0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Ebuzerleşmeyelim inşALLAH’

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Ebuzerleşmeyelim inşALLAH’
Moderator


4254 Mesaj -
Ýhsan Eliacýk
‘Ebuzerleþmeyelim inþALLAH’

“Ýhtiyaçtan fazla mal haramdýr, hýrsýklýktýr...
Açlar, yoksullar dururken villalar alýnýyor, ciplere biniliyor...
Altýn ve gümüþ yoksullar üzerinde hegomanya kurmak için kullanýlýyor...
Ýnfak edilmiyor…
Mülkte þirk koþuluyor...
Bahçe sahipleri kýssasý ölülerin ardýndan okunup duruyor…
Kýrkta bir diye bir þey tutturulmuþ gidiyor…
Komþusu açken tok yatmamak için zengin mahallelere taþýnanlar var…
Sokaktaki açtan, yoksuldan haberiniz var mý? Bu din yeryüzünün sokaklarýnda aç gezen 1 milyar insan için ne diyor hocam? Bu din fekku ragabe (kölelere özgürlük!) diyerek baþlamadý mý hocam?...”

Çevresinde tefsir sohbetleri, fýkýh dersleri yapmasýyla ünlü hocaefendi, yanýna gelen gencin bu türden heyacanlý konuþmalarý karþýsýnda once yutkundu, sonra ensesini kaþýdý, vereceði cevabý düþündükten sonra söyle dedi: “Tamam seni anlýyorum, gençsin heyecanlýsýn. Þimdi namaz vakti, namaza kalkalým inþALLAH…”

Namazdan sonra çýkarken kapýda gencin kulaðýna eðilerek kafa konforu rahat o esaslý nasihatýný verdi: “Ebuzerleþmeyelim inþALLAH!”

***

“Ebuzerleþmeyelim…”

Bu söz uyuþmuþ, asude “dindar zihnin” klasik repliðidir.

Ýslam tarihinin bütün imparatorluk fýkhýný özetler.

Bu kafaya gore Ebuzer aþýrýlýðýn adýdýr.

Bu tür refleksif tepkilerle dindar zihin kendi kendine kafa konforunu iade etmek ister.

***

Buna benzer bir kaç refleks daha var. Bizzat þahit olmuþumdur.

Kur’an’ýn ilk 23 suresinden örnekler vererek anlatýyorum mesela.

Yanýma yaklaþýyor ve þöyle diyor: “Bunlar senin þahsi fikirlerin Kur’an öyle demiyor deðil mi?

Ben de diyorum ki: “Öyle desem rahatlayacak mýsýn? Ýyi o zaman... he bunlar benim þahsi fikirlerim. Kur’an öyle demiyor. Alak suresi zenginlikle tuðyan arasýnda iliþki kurarak baþlamýyor. Kalem suresinde ilk bahçe sahipleri kýssasýný anlatmýyor. Mülk sahiplerini ýsrarla eleþtirmiyor... Bunlar tamamen ýndi görüþlerim. Kur’an’ýn ilk meselesi mülk deðil; havadan sudan bahsediyor. Bahçe sahiplerini ölülerinizin arkasýndan okuyasýnýz veya geceleri uykudan önce iyi gelir diye anlatýyor. Bankadaki paracýklarýna, yengenin kollarýndaki altýn ve bileziklere bir þey olmayacak, merak etme...” (!).

Böyle deyince “Oh be!” diyor ve gayet rahatlamýþ ve kafa konforu iade edilmiþ bir halde gidiyor.

Veya ayný tornadan çýkmýþ gibi baþka bir refleks; “Bunlar solculuk, Ýslam’da böyle þeyler yok. Sen solculardan etkilenmiþsin...”

Ona da “Ya evet, 30 yýl önce Mamak’ta solcularla yatmýþtým, oradan kalmýþ, Kurtulamadým gitti yani” diyorum.

