0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » HASAN SABBAH VE HAŞHAŞİLER

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
HASAN SABBAH VE HAŞHAŞİLER
Moderator


4254 Mesaj -
HASAN SABBAH VE HAÞHAÞÝLER
Haz. Trradomir
I. GÝRÝÞ: NÝÇÝN HAÞHAÞÝLER?
Tarih sahnesi üzerinde pek çok kültür, devlet, din ve örgüt rol oynamýþtýr. Bunlardan bazýlarý tarihin akýþýný doðrudan etkilerken, bazýlarý kayda deðer bir etkiye sahip olamamýþ, kýsa zamanda silinmiþtir. Bu kurumlardan bazýlarý kuruluþlarý, ömürleri ve ortadan kayboluþlarý boyunca klasikleþen bir yol izlerken bazýlarý daha zikzaklý bir hayat sürmüþtür. Bazýlarý dikkat çekecek nitelikteyken bazýlarý unutulup gitmiþtir. Bu kurumlar arasýnda birisi vardý ki, pek çok soru iþaretiyle, pek çok sýrla dünya sahnesinden çekildi. Yýkmaya planlanmýþ olan bu grup, popüler bir mesele olan terörizm yöntemine öncülük etti. Suikastçi manasýna gelen "assassin" kelimesini Batý dillerine armaðan eden bu örgüt olmuþtu (Lewis 2, 9). Kendilerini baþarýyla saklayabilen bu grup hakkýnda, bir dönem yalnýzca hikayeler uydurulabildi. Kendilerini gizleme konusunda o kadar baþarýlýydýlar ki, insanlar bu grup hakkýnda büyük bir merak taþýsalar da, hala birbirine girmiþ pek çok bilgiyle yüz yüze geliyorlar, hala örgüt hakkýnda net bir bilgiye ulaþamýyorlar. Dýþ dünyanýn tesirlerine kapalý olduðu halde dýþ dünyaya tesir edebilen bu grup, neredeyse iki yüzyýl boyunca varlýðýný korumuþ ve örgütün tarih sahnesinden silinmesi, onlara ilk maðlubiyetlerini tattýran Moðol hükümdarý Hülagu'nun eliyle gerçekleþmiþtir.

Bu örgütün büyük bir dahi olan otoriter lideri, örgüt mensuplarýný kendisine öyle saðlam zincirlerle baðlamýþtý ki, "öl" dediðinde tereddütsüzce ölen, "öldür" dediðinde gözünü kýrpmadan öldüren pek çok fedaiye sahip olmuþtu. Sahip olduklarý tüm vatanlarý, küçük fakat güvenli bir kaleden ibaret olan bu örgütün üyeleri, dünya gözüyle gördükleri cennete kavuþmak için ellerinden geleni yapýyorlar, dünyayý perde arkasýndan yönetiyorlardý.

Bu çýlgýn insanlar kimlerdi? Kimdi bu deha lider? Ne zaman yaþadýlar, ne yaptýlar? Neye inandýlar, tek bir insana þüphesizce nasýl iradelerini teslim edebildiler? Kullandýklarý metodlar nelerdi? Hangi þartlar onlarý böyle bir örgüt oluþturmaya itmiþ olabilirdi?

Haþhaþiler örgütü ve Hasan Sabbah hahkkýnda kaleme alýnmýþ olan güvenilir kaynaklarýn ýþýðý altýnda, bu makalede bu sorularýn cevaplarýný tek tek ele almaya çalýþacaðýz.

II. HAÞHAÞÝLERÝN DOÐUÞUNDAKÝ SEBEPLER

A. TARÝHÝ SEBEPLER

Ýslam, 7. Yüzyýlýn baþýnda Arap Yarýmadasý üzerinde Kur'an-ý Kerim'in indirilmesiyle doðmuþ ve günümüzde en çok mensuba sahip olan iki dinden birisi haline gelmiþtir. Bu dinin mensuplarý, bir çok sorununu Kur'an'a bakarak çözmeye gayret edegelmiþtir.

Ýslam’la alakalý temel meseleleri barýndýran Kur'an'ýn anlatým tarzý her çeþit insaný etkileyebilecek belagate ve özgünlüðe sahiptir. Diðer yandan, teþbihlerle ve sýrlarla yüklü olan bu anlatým tarzý, Müslümanlar arasýnda çeþitli anlaþmazlýklarýn doðmasýna sebep olmuþtur. Kur'anýn anlaþýlmasýyla ilgili uç noktalarda yer alan iki zýt görüþü özetlemek gerekirse, bu görüþlerden ilki Kur'an'ý akla gelen ilk manasýyla anlamak gerektiðini, diðer görüþ ise Kur'an'daki ayetlerin en az iki manaya sahip olduðunu, bunlardan birisi görünen mana iken ikincisini ise yalnýzca masum imamlarýn çýkarabileceðini, insanlarýn bu imamlar tarafýndan keþfedilen manayý esas almasý gerektiðini savunmaktadýr. Bu görüþe göre Cennet'te daha iyi bir derece elde etmenin yolu da masum imamlarý izlemekten geçer (Apaydýn).

Bahsettiðimiz ikinci görüþ, genellikle Þii Müslümanlar arasýnda yayýlmýþtýr. Þiilik, tarih içinde bir siyasî mesele olarak doðmuþ olsa da, zamanla Sünnilikten itikat yönüyle de ayrýlmýþ ve iki mezhep arasýndaki inanç farklarýndan birisi de bu nokta olmuþtur. Bahsettiðimiz ikinci görüþü inançlarýnýn temeline oturtan Þii gruplardan birisi de Ýsmailî'lerdir.

