0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » İSLAM NEDİR?

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
İSLAM NEDİR?
944 Mesaj -
Ýslâm Dîni Nedir?


Ýslâm dîni, Allah'ýn, son peygamberi Hz. Muhammed (asm) vasýtasýyla bütün insanlara gönderdiði en son ve en mükemmel dindir. Ýslâm'ýn gelmesiyle, diðer dinlerin hükmü sona ermiþtir.
Ýslâm dînini kabul eden kimseye Müslüman denir.
Ýslâm'ýn en son ve Allah katýnda yegâne mûteber din olduðu, Kur'an-ý Kerim'de þu þekilde belirtilir:
"Bugün sizin dîninizi sizin için kemâle erdirdim. Sizin üzerinizdeki nîmetimi (lütuflarýmýgöz kırpma tamamladým ve size din olarak Ýslâm'ý seçtim (yalnýz Ýslâm'dan razý ve ondan hoþnûd oldum)".(el-Mâide, 3).
"Kim Ýslâm'dan baþka bir din ararsa, ondan [seçtiði dîni] kabûl edilmiyecektir ve o, âhirette hüsrâna [büyük zarara] uðrayanlardan [olacak]týr. "Allah katýnda yegâne [hak] din Ýslâmdýr."
(Âl-i Ýmrân, 19).
Ýslâm'ýn Dýþýndaki Dinlerin Geçerliliði Neden Kalkmýþtýr?
Tarihin çeþitli devirlerinde insanlara ayrý ayrý peygamberler ve dinler yollayan Allah Teâlâ, son din olarak onlara Ýslâm'ý ve son Peygamber olarak da Hz. Muhammed'i (asm) göndermiþtir.
Ýslâm'ýn gelmesiyle Yahudîlik ve Hýristiyanlýk gibi eski dinlerin hükmü sona ermiþtir. Bu, týpký, yeni bir kanun çýkýnca, eski kanunun hükmünün yürürlükten kalkmasý gibidir. Allah'ýn son dîni ve Ýlâhî Kanunu Ýslâm gelince, eski dinlerin ve ilâhî kanunlarýn geçerliliði son bulmuþtur.
Ýslâm dýþýnda kalan dinlerin yürürlükten kalkmasýný gerektiren baþlýca sebepleri þunlardýr:
1 - Her þeyden evvel, eski dinler, yalnýzca belli bir zamana ve belli bir muhîtin insanlarýna hitab ediyorlardý. Ýslâm ise, topyekûn bütün insanlýða seslenmektedir.Dâveti umumî ve mesajý cihanþümuldür.
2 - Eski dinler, sadece kendi zamanlarýnýn insanlarýný muhâtab almýþlardý. O zamanýn insanlarýnýn seciyeleri kaba ve mizaçlarý vahþete yakýndý. Ýlimde, medeniyette, fikir ve anlayýþta geri idiler. Ulaþým ve haberleþme imkânlarý, ibtidai bir haldeydi. Her bölgenin kültürü, inancý, örf ve âdetleri farklý farklýydý. Karþýlýklý fikir ve kültür alýþveriþi de oldukça zayýftý. Bu yüzden, her muhîte ayrý ayrý peygamberler gelmesi, baþka baþka dinler gönderilmesi zarureti vardý. Zaman geçip insanlýk ilim, fikir, kültür ve medeniyet yönünden büyük geliþmeler kaydedince, eski mahallî dinler artýk insanlarýn ihtiyaçlarýna cevap veremez hale geldiler. Bunun üzerine Cenâb-ý Hak da insanlara en son din olan Ýslâmiyeti gönderdi.
Ýslâm dîni, 1400 yýl evvelki dünyanýn insanýndan,bugünün ve yarýnýn modern insanýna kadar gelip geçen bütün insanlýða hitab edebilme özelliðinde olan bir dindir. Bu bakýmdan, kýyamete kadar hükmü bâki ve geçerlidir.
