0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Medrese-i Yusufiyyede Yaşanmış Bir Olay

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muvahhid su an offline Muvahhid  
Medrese-i Yusufiyyede Yaşanmış Bir Olay
27 Mesaj -
DEPREM

Usulca ranzasýnda doðruldu. Saatine baktý. Ýkisini gösteriyordu gecenin. Sessizce giyindi. Alt kata inerken gözü pencereye takýldý. Bu gece bir baþkaydý gökyüzü. Yanýlýyor muydu? Sanki yýldýzlar daha yakýndý yeryüzüne. Cezaevinin sessizliðine kulak kesildi. Bazý sesler duyuyordu belli belirsiz. Hayvan seslerine benzetti. “Gecenin bu saatinde…” dedi. Aklýna cezaevinin yakýnýndaki köy geldi. “Allah hayra çevirsin.”
Alt kata indi. Koca cezaevinin sessizlik atmosferi bu gece bir tuhaftý. Ana koridorda gittikçe uzaklaþan bir çift ayak sesi duydu. Hemen lavaboya yaklaþtý. Abdest altý. Soðuk su, onu kendine getirmiþti. Aklýna yarýnýn Perþembe olduðu geldi. Hemen semavere su koyup prize taktý. Hepsi koðuþ olarak oruç tutacaklardý yarýn.
Gerçi dýþarýdayken de pazartesi Perþembe oruçlarýný tutardý bazen. Ama zindana girdi gireli hiç aksatmamýþtý. Tam teheccüd namazýna duracakken aklýna geldi. Duvardaki takvime baktý. Ýmsak 03:37 Tarih 1 Mayýs 2003’ü gösteriyordu. Sonra yastýklarýna hafifçe dokunarak, arkadaþlarýný uyandýrdý ürkütmeden. Sonra kýbleye yöneldi huþuyla.
Biraz sonra sessiz bir devinim oldu koðuþta. Kimi kýyamlara, secdelere durmuþ; kimi de mýrýltýlý mýrýltýsýz yüce kelamý okumaya koyulmuþtu. Bir nur yumaðýna dönmüþtü koðuþ. Ýhya edilen gece, ihya edilen yürekler… Birlikte iç içeydiler.
Zindan, güzellikler diyarýydý. Gecesi, gündüzü ihya edilen Yusufiler diyarý… “Rabbim Allah’týr!” diyenlerle dolmuþtu bu mekan. Ýlim, irfan, ibadet ve zikir hücrelerine dönüþen bir evrime þahit olmuþtu soðuk duvarlar. Baðrýndaki bu münzevi salihleri sevmiþ, Yusufi tarikatýn tekkelerine benzetmiþti her koðuþu.
Sofra kuruldu bir saat sonra. Kahvaltýlýk türü hafif þeyler ve çay vardý sofrada. Mütevazi ve sade…
Altý arkadaþýn üçü çevre illerden, üçü de yerliydi. Hakim hava, uhuvvet atmosferiydi. Gecenin az önceki sessiz devinimi, cývýl cývýl konuþmalar ve garip bir neþeyle bozulmuþtu.
Bir sýkýntý vardý Yusuf’un yüreðinde yataðýndan kalktýðýndan beri. Sebebini bilmediði bir sýkýntý… Sessizce Zeki’nin aþaðý kata indiðini fark etti. Sýrtý çelik dolaplara dönük oturuyordu. En yakýn dolaba yaslandý. Belli belirsiz bir uðultu hissetti. Derinden ve ürküntü veren bir uðultu…
Birden baþýnýn döndüðünü fark etti. Sanki koðuþ, duvarlar dönüyordu. Ayaða kalkmak istedi. Fakat dengede duramadý. Kulaklarý uðulduyor, midesi bulanýyordu. Ortalýðý çýðlýklar/feryatlar kaplamýþ; yer gel-gitlerle med-cezirdeydi. “Ne oluyor?” demeye kalmadan “Aman Allah’ým! DEPREM!...” çýðlýðýyla kendine geldi. “Ranzalara arkadaþlar, ranzalara!..” diye gayri ihtiyarý baðýrdý Yusuf.
Fakat ne mümkün! Ayaða kalkan, yerde buluyordu kendini. Bir türlü durmayan sarsýntý, þiddetle devam ediyordu. Çelik dolaplarýn üzerindeki eþyalar, kitaplar baþlarýna yaðýyordu. Sofradaki çay bardaklarý, semaver, kahvaltýlýk iç içe girmiþti.
Nihayet hafif bir sükunet hasýl oldu. Herkes kendini ranzasýnda buldu. Koðuþun en genci Nihat ve Metin ise, ranzalarýna yakýn ayakta donup kalmýþ, þoka girmiþlerdi. Aniden hýçkýrýklar duydu. Nihat’tý bu. Kendinde deðildi anlaþýlan. Henüz on yedisinde olan Nihat’ý tuttuðu gibi Metin ile beraber ranzasýna oturttu. Ranzalar en güvenilir yerlerdi. Fakat eminlerin emini Allah’tý.