Ýsmaili'lerin kuruluþunu, Ýslamic Voice dergisi yazarý Abdullah Tarýk'tan okuyalým:

"Ýmam Cafer-i Sadýk, Zaidi Þii'ler hariç diðer Þii tarikatlarýna göre altýncý imamdýr. Cafer-i Sadýk'tan sonra Þiiler arasýnda ciddi bir ayrým meydana gelmiþ ve Cafer-i Sadýk'ýn büyük oðlu Ýsmail'i imam kabul edenler bu tarihten sonra Ýsmaili olarak anýlmaya baþlamýþtýr. Ýsmailî'lerin imam kabul ettiði Mustanser Billah'ýn ölümünden sonra, bu grup da alt gruplara bölünmüþtür. Mustanser'in oðlu Nizar Mýsýr'da hapsedilmiþ, fakat Hasan
Sabbah gibi bazý destekçilerinin yardýmýyla kaçmayý baþararak önce Suriye'ye, oradan da Ýran'a gelmiþtir. Nizar'ýn imamlýðýný kabul edenler Nizarî Ýsmailîler olarak tanýnmýþtýr.” (Tarýk, Temmuz 2000)

Tarýk'tan da öðrenebileceðimiz gibi Hasan Sabbah bir Nizarî Ýsmailî'dir. Þia'nýn bu tarikatýna göre imam, dinin kurallarý hakkýnda söz sahibidir ve kurallarý o nasýl yorumluyorsa, insanlar da kurallara bu þekliyle uymalýdýr. Kur'an'daki ayetlerin gizli manalarýný bulup çýkarma yetkisini taþýyan bu kutsal kiþi, selefinden aldýðý imamlýðý peygambervarî varlýðýnda temsil eder ve kural koyabilir (Hodgson 8; wikipedia: Hashshashin).

Kendi inanç sistemini bu temel üzerinde yükselten Hasan Sabbah, Kur'an'ý istediði gibi yorumlama ve insanlar tarafýndan onaylanma fýrsatýný elde etmiþtir. Ayrýca Nizari'lerin doðuþu da Hasan için ayrý bir þans olmuþtur; zira Nizar'a yardýmcý olan Hasan, Nizar'ýn yandaþlarý arasýnda sempati toplamýþtýr. Dolayýsýyla Nizarî'liðin inanç sistemi ve kuruluþ aþamasý, Hasan için doktrinini yayma noktasýnda büyük yardýmcý olmuþtur.

Gönderen: 20.12.2009 - 23:00
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
B. GÜNCEL SEBEPLER

Haþhaþilerin fikri temeline ek olarak baþka güncel etmenler de var olmalýdýr ki bu derece özgün ve mühim bir örgüt kurulabilsin. Makalenin bu bölümünde, Hasan Sabbah'ýn bu örgütü kurarken sahip olduðu düþüncelere ve örgütün tepki duyduðu dönemin güncel hadiselerine kýsaca deðineceðiz.

11. Yüzyýlýn ikinci yarýsýnda, dünya üzerindeki durum oldukça kaotik bir resim ortaya çýkarýyordu. Selçuklular, sýnýrlarýný batý ve güney istikametinde geniþletmiþ ve kýsa bir zaman içerisinde Ýran, Suriye ve Anadolu topraklarýnýn bir bölümünü fethederek Baðdat'taki Abbasi halifesinin hamisi haline gelmiþti. Bu dönemde Sünni Müslümanlarýn dinen baðlý olduklarý kiþi Abbasi halifesiydi, bu sebeple siyasi gücünü kaybeden halifeyi hamiliði altýna alan Selçuklular Sünniler arasýnda büyük bir prestij elde etti. Þii güçlerin Abbasi halifesi üzerinde kurmaya çalýþtýðý baskýyý engelleme görevi de bu þartlar altýnda Selçuklular’a düþüyordu.

Öte yandan, Suriye ve Mýsýr'da, Ýsmail’i Þii'lerin dünya siyasetindeki en büyük temsilcisi olan Fatýmî halifesi hüküm sürüyordu. Fatýmî'ler, Abbasiler'in halifeliðini kabul etmiyor ve Þii Müslüman'larýn liderliðini yürütüyorlardý. Fakat bu tarihte Fatýmî'lerin durumu da, Abbasi halifelerinin durumundan pek farklý deðildi. Fatýmî halifesi Mustanser'in ölümünden sonra Fatýmî ülkesinde taht kavgalarý vukuu bulmaya baþladý. Devletin yönetimini ele geçiren Ermeni asýllý general Bedr'el-Cemali, Mustanser'in küçük oðlu Mustali'yi halife ilan etti. Bu durum, Hasan Sabbah'ýn da içerisinde bulunduðu bir kýsým radikal Ýsmaili'yi memnun etmedi ve Mustanser'in büyük oðlu olan Nizar'ý baþa geçirmek için bu muhalif grup çalýþmalar içerisine girdi (Hodgson 47).

Bu olaylarýn cereyanýnda kendisi de bazý roller oynayan Hasan Sabbah, elbette ki bu hadiselerden etkilenmiþ olmalýdýr. Hasan Sabbah'ýn isyancý ruhunun bu olaylarýn da etkisiyle büyük bir büyüme göstermiþ olduðu iddia edilebilir. Radikal bir Ýsmaili olduðu izlenimini veren Hasan Sabbah, ne Fatýmî'lerin baþýnda Ermeni asýllý bir generalin piyonu olmaktan ileri geçemeyecek bir halifeyi görmeye dayanabilirdi, ne de Selçuklular'ýn Ýran gibi Þiiliðin merkezi olan bir toprak parçasýný elinde tutmasýný hazmedebilirdi.

