allah’a ve Resûlü’ne teslim olup, emir ve nehiylerinde birleþelim. Yetmiþüç fýrkadan çýkýn, o bir fýrkada toplanalým.”

“Ümmetim benden sonra yetmiþüç fýrkaya ayrýlacak. Bir fýrka müstesnâ diðerleri hep ateþtedir.

Hadis-i þerif’e ittibâ edin ki böylece müþrik olarak yaþamamýþ olursunuz.

Bu Âyet-i kerime’leri hatýrlattýðýmýzdan dolayý bize teþekkür etmeniz gerekmez mi?

Ki, biz sizden bir ücret istemiyoruz. Bizim ücretimiz Rabbülâlemîne aittir.

Aslýnda Cennet-i âlâ’ya girecek olan da bir fýrkadýr.


Bu Âyet-i kerime’lere iman ediyorsanýz, bunlarýn dinlerinin kendilerine has olarak verdikleri isimler olduðunu kabul edeceksiniz.

Âyet-i kerime’lere dikkat edilirse, hakikat apaçýk öðrenilmiþ olur:

“Amma ne var ki insanlar din hususunda kendi aralarýnda parçalara bölündüler. Halbuki hepsi bize döndürülecekler.” (Enbiyâ: 93)

Fakat Âyet-i kerime’lere iman etmiyorsanýz, o zaman siz onlarý müslüman zannededurun, çünkü siz de artýk onlardan olmuþ oldunuz.

Onlar ki kendi dinlerini göstermemek için bu Âyet-i kerime’leri inkâr ettiler, hükmüne karþý geldiler.

Halbuki Âyet-i kerime’de:

“Biz o bölücülere (azap) indirmiþizdir. Onlar Kur’an’ý parça parça edenlerdir.” buyuruluyor. (Hicr: 91-92)

Ya bu Âyet-i kerime’lere iman edeceksiniz, onlarýn dinden çýkmýþ olduðunu kabul edeceksiniz; yahut Âyet-i kerime’leri inkâr edeceksiniz, siz de onlar gibi olacaksýnýz.

Kuran-ý kerim kýyamete kadar bâkidir. Bölücülerle ilgili bu Âyet-i kerime’ler karþýsýnda “Sebeb-i nüzul” demekle Hazret-i Kuran’ýn hükmünü kaldýrmaya çalýþýyorlar ve Kuran-ý kerim’i inkar ediyorlar.

Hazret-i Allah Âyet-i kerime’sinde:

“Bununla beraber kafirlikten vazgeçip tevbe eder, namaz kýlar ve zekat verirlerse artýk onlar dinde kardeþlerinizdir. Biz bilen bir kavme âyetlerimizi böyle açýklýyoruz.” buyurmaktadýr. (Tevbe: 11)

Fakat bunu yapmadýðý takdirde; küfründe inat ve ýsrar ettiði takdirde bu alenen bir kafirdir. Ancak tevbe edecek, bölücülüðü býrakacak, Hazret-i Allah ve Resul’ünde birleþecek. Bölücülükten tevbe etmedikçe olmaz. Aksi takdirde kýldýðý namaz da, tuttuðu oruç da, verdiði zekat da kabule þayan deðildir.

Zira Cenâb-ý Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i þerif’lerinde þöyle buyurmaktadýr:

“Sizin aranýzda öyle zümreler türeyecektir ki siz onlarýn namazlarýnýn yanýnda kendi namazlarýnýzý, oruçlarýnýn yanýnda kendi oruçlarýnýzý, iyi iþleri yanýnda kendi iyi iþlerinizi küçük göreceksiniz. (Yani yaptýklarý iþler dýþtan sizinkinden üstün gibi görünecektir.)

Onlar Kur’an da okuyacaktýr. Fakat Kur’an(ýn feyzi) onlarýn boðazlarýndan öteye geçmeyecektir. (Yalnýz dilde kalacaktýr.) Nitekim onlar okun yaydan çýktýðý gibi dinden çýkacaklar, okun sahibi (avý delip geçen) okunun demirine bakar, (kana benzer) birþey göremez. Sonra aðaç kýsýmýna bakar, orada da bir kan izi göremez. Daha sonra (acaba ava dokunmadý mý?) þüphesiyle kiriþe gelen ve fok denilen çatal yerine bakar, orada da bir iz göremez.” (Buhari. Tecrid-i sarih: 1783)


Müminun Suresinin 52-56. Âyet-i kerime’lerinin nur ýþýðý altýnda dinleri ayýralým.