3 - Eski dinlerin, zamanla, içlerine hurâfeler,bâtýl inançlar karýþmýþtýr. Allah'ýn birliðine îman esasý, yani tevhid inancý kaybolmuþtur. Ýslâm ise, hâlâ ilk günkü tazelik ve saflýðý ile,bozulmadan durmaktadýr. Netice olarak diyebiliriz ki: Ýslâm'ýn dýþýnda kalan dinler, geceleyin bir sokaðý aydýnlatan bir fener ve sokak lâmbasý gibidir. Ýslâm ise, bütün dünyayý aydýnlatan güneþ hükmündedir. Güneþ doðduktan sonra, artýk sokak fenerine hiç ihtiyaç kalýr mý?
Ýslâm Dininin Özellikleri Nelerdir?
Ýslâm dinini, sâir dinlerden ayýran belli baþlý özellikleri þunlardýr:
1 - Ýslâmiyet, her asra ve her insana hitab eder, getirdiði esaslar insanlýðýn bütün ihtiyaçlarýna cevab verir. Ýslâm'ýn bu cihanþümûl özelliðine Kur'an'da þu þekilde iþaret olunur:
"Ey Muhammed!(sav) Biz seni BÜTÜN ÝNSANLARA yalnýzca müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik." (Sebe', 28).
"Ey Muhammed!(sav) De ki: 'Ey insanlar, ben Allah'ýn HEPÝNÝZ ÝÇÝN GÖNDERDÝÐÝ Peygamberiyim'." (el-A'raf, 158).
2 - Ýslâmiyet kolaylýklar dînidir. Ýslâm'da insanlara yapamayacaklarý veya yaparken zorluk çekecekleri iþler yüklenmemiþtir. Kur'ân-ý Kerîm'de Ýslâm'ýn kolaylýk prensipleri þu þekilde ifade edilir:
"Allah, insaný ancak gücünün yeteceði iþle mükellef tutar..."aglael-Bakara, 285)
"Rabbimiz, bize gücümüzün yetmiyeceði þeyi taþýtma..."aglael-Bakara, 285).
"Allah, sizin için kolaylýk göstermek diler, zorluk çýkarmak istemez..."aglael-Bakara, 185).
Kur'an'da Ýslâm'ýn kolaylýklar dîni olduðu bu þekilde açýklanýrken Peygamberimiz de,(sav) bu hususta hadîs-i þeriflerinde þu prensipleri vaz'etmiþlerdir:
"Ben ancak âlemlere rahmet olarak gönderildim. Azâb için, zorluk vermek için gönderilmedim...
"Allah Teâlâ, beni sýkýntý ve zahmet verici ve bunu arzu edici olarak göndermedi. Fakat Allah beni, muallim (öðretici, bildirici) ve kolaylaþtýrýcý olarak gönderdi...
"Dininizin en hayýrlýsý, en kolay olanýdýr. Muhakkak ki din bir kolaylýktýr...
"Ben size neyi yasak ettiysem, ondan çekinin; size neyi emretti isem, ondan gücünüzün yettiði kadarýný yapýn.
Sizden evvelki ümmetleri ancak mes'elelerinin ve Peygamberlerine karþý ihtilâflarýnýn çokluðu helâk etmiþtir.
"Amelden gücünüzün yettiði kadarýný yapýn.
Siz ibâdetten bezmedikçe, Allah da sevab vermekten býkmaz.
"Kolaylaþtýrýnýz, zorlaþtýrmayýnýz, müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz.
Hz. Âiþe Validemiz, Resûlüllah Efendimizin bu hususla ilgili tatibkatýný þu þekilde beyan etmiþlerdir:
"Resûlüllah (asm) iki þey arasýnda dilediðini tercihte serbest býrakýldý mý, günah olmadýðý müddetçe muhakkak onlardan en kolayýný alýrdý.Eðer iþ günahsa ondan halkýn en uzak bulunaný Resûlüllah olurdu.
Bütün bu hadîs-i þerifler, Ýslâm dîninin ne derece uygulanmasý kolay hükümler ihtiva ettiðini göstermektedir. Cihanþümûl ve kýyâmete kadar pâyidar oluþunda,bu kolaylýk anlayýþýnýn büyük yeri vardýr. Ýslamiyet insanlarýn dýþ görünüþten ziyade insanýn iç görünüþüne bakmýþtýr. Ýslâmiyet, ruh ile madde, dünya ile âhiret arasýnda tam bir denge kurmuþtur.