Baþlangýçta iyi bir Ýsmaili olan - yahut öyle görünen - Hasan Sabbah'ýn, ileride ne gibi bir deðiþim gösterdiðini inceleyeceðiz. Bazý tecrübelerden sonra Hasan Sabbah, olaylarý kendi yararýný gözeterek belirlemeye baþlayacak ve davranýþlarýyla zihnindeki deðiþimden izler gösterecektir.

III. HASAN SABBAH’IN HAÞHAÞÎLER KURULUNCAYA DEYÝN HAYATI

Bilinebileceði gibi, Hasan Sabbah Haþhaþilerin ilk ve en önemli lideridir. Çarpýcý bir hayata sahip olan Hasan Sabbah'ýn Haþhaþiler kurulmadan önceki hayatýný daha yakýndan incelemek, bize kurduðu ilgi çekici örgütle ilgili önemli ipuçlarý saðlayabilir.

Hasan Sabbah, Ýran'ýn Kum þehrinde dünyaya geldi. Bu dönemde bu þehirde 12 imam inanýþýný taþýyan Þii'ler çoðunluktaydý. Hasan Sabbah'ýn doðum yýlýyla ilgili 1034, 1038, 1045, 1048 gibi muhtelif iddialar mevcut olsa da, Hasan Sabbah'ýn doðum yýlýný 1034 veya 1038 olarak kabul etmek en doðrusu olacaktýr; zira Hasan Sabbah'ýn vefat yýlý ve vefat yaþý bilinmektedir. Genel kabule göre Hasan Sabbah 1124 yýlýnda, 90 yaþýndayken hayatýný kaybetmiþtir. Dolayýsýyla Hasan Sabbah'ýn doðum tarihi hesaplanýrken güneþ yýlý baz alýnýrsa 1034, ay yýlý baz alýnýrsa 1038 yýllarý karþýmýza çýkmaktadýr.

Hasan Sabbah henüz çocukken, 12 imam inancýnýn bir takipçisi olan babasýyla beraber Rey þehrine göçtü. Rey, bu dönemde Selçuklular'ýn baþkentiydi ve dönemin ticaret, eðitim ve kültür merkezi halindeydi. Burasý Selçuklu'larýn baþ þehri olduðu halde, Ýsmaili'ler þehir halký üzerinde ciddi bir tesire sahipti. Hasan Sabbah da, kýsa bir zaman içerisinde çevresindeki Ýsmaili'lerden ciddi bir biçimde etkilendi. Kendi aðzýndan yazýlmýþ kýsa bir metne göre, 17 yaþýna kadar 12 imam inancýna sýký sýkýya baðlý olarak yaþayan Hasan Sabbah, Emira Zehrab adlý bir Ýsmaili ile girdiði tartýþmalardan sonra kendisini büyük bir kafa karýþýklýðý içerisinde buldu ve daha önceden basit bir felsefe olarak gördüðü Ýsmaililiði araþtýrdýktan sonra Þiiliðin bu mezhebine geçmeye karar verdi (Lewis 38-39). Ýleride bu mezhebin saðladýðý imkanlardan faydalanarak kendi inancýný da bu inanca ekleyecek olan Hasan Sabbah, baþlangýçta iyi bir Ýsmaili olarak ün salmayý da bilmiþti.
Hasan Sabbah uzun yýllar boyunca Rey'de Ýsmaili'ler leyhine çalýþtýktan sonra, 1072 yýlýnda casusluk suçuyla Selçuklular tarafýndan Rey'den sürüldü (Lewis 40) ve Ýsmaili lider Abdülmelik'in emriyle Kahire'ye yöneldi. Amacý Ýsmaili'ler hakkýndaki bilgisini arttýrmak, yol üzerindeki þehirlerde çalýþmalar yürüterek durumu tespit etmek, daha üst kademedeki Ýsmaili'lerle görüþmek ve Rey'de yaptýðý çalýþmalarý anlatmaktý. Bu iþleri yapmak için kilometrelerce yol gitmeyi ve yýllarýný feda etmeyi göze alan Hasan Sabbah'ýn, kendi kiþiliðine hizmet için de olsa en azýndan görünüþte nasýl bir Ýsmaili olduðu anlaþýlabilir.

Hasan Sabbah'ýn selçuklu adliyesinde çalýþtýðý dönemle ilgili olarak sýkça anlatýlan bir efsaneye burada kýsaca temas edelim. Efsaneye göre Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ve Nizamülmülk ayný medresede okumuþ, ayný hocalardan talim görmüþlerdir. Bu üç kafadar birbirlerine söz verirler ve buna göre kim ileride yüksek bir makam elde ederse, diðerlerine de yardým edecektir. Selçuklu veziri olan Nizamülmülk sözünü hatýrlar ve yüksek kademeli devlet memurluklarýyla arkadaþlarýný taltif etmek ister. Ömer Hayyam keyif içerisinde bir hayat sürerek bilimle meþgul olmayý tercih eder. Hasan Sabbah ise taþrada memuriyet almak istemez ve Selçuklu adliyesine yerleþir. Nizamülmülk zamanla sultan Melikþah'ýn gözüne girmeye baþlayan Hasan Sabbah'ý kýskanarak bir oyunla hapsettirir. Hasan Sabbah bir fýrsatýný bularak kaçar ve daha sonra Nizamülmülk'ten intikam almaya and içer. (Lewis, 39-40)

Bu yaygýn efsanenin gerçek olamayacaðýnýn iki ispatý mevcuttur. Bunlardan birincisi 1018’de doðan Nizamülmülk'ün Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah'tan en az 16 yaþ büyük oluþu, diðeri ise Nizamülmülk'ün eðitimi gözönünde bulundurulduðunda Hasan Sabbah'la eðitim hayatlarý boyunca deðil ayný hocadan ders almak, ayný þehirde dahi bulunmadýklarý gerçeðidir (http://www.alamut.com/subj/ideologies/alamut/iqbal_Sabbah.html).

