*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - Öyle Bir Hayat Yaşa ki, Müjdelerle Ölesin!..

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1739 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Perşembe, 14. Kasım 2024 - 05:01

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Öyle Bir Hayat Yaşa ki, Müjdelerle Ölesin!..

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Muhtazaf

Öyle Bir Hayat Yaşa ki, Müjdelerle Ölesin!..

Moderator

4254 Mesaj -

Öyle Bir Hayat Yaþa ki, Müjdelerle Ölesin!..

“Þüphesiz, Rabbimiz ’týr deyip, sonra dosdoðru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: «Korkmayýn, üzülmeyin, size vâd’ olunan cennetle sevinin!» derler.” (Fussilet, 30)

Hendek Gazvesi’nde olduðu gibi tahammülün son raddesine dayandýðý ve sabýrlarýn zorlandýðý anlarda Rasûlü ümmetine, “Esas hayat, âhiret hayatýdýr.” buyurarak bu dünyanýn musîbet ve imtihanlarýnýn geçici olduðunu ve bunlarýn istikbaldeki mükâfâtlarýn sermayesi hâline dönüþeceðini teblið ediyorlardý.

Diðer taraftan Mekke Fethi’nde olduðu gibi büyük bedeller ödenerek ulaþýlan muvaffakiyet ve zaferler karþýsýnda da nefsin ve gururun tuzaðýna düþmemek için yine; “Esas hayat, âhiret hayatýdýr.” buyuruyorlardý.

Sefâletini saâdet zanneden gâfiller; “Hayat nedir?” sorusuna, “Ýþte bu yaþadýðýmýz gündür. O da kabir kapýsýnda bitecektir.” diye cevap verirler.

Topraðýn rutûbeti ve mezar taþlarýnýn katýlýðýnda tükeneceði düþünülen böyle gâfilâne bir hayattan daha acý ne olabilir ki?!

Yaþanan hastalýklar, beklenmeyen sürprizler, meydana gelen felaketler, nice hayâtî tehlikeler; ölümle insan arasýnda ne ince bir perde olduðunu göstermeye kâfî deðil midir?

Bu kadar îkaz ve alâmetlere raðmen ömür takviminden yapraklarýn birer ikiþer düþüþünü ekseriyetle bin bir gaflet içinde ve hissiz bir þekilde seyretmek ne acý!..

Týpký üzerinden akýp giden yaðmur damlalarýndan nasip almayan kayalar gibi…

Aslýnda bizler, doðduðumuz günden itibaren her geçen gün bir parça daha ölüyor ve farkýnda olmadan kesintisiz bir þekilde ölüme doðru yol alýyoruz.

O hâlde, gerçek sonsuz hayat, beþikle tabut arasýndaki mesafeye sýðmayacak kadar ulvî ve ebedî bir hakikattir.

Böylesine sonsuz bir hayat karþýsýnda dünya hayatý, deryadaki katre kabîlinden deðil midir?

Bu yüzden asýl hayat, Kur’ân ve sünnet hakikatlerini rûhâniyet cenneti içinde yaþayarak ebedî saadete nâil olabilmektir.

Bunun yolu da dünya hayatýný, musîbetleri ile de, ziynetleri ile de ebedî hayatýn ilk merhalesini teþkil eden bir imtihan safhasý olarak görmekten geçer.

Þâir, yaratýlýþ gâyesine uygun, huzur dolu, þerefli ve haysiyetli bir hayatý þöyle ifadelendirir:

Seni annen doðurup attýðý gün aðlýyordun,
Bütün âlem gülüyordu bir yanda,
Þimdi öyle bir ömür sür ki, ölürken gülesin;
Çaðlasýn gözyaþý hâlinde cihân arkanda

Son nefes; buðusuz, berrak bir ayna gibidir.

Dünyaya vedâ hâlindeki her insan, bu aynada güzellikleri ve çirkinlikleri ile geride býraktýðý bütün bir ömrünü yeniden seyreder.

Son nefesimizin piþmanlýkla seyrettiðimiz bir ayna olmamasý için Kur’ân-ý Kerim ve Sünnet-i Seniyye’nin feyizli ikliminde hayýr-hasenât ve sâlih amellerle müzeyyen bir kulluk hayatý yaþamamýz zarûrîdir.

Zira hadîs-i þerifte; “Kiþi yaþadýðý hâl üzere ölür, öldüðü hâl üzere haþrolunur.” (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, V, 663) buyrulmaktadýr.

Baþka bir ifadeyle son nefes, acý-tatlý hâtýralarýyla yaþanmýþ olan fânî hayat sahnesinin son perdesidir.

Ýþte ebedî âhiret yolculuðuna çýkarken, dünya hayatýna bakýp söylenen bu “son elvedâ”nýn mâhiyeti çok mânidardýr.
Necip Fâzýl’ýn dediði gibi:

O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrâil’e “Hoþ geldin” diyebilmekte hüner…

Unutmamalýdýr ki, ârif ve âþýk gönüllü Hak dostlarýnýn dünyadaki huzurlu hayatý, kabir âlemlerinde de ayný huzur ikliminde devam etmektedir.

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kabir âleminin, onlar için bir cennet bahçesi hâlinde olduðunu müjdelemektedir.

Aþaðýdaki mýsralar, âdeta böyle bir huzuru terennüm etmektedir:

Ölüm, âsûde bahar ülkesidir bir rinde
Gönlü her yerde buhurdan gibi yýllarca tüter
Ve serin selviler altýnda yatan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bülbül öter

(Y. Kemal Beyatlý

Osman Nuri Topbaþ

Gönderen: 02.02.2010 - 18:19

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1739 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 1.00521 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.