Dindar zihin kendi Kitabý ile yüzyüze gelmekten kaçýyor!

Bunun için, zihni, refleksif olarak rahatlayacaðý bir bahane arýyor. Kendisini rahatlatacak, gerçekle yüzleþmekten kurtaracak bir argüman buldu mu ona sarýlýyor ve kafa konforunu bozacak ‘tehlikeli fikri’ dýþýna atýyor...

“Ebuzerleþmeyelim inþALLAH” bunun tipik örneði.

Ebuzerleþince ne olacaksa?

Aç ve açýkta kalacaðýný, elinde avucunda ne varsa infak edeceðini, Hind fakirleri gibi olacaðýný, çoluk çoçuðunun sersefil olacaðýný sanýyor.

Sanki biz bunu söylüyoruz.

Tam tersi Ebuzerleþmeyelim dediði þey bunlar olmasýn diyedir. Ama kendi celladýna gülümsersen böyle oluyor.

***

1- “ (Ortalamasýndan) bir ev, bir binek (araba) saliha bir eþ, yýllýk 4 bin dirhem (aylýk 3-5 bin TL) gelir. Ve bunlarý alabilecek, evirip çevirebilecek bir iþ, ticaret, ortaklýk vs.” her yetiþkine farzdýr. (Bunlar sahih rivayetlerden hesaplanarak çýkarýlmýþtýr).

2- “ Bunlar temel ihtiyaçtýr, mülkiyet deðil. Ýhtiyaçtan fazlasý mülkiyet olup kanýmca Müslümana haramdýr, hatta hýrsýzlýktýr. Mülk ALLAH’ýndýr!”

3- “Bundan fazlasýný biriktirmeyecek, infak edecek, paylaþacak, bölüþeceðiz. Bireysel kurtuluþ ve köþe dönmeyi deðil; toplumsal kurtuluþ ve dayanýþmayý esas alacaðýz. Badireleri ancak böyle aþabiliriz. Peygamberimiz böyle yaparak zulüm çemberinini kýrmadý mý? ”

3- “Dinimizin atar damarý buradadýr. Bunu yapmayan kendini baþtan aþaðý gözden geçirmelidir...”

Ýþte bu aktüelleþtirerek çaða taþýdýðýmýz söylemlere “Ebuzerleþme” diyorlar.

“Ne sýrýtýyorsun, anlattýðým senin hikayen” diyen Ebuzer söylemine “Ebuzerleþmeyelim” demek...

‘Hep kahýr, hep kahýrr...’

***

‘Hep kahýr, hep kahýrr’ dedirtecek baþka bir örnek daha;

Yalova’da konferans vermiþ Ýstanbul’a evine dönüyordu... Oturduðu koltukta cep telefonunu unuttuðunu otobüsten inince anladý. Telefonunu almak için bir hamleyle otobüse doðru koþtu. Tam o esnada geriden gelen bir otobüsün çarpmasýyla otagarýn yaðmurdan ýslak parkeleri üzerine serileverdi...

Üzerine gazete kaðýtlarý örttüler.

“Þurada bir adama otobüs çarptý, ölmüþ galiba” sesleri duyuldu. “Profesörmüþ, Ýbrahim Canan yazýyor” dediler...

Gazeteler “Profesör cep telefonu uðruna öldü” diye yazdýðýnda o defnediliyordu.

***

Ah benim güzel hocam!

Böyle yalnýz ve gariban ölümlere dayananam.

Nitekim haberi duyduðumda dayanamadým.

Otogarlarý bilirim, çok gelip giderim öyle.

Yalnýz biner, yalnýz inerim.

Yalnýzlýk bana hep ümmetin o görkemli yalnýzýný hatýrlatýr.

Issýz çölde yalnýz yatan Ebuzer...

Bu ismi duyunca elektrikleniyorum. Ýçimin derinlikleinden bir heyecan dalgasý yükseliyor. Titriyorum ve haykýrasým geliyor.