Hasan Sabbah'ýn Kahire'ye ulaþmasý 1076 tarihini buldu. Ýki buçuk yýl boyunca Kahire'de kalan Hasan Sabbah, general Bedr'el-Cemali ile ters düþüp Nizar'ý destekleyince Mýsýr'dan Suriye'ye sürüldü. Yolculuk yaptýðý gemi batýnca, yaþlý bir adam tarafýndan kurtarýldý ve Suriye'ye getirildi. Burada uzun kalmayan Hasan Sabbah, düþüncelerini yaymak için Olepo, Baðdat, Isfahan gibi þehirlere uðradý ve kendi doktrinini insanlar arasýnda yaymaya baþladý. Ýran civarlarýnda, 1090 tarihine kadar seyahatlerde bulundu ve kendi oluþturduðu düþünce sistemini yayarken Ýsmaili inancýndan da faydalandýðý için baþarýya ulaþtý.

Hasan Sabbah, yýllar süren yolculuðunun sonunda Þiilerin yoðun olduðu Alborz daðlarý’na geldi. Buradaki halkýn Selçuklulara karþý duyduðu nefreti iyi kullanan Hasan Sabbah, Ýsmaili'lerin bölgedeki lideri haline geldi ve kendisi Daylam kentine yerleþirken, uzun çabalarý sonucunda elde ettiði fedailerini bölgenin geneline yayarak bu sayede yeni fedailer kazandý.

Nizamülmülk büyüyen Ýsmaili tehlikesine karþý küçük bir ordu hazýrlayarak Hasan Sabbah ve adamlarýnýn üzerine yürüdü. Bu bölgedeki propagandalar kýsa bir zamanda bölgenin de sýnýrlarýný aþmýþ ve Selçuklu imparatorluðu için tehlike haline gelmeye baþlamýþtý.

Hasan Sabbah, üzerine doðru gelmekte olduðunu öðrendiði Selçuklu ordusundan kaçarak daðlara sýðýndý. Bu son hadise, Haþhaþilerin bir örgüt olarak kuruluþunu saðlayan son sebeptir.

Gönderen: 20.12.2009 - 23:01
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
IV. HAÞHAÞÝLERÝN KURULMASI

Hasan Sabbah, Alamut Kalesi'ni 1088 yýlýnda, inancýný çevresine yaymak için yaptýðý gezilerden biri esnasýnda buldu. Kuzey Ýran’daki Rudbar'da yer alan bir daðýn üzerinde yükselen bu kale, coðrafi konumu yönüyle oldukça korunaklýydý ve fethedilmesini zorlaþtýracak bir þekilde, 861 yýlýnda inþa edilmiþti. Dað içine gömülen saklama depolarý, kalenin su ihtiyacýný karþýlayan ve kuþatmayý zorlaþtýran bir akarsu ve Hasan Sabbah'ýn diðer onarým çalýþmalarýyla kalenin alýnmasý neredeyse imkansýzlaþmýþtý (Willey 17, 21).

Hasan bu kaleyi ilk gördüðünde amacýna gayet uygun bulmuþ olacaktý ki, önce kalenin etrafýndaki alanlarý, 1090 yýlýnda tekrar geldiðinde ise kaleyi satýn aldý. Hasan Sabbah daha sonra bu noktaya yerleþecek ve kalenin içini ölümüne kadar, yani 35 yýl boyunca sadece ve sadece 2 defa terk edecek, bunlarda da kalenin bacasýndan daha uzaða gitmeyecekti (Wikipedia: Hasan-i Sabbah). Bu kale sayesinde Hasan Sabbah, adamlarýný rahatlýkla ve güven içerisinde eðitebildi, düþüncelerini açýklayabildi ve dünya siyasetinde bu küçücük kaleden emniyet içerisinde verdiði emirlerle oldukça belirleyici bir rol oynadý.

Fedailer grubu daha önceden oluþturulmaya baþlanmýþ olsa da, Haþhaþilerin kuruluþ yýlý olarak 1090'ý kabul etmek uygun olacaktýr; zira Alamut'un ele geçirilmesinden sonradýr ki Hasan Sabbah asýl düþüncelerini net bir biçimde fedailerine açýklayabilmiþ ve imam kabul edilmesinin kendisine saðladýðý avantajdan faydalanarak onlarý yönlendirebilmiþtir.