Artçý sarsýntýlar hâlâ devam ederken saatine baktý. 03.27’ydi. bitmeyen o zaman diliminin sonradan 17 saniye olduðunu öðrenecekti.
Kulaðýna sesler geliyordu. Sýçradý. Pencereyi açtý. Diðer koðuþlardan sesler yükseliyordu. Tekbirler, tehliller, salavatlar… Hemen pencereden iþtirak ettiler bu ilahi koroya. Dalga dalga geceyi bölen ilahi naðmeler yankýlandý zindanýn semasýnda.
Gökyüzü kýzýla bürünmüþtü bu gazap vaktinde. Aðýzdan çýkan her zikirle yakarýþlarýný arz ettiler semaya. Mazlumiyetlerini, kimsesizliklerini… Yürekler sadece O’na kilitlinmiþ, Ondan gayrisi düþünülmez olmuþtu.
Nihayet sesler azaldý. Ranzalarýna oturdular. Darmadaðýnýktý koðuþ. Sofranýn ortasýndaki kitap kutusuna takýldý gözleri. Dolabýn üzerinden düþmüþtü. “Allah’ým!” dedi Yusuf içinden. Daha dün televizyonun yerini kitap kutusuyla deðiþtirmiþti. Bozuk ve kullanýlmýyor diye arka taraflara yerleþtirmiþti. Ya televizyon yerinde olsaydý… Sonucunu düþünmek bile istemedi. “Sana þükürler olsun” bizi koruduðun için…”
Hafif mýrýltýlar duydu arkadan. Kimi eline Cevþen almýþ, kimi avuçlarýný açmýþ, Rabbine yakarýþtaydý. Elini cevþenine uzattý o da. Ýlahi kelamdan bir ayet çýnladý kulaklarýnda o anda: “Öyle bir bela, bir musibetten çekininiz ki, geldiði vakit yalnýz zalimlere mahsus olmayýp masumlarý da yakar.”
Yavaþ yavaþ topladýlar ortalýðý, Semaverin üzerine döküldüðü depremzede kitaplarý bir köþeye koydular ýslak ýslak. Çarçabuk sofrayý da toplayýp bir kenara býraktýlar. Abdestliydi herkes. Islanmýþ kilimlerin üzerini kuru bezlerle örtüp devam eden artçýlar arasýnda hazýrlandýlar namaza. Sünnetlerden sonra bozulan bir haleti ruhiyeyle yöneldiler o yüce makama. Dikkatler imamýn okuduðu ayetlere kaydý: “Ýza zülziletil ardu zilzaleha”
Aklýna komþu koðuþlarý sormak geldi Yusuf’un namaz sonrasý. Ýyiydi kardeþleri. Fakat zihinler gibi koðuþlar da dumura uðramýþ, karýþmýþtý. “Bir þey olmaz” dedi kendi kendine. “Kardeþlerime bir þey olmasýn da…”
Ranzasýna oturdu. Az da olsa herkes kendine gelmiþ, toparlanmýþtý. Nihat ve Metin’e baktý. Daha iyi gördü onlarý. Tebessüm etti.
Gözleri duvar kiriþlerine takýldý. Büyük çatlaklar, parmak aralýðý kadardý kiriþle bitiþen yerde. Her tarafý sarmýþtý sýva döküntüleri.
Hafif bir sýzý hissetti sol omzunda. Kürek kemiðindeydi anlaþýlan. Elini atýnca atletiyle beraber, gömleðinin 10-15 cm. kadar yýrtýlmýþ olduðunu fark etti. Zeki’nin sesini duydu:
-Yaralanmýþsýn! Fark etmedin mi?
-Hayýr dedi Yusuf.
Yarasý soðuyunca aðrýmýþtý. Kahvaltýyý hatýrladý. Sarsýntý anýnda ranzasýna doðru kalkarken çelik dolabý sivri kilitlik yerine, sürtünmüþ olmalýydý. Zeki yarasýný kontrol etti Yusuf’un. Üç parmak þeklinde yan yana üç kalýn çizgiydi. Deriyi de soymuþ hafif kanatmýþtý. “Kalsýn” dedi Yusuf. “Sabah saðlýkçýyý çaðýrtýr, pansuman ederiz.”
Aklýna radyoyu açmak geldi. “Sayýn dinleyiciler” diye baþladý haber. “Bu gece saat 03.27’de meydana gelen 6.4 þiddetindeki depremde…”
Habere göre deprem 300-400 km mesafede dahi hissedilmiþti. Þehir, aðýr hasarlýydý. Ailesi geldi aklýna Yusuf’un. Diðer iki hemþehrisine baktý. Ayný kaygýyý paylaþýyorlardý. Gözleriyle “Acaba þehir ne halde?” diye sordu Zeki. “Rabbim yardýmcýlarý olsun. Onlarý korusun” dedi Yusuf.
Hafif þiddette devam eden artçýlar zihinleri sarsýntýlara endekslenmiþti. Zeki’ye döndü Yusuf:
-Sen aþaðýda deðil miydin Zeki? diye sordu.
-Evet! Aþaðýdaydým ya!
-Ne zaman yukarý çýktýn? Fark etmedim doðrusu?