“Allah katýnda din Ýslâm’dýr.” (Âl-i imran: 19)

Kitabullah ise Hazret-i Kur’an’dýr:

“Bu Kur’an doðruluðu þüphe götürmeyen, Allah’a karþý gelmekten sakýnanlara yol gösteren bir kitaptýr.” (Bakara: 2)

Onun emir ve hükümlerine þeriat denir.

“Sen o þeriata uy.” (Casiye: 18)

Kim ki bunlara, yani Allah-u Teâlâ’nýn emir ve hükümlerine rýza gösterirse o Allah-u Teâlâ’nýn hudutlarý dahilindedir.

“Bu hükümler Allah’ýn hudutlarýdýr. Kim Allah’ýn hudutlarýný aþarsa kendine yazýk etmiþ olur.” (Talak: 1)

Bunlarý red ve inkar eden olursa kafir olur. Çünkü hükm-ü ilâhiye böyledir.

“Âyetlerimizi inkâr etmek için yarýþýrca-sýna gayret sarf edenler var ya, iþte onlar için acýklý bir azap vardýr.” (Sebe: 5)

Kim ki, Ýslâm dinini alet ederek, dini dünyaya deðiþtirirse onlar için acýklý bir azab vardýr.

“Bize kavuþmayý ummayanlar, dünya hayatýna râzý olup, onunla tatmin olanlar var ya!

Ýþte onlarýn kazandýklarýna karþýlýk varacaklarý yer ateþtir!” (Yunus: 7-8)


Onlar dini alet etmiþ ve birer isim takarak Ýslâm’dan çýkmýþlardýr.

“Onlarýn çoðu Allah’a iman etmiþler, fakat müþrik olarak yaþarlar.” (Yusuf: 106)

Bütün iþ ve icraatlarý da isimlendirdiði din veya kitaba göredir.

“Allah’a verdikleri sözü kuvvetle pekiþtirdikten sonra bozanlar ve Allah’ýn birleþtirmesini emrettiði þeyi ayýranlar ve yeryüzünde fesat çýkaranlar... Ýþte lânet onlar içindir ve kötü yurt cehennem de onlarýndýr.” (Ra’d: 25)

Onlar Ýslâm dininden çýktýklarý için Allah-u Teâlâ onlara sapýk ismini vermiþ.

Ýslâm gibi görünüyorlar. Ýslâm dinine en büyük tahribatý yapýyorlar.

Allah-u Teâlâ’nýn “Sapýklar” diye vasýflandýrdýðý ve isimlendirdiði bölücüleri Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz “Türeme” buyurmuþlar ve onlarýn içyüzünü Hadis-i þerif’lerinde beyan etmiþlerdir.

“Ahir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalýða alet edeceklerdir. Ýnsanlara karþý koyun postuna bürünmüþ gibi yumuþak ve güzel huylu görünürler. Dilleri þekerden bile tatlýdýr. Amma kalbleri kurt gönlü gibidir. Aziz ve Celil olan Allah-u Teâlâ bu gibiler için þöyle buyuruyor:

‘Bunlar acaba benim sonsuz affediciliðime mi güveniyorlar? Yoksa bana karþý meydan mý okuyorlar? Ululuðum hakký için, onlara öyle aðýr bir musibet vereceðim ki aralarýnda bulunan yumuþak baþlýlar þaþakalacaklardýr.” (Tirmizi)

Bunlarýn ismi ve aslý budur. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu türemeleri koyun postuna bürünen kurtlar diye tarif ederken Allah-u Teâlâ sapýktýr diye vasýflandýrmaktadýr.

“Þimdi sen onlarý bir süreye kadar kendi sapýklýklarý ile baþbaþa býrak.” (Mü’minun: 54)

Her birinin ayrý bir isimle ortaya çýkmalarý ayrý bir din kurduklarýný göstermektedir. Bu bakýmdan bunlar Ýslâm dininin tahripçileri ve yýkýcýlarýdýrlar. Bunlar kurduklarý dini kuvvetlendirmek için Ýslâm’mýþ gibi görünerek müslümanlarý yolarlar.

Birden bu türemeler türedi.

Mesela, Erbakan Ýslâm dinini kendine mâl ederek, “Refahtan baþka Ýslâm yoktur.” demek suretiyle bütün ilâhi emir ve hükümleri inkâr ederek resmen dinini kurdu ve açýkladý. Açýk olarak da ilân etti.

Allah-u Teâlâ ise Kelâm-ý Kadim’inde:

“Allah katýnda din Ýslâm’dýr.” buyuruyor. (Âl-i imran: 19)

Allah-u Teâlâ benim dinim budur diyor, o ise bu emre karþý geliyor. Ýnkâr ediyor ve “Refahtan baþka Ýslâm yoktur.” diyor.