Bu noktada sorulmasý gerekenlerden birisi de, bu örgüte Haþhaþi isminin verilme sebebidir. Genel inanýþ Haþhaþi kelimesinin haþhaþtan türediði iddiasýndaysa da Haþhaþi tabirinin yerleþmesi bir yanlýþ anlamadan kaynaklanýr. Hasan Sabbah, fedailerine "Asasiyun" kelimesiyle sesleniyordu. Bu kelime, Ýsmaili inancýnýn temeli manasýnda kullanýlan asas'a baðlý olanlar demekti. Asasin kelimesi de, asas'a baðlý olanlar için kullanýlýyordu. Bu kelimenin haþhaþla iliþkilendirilmesi ve Türkçe'de de Haþhaþîler biçiminde ortaya çýkmasý, muhtemelen batýlý seyyahlarýn kelimeyi yanlýþ anlamasýndan ve asasin kelimesini haþhaþla iliþkilendirmelerinden ileri gelmektedir. Örgüt ilk kurulduðunda bu kelime kullanýlmýyor, örgüt Ed-dava'l-Cedide ismiyle anýlýyordu (Wikipedia: Hashshashin)

V. YÖNTEMLER VE YAPILANLAR

Makalenin bu bölümünde Haþhaþi'lerin kullandýklarý metodlardan ve yaptýklarý iþlerden kýsaca bahsedeceðiz. Farklý bir ifadeyle, Haþhaþî'leri dikkat çekici ve özgün bir örgüt olarak karþýmýza çýkaran eylemlere deðineceðiz.

Alamut'un alýnmasýndan sonra, Hasan Sabbah fedailerine kendi düþüncelerini Ýsmaili inancýyla sentezleyerek anlatmaya baþladý. Ýmam'ý yarý peygamber olarak kabul etmeye zemin hazýrlayan bu inanç biçimi Hasan Sabbah için kendi iddialarýný yaymak adýna biçilmiþ bir kaftandý. Fikirlerin yayýlmasý yalnýzca Alamut'ta toplanan fedailer arasýnda gerçekleþmiyor, Hasan Sabbah'ýn Alamut dýþýna gönderdiði adamlarý da, onun imamlýðýný kabul edecek ve Alamut'a gelerek fedaileþecek kiþileri örgüte baðlýyordu. Bu iþler devam ederken, 1095 yýlýnda Nizar'ýn ölümü Hasan Sabbah'ýn iþini daha da kolaylaþtýrdý; çünkü fedailere ek olarak Nizar'ýn takipçileri de, onun imamlýðýný kabul etmiþlerdi. Hasan Sabbah kendi inancýný yayarken þeriata da uyduðu izlenimini baþarýyla veriyordu. Mesela iki oðlundan birisini þarap içtiði için, diðerini ise Hüseyin Kaini adlý bir Ýsmaili'nin katl zanlýsý olduðundan idam ettirmiþtir - ki daha sonradan, Hasan'ýn oðlunun masumiyeti ortaya çýkmýþtýr -. Hasan Sabbah bu iki olayý da kendisinin samimiyetini insanlara anlatmak için sýk sýk kullanmýþtýr(Lewis 62).

Hasan Sabbah Alamut'ta kendi sistemini nasýl oturtabildi ve adamlarý arasýnda, her dediðinin tereddütsüz uygulanmasý gereken bir peygamber gibi tanýnabilmeyi nasýl baþardý? Hasan Sabbah ne yaptý ki örgüt mensuplarý onun her dediðini gözünü kýrpmadan uyguladý?

Buraya kadar anlattýðýmýz gibi, bunu saðlayan ilk nokta imamýn Nizari Ýsmaili'lerinin gözünde sahip olduðu konumdur. Masumiyetine bir kez inanýlan ve imam olarak kabul edilen bir kiþiyi takip etmenin gerekli olduðu Ýsmaili inancýnda, halk Hasan Sabbah'ýn dediði herþeyi yapmaya zihnen hazýrdý. Fakat bu durum tek baþýna kendini öldürmeyi seve seve göze almak için yeterli deðildi, baþka bazý sevk edici faktörler de var olmalýydý. Ýþte bu faktörleri üretme noktasýnda Hasan Sabbah'ýn dehasý karþýmýza çýkýyor. Marco Polo'yu okuyalým:

"Daðýn þeyhi, onlarýn dilinde alaaddin olarak anýlýyordu. Bu þeyh Etrafý çevrelenmiþ bir vadide her çeþit yiyeceði barýndýran, harika bir bahçe oluþturdu. Bahçeye yaldýzlý ve zarif resimlerle bezenmiþ, hayal edilmesi mümkün olan en güzel saray ve konaklarý inþa ettirdi. Bununla da yetinmedi ve bal, süt, þarap ve su akan nehirler de yaptý. Buraya huri zannedilebilecek güzellikte kýzlarý yerleþtirdi ve yetenekli çalgýcýlara en güzel þarkýlarý çaldýrdý. Güneþin en güzel açýlarla geldiði bu yer, Kur'an'da tasvir edilen Cennet'e benziyordu. Dolayýsýyla burayý gören birisi, bu bahçenin Cennet olduðuna rahatlýkla inanabilirdi!

Fedai yapýlmak istenenler hariç, bu bahçeye kimsenin girememesi için gizli bir geçit de yapýlmýþtý. Hasan Sabbah 12 ilâ 20 yaþ arasýndaki fedai adaylarýna týpký peygamberlerinin anlattýðý gibi Cennet'i önce tasvir ediyordu. Daha sonra anlattýðý Cennet'in gerçekliðini ispatlamak için fedai adaylarýna önce uyutucu bir ilaç içiriyor, daha sonra onlarý gizli geçitten bahçeye taþýyordu. Fedai adaylarý uyandýklarýnda, anlatýlan Cennet'i gözleriyle görüyor ve Hasan Sabbah ne isterse onu yapmaya hazýr bir kývama geliyorlardý. Bir zaman sonra yeniden uyutulan fedai adaylarý Hasan Sabbah'ýn yanýna döndürülüyor ve ondan, istenileni yaptýklarý halde Cennet'te sonsuza dek kalacaklarýna dair vaadler duyuyorlardý (Lewis 6-7)."