Yahudîlik beden zevklerini ve maddî faydalarý ön plânda tutar. Mensuplarýný hýrsla dünyaya baðlanmaða sevkeder.
Hýristiyanlýk ve Hind dinleri ise, sadece ruhu geliþtirmeye, vücuda eziyetler çektirerek nefsin arzûlarýný zayýflatmaya, dünya hayatýný boþlamaya önem verirler.
Buna karþýlýk Ýslâmiyet, ruh ile beden, dünya ile âhiret arasýnda tam bir denge kurmuþ; ne bedene, ne de ruha ýzdýrap çektirmeyi esas almýþtýr.Ýkisine de ayný ölçüde deðer vermiþ; herbirinin ihtiyaçlarýný ayrý ayrý karþýlamayý kabul etmiþtir.
Kur'ân-ý Kerîm'de,"Allahým, bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver" âyeti, Ýslâm'daki dünya ve âhiret dengesini en iyi þekilde belirtmektedir.
Ýslâm, ne dünyaya fazla deðer vererek âhiretin,ne de âhirete aðýrlýk vererek dünyanýn terkedilmesine izin verir...
Âhiretin dünyada kazanýlacaðýný söyleyerek,"hiç ölmeyecekmiþ gibi dünya için, yarýn ölecekmiþ gibi de âhiret için" çalýþýlmasýný ister...
Ýslâm'da ruhban sýnýfý yoktur. Herkes dinini gücü nisbetinde kendi öðrenmek zorundadýr. Ýbâdetleri ifa için, kul ile Yaratýcý arasýnda aracýlýk yapacak, günahlarý affettirecek imtiyazlý bir seçkin sýnýfa yer yoktur.
Ýslâm, bütün mânasýyle ahlâk ve fazîlet dîni olduðu gibi, en yüksek mertebede ilim ve hakikatýn koruyucusudur.
Ýslâm'ýn kolaylýklar dini olduðunu gösteren, Asr-ý Saâdet'te cereyan etmiþ pek çok vâkýa vardýr.
Onlardan bazýlarýný burada zikredeceðiz.
Enes bin Mâlik Hazretleri anlatmaktadýr:
"Nebî (sav) bir gün mescide girdi. Ýçeri girer girmez de gözüne mescidin iki direði arasýna çekilmiþ bir ip iliþti.
- Bu ip nedir? diye sordu. Sahâbîler:- Bu, Zeyneb'in ipidir. Zeyneb, nâfile namaz kýlarken ayakta durmaktan yorulunca, bu ipe tutunuyor, dediler.
Peygamber (sav):
- Hayýr, (Ýbadette böyle güçlük ihtiyâr olunmaz.) Bu ipi çözünüz. Sizden biriniz zinde ve neþ'eli oldukça namazýný ayakta kýlsýn. Yorulunca da hemen otursun. (... Ve namazýný oturduðu halde tamamlasýn.) buyurdu.
Ebû Mes'ûd el-Ensârî'den:
Resûlüllah'a (sav) biri gelip:
- Yâ Resûlâllah. Filânca bize namaz kýldýrýrken o kadar uzatýyor ki, nerdeyse namazý terketmeyi
ister hale geliyorum," dedi.
Peygamber (sav) derhal cemaata hitaben bir konuþma yaptýlar. Onu hiçbir hitabesinde o günkü kadar öfkeli görmemiþtim.
Buyurdular ki:
- Ey insanlar. Sizler nefret ettiriciler misiniz? Her kim halka namaz kýldýrýrsa hafif tutsun. Çünkü cemaatýn içinde hasta, zayýf, hâcet sahibi olanlar bulunabilir...
Görüldüðü gibi Peygamberimiz hiçbir zaman, insanlarý dinden uzaklaþtýracak, soðutacak, nefret ettirecek davranýþlara kýzdýðý kadar baþka hiçbir þeye öfkelenmemiþtir.
Mü'minin vazifesi, Ýslâm'ý insanlara daima güzel göstermek, onlarý dine ýsýndýrýp sevdirmek, kolaylaþtýrmak, güçleþtirmemektir.