Üstelik diðer dinlerin “Patates dinindendir.” demesiyle Allah-u Teâlâ’nýn dinine hakaret ediyor. Bir milyar müslümaný da kendine göre kâfir yapmýþ oluyor. Ve kendine göre bir þeriat kurmuþ oluyor.

Dini ayrý, kitabý ayrý olduðuna göre kendine göre bir þeriatý var. Þeriat deyince o Erbakanýn kendi þeriatýdýr. Bunu Ýslâm þeriatý kabul etmeyin.

Þeriatý arzetmiþtik ki; Allah-u Teâlâ’nýn emri ve hükmüdür. Oysa Erbakanýn þeriat dediði bu kelime, kendi dinine, kendi kitabýna göredir. Kendi kurduðu þeriattýr. Bunu baþka türlü anlamayýn.

Hülâsa onun dini ayrý olduðu için þeriatý da ayrýdýr. Onun þeriat dediði refah dininin hükümlerine göredir. Kendini ilan ettiði için dini ayrý, kitabý ayrý, þeriatý ayrý olmuþ oluyor. Ve refah dinine, refah kitabýna göre iþ ve icraat yapýyor. Oysa bunlarýn yaptýðý iþlerin hepsi Ýslâm dini ile yani Allah-u Teâlâ’nýn hükümleri ile ters düþer. Ve Ýslâm dinine göre yaptýklarý bütün iþler haramdýr.

Ey saf ve temiz müslümanlar!

Eðer bunlarý ayýrt etmeye bilgin yoksa Hazret-i Allah’ýn kitabýna müracaat et. Zira bütün Âyet-i kerime ve Hadis-i þerif’leri önünüze sürüyorum.

Allah-u Teâlâ onlarýn dininin ayrý olduðunu beyan ediyor. ben de dinimizi ve vatanýmýzý bölen bölücülerin de dininin ayrý olduðunu size arz ediyorum. Gerçek iman edersen bu böyledir.

Bu Âyet-i kerime’lere imanýn yoksa her Âyet-i kerime ve Hadis-i þerif’e cevap vermek mecburiyetindesin. Ya iman edip müslüman olacaksýn. Yahut inanmamakla küfredip kâfir olduðunu bileceksin. Doðru ise kabul edin, deðil ise cevap verin.

Ama size arzettiðim gibi hep Âyet-i kerime ve Hadis-i þerif’le cevap verin. Çünkü sizin önünüze hep Âyet-i kerime ve Hadis-i þerif ile sunuyorum. Laf katiyyen kabul edilmez.





Mesaj 4 kez düzenlendi. En son selman8 tarafından, 18.10.2007 - 17:10 tarihinde.
Gönderen: 17.10.2007 - 12:43
Bu Mesaji Bildir   selman8 üyenin diger mesajlarini ara selman8 üyenin Profiline bak selman8 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Abdullah-10 su an offline Abdullah-10  
24 Mesaj -
Þu Memleketimizin haline bir bakýn Savaþýn eþiðindeyiz, müslüman bir toplum olarak halen ayrý ayrý fikirler yürütüyoruz hiç kimse kur-an ve sünnet açýsýnda bakmýyor. Çok azý müstesna,oda yüzdeliðe vursan binde bir oranla Din vatan ve bayak olarak bakýyor, gerisi sirf laf üretiyor hiç bir faliyet yok.

“Selâm olsun O'nun beðenip seçtiði kullarýna.”
(Necm: 59)

“Selâm olsun hidâyete tâbi olanlara.”
(Tâhâ: 47)
Gönderen: 26.10.2007 - 08:28
Bu Mesaji Bildir   Abdullah-10 üyenin diger mesajlarini ara Abdullah-10 üyenin Profiline bak Abdullah-10 üyeye özel mesaj gönder Abdullah-10 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 733 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
muhammedebrar (49), dilos (51), ebruu (35), tayfuntarik (51), hak_yol (37), gndg (50), acizname (29), Yolcu_58 (50), Amine1987 (38), neke79 (46), Pertev (63), Islamnuru (40), aliihsanozturk (50), bir yolcu (49), maho023 (55), kucuk_sofi (35), Hakk66 (59), hayrunnisa_seda.. (39), karaca adnan (59), muhammedeebrar (49), muz29 (59), haksar27 (45), ABDULHAKEM (56), Gencturk1 (60), Amine17 (38), zeynel karaca (43), sweet (42), Kral Memocan (39), MoI}epse (45), minem (37), matyav (55), denizli-horozu (36), ravza001 (50), alnoor (50), izmirli (55), irfanturk (45), zeynep_1204 (38), ozerib (49), rana vuslat (38), cihat_atakan (42), Sümeyra Demirda.. (36), Azize66 (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55077 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.