Cennet'ten çýkarýlan fedailer gördüklerini diðerlerine de anlatýyor ve Hasan'ýn kale içerisindeki etkisini katlýyordu. Cennet'i görenler, Hasan Sabbah'ýn emirlerini korkuyla deðil, arzuyla yerine getirir hale geliyordu.

Fedailer oldukça iyi bir eðitimden geçiriliyordu. Yakýn dövüþ tekniklerini, ihtiyaç duyacaklarý yabancý dilleri ve silah kullanmayý iyi öðrenen fedailer, kurban olarak seçilen kiþiyi cami veya þölen gibi diðer insanlarýn da yer aldýðý halka açýk yerlerde öldürüyorlardý. Böylelikle Hasan Sabbah müthiþ bir güç gösterisi de yapmýþ ve kendisini rahatsýz edenlerin içlerine büyük bir korku salmýþ oluyordu. Fedailer hedeflerinden baþkasýný öldürmüyor, kaçamayacaklarýný anladýklarýnda da düþmanlarý tarafýndan yakalanýp konuþturulmaktansa intihar etmeyi yeðliyorlardý. Suikast silahý olarak genellikle zehirli hançer kullandýklarý için, hedeflerinin kurtuluþ þansý olmuyordu. Örgüt siyasi hedeflerine yalnýzca öldürerek ulaþmýyor, zaman zaman hedefteki kiþiyi korkutarak da kendi istediði biçimde kullanmayý tercih edebiliyordu. Mesela yüksek mevkiili bir siyaset adamý, bir sabah uyandýðýnda yastýðýnýn üzerinde bir Haþhaþi hançeri görebiliyor ve hançerin yanýndaki notten Haþhaþi'leri rahatsýz eden davranýþlarýný sürdürdüðü takdirde kurtuluþunun olmadýðýný ihtar eden uyarýyý okuyordu. Bu uyarýyý alan siyaset adamý asla güvende olmadýðýný fark ediyor, genellikle davranýþlarýndan vazgeçiyordu. (wikipedia: Hashshashin).

Haþhaþilerin en büyük amacý; Abbasi halifeliðini; halifeliðin üst kademelerinde yer alanlarý veya halifeliðin hamiliðini yapan kiþileri öldürerek zayýflatmaktý. Daha önce de belirttiðimiz gibi Selçuklular'ýn Abbasi halifelerinin hamisi olmasý, Selçuklu devlet adamlarýný potansiyel hedef haline getirmiþti. Ayrýca Selçuklular, Haþhaþiler'in üzerine seferler de düzenliyordu. Bunlarýn yanýnda, Selçuklular'ý hedef haline getiren belki de en büyük etken, Hasan Sabbah'ýn 1072 yýlýnda Rey þehrinden çýkarýlmasýydý. Lubeck dönemi Alman tarihçisi Arnold'ýn belirttiði gibi, samimi bir Nizari olduðu izlenimini veren Hasan Sabbah herhangi bir tanrýya inanmýyor, yaptýklarýndan ve ikna metodlarýndan da anlayabileceðimiz gibi kendi arzularýný önplanda tutuyordu (Lewis 4). Bu gibi sebeplerle Selçuklular için büyük bir tehlike haline gelen Hasan Sabbah'ýn Selçuklular'ý yýkan adam olduðunu söylersek yanýlmýþ olmayýz. Zira devletin direði olan Nizamülmülk'ün beklenmedik bir anda katledilmesiyle doðan karýþýklýðý yýllarca gideremeyen Selçuklular, bu olayýn ardýndan hýzlý bir daðýlma sürecine girmiþti.

Dönemin Selçuklu veziri olan Nizamülmülk, Selçuklular'ýn yükseliþinde büyük rol oynamýþtý ve devletin yönetimini elinde bulunduran kiþiydi. Ayrýca Nizamiye medreseleriyle Sünni inancýnýn sistemli bir biçimde yeni nesillere aktarýlmasýna ön ayak olmuþtu. Bunlarýn yanýnda daha önce temas ettiðimiz sebeplerle 1088 ve 1092 yýllarýnda Haþhaþilerin üzerine yürümesi, bu büyük devlet adamýný Hasan Sabbah'ýn ilk kurbaný kýldý.

Tarihler 14 ekim 1092'yi gösterirken, Nizamülmülk, Sihna bölgesinde bir Ramazan akþamý katledildi. Ýftarýný yapmakta olan Nizamülmülk'ün yanýna gelen derviþ kýlýðýndaki bir fedai, hediye verecekmiþ gibi yaparak Nizamülmülk'e yaklaþmayý baþardý ve hançerini çýkararak bu devlet adamýnýn göðsüne sapladý. Nizamülmülk, hançerdeki zehirin de tesiriyle kýsa bir zaman içerisinde ölürken fedai intihara fýrsat dahi bulamadan Nizamülmülk'ün askerleri tarafýndan katledildi. (http://www.zaytuna.org/seasons/seasons1/Bio%2520Nizam%2520al-Mulk.pdf)

Yalnýzca Nizamülmülk deðil, Batýlý politikacýlarýn da aralarýnda yer aldýðý birçok siyaset adamý da, Hasan Sabbah ve halifelerinin kurbaný olmuþtu. Bunlardan birkaçýný þu þekilde sýralayabiliriz: Nizamülmülk (1092), Fatými vezir Efdal (1122), Olepo valisi Ýbn'ül-Haþþab (1125), Musul valisi Bursuki (1126), Selçuklu veziri Muineddin (1127), Tripoli valisi II. Raymond (1152), Montferrat yöneticisi Conrad (1192) ve Prens Edward (1271) - Haþhaþilerce zehirlenmiþ fakat bu suikastten kurtularak I. Edward namýla tahta geçmiþtir -. Ayrýca Selahaddin Eyyubi 1176 yýlýnda Haþhaþiler'den destek gören Suriye'deki Masyaf kalesini kuþatmýþ, tam kaleyi fethedecekken kuþatmayý kaldýrma kararý almýþtýr. Bu durumu Haþhaþi kaynaklarý, Reþideddin Sinan ismindeki fedainin Selahaddin'in çadýrýna sýzarak içeriye zehirli ekmek, uyumakta olan Selahaddin’in göðsüne de üzerinde "Bizim kudretimiz altýndasýn" yazýlý bir not býrakmasýyla açýklar (wikipedia: Hashshashin).