Utbe bin Âmir anlatmaktadýr:
"Kýz kardeþim (Ümmü Hibban) Beytullah'ý yaya olarak ziyaret etmeyi adamýþ, fakat sonradan buna güç yetiremiyeceðini hissedince, mes'elenin Resûlüllah Efendimiz'den sorulmasýný bana emretmiþti.
Ben Hazret-i Resûlüllah'a sorduðumda, cevaben:
- (Ýptida) yaya yürüsün, (sonra) bineðinin sýrtýna binip gitsin.. buyurdu...
Hazret-i Enes'den (ra):
"Nebiy-yi Ekrem (sav), iki oðlunun arasýnda, onlar tarafýndan taþýnarak yürütülen bir ihtiyar kimse gördü.
'Bunun zoru nedir? Niye bir bineðe binmiyor?' diye sordu.
Oðullarý cevaben:
- Yâ Resûlâllah. Babamýz yaya olarak Kâbe'ye gitmeyi nezretmiþtir.
Bunun için böyle yürütüyoruz, dediler.
Resûlüllah Efendimiz:
- Þüphesiz ki Allah, bu ihtiyarýn nefsini azâblandýrmakla yaptýðý ibadetten müstaðnidir, buyurdu ve ona,bineðine binerek Kâbe'yi ziyarete gitmesini emretti."
Abdullah bin Mes'ûd'dan:
"Resûlüllah (sav), va'z hususunda, bize býkkýnlýk gelmesin diye halimize bakýp ona göre gün ve saat kollardý."
Câbir bin Abdillah anlatmaktadýr:
"Resûlüllah (sav)bir seferde idi. Derken üzeri gölgelendirilmiþ olduðu halde yanýnda insanlar toplanmýþ bir adam gördü ve 'Onun nesi var' diye sordu. 'Oruçlu bir adam' dediler.
Resûlüllah (sav) bunun üzerine:
- Seferde oruç tutmak hâlis bir iyilik ve fazilet deðildir. Allah'ýn sizin lehinize yapmýþ olduðu ruhsatlardan ayrýlmayýnýz," buyurdu.
Asr-ý Saâdet'te, adamýn biri daðda bulduðu suyu bol, topraðý verimli ýssýz bir maðarada kendi baþýna inzivaya çekilip,cemiyetin kötülüklerinden, fitne ve dedikodularýndan kurtulmayý düþünür.
Ancak kararýný bir de Resûlüllah Efendimiz'e açmak, O'nun bu konudaki görüþünü almak ister.
Huzura gelerek der ki:
- Yâ Resûlâllah, ben bir maðara buldum. Ýçinde suyu, önünde topraðý var. Orada inzivaya çekilerek kendimi tamamen dünyevî þeylerden tecrid etmeyi; uhrevî iþlere, ibadet ve taata vermeyi düþünüyorum. Bu hususta siz ne dersiniz?"
Adamýn cemiyet hayatýný terkedip, ibadet için maðarada inzivaya çekilme fikrine Allah Resûlü þu ibretli cevabý verir:
- Ben, Yahudilikle, Hristiyanlýkla gönderilmedim. (Yani cemiyetten kaçma fikri onlara aittir.) Ben dosdoðru olan Ýslâm'la gönderildim. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, maðarada tek baþýna gündüz akþama kadar nafile ibadetlerle meþgul olmaktansa, cemiyet içinde sabah, yahut akþam, Allah için azýcýk yol yürümek, (Ýslâm'a hizmet için zahmet çekmek) dünyadan ve dünya içindeki herþeyden kat kat hayýrlýdýr.
Ve sözlerine þunu da ilâve eder:
- Cemaat içinde safta yer almanýz da, inzivadaki 60 sene ibadet ve namazdan hayýrlýdýr...
Cemiyeti terkederek inzivaya çekilmek isteyene, Allah Resûlünün verdiði bu karþýlýk, din düþmanlarýnýn Ýslâmiyetin insanlarý cemiyetten el etek çektirdiði yolundaki menfî propagandalarýna
güzel bir cevab teþkil etmektedir.