-Ezberimi biraz okuyayým diye erken kalktým sofradan. Ýnþikak Suresini okuyordum. “Ýzassemaun þakkat…” diye baþlayýp ilk birkaç ayeti okudum. Aðýr aðýr ve tane tane okuyor, bir taraftan da manasýný düþünüyordum: Acaba gök nasýl yarýlýr?! Yer, nasýl uzatýlýp dümdüz olur? Bir dalgýnlýk kaplamýþtý benliðimi. Kýyamet, ahiret tefekküründe iken birden korkunç bir uðultu duydum. Aþaðýlarýndan geliyordu yerin. Saða sola yalpalandým. Adeta yer, dürülüyormuþ gibi geldi bana. Sanki duvar yarýldý. Huni misali koca bir delik açýldý. Oradan -inanmayacaksýnýz, ama- mahþere uçtuðumu zannettim. Aniden oturduðum sandalye de devrilip iki ayaðý kýrýlýnca, tamamen kendimi o atmosfere kaptýrdým. O halet-i ruhiyedeyken, tekbir sesleriniz beni kendime getirdi. Hemen yukarý çýktým. Bir an mahþerdeyiz sanmýþtým doðrusu…
Hâlâ anlattýklarýnýn etkisi okunuyordu yüzünden Zeki’nin. Kimse garipsemedi bu tavrý.
Saat 08.30’a doðru koðuþun kapýsý yeni yeni açýldý. Sayým alýnmýþ, Yusuf pansuman edilmiþti. Tekrar kapý üzerlerine kapatýldý. Kendi hallerine terk edildiler.
O saate kadar ne gelen, ne de giden olmuþtu görevlilerden. Sonradan duyacaktý ki personel kaçmýþ deprem anýnda. Ne önemi vardý mahpuslarýn. Zaten mahkum deðiller miydi? Mazlum ve mahkum…
Herkesin, kulaklarý saat baþý radyoda, aklý þehirde, ailesindeydi. Rahatlatýcý olan, cezaevinde ciddi bir geliþmenin olmamasýydý. Fiziki hasar önemli deðildi. Çatlak kolonlar, yarýlmýþ kiriþler, dökülmüþ duvarlar onarýlýrdý.
Öðle vakti telefon açtý ailelerine mahpuslar. Herkesin hüznü buruk bir sevince dönüþtü. Haberler iyiydi. Secdeye kapandý Yusuf; þükür secdesine. Rabbine þükretti niyetli aðzýyla.
Pencereden gözüne iliþen gökyüzü, masmavi yazmasýný çekmiþti baþýna. Gözleri mavi okyanusun enginlerine kürek açmýþken, bir ses duydu arkasýndan. “Bize öyle bir merhamette bulun ki, senden baþkasýnýn merhametine ihtiyacýmýz kalmasýn Allah’ým!”
Artçý sarsýntýlar kesik kesikti…
Gönderen: 14.01.2006 - 15:07
Bu Mesaji Bildir   Muvahhid üyenin diger mesajlarini ara Muvahhid üyenin Profiline bak Muvahhid üyeye özel mesaj gönder Muvahhid üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
MeLiSSaNuR su an offline MeLiSSaNuR  
498 Mesaj -
Paylastiginiz icin Allah(C.C) Razi olsun..


“Bize öyle bir merhamette bulun ki, senden baþkasýnýn merhametine ihtiyacýmýz kalmasýn Allah’ým!”ağlar
Gönderen: 15.01.2006 - 00:30
Bu Mesaji Bildir   MeLiSSaNuR üyenin diger mesajlarini ara MeLiSSaNuR üyenin Profiline bak MeLiSSaNuR üyeye özel mesaj gönder MeLiSSaNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1470 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sezgin 42 (51), hirtilar (51), Ebranur (52), hatay 1 (64), prensesim_28 (54), btutkun58 (60), zeko6454 (62), omarbabuscu (47), aydýn25 (49), mürsel (61), kapadokyali (33), Hacý Ali (72), battal_42 (53), nuhozer (44), ufuk özdemir (55), halidinvelit (60), maviadaist (49), mkuzeci (43), dervisoglu (60), Furkan 2 (50), MUHAMMEDSA&Yacu.. (45), Samet86 (39), yusuf s (40), mesutgumus (44), s_saglam85 (40), tugra01 (44), kizdede (49), Reyyannn (42), Ilyas AKTAS (59), munal_40 (55), ckisaer (66), münih2828 (66), babaersin (40), memoemmi (47), militan_aet (40), nuryol (49), ibrahimbirsen (71), duisburger (51), AlMiRa (39), abdullah dalgic (58), mkilinc_1986 (39), temiz (61), garibem (53), hýfz&yac.. (57), bedrettin tutku.. (60), Rýfat ÖZ.. (64), akcan_80 (44), ahmet12 (33), alptürk (47), ata kýra.. (71), mukremýn (57), engizli müdür (63), wip_ (50), velibey (52), Beytullah_Ko&cc.. (32), ramoz (60), amel114 (40), Bad-Mad (38), radyogul (44), kaya76 (49), Filizz (67), vuslat28 (48), hayhak (47), nasuh uslu (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73129 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.