Hasan Sabbah, Alamut'ta kaldýðý süreç içerisinde birkaç defa fedailerini yeni kaleler almaya gönderdi. Bazý küçük kaleler ele geçirildiyse de bunlar kaybedildi. Haþhaþiler meydan savaþlarýnda ve Alamut dýþýnda baþarýlý deðildi, yalnýz Alamut içerisinde maðlup edilemezdi.

Alamut 1107-1108 yýllarý arasýnda büyük bir kuþatma gördü. Nizamülmülk'ün oðlunun yönetimindeki Selçuklu ordusu Alamut'u uzun bir süre kuþattý. Kuþatma sýrasýnda Hasan Sabbah'ýn emriyle bazý fedailer kale duvarlarýndan kendilerini aþaðýya atarak intihar ettiler. Bundaki amaç Selçuklular'ý psikolojik olarak etkilemek ve askerlerin maneviyatýný kýrmaktý. Nitekim bu büyük kuþatma esnasýnda kale halký ot yemeye baþlayacak kadar zor durumda kalmýþ olsa da, kale sonunda kurtuldu ve Selçuklu ordusu geri çekilmek durumunda kaldý.

1124 yýlýnda Hasan Sabbah'ýn saðlýk durumu bozuldu ve kýsa zaman içerisinde de bu dahi lider hayatýný kaybetti. Son sözleri ise "Hiçbir þey doðru deðildir. Her þey serbesttir." olmuþtu. “Bu sözler de Hasan Sabbah'ýn zihnindeki karmaþayý ve kendisi dýþýndaki nesnelere karþý beslediði inançsýzlýðý gözler önüne sermektedir.” diyebiliriz.

Gönderen: 20.12.2009 - 23:03
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
VI. HASAN SABBAH’TAN SONRA

Hasan Sabbah'ýn ölümünden sonra sýrasýyla Buzurg-Ummid ve Muhammed Haþhaþi'lerin baþýna geçti. 1062'ye kadar süren bu dönemde Hasan Sabbah'ýn yolu izlendi ve cinayetler iþlenmeye devam etti. Yalnýz bu dönemin baþýndan itibaren Haþhaþiler siyasi güçlerini ve olaylarýn akýþýndaki belirleyiciliklerini yitirmeye baþladýlar. Bu yýllar içerisinde devrin iki büyük gücü olan Selçuklular ve Fatýmiler yýkýlmýþ, yerlerini dolduracak güçte bir devlet ise ortaya çýkmamýþtý. Bu kaostan Haþhaþiler iyi bir biçimde faydalanamadýlar, kendi devletlerini kuramadýlar, fedailerin sayý ve gücünü arttýramadýlar. Ayakta kalabilmelerinin sebebini, güçlü bir düþmana sahip olmamalarýyla açýklayabiliriz. Yeni liderler Hasan kadar zeki, ikna edici ve yetenekli deðilldi ki bu uygun þartlarý kullanamadýlar.

1062'de baþa geçen II. Hasan, Alamut kalesi içerisinde radikal bir deðiþikliðe gitti ve 10 aðustos 1064 tarihinde þeriata uymayý yasakladý. Ramazan ayý içerisine tekabül eden bu günde, II. Hasan, kararýný þu þekilde açýklýyordu:

"Ben bugün size Þeriat kurallarýný ve bunlarýn anlamýný açýkladým. Þimdi sizi kurallarýn sertliðinden kurtarýyorum. Sizi köleleþtiren kuralarýn yerine, özgürlüðün kurallarýný getirdim. Bana uyunuz ve fermanýmý dinleyiniz: Orucunuzu bozunuz ve neþ'eleniniz! Bugün Kurtuluþ günüdür." (http://www.mostmerciful.com/book-2.htm)

Þeriat yasaklarý yalnýzca oruçla sýnýrlý kalmadý ve diðer Ýslami ibadetler de II. Hasan tarafýndan yasaklandý. Þeriatýn getirdiði ibadetleri uygulamaya devam edenler ise ilerleyen günlerde cezalandýrýldý. Yeni kurallarýn ardýndan kale içerisindeki günlük hayatta sefahat hüküm sürmeye baþlamýþtý.

Nizarilerin hayatlarýný deðiþtirecek olan imamýn II. Hasan olduðuna inanýldýðý için, Nizariliðin bu yorumu Alamut'un dýþýndaki Nizariler tarafýndan da kabul gördü. Nizariliðin zamanla farklýlaþýp küçük bir zümreye mahsus kalmasýnda bu olayýn payý büyüktür.