ÝSLAM AHLAKI

Islam Dininde ahlakin büyük bir önemi vardir. Islâm'in gayesi; insanlari
güzel ahlak sahibi
yaparak olgunlastirmaktir.

Islam Peygamberi Hz. Muhammed (A.S.) söyle buyurmustur.

"Ben güzel ahlaki tamamlamak için gönderildim.

Bir müslümanin degeri, ahlakinin güzelligi ile ölçülür. Bu konuda, Hz.
Peygamber, kendisine en sevimli olanlarin, güzel ahlak sahipleri oldugunu
bildirmis. ''Allah katinda en sevgili kullar kimlerdir?'' sorusuna da,
''Ahlaki en güzel olanlardir" cevabini vermistir

SEVGI VE MERHAMET

Sevgi ve Merhamet Ahlâkî davranislarin temelinde insan sevgisi önemli yer
tutar. Bu sebeple olgun müslüman olabilmenin sartlarindan biri de bu
sevgidir.

Kalbi sevgi ile dolu olan Hz. Muhammed (A.S.).söyle buyuruyor'

"Birbirinizi sevmedikçe olgun mü'min olamazsiniz."

Kalblerdeki sevginin göstergesi insanlara iyilik yapmak, sefkat ve
merhametle muamele etmektir.

Hz. Muhammed (A.S.) buyuruyor ki:

"Merhamet edenlere, Allah da merhamet eder."

Islam'da sevgi ve merhamet sadece insanligi degil; bütün yaratiklari içine
alir. Hz Muhammed (A.S.) "Bir kediyi aç birakarak ölümüne sebep olan kadinin
azap görecegini, susayan bir köpege aciyarak su içiren günahkar bir kisinin
de bu davranisi ile Allah (c.c.) tarafindan bagislandigini" haber vermistir.

HOSGÖRÜ

Müslüman, hosgörü sahibi ve bagislayicidir Allah (c.c.) gerçek müminleri
"Öfkelerini yenerler, insanlarin kusurlarini affederler" diye övmüstür
(AI-i Imran Suresi ayet: 134)

Hosgörü konusunda Hz. Muhammed (A.S.) en güzel örnektir Müslümanlar, sadece
kendi din kardeslerine degil diger dinlerden olanlara da hosgörülü davranmak
zorundadirlar

DOGRULUK

Dogruluk önemli bir ahlak kuralidir. Allah ( c.c.) söyle buyuruyor:

"Emrolundugun gibi dosdogru ol." (Hud Suresi, ayet: 112)

ADALET VE INSAN HAKLARI

Adalet ve insan haklarina saygi Islam'in degismez:" prensiplerindendir.

Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:

Adaletli davranin. Süphesiz Allah, adil davrananlari sever ." (Hucurat
Suresi, ayet:9)

Hz. Muhammed (A.S.) 632 yilinda yüz binden fazla müslümana irat ettigi
tarihi hutbesinde;
Bütün insanlarin esit oldugunu, can, mal ve namuslarinin kutsal olup her
türlü tecavüzden korundugunu cihana ilan etmistir.

Bunlar , insanlarin dokunulmaz haklaridir.

Müslüman, baskalarinin hakkina saygi göstermek ve insanlara zarar verecek
davranislardan sakinmak mecburiyetindedir . Ancak, bu yeterli degildir.
Kisinin olgun bir Müslüman olabilmesi, kendisi için sevip arzu ettigi
seyleri baskalari için de arzu etmesine baglidir.

Hz. Muhammed (A.S.) söyle buyuruyor.

"Sizden hiçbir kimse kendisi için sevdigi bir seyi, kardesi için de
sevmedikçe gerçek mümin sayilmaz."



ÝSLAM YOLUNDA

Mademki Islam'in her derdine razi oldugunu bildiriyorsun,
bu müjdenle bize ask ve sevk veriyorsun, o halde iyi dinle:
VAZIFEN, dikenler arasinda güller toplayacaksin.
Ayagin ciplaktir, batacak.
Elin aciktir, isiracak. BUNA SEVINECEKSIN.
Firavunlar kucaginda büyüyen cocuk Musa'lari safina alacaksin.
Aldigin icin dövecekler.
Konustugun icin zindana koyacaklar, SEVINECEKSIN.
Cöllere sürülürsen kaninla agac yetistirceksin.
Kutuplara sürülürsen, isinla sebze yetistireceksin.
Yesilligi sevmeyen olacak. Yakacak, yikacaklar.
Sen bunu SABIRLA SEYREDECEKSIN.
Karanlik zindanlara salarlarsa; isik, pasli vicdanlari görürsen;
ümit, imansiz kalplere rastlarsan NUR vereceksin.
Sen verdigin icin suc, sen getirdigin icin ceza,
sen konustugun icin mahkum olacaksin.
Ve buna SÜKREDECEKSIN.
Anadan, yardan, serden ayrilacaksin.
Candan, gönülden Kur'an 'a sarilacaksin.
Damla iken deniz, nefes iken tafyun olacaksin. Derdini
yazmak icin derini kagit, kanini mürekkep edeceksin.
Kimse ile görüstürmezlerse, mecnun olup cöllere düseceksin.
Leyla arar gibi NUR arayanlari bulacaksin.
Bulamazsan üzülmeyeceksin.
MAKAMLAR SERVETLER VERIRLERSE NEFSINI UNUTACAKSIN
Yalan, iftira, camur firtinasina tutulursan ,
HISSIYATINI TERK EDECEKSIN...
Önünde demirden set yaparlarsa, disinle deleceksin.
Daglari toptan oymak gerekirse, igne ile oyacaksin.
Unutma! Nerede olursan ol; küfrün ve cehlin ta temelini cürüteceksin.
Birgün Kur'an etrafindaki surlarin yikildigini görürsen;
hemen kemiklerini tas, etlerini harc, kanini da su edeceksin.
Etrafina ilimden, irfandan, faziletten, ahlaktan kaleler dikeceksin.
Kaleler, fedailer ister. Nasil nasil sende icinde fedai olacaksin.