Ah benim güzel hocam!

Sen öyle yalnýz ve gariban otogar köþelerinde ölmeyesin diye meydanlara atýlan, saraylarýn duvarlarýný inleten Ebuzer hakkýnda aþaðýdaki sözleri söyleyen sen mi olmalýydýn?

Beni tarifsiz elemlere garkettin. Kahrýma kahýr kattýn.

Senin ölümüne mi yanayým, Ýstanbullu Ebuzer’in Ðifarlý Ebuzer’ için söylediklerine mi yanayým, klasik ‘dindar zihnin’ aþaðýdaki sözlerinde kendini ele veren hal-i pür melâline mi yanayým, neye yanayým...

Bakýn otogar köþelerinde ölüp üzerine gazete kaðýtlarý örtülen Ýstanbullu Ebuzer Canan hoca, Ðifarlý Ebuzer hakkýnda neler yazmýþ;

“Zamanýmýzda solcu fikirlere bulaþanlar, sermaye düþmanlýðýna Ebu Zerr’i örnek vererek Ýslam’ýn da zenginlere, ferdi zenginliðe karþý olduðunu söylemektedirler. Burada hataya düþülmektedir. Evet, Ebu Zerr, ashabdandýr, hemde büyüklerinden. Ve Rasulullah ashabýnýn hepsinin doðru yolda olduklarýný söylemiþtir, bu da doðrudur. Ancak gözden kaçan bir husus var. Hz. Muaviye de ashabdan, Hz. Osman da, Ebu Hureyre r. da. Hz. Osman devrinde hayatta olan ve Ebu Zerr’e katýlmayan büyük çoðunluk niye görmemezlikten geliniyor. Ýslam’ýn bir baþka dusturu da ihtilaflý hususlarda çoðunluðun iltizam edilmesidir. Ümmet-i MUHAMMED de sýratý mustakim olacak. Geniþ cadde “Hz. Osman ve Hizbi”nin yoludur. Ebu Zerr Hazretleri’nin görüþü ferdi kalmaktadýr. Cadde-yi Kübra olamamaktadýr. Her isteyen o ferdi, o dar yolda gidebilir, kimse Ýslam adýna o yolda gideni itham edemez, mani olamaz. Ama o yolu beðenip tercih edenler de öbür yolu, çoðunluðun yolunu itham edemez, buna haklarý yoktur. Ve ümmet ferdi patikalara deðil, büyük çoðunluðun cadde-i kübrasýna sevkedilir. Dinimiz zekat, sadaka gibi emirler yerine getirildiði taktirde servete karþý deðildir…” (Prof. Dr. Ýbrahim Canan/Kütübü Sitte Muhtasarý c.3 s.540).

“Ashab arasýnda ihtilaflý meselelerde ümmete rehber olacak esas ekseriyetin görüþüdür. Ferdi anlayýþlarda ýsrar etmek, Ýslami espiriye uymaz. Ebu Zerr’in görüþüne saygý duyulur ama Ýslam budur denemez. Belki “Ýslam'a aykýrý deðil, dileyen tatbik edebilir, onu tatbik etmeyen itham edilemez” denebilir. Zira ashab olsun, tabiîn olsun, zekatý vermek kaydýyla para biriktirmenin caiz olduðunda ittifak ederler. Ashabdan büyük zenginler bile çýkmýþtýr…” (Prof. Dr. Ýbrahim Canan/Kütübü Sitte Muhtasarý c.7. s.337).

Ah benim güzel hocam, ah!

Ýþte bizim hâl-i pür melâlimiz bu.

“Aç sabahlayýp da kýlýcýný çekmeyene þaþarým” diyen Ebuzer, sen böyle olmayasýn diye savaþmýþtý. Þimdi o çölde yatýyor, bak onun yerine söylüyorum: “Otogar köþelerinde ölen yoksul bir ilahiyat profesörünün, zenginleri savunan birisi olduðuna þaþarým.”