II. Hasan'ýn 1166'da ölümünden sonra baþa geçen oðlu II. Muhammed de babasýnýn kurallarýný 1210 yýlýnda hayatýný kaybedene kadar uyguladý. Daha sonra lider olan Celaleddin Hasan þeriatýn kurallarýný yeniden uygulamaya soktuysa da 1221 yýlýnda zehirlenerek öldürüldü ve yerine geçen Alaeddin Muhammed, II. Hasan'ýn kurallarýný yeniden yürürlüðe koydu.

VII. HAÞHAÞÝLERÝN YIKILIÞI

Alaeddin Muhammed'in pasif yönetimi de, 1255 yýlýnda öldürülmesine kadar devam etti. Onun ölümünden sonra baþa Rükneddin Hürþah geçti. Bu tarihte sýnýrlarýný çok hýzlý bir biçimde geniþleten Moðollar, Alamut için ciddi bir tehlike oluþturmaya baþlamýþtý. Hedefleri Mýsýr'a kadar uzanan Müslüman devletlere ait bütün topraklarý ele geçirmek olan Moðollar, Rükneddin Hürþah baþa geçtiðinde Kuzey Ýran'a girmiþti bile...

Moðollar'ýn Ýran ve Irak çevresindeki hedefi Abbasi halifesini ortadan kaldýrarak Ýsmaililerin elinde kalan kaleleri ele geçirmekti. Hülagu bu amaç doðrultusunda harekete geçti ve Rükneddin Hürþah'a, diðer Ýsmaili kalelerinin kendisine teslim edilmesi teklifini sundu. Hülagu'nun sahip olduðu güce karþý koyamayacaðýný anlayan Rükneddin Hürþah, diðer Ýsmaili komutanlardan kalelerini teslim etmesini istediyse de bu çaðrýya komutanlarýn sadece bir kýsmý olumlu cevap verdi. Durum karþýsýnda zihni bulanan Rükneddin, Hülagu'dan zaman talep ettiyse de Hülagu'nun tepkisi çok sert oldu. Rükneddin'e gönderilen cevapta kalelerin ve komutanlarýn teslim olmasý halinde kendilerine iyi muamelede bulunulacaðý, fakat herhangi bir aksaklýk gerçekleþtiði takdirde ne olacaðýný Allah'ýn bildiði yazýlýyordu (Lewis 92-93).

Rükneddin, bu þartlar altýnda Alamut'u terk etmenin gerekli olduðuna inanmaya baþladý ve Alamut'tan ayrýldý. Bazý kale komutanlarýný teslime ikna edemediði gerekçesiyle idam edilen Rükneddin, Haþhaþilerin son lideri oluyordu. Kalenin tesliminden 3 gün sonra, yani 15 Aralýk 1256 tarihinde fethedilemez kaleye giren Moðol askerleri, kaleden tahliye edilemeyen herþeyi yaðmaladý ve kaledeki bazý binalarý ateþe verdi (Lewis 93). Yakýlan binalardan birisi de, malesef kütüphaneydi... Bu olay sebebiyle Haþhaþilerin inanýþlarýný ve iki yüzyýla yaklaþan kale hayatlarý boyunca neler yazýp neler okuduklarýný öðrenmek oldukça güç bir hal almýþtýr.

Bu olay Haþhaþilerin sonunu getirdi. Selçuklularý onlar yýkmýþ, sultanlarý yönetmiþlerdi. Cennet arzusuyla en iyi korunan insanlarý öldürdüler, onlarla alay ettiler. Yaþadýklarý dönemde dahi dünya üzerinde bir efsane olabildiler. Bugün onlardan bize kalan miras "assassin" kelimesi, bu kelimenin formlarý ve bir çok enteresan hikayeden ibarettir. Sistemli siyasi cinayetleri ve terörizmi de dünyaya öðreten onlar olmuþtu…


Kaynakça
Hodgson, Marshall G. S. THE ORDER OF ASSASSINS: The Struggle Of The Early Nizari Isma'ilis Against The Islamic World. 's-Gravenhage: Mouton, 1955.
Lewis, Bernard. The Assassins: A Radical Sect In Islam. New York : Basic Books, 1968.
Willey, Peter. The castles of the Assassins / With a foreword by Sir Claude Auchinleck. London: G. G. Harrap, 1963
Naslarý Anlamada Yetki ve Yöntem Sorunu. Apaydýn,H. Yunus. 29.07.2008. <http://www.marife.org/4-apaydin.htm>.
Tariq, S. Abdullah. "Shias and Sunnis." Islamic Voice. 14.07.2000. 29.07.2008 <http://www.islamicvoice.com/july.2000/dialogue.htm>.
Hashshashin - Wikipedia. Wikimedia Foundation, Inc. 30.07.2008 <http://en.wikipedia.org/wiki/Hashshashin>.
Nizarilik - Wikipedia. Wikimedia Foundation, Inc. 30.07.2008 <http://tr.wikipedia.org/wiki/Nizarilik>.
Sayyidna Hasan Bin Sabbah. 30.07.2008 <http://www.alamut.com/subj/ideologies/alamut/iqbal_Sabbah.html>.
Still Trying To Hustle The East. Agora, Inc. 30.07.2008 <http://www.dailyreckoning.com/Issues/2004/111904.html>.
Hassan-i Sabbah - Wikipedia. Wikimedia Foundation, Inc. 30.07.2007 <http://en.wikipedia.org/wiki/Hasan-i_Sabbah>.
Zaytuna Institute. 31.07.2008 <http://www.zaytuna.org/seasons/seasons1/Bio%2520Nizam%2520al-Mulk.pdf>.
A History Of The Agakhani Ismailis. 30.07.2008 <http://www.mostmerciful.com/book-2.htm>.

Gönderen: 20.12.2009 - 23:04
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1399 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72190 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.