ÝSLAMI YENÝLEMEK


Ýslam yenilenmez. Anlayýþý yenilemek gerekir.

Anlayýþ mý? Nurun aynadaki aksi... Aynayý yenilemek...

Güneþ yenilenemez. Göz yenilenir.

Ýslam, baþý ve sonu olmayan ebedi yeninin ismi...
Ona her an biraz daha nüfuz etmektir ki, yenilik...

"Bir günü bir gününe eþ geçen aldanmýþtýr" hadisindeki sonsuz hikmettir ki,
yeninin ve yeniliðin sýrrýný getirmiþtir.
Dava iþte bu manada Ýslamý'ýn yeni neslini yuðurmakta...

Ýslam'ýn en yeni, deðiþiktirilmez ve örnek nesli,
Resul eliþle yuðurulan sahabiler...

Sahabilerin ardýndan
"Tabi"ler bu nesil çizgisini uzatmýþsa da onlardan sonra dava içtimai planda zaafa uðramýþ
ve büyük ferdi zuhurlarýn çevrelediði mahzun zümrelerden öteye geçilememiþtir. Bu tecellide,
muhafazasý en zor iþ olan aþký kaybetmenin ve kaba akýlla yapayanlýz dýþ planda kalmanýn neticesi olarak ilahi hikmet aþikar...

Emevi ve Abbasi devrelerini takip ederek Türk'ün eline geçen Ýslami devlet livasý,
600 küsur yýllýk gerçek devlet hayatýnýn ancak 250 senesinde böyle bir nesle yataklýk etmiþ,
ondan sonra 30 yýl korkunç bir aþk ve üstün anlayýþtan yoksunluk çýðrýna girmiþ,
100 küsur senedir de, ayný ham yobaz ve kaba softa idrakinin tersine dönük þekliyle bütün cehdini Ýslam'a karþý çýkmakta bulmuþtur.

O gün bugündür ki, nesillere kahraman diye tanýtýlanlar,
Ýslam'dan tiksinmenin fikri icracýlarý olmuþtur.

Ýslamý,zatýndan zerre feda etmeden olanca saffet ve asliyetiyle kucaklayabilecek
ve nefslerinde yenilecek nesillerin böylece köküne kibrit suyu dökülmeye baþlanýnca,
din ihtiyacýndan bütbütün kurtulmayan muvazaacý mizaçlar her tarafta iþi reformculuðu dökmüþ;
ve olduðu gibi bir islam yerine doldurmak istenildiði tarzda bir islam'a kapý açmaya bakýlmýþtýr.

Reformcu, Ýslam'ý þu veya bu görüþ ve mezhep lokomotifine baðlamak, onu zatýna ve aslýna göre deðil,
kendi þahsi nefsine ve idrakine iliþtirmeye kalmak, böylece çürük gördüðü bir binayý kendince payandalamaya yeltenmek bakýmýndan,
islam'a cepheden zýt olanlardan daha tehlikelidir; ve Ýslam'ý kalb ve göz yenilenmesi yoluyla koruyacak olan nesil,
cemiyet dairesi içinde kendisine üç düþman tanýycaktýr:
Aþksýz ham yobaz, duygusuz kafir, nabizsiz reformcu...
Yani ruhu kör nefsinde kabuklaþtýran, büstübütün inkareden ve bu ikisi arasýnda arabuluculuðuna kalkýþan...