Ne hazin bir durum!

***

Ýþte bunlar Ýslam’ýn yaman çeliþkisidir.

Yoksullarýn, ezilenlerin, açlarýn, alýnýp satýlanlarýn, kölelerin tarihteki son dinî çýðlýðý olarak, “fekku ragabe” (kölelere özgürlük!) diyerek doðmuþ, ilk 23 surede mülk sahiplerini bombardýmana tutarak baþlamýþ, okurlarýna ilk bahçe sahipleri kýssasýný anlatarak baþlamýþ, “Lehu’l-mülk” sesleriyle servet kalelerini, “Lailahe illALLAH’ nidalarýyla imparatorluk duvarlarýný yýkmýþ bir dinin sonraki hocaefendileri, profesörleri, þehyleri, mollalarý, tutar o yýkýlan kalelerin ve duvarlarýn savunucu ve hatta koruyucusu haline gelirler.

Kendisi de bir Ebuzer’dir ama Ebuzer’i açlýktan öldürenlere övgüler düzer.

‘Kendi celladýna gülümser.’

Yaþadýðý hayata bakmaz, ilhamýný hayatýn içinden almaz. ‘700 yýllýk eserlerlerle averelik eder’. Sýrf “Böyle gördük dedemizden” kör gelenekçiliði yüzünden Seyyid Kutup’un tabiri ile “haraketu’l-fýkýh” üretmez; “varakatu’l-fýkýh”ý tekrar eder durur.

Oysa o varakatu’l-fýkýh (eski kitaplarda/sahifelerde yazýlý fýkýh) Ömer’i vuranlarýn, Ebuzer’i çöle gömenlerin, Ali’yi hançerleyenlerin, Hüseyin’i susuz býrakanlarýn, Harre’de Medine’yi yaðmalayarak 900 sahabe kadýnýna tecavüz edenlerin ve Kabe’yi mancýnýkla ateþe verenlerin fýkhýdýr.

O fýkýhtan bir þey çýkmaz. Zenginlerin, kodamanlarýn, cariye ve köle sahibi olma peþine düþmüþlerin, “fekku ragabe”yi tersine çevirenlerin fýkhýdýr.

O fýkýhtan bir þey çýkmaz. Sultanlarýn, saray ahundlarýnýn, harem aðalarýnýn, zindandan Ýmam-ý Azam’ýn kýrbaçtan morarmýþ cesedini çýkaranlarýn, hile-i þer’iyecilerin, kýrkta bircilerin fýkhýdýr.

O fýkýhtan bir þey çýkmaz. Çünkü maharref bir Ehl-i Kitap fýkhý haline gelmiþ durumda. Defteri dürülmeli, tarihe intikal etmeli ve ‘Müslüman Ehl-i Kitap fýkhý’ muamelesine tabi tutulmalýdýr.

Çaða “hareketu’l-fýkýh” lazýmdýr. Yani ilhamýný doðrudan doðuya Kur’an’dan alan, sokaðýn tozuna topraðýna bulanmýþ, hayatýn atardamarlarýndan fýþkýrýp gelen, suyu ilk kaynaðýndan içen; Peygamberin, Ömer’in, Ali’nin, Ebuzer’in düþtüðü yerden kalkan, daima yoksulu, ezileni, mazlumu, dýþlanmýþý, yalnýzý, garibi, azýnlýkta kalaný koruyan ve kollayan yaþayan fýkýh...

Yaþayan Kur’an fýkhý bu olmak icap eder.

***

Yazýlarýndaki bu zenginlik antipatisi nedir böyle diyeceksiniz...

Okuduðum Kur’an’da zengini öven ve zenginliði teþvik eden bir tek ayet görmedim. Varsa bilen meydan okuyorum, göstersin. Övülen ve teþvik edilen sürekli olarak paylaþma, verme ve bölüþmedir.