Ýslam, 500 yýl kýlýcýný elinden tutan Türkiye'de bozuldu v her yerde ültüst oldu.
Bu, ancak Türkiye'de düzelirse her yerde saðlýða kavuþabileceðine ait ilahi bir ihtar...

Ýslami yenilemek olan nesil, bu ruh ve madde felaketleri Türkiyesinde son ve som,
hepçi ve bütüncü tepki halinde zuhur etmekle mükellef..

Bunca zevalin ardýndan ancak kemal çýðýrý açýlabilir.

Dört büyük halifenin sýrayla þiarlarý olan berhamet, celadet, edep ve akýlda tam ikmalli ve teçhizatlý olarak.
15. Ýslam Asronon eþiðinde, Ýslami yenileme davasýný çözümlemeye güçlü nesilden, ana rahmini tekmeliyici sesler duyuluyor.
Aya gitmek hüner deðil, bu sesleri güneþten duyulacak derece fikirde ve aksiyonda yükseltmek marifet...


Necip Fazil KISAKUREK


WESSELAM
Gönderen: 11.09.2005 - 10:18
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
aybars77 su an offline aybars77  
İslâmi çok iyi ögrenelim.
264 Mesaj -
Çünkü, Ýslâm
"EÞHEDUELLÂÝLAHE ÝLLELLAH, VE EÞHEDU ENNEMUHADMMEDURRESÛLULLAH"

denilip dairesi içine girildikten sonra,
"ben bunu kabul etmem, buna aklým yatmýyor,buna eskiden inanýlýrdý." v.b. gibi hezeyanlarýný savuran serserilere ait bir din deðildir.

Gönderen: 12.09.2005 - 13:48
Bu Mesaji Bildir   aybars77 üyenin diger mesajlarini ara aybars77 üyenin Profiline bak aybars77 üyeye özel mesaj gönder aybars77 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Begum su an offline Begum  
621 Mesaj -
VAZIFEN, dikenler arasinda güller toplayacaksin.
Ayagin ciplaktir, batacak.
Elin aciktir, isiracak. BUNA SEVINECEKSIN.
Firavunlar kucaginda büyüyen cocuk Musa'lari safina alacaksin.
Aldigin icin dövecekler.
Konustugun icin zindana koyacaklar, SEVINECEKSIN.
Cöllere sürülürsen kaninla agac yetistirceksin.
Kutuplara sürülürsen, isinla sebze yetistireceksin.
Yesilligi sevmeyen olacak. Yakacak, yikacaklar.
Sen bunu SABIRLA SEYREDECEKSIN.


Allah razi olsun... Sabir Ya Rasulallah Sabir..
:(
Gönderen: 12.09.2005 - 14:20
Bu Mesaji Bildir   Begum üyenin diger mesajlarini ara Begum üyenin Profiline bak Begum üyeye özel mesaj gönder Begum üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
fosaloglu su an offline fosaloglu  
2683 Mesaj -
Yurdandan sürgün edileceksin maðrur bir aslan edasýyla,
Çöllere uzanacaksýn boylu boyunca
Ve kýzgýn kayalarý kaldýracaksýn gövdende
Aþkýyla yanacaksýn en sevgilinin
En sevdiklerini kaybederken gözlerinin önünde
Sen bunu SABIRLA SEYREDECEKSÝN...


"La ilahe Ýllallah Muhammedunrasulullah"



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son fosaloglu tarafından, 12.09.2005 - 18:16 tarihinde.
Gönderen: 12.09.2005 - 18:15
Bu Mesaji Bildir   fosaloglu üyenin diger mesajlarini ara fosaloglu üyenin Profiline bak fosaloglu üyeye özel mesaj gönder fosaloglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1878 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mervenur (39), rabianur ihl (35), muhammed ümmeti (38), delikan63 (39), 2900 (70), Furkan_68_Cetin (32), manitu_76 (48), hamido 33 (53), mudure (50), elektroman (52), murbe (44), KARAHÝSA.. (31), alp.eren.bilge (34), bluesaint (50), merwe (34), reca (42), metkaya (49), MeDiNeLi** (41), algin (34), hüzün_r (38), s.faruk (49), tolgacan (56), sahalo (43), mustafa timur k.. (52), galatasaray (32), tolgaexp (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.02660 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.