Ýslam’ý yýkan üç þeyden (3m) ilki kesinlikle mülk meselesidir.

Hz. Peygamber ümmetin þirke düþeceðinden korkmamýþ ama mal mülk sevgisinden korkmuþtur. Hasan-ý Basri bu ümetin putunun mal tutkusu olduðunu söylemiþtir.

“Vermek için zengin olmalýyým” lafý içi boþ bir avuntudur. Böyle olanlar nedense sonra hep “Ebuzerleþmeyelim” demeye baþlýyorlar.

Kanýmca kiþinin kendisine “Ben zenginim” demesi bile Kur’an’ýn hem lafzýna hem ruhuna aykýrýdýr: “Siz yoksulsunuz, ALLAH’týr zengin olan.” (MUHAMMED; 47/38).

ALLAH’ýn sürekli olarak ‘mülk O’nundur, zengin O’dur, aziz O’dur, büyük O’dur, kibriya O’dur’ vb. þekilde kendini yüceltmesi, tabiri caizse ‘kibirli’ konuþmasý, aslýnda, bizdeki kibri kýrmak içindir. “Birbirinize tanrýlar gibi davranmayýn, oturun oturduðunuz yerde, ne olduðunuzu sanýyorsunuz siz? Sonunda ölünce üç gün sonra leþiniz kokacak, dâhi sandýðýnýz o beyninizi mezarda kurtlar böcekler yiyecek...” dedirtmek içindir...

Bu halk bunlarý öðrenmeli. Hocalar, þeyhler, mollalar uyanmalý. Otogarlarda ölüp giden yoksul profösörler, ölmeden önce geçmiþe eleþtirel bakmalý, yaþayan fýkýh üretmeli. Ýslam kalkarsa buradan ayaga kalkacak...

Aksi halde ‘Ebuzerleþmeleyim inþALLAH’ sözü ile daha çok uyutulacaðýz...

Not: Aþaðýdaki linkte Kayseri’den kadim dostum Kemal Ersözlü tarafýndan kaleme alýnan “Bir adalet savaþcýsý Ðýfarlý Ebuzer” baþlýklý kitapçýk çapýnda enfes bir makale var. Lütfen okuyunuz, okutunuz, daðýtýnýz...

http://www.ulumulhikmekoeln.de/seminerlerdizisi/ebuzer.htm#_ftn50

Gönderen: 15.09.2010 - 11:27
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muaviye su an offline Muaviye  
9 Mesaj
Ýnþallah Te$ekkürler Elinize Saglik
Gönderen: 22.09.2010 - 17:21
Bu Mesaji Bildir   Muaviye üyenin diger mesajlarini ara Muaviye üyenin Profiline bak Muaviye üyeye özel mesaj gönder Muaviye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1229 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SIVASLIIBO38 (60), ayseak (35), cetinay (54), fe_eyne (45), silverbull (44), Elif Turan (41), fiber_optic (39), faruk58 (37), _reyyan (36), sofi27 (44), nahim (51), a.aydin (45), ekrem05 (51), HaRaMeYN (47), yanliz_kurt_58 (41), okangenc (37), gezginler (44), hudanur (57), vatan06 (43), Sübhan (52), Abdullah_42 (41), termelim (60), dehaoz (53), nuraybarutcu (43), Pasa85 (39), MaviCocuk (41), tahaseyda_msn (42), msc (44), vureyka (39), kocakaga6161 (42), erdalhatipler (39), imrannur (41), clue (50), eyyupbayram81 (46), germantatlim (38), davutakgun (41), afife (44), duranhoca (57), bekr (38), Mihrisah (47), RedCougar54 (47), cadikiz (35), selcuk53 (44), karabiber (54), muhammed_cabir (42), sehmus (47), EUROPEN907 (42), mehmet aslan (47), gülkrali (65)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73018 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.